121. Bölüm

115: WINCHESTER MİRASI

Eda
selinayeda_x

-Düzenlenmiştir.

WINCHESTER MİRASI

''Bebeğimiz için!'' Fısıltısı adeta beni kendine getiren şey olmuştu.

O an, içimdeki öfke ve kırgınlık, Tyler’ın gözlerindeki derin pişmanlıkla yer değiştirdi. Yine de, bu pişmanlık duygusu bile içimdeki acıyı tam anlamıyla dindiremiyordu. İçsel bir çatışma yaşarken, Tyler’ın yumuşak dokunuşları ve samimi sözleri, içimdeki karmaşayı hafifletmeye başlamıştı.

Tyler’ın sözleri, içimde bir nebze rahatlama sağladı. “Bebeğimiz için…” ifadesi, Tyler’ın içtenliğini ve bizim için ne kadar mücadele ettiğini hatırlatıyordu. Yine de, bu acının tamamen geçmesini sağlayacak bir ilaç değildi.

Tyler, gözlerindeki derin pişmanlık ve hüzünle odadan çıktı. Kapının kapanışı, içimdeki boşluk hissini biraz daha belirginleştirdi. Onun arkasından bakarken, yalnızlık ve karmaşanın yoğunluğu içimi sardı. Tyler’ın gitmesi, bazı şeylerin hızla düzelmeyeceğinin farkına varmamı sağladı. Ancak, bu süreçte bebeğimizin sağlığı ve iyiliği, her şeyden önemliydi.

...

Odada yalnız kaldığımda, kendimi bir süre daha düşüncelere kaptırdım. Tyler’ın sözleri ve kararlılığı, içimde bir umut ışığı yaratmıştı. Bir yandan öfkelenmiş ve kırılmıştım, diğer yandan ise bebeğimizin geleceği için endişeleniyordum. İçsel çatışmam, içimi kemiren bir yara gibi hissediliyordu.

Bir süre sonra Sky içeri girdi.

Sky’ın gözlerinde, endişe ve dikkatle dolu bir ifade vardı. Benimle ilgilenmek için burada olduğunu biliyordum ve bu düşünce içimi biraz olsun rahatlattı.

Sky, sessizce yanımda oturdu ve omuzuma hafifçe dokundu. “Adelia,” dedi, sesi nazik ve rahatlatıcı bir tonla. ‘’Her şey bitti, vampirler sakinledi, savaş bitti. Nina sorunu yok oldu, şehir eski haline döndü. Ve ben de iyiyim. Ailem şehre geri dönecek, yeni dönemde kardeşim şehirde okuyacak ve ben de kaydımı buradaki üniversiteye alacağım. Her şey eskisi gibi normal olacak.’’

Başımı sallayarak rahat bir nefes aldığımda Sky yanıma gelerek oturdu.

‘’Nina’nın verdiği zehir seni mahvetmiş, soluduğun kül ise ölümcül kazığın ağacındandı. Neyse ki güçlüsün. İkiniz de sağlıklıymışsınız Lilith öyle dedi.’’ Zorlukla Sky’a gülümserken karnımdaki elini saniyeler içinde geri çekti ve bana döndü.

‘’Avcı kanları daha etkili olurmuş, bırak yardım edeyim, benden beslen.’’

Sky’ın sesindeki güven ve destek, içimdeki karanlık duyguları biraz olsun aydınlatmıştı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım, ardından hafifçe başımı eğdim.

Sky, yavaşça yanımda eğilerek, bir damla kan vermek için hazırlanmaya başladı. Güvenli bir şekilde hissettiğim bu an, içimdeki endişelerin bir kısmını hafifletmeye yardımcı oluyordu. Sky’ın desteği, iyileşme sürecimde önemli bir adım atmamı sağlıyordu.

Sky’ın yardımıyla, bedenimdeki zayıflığın ve acının bir nebze olsun azaldığını hissediyordum. İçimdeki karmaşa ve öfkenin yerini, güven ve huzur almaya başlamıştı.

Sky’ın sessizliği, kendimi toparlamama yardımcı oluyordu. Bir süre sonra, Sky nazikçe bana döndü. “İyi misin?” diye sordu, sesi endişe doluydu. “Sana nasıl yardımcı olabilirim?”

