"Niye bu kadar uzun sürdü? Öldüm seni beklerken."

Sıkıntıyla nefes verip sandalyeme oturdum.

"İnan ben de noldu anlamadım."

"Niye noldu ki?"

"Boşver şimdi sen ne diyecektin?"

Helin sorumla beraber bi anda utanmış ama muzur bakışlar atmaya başladı ve ben bu bakışın ne olduğunu çok iyi biliyordum.

-"Hayır" dedim fısıltıyla. Helin "Evet!" diye cıvıldadı. İsyan ederek kendimi sandalyeden geriye attım.

"Yine kime vuruldun ya?"

"Ya kanka sende, sanki sürekli birinden mi hoşlanıyorum?"

Ellerimi iki yana açıp bağırdım "Evet! Her yaz hatta her sene birine aşık oldum sanıyorsun."

"Yok be aşk değil. Ne bilmiyorum belki azıcık hoşlantı"

"Kim?" diye korkuyla sordum.

"Furkan"

"Hangi Furkan?"

"Kanka kaç tane Furkan var? Bizim Furkan işte."

Ve işte yine Helin aşık olabileceği en kötü kişiyi seçmişti. Arkadaşım Bodrum'un hatta dünyanın en güzel kızıydı ama bi sorunu vardı asla düzgün birisine konmuyordu kalbi.

Furkan Batu'nun arkadaşıydı ve tam anlamıyla bir kız düşkünüydü. İki saniye samimi olmaya gelmez sırf kızsınız diye size yürüyebilirdi. Belki sadece dedikodular olsa böyle bi yargıya kolay kolay varmazdım. Ön yargının nasıl sinir bozucu bi şey olduğunu iyi bilirim. Çoğu zaman insanlar bizi tanımadan önce kibirli egolu olduğumuzu düşündüklerini söylüyorlardı. Ama Furkan'ın olayı tamamen farklıydı kaç kere saçma sapan hareketlerine şahit oldum hatırlamıyorum bile.

"Olmaz!" diye bi çığlık attım.

"O çocuktan olmazz. Bizim Furkan ya nasıl hoşlanabilirsin? Sen de benim kadar biliyorsun yaptığı pislikleri. Ya çocuğun telefonunda kızların nude klasörü var nesinden hoşlandın bu çocuğun sen?"

Helin söylediklerimi inkar edemedi hafif mahçup şekilde "Biliyorum ama gerçekten nasıl olduğunu anlamadım. Sabah Batu için denize yanımıza gelmişti öyle değişmiş ki bi görsen büyümüş olgunlaşmış sanki. Belki artık eskisi gibi değildir."

"Belkilerle olmaz bu iş o çocuğun karakteri yıllardır aynı bi senede değişir mi sence?"

"Bilmiyorum."

"Olmaz kanka unut onu. Başka birini buluruz. O hoşlanabileceğin en son kişi ya!"

Helin dediklerimi duyduktan sonra daha mahçup bi şekilde yüzüme baktı.

"Ne?" dedim ardından gelicek şeyi duyacak olmanın verdiği korkuyla.

"Şey..biz belki Furkanla mesajlaşıyo olabiliriz."

Hani demiştim ya böyle arkadaşlarınız olsa sorunlarınızın 99'u çözülür diye he işte o geri kalan tek sorun Helin gibi bi arkadaşınız olmasıdır.

"Sen" dedim inanamayarak "Sen çok aptalsın çıldırıcam."

Helin karşımdan kalkıp yanıma geldi ve bana iyice yanaştı.

"Kanka öyle deme ya valla değişmiş diyorum. Bak bi aynı ortama gelin nasıl olduğunu gör, tanımaya çalış sen de fark ediceksin."

"Abaza arkadaşının kız kardeşine yürüdüğünü duyarsa Batu ne diyecek bu duruma çok merak ediyorum gerçekten."

"O benim ilişkilerime karışamaz bi kere, ben ona karışmıyorum."

Helin'in bu kendinden emin haline güldüm.

"Öyle mii? Ondan mı bekledin Batu'nun gitmesini?"

Dediklerime karşılık bi şey diyemedi tam bu sırada da içeceklerimiz geldi. Büfede gördüğüm çocuk değil büfenin asıl sahibi Denis'in annesi Aslı teyze getirmişti içeceklerimizi.

"Yine ilk haftadan damlamışsınız yazlıklara bakıyorum."

Aslı teyzenin dediğine gülerek ayağa kalkıp ona sarıldım.

"Senin özlemine dayanamadık Aslı teyze" diye cıvıldadı Helin. Aslı teyze komik kahkahalarından birini atıp "şımarık" dedi. Bi anda aklıma büfedeki çocuk geldi.

-"Aslı teyze büfedeki çocuk yeni mi?"

"Evet noldu yoksa size bi saygısızlık mı yaptı?"

"Yok ondan demedim işe yeni girmiş gibiydi de."

"Aslında bi kaç gün oldu biraz vurdumduymaz ama iyi çocuk. Yine de benim tavsiyem pek muhatap olmamanız insanları sevdiğini pek söyleyemem."

"Anladım"

"Tamam öyleyse size afiyet olsun."

"Teşekkürlerr."

Helin Aslı ablanın gitmesiyle hemen bana döndü.

"Hangi çocuk? Kim? Nerede? Neden bana söylemedin?"

"Kanka bi şey yok. Büfede siparişleri alan çocuk biraz garip bi tipti o kadar."

"Nasıl garip?"

"İşte umursamaz biraz."

"Gıcık mı?"

"Yok gıcık değil de kedi gibi umursamazlığı."

Helin sakinleşmiş bi şekilde geri çekildi ve anladığını belli edercesine "hee" dedi. Sonra aklına bi şey gelmiş olmalı ki yine enerjiyle doldu.

"Aslında ben kedileri seven birini tanıyorum."

"Kim?"

"Denis!"

"Ya iki dakika birini biriyle shiplemeden dur."

"Of iyi tamam bi şey demedik."

~~~~~~~~~~~~~~

~Helin~