@selenay
|
Yorgun argın kendimi şezlonga attım. Tam bir saattir denizdeydik. Denis hala denizin dibinde kumda bi şeyler yapıyordu.
Şezlonga havlumu serdim ve saçlarımı tepeden topuz yaptım. Kıvırcık oldukları için sürekli sinir bi şekilde kollarıma dolanıyorlardı. Helin hala telefonuyla uğraşıyordu. Gözüm istemsiz o eve kaydı.
"Bakma boşuna daha gelmemişler. " Helin'in konuşmasıyla tüm dikkatim dağıldı ve saçma merakımdan utanıp durumu toparlamaya çalıştım "Bakmıyodum öyle gözüm kaymış."
Helin ise yattığı yerde hiç istifini bozmadan inanmadığını belli edercesine " tabii canım tabi" dedi ve devam etti "sen de merak ettin biliyorum ama merak etme yakışıklıysa ilk sana söylicem"
"Ya saçmalama bana ne çocuktan" diyip sinirle kendimi yatmak için şezlonga attım. Helin'in gıcık gülüşünü ağzının içinden "tabi" diyişini dalgalı deniz seslerinin arasında duyar gibi oldum. Aceleyle kızarmış yüzümü saklamak için şapkamı örttüm.
Biraz uyumayı düşünüyordum. Denize girdikten sonra uyumak en sevdiğim şeyler listesinde başta gelirdi. Gölgeli bi yerde tabi.
Cildim esmerleşmeye çok müsaitti ve ben esmer tenli halimi hiç sevmiyordum. Yakışana yakışıyordu o ayrı ama kendimi çocukken güneşte yanmış halimle hatırlıyorum da kara bi böcek gibi ordan oraya geziyordum.
Uyumak için aklımı düşüncelerden temizledim. Tam uyuma moduma geçmiştim ki biri kafamdan şapkamı kaldırdı. Gözlerimi açtım Batu yeşil gözleriyle bana bakıyordu. Kalbimin kullaklarımda attığını hissettim.
Batu mahçup bi şekilde "Pardon ya uyudun mu diye bakmak istemiştim"dedi. Kulaklarımda atan kalbimi görmezden gelmeye çalışırken "Uyumamıştım" dedim aceleyle.
Noluyordu bana? Ortamı garip bi sessizlik kaplamıştı. Sessizlik Batu'nun " He iyi o zaman" diyip şezlonguma oturarak beni yere ittirmesiyle bozuldu. Anlık şoktan sonra sıcak kuma düşmemle kendime geldim ve yerden sıkıca avuçladığım kumları şezlonguma iyice yerleşmiş Batu'ya attım. Batu şerefsiz gülüşü atarken bi anda kumların yüzüne gelmesiyle sersemleyip doğruldu "agh" diye boğuk bi ses çıktı ağzından.
Korkuyla ayağa fırladım. "İyi misin? Bi şey oldu mu?" Yüzünü elleriyle kapatmıştı ve açmıyordu. Daha cok endişelenip yanına geldim ve onu sarstım "Batu bi şey de."
Ellerinin arasından o gıcık boğuk gülmesi duyunca rahatlamış bi nefes verip koluna vurdum.
"Salak! Salaksın." Ellerini yüzünden çekmişti bi aptal gibi öylece bana bakıp gülüyordu. Kısılan kahve gözleri bi kac saniye dalıp gitmeme sebep oldu.
"Oy hiçte kıyamazmış bana" "Ne kıyamıcam be keşke gözüne girseydi de çıksaydı gözün."
Yüzünde gıcık gülüşüyle şezlonga tekrar yatmak için yerleşti ve ellerini kafasının arkasına koydu. Bende başka bi şezlong bulmak için etrafıma bakındım.
Normalde şezlongum için Batuyla büyük bi savaş verirdim ama su an biraz garip hissediyordum ve bu his beni korkutuyordu. En iyisi şimdilik uzak durmak diye düşündüm kendi kendime.
Helin ne zmn yatış pozisyonundan çıkmıştı bilmiyorum ama üstündeki her şeyi bi kenara atmış elinde güneş kremi Furkanla konuşuyordu. Sabahtan beri suratsız olan yüzü renklenmişti. Güneş kremini Furkana uzattığını görünce ne hakkında konuştuklarını anlayıp koşa koşa kremi kaptım.
"Ben sürerim Furkan çekil sen" "Ama" dedi Helin itiraz etmek isteyerek. Konuşmasına fırsat vermeden hızlı hızlı sırtına kremi sürmeye başladım bir yandan da bacağımla Furkan'ı oturduğu yerden ittirip onun yerine geçtim. Arkamdan Furkan'ın gıcık olmuş sesi duyuldu " Ben de seni gördüğümde sevindim Selen" umursamadım o da yanımızdan uzaklaşmış olmalı ki Helin sinirle bana döndü "Napıyorsun ya?"
Gayet sakin bi şekilde cevap verdim " Sapığın tekini arkadaşıma dokundurtacak değilim"
Helin "Ya!" diye çığırdı sonra kulaklığını takmış Batu'ya yan gözle bakıp fısıltıyla devam etti " Ya sana demedim mi eskisi gibi biri değil diye."
"He öyle mi olmuş" dedim dalgayla. Helin dalga geçmeme daha çok bozularak ellerimi ittirdi "Bırak sürme istemiyodum" ellerimden kremi alıp tripli bi şekilde telefonuna gömüldü.
Ben ise arkadaşımı Furkan'ın pis ellerinden koruduğum için mutluydum. Mutlu bi şekilde kendimi Batu'nun hemen yanındaki şezlonga attım. Denis de yanımdaki şezlonga gelip oturdu ve "Hilal ne zmn geliyormuş?" dedi. Bi yandan benimle konuşurken bi yandan da denizin fotoğrafını çekiyordu.
"Bir haftaya burada olur herhalde." "Anladım" diyip başını salladı ve çektiği fotoğrafları göstermek için telefonunu bana doğru uzattı o sırada Furkan elinde iki sodayla geldi ve birini Helin'e uzattı. Helin suratsız halinden hemen çıktı ve neşeyle ayağa kalktı "Teşekkür ederimm"
Furkan utanmış gibi elini saçına atıp "bi şey değil" diye mırıldandı. Midemin bulandığını hissettim. Bu halleri bana sökmezdi çünkü ben onun utanmaz bi arsız olduğunu iyi biliyordum.
Beni tamamen es geçerek Denis'e seslendi "Denis kusura bakma ne istersin bilemedim." Intikam alıyordu güya ne çocukça.
Denis "Sorun değil" diyip ayağa kalktı. "Kanka gel biz de bi şeyler alalım." "Yok" dedim tekrar yatmak için yerleşirken "hiç canım istemiyor."
Ne zaman kalktığını bilmediğim Batu "Ben alırım" diye araya girdi. Denis tek gitmek istememiş olmalı ki şezlonguna hızla geri oturdu ve ne istediğini söyledi.
Helinle Furkansa kendi aralarında bi şeyler konuşuyorlardı. Sadece bi süreliğine boş verip uyumak istedim uyandığımda canım arkadaşımı lağım farelerinden koruma görevime devam edebilirdim.
~~~~~~~~~~~~~~~
~Helin-Batu~ |
0% |