Gözlerimi açtım ve ona baktım. “Evet, iyiyim. Yardımın için teşekkür ederim. Ama hâlâ Tyler ve ailemle ilgili düşünceler var kafamda. Hepsi çok karmaşık ve içimi acıtıyor.”

Sky, başını sallayarak anladığını belirtti. “Bu duygular çok doğal. Yaşadıkların kolay değil. Tyler’ın pişmanlığı ve acısı seni üzebilir. Ama unutma ki, senin iyiliğin ve bebeğin sağlığı.’’

Sky’a gülümserken başımı omzuna yasladım. Sky konuşmasını sürdürdü.

‘’Tyler o hamleyi yaparken bende oradaydım ailemde. Hepimiz sakladık bu durumu ve öfkeni yönlendirdiğin tek kişi Tyler. Üstelik onunla birlikte bir bebek bekliyorken. Şu süreçte en çok onun desteğine ihtiyacın varken.’’

Sky’ın sözleri, beni derinden etkiledi. Gözlerim dolarken, başımı kaldırıp ona baktım. “Tyler’ın pişmanlığı ve acısı beni üzüyor. Ama aynı zamanda, bana yaşattığı acıların ve ailemin ölüm senaryosunun da etkisi büyük. İçimdeki öfke ve kırgınlık, onun pişmanlığından çok daha büyük. Her ne kadar desteklemek istese de, bu süreçte yaşadıklarımı unutamam. Her şey çok karmaşık.”

Sky, başını nazikçe sallayarak anlayışla baktı. “Anlıyorum, Adelia. İçindeki duygular çok karmaşık ve bu sürecin senin için zor olduğunu biliyorum. Ancak, Tyler’ın da büyük bir acı yaşadığını ve bu süreçte senin yanında olmanın onun için ne kadar önemli olduğunu anlamalısın. Onun pişmanlığı gerçek ve seni kaybetme korkusu, onu daha da zor durumda bırakıyor. Birlikte bu zorlukların üstesinden gelmek, hem senin hem de bebeğinizin iyiliği için çok önemli.”

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Sky’ın sıcak ve rahatlatıcı sözleri, içimdeki karmaşayı bir nebze olsun yatıştırıyordu. Ancak Tyler’ın verdiği acılar ve yaşanan trajedi, hala içimde derin bir yaraydı. Sky’ın destekleyici tavırları, bu süreci daha kolay atlatmam için bana güç veriyordu.

“Tyler’ın yanımda olması, onun desteğini kabul etmek istemiyorum gibi görünse de, belki de bu süreçte ona ihtiyacım var. Ama ne zaman kabul edeceğim, ne zaman affedeceğim bilmiyorum,” dedim, sesimdeki kararsızlık ve hüzünle.

Sky, başını nazikçe eğdi ve elini benim elime koydu. “Zaman her şeyin ilacıdır. Şu an hissettiğin acı ve öfke, yaşadıklarınla başa çıkmanın zor olduğunu biliyorum. Ama zamanla bu duyguların yerini daha olumlu şeyler alabilir. Tyler’ın sana olan sevgisi ve pişmanlığı, iyileşme sürecinde önemli bir rol oynayabilir. Senin ve bebeğinizin iyiliği için, belki de birlikte bu süreci atlatmak en doğrusu olacak.”

Sky’ın sözleri, içimdeki karmaşayı ve öfkeyi bir nebze olsun hafifletti. Her ne kadar iyileşme sürecinin uzun ve zorlu olacağını bilsem de, Sky’ın desteği ve anlayışı, bu sürecin daha az yalnız geçmesini sağlıyordu.

“Teşekkür ederim, Sky. Senin desteğin çok önemli ve bu süreçte bana güç veriyor. Tyler ile ilgili duygularım karmaşık ve zaman alacak, ama senin yardımın ve anlayışın sayesinde bu süreci daha iyi geçirebilirim,” dedim, içimdeki minnettarlığı ifade ederek.

Sky, nazik bir gülümsemeyle başımı okşadı. “Her zaman yanında olacağım, Adelia. Senin ve bebeğinizin iyiliği her şeyden önemli. Şimdi biraz dinlenmeye çalış, her şey yoluna girecek. Ve unutma, zamanla her şey daha iyi olacak.”

