"Tanışıyor musunuz?"
Busenin cümlesiyle birlikte şaşkın gözlerimi halan daha ona dikmiş bakıyordum.
"Tanışmış olacağız."
Kaşımı kaldırıp baktığımda,keskin bakışlarını gözlerime dikti.
"İstediğim zaten de bu."
ima ettiği cümleyi anladığımda,gözlerimi ondan kaçırdım.
"Arkadaş mısınız?"
"Hayır.Sizin kadar yabancıyım.”
Söylediğim cümleyle karşılık,şaşkın ifadeyle kaşını havaya kaldırıp,yeşil gözlerini,gözlerime kenetledi.
"Özay."
Elini uzatarak,herkesle tanıştığında gözleri kısık,yapmacık bir şekilde gülümsedi.Sıra bana gelince,bakışını başka yerlere çevirdi.Tanışmadan memnun kalan,kendini tanıtmaya çalışan çalışanlara baktım.
"26 yaşındayım bende."
Hilalin araya girişi ile beğendiği her halinden belli olan bakışlarını ve tavırlarını yakalamak pek de zor görünmüyordu.
İtiraf etmek gerekirse keskin yüz hatları ile de dikkat çekiyordu.
"Tanıştığıma memnun oldum Özay bende Esil."
Kahvemi yudumlayarak yanından uzaklaştım.Ardımdan ki bakışı ensemde hissedebiliyordum.Biten kahvemin son yudumunu alıp masaya koydum.Yaşlı hastalardan birinin yanına gidip,fizik tedavi uygulamaya başladım.
"Nasılsın hamidiye teyzeciğim?"
Elini öpüp,ovdum.
"İyi değilim geldim yetmiş yaşıma hala aşkı bulamadım."
Söylediği cümle hem içime oturmuştu,hem de muzip bir ifadeyle söylediği yüz ifadesi gülümsememe sebep olmuştu.
"Neden?"
Tanıdık sesin tınısı kulaklarıma dolduğunda,başımı kaldırıp Özay'a baktım.
"Doğru insana hiç denk gelemedim biliyor musun?Babam yirmi altı yaşımdayken istemediğim biriyle evlendirdi beni çekmediğim kalmadı.Sahip çıkan bir baba değildi yirmi yıl katlanmak zorunda kaldım.İki çocuğum vardı çocukları istemedi öyle yavrularımla uğraştım durdum hep.Çok yokluk çektiler sevgi yokluğu canlarım benim en az anneleri kadar.Ne yapacaktım ki,kimse bir yerden sonra değersizce bir sevgiyi kaldıramıyor.”
Gözü daldığı yerde,bakışları hüzünleri.
”Çok haklısın.İyi de yapmışsın.”
"Öyle de gençlik gitti elden."
Elini ovuşturarak yanaklarını öptüm.
"Laf olsun diye söylemiyorum bence bu huzur evindeki en güzel kadın sensin.Yaşına göre fazla güzelsin."
"Güzelim benim."
Yanağımı okşamıştı.
"Bencede.Gözlerin çok güzel mesela bakanı büyüler."
Özay yanına oturup elini tuttu.
"Bu yakışıklı da kim?Seni burada daha önce hiç görmedim."
Resmen gözlerinin içi gülmüştü.
"Yeni başladım işe."
"Çok sevindim.Benimle ilgilenen bakıcı umarım sen olursun."
Söylediği cümleye Özay gülünce,gamzesi ortaya çıkmıştı.
"Umarım."
Yeşil gözleri,gözlerimi bulunca diz çöktüğüm yerden kalktım.
"Hadi görüşürüz hamidiye teyzeciğim.Yemek saatinde tekrar geleceğim."
"Tamam şu yakışıklı ile bizi bırak bakalım."
Özay sürekli sırıtıp durması sinirimi bozmuştu.
"Daten güzel geçer umarım.Bana ettiğin kahve teklifini,hamdiye ablaya etmelisin diye düşünüyorum."
"Date ne kız?"
Hamidiye ablaya baktım.
"Aradığın aşk randevusu vardı ya Hamidiye teyze onun ön görüşmesi gibi düşün."
Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
Göz kırpınca,gülünce istemsizce bende gülmüştüm.
"Denerim."
O da göz kırpınca,odadan çıktım.
"Kahve teklifi mi ettin Esile sen?"
Arkamdan en son bunu duymuştum.Hamide abla hafıza kaybı nedeniyle konuşulan bir çok şeyi de unutuyordu.Acı bir şey olmalıydı.
”Esil bu akşam kurumda Taner Beyin doğum günü kutlaması yapılacakmış.Eşi herkesin kurumda olmasını rica etti.Haberin var mıydı?”
Buse elindeki kurabiyeyi ağzına atıp konuşmaya çalışıyordu.
”Hayır.Bu gece aslında başka planlarım vardı.”
”Kalmayacak mısın yani?Ayıp olmaz mı?”
Buse topladığı saçını geriye doğru savurdu.
”Bilmiyorum belki ertelerim.”
”Kal ya sensiz olmaz.Kurumun en eğlenceli insanı sensin.”
Söylediği iltifata karşı nazikçe gülümserken,cüsseli bir yapıya sert kayaya çarpmış gibi sendelerken,güçlü bir el kolunu kavradı.
”İyi misin?”
Karşımdaki kişinin kim olduğuna bakarken,kaşlarım istemsizce çatılmıştı.
”Bilerek mi yapıyorsun anlamıyorum.”
Kolumu yavaşça elinden çektim.
”Neden bilerek sana çarpayım ki?”
Özaya resmen yukarıdan bakıyordum.
Boyu 1,90 civarı olmalıydı.
”Yani beni göremeden,yol da çok açıkken hani bana nasıl çarpma ihtimalin oluyor?Onu anlamadım.”
Busenin kıkırdayışını duymazlıktan geliyordum.
”Neden bu kadar agresif birisin anlamıyorum bende.”
”Ne yapmamı bekliyorsun ki?Birbirimizi hiç tanımadığımız halde beni kahve içmeye davet ediyorsun.Trenden iniyorum peşimden takip ediyorsun.
Ne kadar normal bir durum sence?”
Buse bir anda önüme geldi.
”Bir dakika ne?Özay seni kahve içmeye mi davet etti?”
Sinirlendiğim zaman çenemi tutamadığım doğruydu.İçimden kendime küfürler savurup,iç çektim.
”Özay açıklasın bu durumu.Kahve içmeye gidiyorum ben.”
İçime oturan öfkeye baş kaldıramıyordum.Elimi göğüs kafesime koyup sakince nefes almaya çalışıyordum.
”Benimle bir gelsene sen!”
Mutfağın camından yağan yağmuru izlerken,Özayın sert ve kaba bir şekilde kolumdan çekişiyle resmen mutfaktan sürüklenerek gidiyordum.
”Ne yapıyorsun sen?Bırak kolumu!”
”Birazdan göreceksin ne yapacağımı!”
Şoka girmiş şekilde resmen sürüklenerek bahçeye doğru gidiyorduk.Gücü benden fazla olduğu için karşı koyamıyordum.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |