Yeni Üyelik
3.
Bölüm

💙Bedenlere Tutsak 3💙

@sedefyyy5252

💘💘💘Evet yeni bölüm geldi.

İnşallah beğenirsiniz. 


🌷🌷🌷OY VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN.


🌼🌼🌼

Elimden tutulup zindanıma götürülüyordum. Aklımda on beş yıldır yaşadıklarım ve oğlum Civanmert 'in nefreti vardı. Bazen düşünüyordum. Bunları yaşamasaydım nasıl bir hayatım olurdu diye. Belki okur bir meslek sahibi olurdum. Ya da âşık olur sevdiğim adamla evlenir onun çocuklarını doğururdum. Düşündüklerimle acıyla gülümsedim. On beş yaşımda hayatımı nasıl çalıp mahvettiklerine gülümsedim. Elimi bir mengene gibi tutup önümden merdivenleri çıkan adam yapmıştı bana bunları. Eğer o kara gün, onun beni beğenip kafasına takacağını bilseydim atım Ahenk'e binip kıra çıkar mıydım? O gün hayatımın hatasını yapmıştım. Annemin sözünü dinleyip evimizde oturmalıydım.

Ama olacakla öleceğe çare olmuyordu. O gün kıra çıkmış ve Şehzat'ı istemeden de olsa hayatıma dahil etmiştim. Yıllardır bunun pişmanlığıyla yanıp tutuşuyordum.

Şehzat sonunda merdivenleri çıkmış peşinden de beni çekiştirmişti. Beni kendisine döndürüp kızaran gözlerime baktı. Sonra da içine derin bir nefes çekip parmağını yüzüme yaklaştırdı ve yanağımı okşadı.

"Aşağıda olan şey bir daha olmayacak. Civanmert bir daha sana elini kaldıramayacak. Ha eğer olurda bir gaflete düşüp kaldırırsa hiç düşünmeden onun elini kırarım. Üzülme artık."

Ne saçmalıyordu bu adam böyle, sanki oğlumu, bana düşman eden onlar değilmiş gibi konuşuyordu.

Ona nefretimi kusarcasına baktım. Aynı zamanda da gözyaşlarımı akıtıyordum.

"Oğlumu siz düşman ettiniz bana. Şimdi de karşıma geçmiş üzülme diyorsun. Daha o bebekken kafasına soktunuz benden nefret etmesi gerektiğini. Sırf sana itaat edip boyun eğmediğim için. Sırf senin koynuna isteyerek girmediğim için. Sen şiddetten başka bir şey bilmiyorsun Şehzat. Ne sevmekten ne de sevilmekten bir habersin. "

Öfkeyle ağzımdan çıkan sözlerle Şehzat'ın alnındaki damarlar atmaya başlamıştı. Çok sinirlenmişti. Aramızda olan tek adımlık mesafeyi de kapatıp dibime kadar girdi ve sağ elini saçlarımın üzerine koyup okşamaya başladı. Bu hareketlerinin anlamını biliyordum. Tıpkı biraz sonra başıma gelecekleri bildiğim gibi.

Saçımın üstündeki eli bir an da okşamayı bırakıp baskı uygulamaya başlamış sonra da saçlarımı dibinden koparacakmışçasına çekmeye başlamıştı. Canım çok yanıyordu. Saçlarımı elinden kurtarmak için çabaladım ama başarılı olamadım.

Saçlarıma daha fazla kuvvet uygulayıp başımı yüzüne yaklaştırıp öfkeden kararıp büyüyen gözlerini gözlerime dikti. Sonra da tehlikeyi barındıran ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Ne zaman akıllanacaksın be kadın. He ne zaman akıllanacaksın? Onca yıldır benden dayak yemediğin gün olmadı ama bir türlü akıllanamadın. Ah Türkmen kızı ah. Ne zaman pes edeceksin? Ne zaman bana boyun eğeceksin. Korkarım bir gün elimde kalacaksın."

Ona tiksinerek bakıyordum. Boyun eğmekten bahsediyordu. Böyle bir kelime benim lügatimde yoktu. Bunca yıldır ona boyun eğmemiştim eğmeyecektim de. İsterse beni öldürsün isterse başka bir şey yapsın umurumda bile değildi.

