@selenay
|
Gülüşme ve dalga seslerine uyandım. Hava ikindi vakti olmasına rağmen hala sıcaktı. Gözüm tam yanımda minik masaya konmuş çilekli sodaya takıldı. Yüzümü istemsiz bi gülümseme kapladı. Gülerek sodayı elime aldım ve teşekkür etmek için gözlerim Batu'yu aradı ama Helinlerle birlikte denizdeydi.
"Geliyo musun?" dedim yanımda deniz kabuklarının fotoğrafını çeken Denis'e dönüp. "Yok sen gir." "Tamam" diyip denize doğru koşmaya başladım sıcak kumdan yanan ayaklarımı hızla suya soktum ve suyun ilk soğukluğuyla içim ürperdi. Titreyerek kollarımı vücuduma sardım.
Batu yürüyerek yanıma geliyordu. Bende biraz ilerlemiştim deniz belime kadar geliyordu artık. Suyun soğukluğundan daha fazla ilerleyemeden biraz durmak istedim ama Batu'nun yüzündeki o şerefsiz gülüşü görünce ne yapacağını anlayıp hızla geriye doğru kaçtım.
"Hayır Batu sakın." O ise gülmeye devam etti ve avucuyla aldığı suları bana doğru fırlattı. Ne kadar hızlı kaçmaya çalışsamda Batu'nun attığı bütün su üzerime gelmişti. Soğuktan kaskatı kesildim sırılsıklam olmuştum.
Soda için teşekkür etmeyi tamamen sildim kafamdan ve Batu'ya doğru koşup saçını aşağı doğru çektim canı yandığı için dengesi bozulunca da var gücümle denize ittirdim. Sonra da yanından geçip Helinlerin yanına gittim.
"Sonunda uyanmışsın günün denize girmek icin en güzel zamanı kaçırıyordun neredeyse."
Helin'e dönüp huysuz bi şekilde "Bu mu en güzel zamanı? Soğuktan donuyorum. En iyisi sabah güneş tam tepedeyken."
"Hiçte bile" dedi Helin. " Sabah sıcaktan kavruluyoruz." "Bence de en güzel zaman bu." Furkan Helin'e bakıp yalaka yalaka sırıttı. Helin'e yaranmaya çalışma çabasına karşılık iğrenerek yüzümü buruşturdum. Helin şımarık bi şekilde gülüp "gördün mü" der gibi gözüyle bana işaret etti gözlerimi devirdim.
O sırada ne olduğunu anlamadan kendimi bi anda havada buldum korkuyla nefesim çekildi.
Batu denizin dibinden gizlice gelip beni omuzlarına almıştı. Panikle kafasından tutup çığlık attım " Manyak ödümü kopardın!" çığırmamı takmadı ve ellerimin arasından zar zor konuşarak " Hadi deve güreşi oynayalım" dedi. Helin "Olur!" diye sevinçle bağırdı. Furkan'ın sırtına çıkmak için davrandığını görsem de bi şey diyemedim sanki çevremde olup bitenlerin farkında değil gibiydim.
Batu ellerimi kafasından çekip ellerinin arasına aldı düşmeyeyim diye sıkıca tutuyordu. Kalbimin atışının hızlandığını hissettim.
Noluyordu bana? Hep oynadığımız oyunlardandı deve güreşi. Küçükken de Batu'yla beraber grup olurduk ama şimdi bi şeyler farklıydı.
Kalbimin sesini kulaklarımda duydum yine ve korktum, utandım. Batu'ya çok yakındım ya o da kalbimin sesini duyarsa diye aceleyle ellerimi ellerimden çekip omuzundan indim.
"Ben oynamıcam Denis'i çağırın isterseniz." Arkamdan itiraz etmelerini duysam da durmadan şezlonglara ilerledim. Kalbim çok hızlı atıyor midem bulanıyordu. Duygularım zaten her zaman mideme vururdu ama şimdi olan şeyi anlayamıyordum. Neydi bu? Hoşlantı mı? Kardeş gibi büyüdüğüm kişiden mi hoşlanıyordum?
Hızlıca eşyalarımı topladım. Gözüm masada öylece duran çilekli sodaya takıldı.
Denis "Gidiyo musun?" dedi şaşkınlıkla. Sodayı arkamda bırakıp evin yolunu tutarken "Evet" dedim aceleyle "İşim vardı onu hatırladım." Batu'nun "Selen!" diye seslenişini siteye giren dönemece girmeden duyar gibi oldum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~ ~Helin-Lal~ |
0% |