@selenay
|
"O kadar kendinden emin konuştuktan sonra bizi lunaparka getirdiğine inanamıyorum." Helin elindeki pamuk şekere bugünün berbat geçmesinin sebebi oymuş gibi nefretle baktı. "Lunaparkın nesi varmış? Dünyanın en eğlenceli yeri işte. Hem Denis sevdi değil mi Denis?" Denis yol boyunca yanımızda olduğunu unutturacak sessizliğini bozarak ilk kez konuştu. "Evet." Yüzü her zamanki gibi ifadesizdi gözü hediyeler için tüfekle atış yapan insanlara takılmıştı.
Helin parıltılı siyah elbisesini eliyle işaret ederek "Ne bileyim kulübe falan gideriz sanmıştım." dedi.
Bunun üzerine güldüm gerçekten elbisesi burası için biraz fazlaydı yine de onu sakinleştirmeye çalıştım "Bi şey olmaz. Bu gece sadece normalden biraz daha parlaksın o kadar" dedim ve ardından gözümü kırptım.
Helin gülmesini durduramadı. Sonunda bi gülücük alabilmiştim sabahki olaydan beri ilk kez gülüyordu. Buraya gelmemizin bi işe yaradığını görmek beni mutlu etmişti. Heyecanlı bi şekilde "Hadi ilk şuna binelim" diyip çarpışan arabalar tarafını gösterdim.
"Yok o sarmaz. Bence ilk kamikaziye binelim." Az önce içime dolan bütün umut ve heyecan duyduğum sesle birlikte anında yok oldu. Bu gece ne yapacağımızı nereye gideceğimizi Furkan'a söyleyebilme ihtimalinden dolayı Batu'ya haber vermemiştik bi de kız kıza vakit geçirmek istediğimiz için ama bunlar aslında Furkan'ın yavşaklıklarına ortak olması yüzünden, ona karşı oluşan sinirim sonucu, onu çağırmak istemememin bi bahanesiydi sadece. Peki şimdi bizi nasıl bulmuştu?
Soğuk bi ifadeyle Batu'ya döndüm yanında Furkan'ı da görmemle sinirlerim iyice gerildi. Kendi yetmemiş bi de yanında Furkan'ı da mi getirmişti?
"Ne işiniz var sizin burada?" Furkan yüzsüz gibi gözlerini Helin'e dikmişti ama Helin onun tarafına bi kere bile dönüp bakmadı. Batu şımarık bi şekilde gülüp kolunu omuzuma attı.
"Duyduk ki bizsiz lunaparka gelmişsiniz." Kolunu omuzundan ittirmeye çalıştım ama o inadına beni daha çok sıktı bıkkınlıkla nefes verdim. "Nereden duydunuz?" Batu boşa cabama gülüp gözüyle etrafın fotoğrafını çeken Denis'i işaret etti. Tabi ya Denis...
"Denis! Yoksa sen instaya foto falan mı koydun?" Helin dediğim şey üzerine hızla telefonuna baktı. "Koymuş" dedi inanamayarak. Denis nerede yanlış yanlış yaptığını anlamamış şekilde sordu "Evet niye ki?"
"Ya biz buraya neden geldik?" dedim ayaklarımı sinirle yere vurup. Denis dünyanın en normal şeyini söylüyormuş gibi cevap verdi "Furkan'ı unutmak için." Helin elini alnına vurdu. Bense ne diyeceğimi bilemez şekilde öylece kalakaldım.
"Beni unutmak için mi?" Furkan'ın yüzü hafif şaşkın ve korkmuş bi hal almıştı endişeyle Helin'e bakıyordu. Helin'in de ona karşı yumuşamış bi şekilde baktığını fark edince Furkan'a dönüp "Kendini bu kadar önemseme." dedim tiksinerek ve Helin'le Denis'in ellerinden tutup onları jeton kabinine doğru götürdüm.