"İstersen öldür beni. Umurumda mı sanıyorsun. Ne güzel işte kurtulurum senden."

Şehzat söylediklerimle sırıtıp kafasını bana iyice yaklaştırdı ve burnunu yanağıma sürttü.

"Benden kurtuluşun yok Türkmen kızı. Ölsen de rahat bırakmam seni."

Bırakmazdı biliyorum. Ondan kurtuluşum bir hayalden öteydi aslında. Ama yapacaktım. Ondan kaçıp kurtulacaktım. Belki hayatımın sonuna kadar onun beni bulacak korkusuyla yaşayacaktım ama umurumda değildi.

Başını yüzümden uzaklaştırıp iğrenç sırıtışını daha da belirginleştirdi.

"Kaç gündür sana hasrettim. Şimdi kavuştum işte. Odamıza girelim artık."

Girmezdim o odaya. Aynı kâbusları tekrar yaşayamazdım. Bedenimi onun kıskacından kurtarmak için kollarında debelendim.

"İstemiyorum. Bırak beni. Tiksiniyorum senden. Nasıl bir adamsın sen. Seni istemeyen, sevmeyen bir kadına zorla dokunuyorsun."

Şehzat beni duymamazlıktan geliyordu. Çünkü bu sözlerimi ilk defa duymuyordu. Çırpınışlarım faydasızdı. Şehzat, beni peşinden sürükleyip odanın içine fırlattı. Onun uyguladığı kuvvetle yere savrulmuştum. Yavaş adımlarla bana yaklaşmaya başlayınca geriye doğru kaçmaya çalıştım.

"Yaklaşma bana!"

Şehzat olmaz dercesine kafasını sağa sola sallayıp yaklaşmaya devam etti.

"Şehzat yapma."

"Karımsın benim. İstediğimi yaparım."

Hıçkırdım. Evet maalesef onun karısıydım ama bu ona, bana zorla dokunabilme hakkı vermiyordu. Daha fazla kaçacak yerim kalmamıştı. Şehzat dibime kadar gelmiş bana yukarıdan bakıyordu.

"Belki bir çocuğumuz daha olur he karıcığım."

Sen önce olanlara sahip çık yeni çocuğu sonra düşünürsün pislik herif diyordum içimden. Yerde oturmanın bir faydası olmayacağını düşünüp duvara tutunarak ayağa kalktım.

Kaçacak yerim yoktu. Ne kadar çabalasam da dirensem de bu gece başıma geleceklere engel olamayacaktım.

"Niye? Onu da çıkarların için kurban et diye mi doğurayım. Üç tane çocuğun hangisine doğru düzgün babalık yapıyorsun da şimdi karşıma geçmiş bir çocuğumuz daha olsun diyorsun. Sen bizi sevmiyor, değer vermiyorsun. Biz senin için sadece oynayabileceğin oyuncaklardan ibaretiz."

Şehzat beni sessizlikle dinlemiş öldürücü bakışlarını bedenimde gezdirmeye devam etmişti. Korkuyordum ondan. Bana yapacaklarından korkuyordum en çok da. Ama susmayacaktım. Çünkü biliyordum ki susarsam daha çok ezerlerdi beni. Tıpkı kardeşim Hazel'i ezdikleri gibi.

Şehzat'ın artık sabrı taşmıştı. Bunu alıp verdiği derin nefeslerinden anlayabiliyordum. Daha fazla beklemeden kolumu tutup bir tokat savurdu yanağıma. Aldığım darbeyle yere kapaklanmıştım. Yanağım ve dudağım sızlıyordu. Yanağıma koyduğum elimi geri çektiğimde ise elime bulaşan kanı gördüm. Dudağım patlamıştı. Şehzat durmadı. Bu tokat onu tatmin etmemişti. Bedenimi, sanki bir çuvaldan hıncını çıkarıyormuşçasına tekmelemeye başladı. Canım çok yanıyordu. Vücuda hissettiğim acıdan dolayı gözlerimden yanaklarıma gözyaşlarım akıyordu.

Beni büyük bir hınçla tekmeleyen adam aynı zamanda öfkesini de kusuyordu.

"İstediğin buydu değil mi? Al işte memnun oldun mu şimdi? Ah Türkmen kızı ah. Kendi sonunu çağırıyorsun ama haberin yok. İstesen de istemesen de sen benim, Şehzat Asgari'nin kadınısın ve bu ilelebet böyle olacak. Bunu o inat kafana sok artık, sok!"