Sky’ın destekleyici sözleri ve samimi tavırları, iyileşme sürecimin bir parçası olarak içimde bir umut ışığı yaktı. Şu an, her şeyin yoluna girmesi için sabırla beklemekten başka bir şey yapamıyordum. İçimdeki acı ve karmaşa yavaş yavaş azalırken, Sky’ın desteği ve sevgisi, bu süreci daha kolay atlatmam için bana güç veriyordu.

Gözlerimi kapattığımda, üç günlük iyileşme sürecim boyunca geçirdiğim bu üç günün her anını hatırlıyorum. Her gün, kendimi biraz daha güçlü hissediyor ve içimdeki acı, yavaş yavaş hafifliyordu. Tyler’ın ve Sky’ın desteğiyle geçen bu günler, bana hem fiziksel hem de duygusal olarak yeniden güçlenmem için gereken zamanı verdi.

Geçen dört günün ardından haftanın bitmesine kalan bu üç günde anladığım kadarıyla Lilith gitmişti, Kanada’ya ailesinin yanına diğer kurt sürüleri ile geri dönmüş ve oradaki Nina sorununun gazap kırıntılarını toplamaya başlamışlardı.

Nina’nın saldırısında fazlaca kayıplar vardı. Elena ve Emily’i kaybetmiştik. Gordan da kendini kızları için feda etmişti. Üç aşçı ölmüşken Alfred kıl payı kurtulmuştu. Lilith Jonas ve bebek Martina ise uzaklardan izlemiş ve hiçbir şekilde karışmamışlardı. Böylece Nina onları bağışladı ve beni de alarak sürü topraklarından uzaklaştı.

Bir ağır yaralı vardı ki o da Ryan’dı.

Ryan benim hayatım adına kendi hayatını ortaya koymak isterken Nina ona acımamıştı. Savaşta yara alanlardan bir diğer kişi olarak yaralamıştı Ryan’ı da.

Tüm kayıplar Wilhelm’in büyük planında gizliydi.

İlmek ilmek işlediği planın derinliklerinde saklıydı.

İyileşme sürecimin ikinci partının İlk günü odada geçirdiğim zamanın çoğu uyuyarak geçti. Uyandığımda, etrafımda Tyler’ın endişeli bakışları ve Sky’ın nazik tavırları vardı. Tyler, her gün odama girdi, gözlerinde derin bir pişmanlık ve sevgi vardı. Bana nazikçe yaklaşıyor, beni iyileştirmek ve rahatlatmak için elinden geleni yapıyordu. Ama benim içimdeki öfke ve kırgınlık, onu tamamen kabul etmeme engel oluyordu. Yine de, onun yanımda olması ve desteği, iyileşme sürecimde önemli bir yer tuttu.

İkinci gün, kendimi biraz daha iyi hissetmeye başlamıştım. Vücudumun iyileşme süreci hızlanmış, karnımdaki sancılar azalmıştı. Ancak, içimdeki karmaşa ve öfke hala geçmemişti. Lilith’in burada olmaması, iyileşme sürecimi daha zor hale getirmişti ve bu durum, benim için büyük bir boşluk yarattı. Onun desteği, bu süreçte çok önemliydi ve yokluğu, iyileşme sürecimi zorlaştırıyordu.

O gün, Sky sık sık yanıma geldi ve bana moral vermek için elinden geleni yaptı. Konuşmaları, beni rahatlatmaya ve iyileşme sürecimi hızlandırmaya yönelikti. Gözleri her zaman endişe dolu, ama aynı zamanda destekleyici bir tavır içindeydi. Onun yanımda olması, Lilith’in yokluğunu biraz olsun hafifletmeye çalışıyordu. Sky’ın samimi tavırları ve destekleyici sözleri, içimdeki acıyı bir nebze olsun azaltıyordu.

Üçüncü gün, iyileşme sürecimde önemli bir adım attım. Gözlerimi açtığımda, güneş ışığının odanın içinde dans ettiğini ve hafif bir rüzgarın pencereyi salladığını hissettim. Kendimi oldukça zinde hissediyordum. Vücudumun iyileşme süreci, her geçen gün daha belirgin hale gelmişti. Karnımdaki hareketler, bana güç ve umut veriyordu.