"Bi daha sakın niye bana hiçbir şey anlatmıyorsunuz deme." dedim Denis'e kabin görevlisine jetonların parasını verirken. "Bunun söylenmemesi gereken bi şey olduğunu nerden bilebilirim?" diye cevap verdi.
Şaşkınlıkla ona bakakaldım. Şaka yapıp yapmadığına dair bi şeyler diyecektim ki Helin'in mızmızlanmasıyla konu dağıldı. "Kanka ben binmek istemiyorum. Hem buraya gelmiş eve dönelim hiç durmayalım burada." "Oldu!" dedim sinirle " O geldi diye eğlenmeyecek değiliz."
Koluna girip çarpışan arabaların yanına geldim. Şansımıza yeni tur başlamadan yetişmiştik. Helin'i zorla bi arabaya oturturken jetonunu eline tutuşturdum. Denis çoktan mavi bi arabaya yerleşmişti bile.
"Tek olmak istemezsen yanına oturabilirim." dedim Helin'e hala moralinin bozuk olması beni üzmüştü. "Yok" dedi ellerini direksiyona koyarken yüzünde başlayacak tur için oluşan hırsı görmemle memnun bi şekilde yanından ayrılıp kendimi hemen başka bir arabaya attım. Başlamaya cok az kalmıştı muhtemelen. Görevli jetonları toplamaya başlamıştı.
Direksiyonu sıkıca kavradım binmeyi en sevdiğim oyuncak buydu beni gerçek bi araba kullanıcısı gibi hissettiriyordu. Adı üstünde başkalarına arabamla çarpmam gerektiğini biliyorum ama ben onun yerine arabaların arasından sıyrılıp kaçmayı daha çok seviyordum. Oyuncak bi arabayı kontrol ettiğimi unutturup usta bi şoför gibi hissettiriyordu bana kendimi.
Çalan şarkının değişmesiyle gülümsedim ve arabalar hareket etmeye başladı. Tam gaza basıyordum ki yanıma oturan Batu'yla ayağım havada kaldı.
"Napıyorsun!" Şarkıdan sesimi duysun diye bağırarak konuşuyordum. Kolundan çekiştirip onu arabanın dışına doğru ittirmeye çalıştım. "İn!" Eliyle hareket eden arabaları gösterip gülerek bağırdı " İnememem!" Bi dakika Batu buradaysa o zaman Furkan da buradaydı. Gözlerim Helin'in arabasını aradı evet tahmin ettiğim gibi Helin'e bi şeyler söylüyordu Helinse sadece susmuş onu dinliyordu.
Yanlarına gitmek icin emniyet kemerini çıkarıp ayağa kalktım. Batu kolumdan tutup geri oturtturdu.
"Manyak mısın kızım!?" "Bırak" dedim kolumu elinden kurtarmaya çalışıp. "Ya Selen bi sakin olur musun?" "Olamam! Sen nasıl bu kadar sakinsin asıl? Kızkardeşini o abaza arkadaşına yakıştırıyor musun gerçekten?"
Etraftaki seslerden beni duyup duymadığını bilmiyordum ama umrumda da değildi içim öfkeyle dolmustu. Nasıl bi şey yapmaz üzerine beni de engellerdi?
"Ya bak o durum sandığın gibi değil." "Nasıl olduğu umrumda değil bırak beni." Çırpınıp kendimi ondan kurtarmaya çalıştım ama bu sefer iki kolumuda daha sıkı bi şekilde tuttu. "Bi dur bi beni dinle." "Istemiyorum" diye bağırdım
Kendimi ondan kurtarmaya çalışmama devam edicektim ki sonra onları gördüm. Furkan'la Helin.. öpüşüyordu... Kaybetmişlik hissiyle çırpınmayı bıraktım.
Aslında o an hatta başından beri farkındaydım. Biliyordum, bu ilişkinin olmaması gerektiğini. Bazen düşünüyorum eğer bu anı değiştirebilseydim bi şeyler değişir miydi ya da hala arkadaş kalabilir miydik? Bilmiyorum sadece bu anın çoğu şeyin sonu olduğunu biliyorum.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
|
0% |