Artık onun tekmelerine dayanacak gücüm kalmamıştı. O da yorulmuş olacak ki tekmelemeyi bırakıp yanıma çöktü ve saçlarımı parmaklarının arasına dolayıp kanlara boyanmış yüzümü yüzüne yaklaştırdı.

"Şimdi ayağa kalkıyorsun, yüzünü gözünü yıkıyorsun ve sana aldığım geceliklerden birini giyinip buraya geliyorsun."

Kafamı hayır manasında salladım. Şehzat sinirle nefesini verip iki eliyle başımı tutup hafifçe sallayarak konuştu.

"Bak Türkmen kızı, eğer şimdi sana dediklerimi yapmazsan Allah şahidim olsun ki bunun acısını senden çıkarmam o çok sevdiğin çocuklarından çıkarırım. Şimdi kalk ve dediğimi yap."

Çocuklarımdan bahsedince korkuyla yüzüne baktım. Bu cani adamın hiçbir sınırı yoktu. Elimi kolumu bağlamıştı. Eğer söylediklerini yapmazsam ne kadar ileriye gidebileceğini biliyordum. Şehzat benim korkuyla yüzüne bakmamdan memnun olup sırıttı. Anlamıştı söylediklerini yapacağımı.

"Aferin Türkmen kızı. Şimdi kalk ve kocana itaat et."

İçimden Şehzat'a söverek zorla ayağa kalkmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü bedenimin acısı beni çok zorluyordu. Çoğu yer şimdiden kızarmaya başlamıştı. Biliyordum ki bu kızarıklar sonradan morarmaya dönecekti. Celladım zorlandığımı görünce kolumdan tutmak için harekete geçmişti ki öfkeyle elini itip onu kendimden uzaklaştırdım. Sonra da bedenimi ayakta tutmaya çalışarak onun, giyinmem için aldığı geceliklerin bulunduğu dolaba doğru adımladım. Kendi elimle kendimi o pisliğe sunacaktım. Canım yanıyordu ama bu yangın bedenimi değil kalbimi tutuşturmuş cayır cayır yakıyordu. Bütün bu olanları artık kaldıramıyorum. Eğer çocuklarımla tehdit edilmeseydim öleceğimi bilsem de onun dediğini yapmazdım. O da bunu çok iyi bildiği için beni en zayıf noktamdan vurmuştu.

Gözyaşlarım eşliğinde dolabın kapağını açtım ve kinli gözlerle asılı duran geceliklere baktım. Şu anda hıçkırığımı zor zapt ediyordum. Şehzat tarafından izlenmenin rahatsızlığı da vardı içimde.

Geceliklerden siyah olana elimi uzatıp alıyordum ki arkamdan gelen sesle durmak zorunda kalmıştım.

"O olmaz. Kırmızıyı giyin."

Midem bulanıyordu artık. Dayanacak gücüm kalmamıştı. Derin bir nefes çektim içime. Güçlü olmak zorundaydım. Celladımın istediği kırmızı geceliği elime alıp tüm hıncımı ondan çıkarırcasına avucumda sıktım. Beni izleyen adama hiç bakmadan banyoya doğru yürüdüm ve kapısını açıp girdim. Girer girmez bacaklarımdaki tüm güç çekilmiş bedenim zemine düşmüştü. İçimdeki yangını söndürmek istercesine kafamı kapıya yaslayıp hıçkırarak ağlamaya başladım.

Düştüğüm durum o kadar acınası bir durumdu ki ben kendime acımaktan başka bir şey yapamıyordum.

Burada durup tüm zehrimi gözyaşlarımla akıtmayı çok isterdim ama celladım buna müsaade etmezdi. Birazdan kapıya dayanır beni zorla çıkartırdı buradan.

Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip kapıya tutunarak ayağa kalktım. Canımın acısını arka plana atıp lavabonun önüne geldim ve aynaya yansıyan acınası görüntüme baktım.

Yüzüm kanlar içerisinde kalmıştı. Bu görüntü üzerine ağzımdan bir hıçkırık daha kopmuştu. Hıçkırıklarımı durduramıyordum. Güçlükle sakinleşip musluğu açtım ve elimi suya daldırıp yıkadım. Suyun yüzüme değmesiyle irkilmiştim ama iyi de gelmişti. Yüzümdeki kanları acımasına rağmen iyice yıkadım.