Geçen tüm bu bir haftalık sürecin ardından bir sabah, gözlerimi açtım ve odanın sessizliğini dinledim. Doğanın hafif rüzgarı ve kuşların cıvıltısı, iyileşme sürecimde bana huzur veriyordu. Yavaşça doğrulup oturdum ve karnıma dikkatle dokundum. Artık beş aylık hamileliğimde, bebeğimin varlığı bana güç ve umut veriyordu. Kendimi her geçen gün biraz daha iyi hissetmeye başlamıştım.

Yavaşça ayaklandım, bacaklarım hâlâ biraz zayıf olsa da denge sağlayarak yürüyebiliyordum. Odaya adım attığımda, Tyler ve Sky’ın bana destek olma çabalarının gerçekten işe yaradığını hissettim. Odayı gözden geçirdim, kendimi daha güçlü hissettiğimde, içimde bir arzunun kıvılcımlarını hissettim. Lewis’in bizden aldıklarını geri kazanmak, içimde büyüyen bir istek haline gelmişti.

Odadan çıkıp koridora geçtiğimde, Sky hemen yanımda belirdi. “Adelia, nereye gidiyorsun?”

Gözlerimi ona çevirip hafif bir gülümseme ile yanıtladım. “Biraz dolaşmak istiyorum. Kendimi iyi hissediyorum. Ayrıca, Lewis’in bizden aldığı her şeyi geri almak istiyorum. Artık bu savaşı tamamen bitirmemiz gerekiyor.”

Sky, endişeli bir şekilde bana baktı. “Dikkatli olmalısın. Hala iyileşme sürecindesin.‘’

O an Sky’ın sözlerini keserek yürümeye devam ettim.

‘’Ben iyiyim, kendimi de gayet iyi hissediyorum!’’

Sky, derin bir nefes aldı ve başını salladı. “Peki, seninle gelirim. Yanında olmam sana yardımcı olabilir.”

Birlikte yürüyüşe başladık. Her adımda içimdeki kararlılık ve güç artıyordu. Melez evinin bahçesine çıktığımızda temiz hava beni karşıladı.

Sky’ın yanı sıra, bahçede adımlarımızı yavaşlatırken derin bir nefes aldım. Temiz hava, taze yeşillikler ve kuşların cıvıltısı, kendimi yeniden doğmuş gibi hissetmeme yardımcı oluyordu. Bahçede dolaşırken, melez evinin huzur veren ortamı ve doğanın kucaklayıcı atmosferi, içimdeki kararlılığı daha da pekiştiriyordu.

Sky, yanımda sessizce yürürken, bahçenin her bir köşesini inceledi. Evin bahçesi, yeşil bitkilerle dolu ve gökyüzü masmavi görünüyordu.

O an Nina’nın söylediklerini Sky ile paylaşma ihtiyacı hissettim.

‘’Laboratuvar, gizli arsa belgeleri ve bir sera. Her şey Lewis’in bizden kaçırdıkları. Nina her şeyi açıkladı. Ama bunları nerede bulacağımı bilmiyorum. Şehrin neresinde olduklarını da.’’

Sky, düşünceli bir şekilde konuşmaya devam etti. “Laboratuvar ve gizli arsa belgeleri genellikle şehirdeki büyük binalar veya devlet dairelerinde saklanır. Şehirdeki eski endüstriyel bölgeler ya da özel şirketlerin kayıtları bu tür bilgileri içerebilir. Seralar ise daha çok şehir dışındaki kırsal bölgelerde ya da eski tarım arazilerinde bulunabilir.”

Tam o sırada kapının yavaşça açılması ile dışarıya Tyler çıkmış ve adımları bulunduğumuz yeri bulmuştu.

Tyler’ın adımları sessiz ama kararlıydı. Bakışları ise doğrudan benim üzerimdeydi. Derin bir nefes alarak ona döndüm. Gözlerinde, sadece beni değil, taşıdığım bebeğimizi de korumak isteyen bir adamın kararlılığı vardı.

"Adel." dedi yumuşak ama ciddiyetle dolu bir sesle, "Elliot ve Lucas bulduğu belgelere bakmak isteyebilirsin, cevapların orada.’’

Onun bu sözleri kalbimin hızlanmasına neden oldu. Kaçırılan her şeyin nihayet elimizde olabileceği fikri zihnimde yankılanıyordu. Tyler, elindeki belgeleri dikkatlice bana uzattı. O anda belgelerin ne kadar önemli olduğunu hissedebiliyordum.