Şimdi sırada o iğrenç geceliği giymek vardı. Belki de benim için en zoru bu olacaktı. Şu an kendimi damızlık koyun gibi hissediyordum. Gerçi böyle hissetmediğim bir günüm bile geçmemişti ya. Üzerimdeki kıyafetleri tek tek çıkarmaya çalıştım. Vücudumda çok büyük bir acı vardı. Sızlana sızlana tüm kıyafetlerimi çıkarttıktan sonra geceliği elime alıp ağlayarak giyindim. Kendimden nefret ediyordum. Geceliği başımdan geçirip giyindim. Aynaya bakmamaya çalışıp kapının kulpunu indirdim ve banyodan dışarı çıktım. Şehzat kapının sesiyle içtiği suyu yutup bedenimi süzmeye başladı. Onun iğrenç bakışları midemi bulandırıyordu. Bedenimi dikkatlice süzdükten sonra yüzünde iğrenç bir sırıtış belirmişti.

"Çok güzelsin Hümeyra'm."

Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Onun iğrenç bakışları altında adeta eziliyordum.

Elindeki bardağı sehpaya bırakıp bana doğru yaklaştı ve tam dibimde durdu. Kafasını yavaş hareketlerle yüzüme yaklaştırıp tutkulu bir öpücük bıraktı. İçimden bu gecenin bir an önce geçmesi için dua ediyordum. Şehzat öpücükle yetinmeyip kollarını belime sardı ve beni kendine doğru çekti. Bu gece ondan kurtuluşum olmayacaktı.

********

Güne gözlerimi açtığımda henüz gökyüzü aydınlanmamıştı. Yanımdaki adam da hala uyuyordu. Onu görmemle dün gece aklıma gelmiş ve gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Bu çilem ne zaman bitecekti? Ne zaman kurtulacaktım bu adamın zulümlerinden? Belirsizlik canımı sıkıyordu. Elimin kolumun bağlı olması nefessiz kalmama sebep oluyordu. Buradan kurtulmak için dua ediyordum ve biliyordum ki bir gün duam kabul olacaktı ve ben bu canavardan kurtulabilecektim. Gözlerimdeki yaşları silip yataktan kalktım ve sabahlığımı üzerime geçirdim. Gece duş aldığım için tekrar almama gerek yoktu. Elimi yüzümü yıkayıp namazımı kılmak için abdest aldım. İşim bitip odaya geçiyordum ki ezan okunmuştu. Namaz kıyafetlerimi giyinip seccademi yere serdim ve ezanın bitmesini bekledim. Ezanın bitmesiyle ezan duamı yapıp Rabbimin huzuruna çıktım. Huşu içinde dört rekâtlı namazımı kılıp tesbihimi çektim ve avucumu açıp rabbime, beni, kızımı ve kardeşimi buradan kurtarması için yalvardım.

Duam bitince âmin deyip ellerimle yüzümü sıvazladım. Namazın verdiği iç huzurla seccadeden kalkıp onu dürüm ve yerine koydum. Sonra da günlük kıyafetlerimi giymek için harekete geçtim. Tekrar uyumayacaktım. Mecbur kalmadığım sürece o adamın yatağına yatmazdım. Hatta o burada olmadığı zamanlarda bile.

Kıyafetlerimi giyindikten sonra dışarıdaki muhteşem manzarayı izlemek için tekli koltuğa oturdum. Bu odanın en güzel tarafı güneşin ihtişamlı doğuşunu izleyebilmekti. Hemen hemen her sabah namazdan sonra bu muhteşem görüntüyü izler çocukluğumdan itibaren yaptığım gibi hayaller kurardım. Gerçekleşme ihtimalleri az veya da hiç olmasa da hayal kurmaktan vazgeçmezdim çünkü hayallerim bana umut veriyordu.

Bu manzara karşısında kısa bir anlık gözlerimi yumdum ve hayal alemime daldım.


Bölüm sonu.

İNŞALLAH beğenirsiniz ve OY VE YORUM ATARSINIZ.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorum kutusunda belirtin lütfen.


Loading...
0%