"Elliot ve Lucas, Winchester’ların şehir dışındaki gizli evini buldu," dedi Tyler, gözlerimi dikkatle izleyerek. "Bu evde gizlenmiş olan tüm belgeler ve Nina’nın bahsettiği her şey elimizde. Sadece seranın yeri değil, laboratuvarın kaydı ve Lewis’in diğer tüm sakladıkları da burada."

Belgeleri yavaşça elime aldım, parmaklarımın arasındaki kağıtların ağırlığını hissederken gözlerim sayfalara kaydı. Seranın konumu... Şehrin dışında, eski bir tarım arazisinin derinliklerinde saklıydı. Laboratuvarın kaydı, eski bir devlet binasında gizlenmişti, şehrin merkezine yakın bir noktadaydı. Ve Winchester'ların şehrin sonlarındaki gizli evi, bize karşı planladıkları her şeyin başlangıç noktasıydı.

Bu bilgiler birer cevap değil, birer savaş sebebiydi. Kaybettiklerimi geri kazanmak için elimde olan şeylerdi.

Derin bir nefes aldım, içimdeki karmaşa yerini daha da büyük bir kararlılığa bırakıyordu. Lewis’in benden aldığı her şeyi geri alacaktım.

Winchester mirasını geri kazanacaktım.

Belgeleri sıkıca kavrayarak Tyler’a döndüm. "Bu sefer, her şeyin peşine düşeceğim. Kaybettiklerimi geri alacağım.’’

Tyler, elimi tutup sıkıca kavradı. "Ben hep yanındayım, Adelia.’’

Sky ise kararlı bir şekilde ekledi. "Hepimiz yanındayız. Lewis’in sırlarını gün yüzüne çıkaracak ve kaybettiklerini alacağız.’’

O anda, içimdeki güç ve kararlılık zirveye çıkmıştı. Artık hiçbir şey beni durduramazdı. Kaybettiklerimi geri almanın vakti gelmişti ve bu savaşta yalnız değildim.

Başımı Tyler’a çevirerek, sesimdeki gerginliği saklamadan sordum. "Peki ya Emery?’’

Tyler, sorumu duyduğunda yüzündeki ciddiyet daha da belirginleşti. Bir an duraksadı, ardından kaşlarını çatıp derin bir nefes aldı.

‘’Ne kadar büyük bir problem olsa da onu öldürmek yerine senin de gördüğün gibi hipnoz ettim. Bize düşman eğitilmiş. Brad ile ilgilenmeye ve kendine getirmeye çalışıyoruz.’’

Tyler’a başımı sallayarak söze girdim.

‘’Yardım etmek istiyorum.’’

Tyler’ın sözleri beynimde yankılandı, gözlerimin içine derinlemesine bakarken kaşlarının çatıklığı daha da belirginleşmişti. Emery’nin hâlâ yaşıyor olması, içimde hem bir umut hem de korku uyandırmıştı. Onu öldürmek yerine hipnoz etmek... Tyler’ın bu kararını anlıyor olsam da, içimdeki bir şeyler hala Emery’i geri getirme umudunu taşıyordu.

"Yardım etmek istiyorum," dedim, sesimdeki kararlılığı daha da vurgulayarak. Tyler bir an için bakışlarını benden ayırmadan duraksadı, sanki içimdeki kararlılığı tartıyor gibiydi. Gözlerindeki şüpheyi hissettiğimde, içimde bir şeyler kırılacakmış gibi geldi. Bu işe dahil olmak zorundaydım, bu onun kadar benim de savaşımdı.

“Adelia…” Tyler’ın sesi yumuşak ama aynı zamanda sertti, beni koruma arzusunun açık bir yansımasıydı. “Bu iş o kadar basit değil. Emery tehlikeli. Hipnoz etkisinde bile ne yapacağı belli olmaz. Seni tehlikeye atmak istemiyorum.”

Başımı inatla sallayarak karşılık verdim. "Beni hep tehlikeden korumaya çalışıyorsun, Tyler. Ama ben sadece izleyici kalamam. Emery bir zamanlar benim dostumdu, benim ailemden biriydi. Onu geri getirebilecek biri varsa, o da benim."

Tyler derin bir nefes aldı, adımlarını sıklaştırarak bana doğru yaklaştı. Gözlerinde beliren tereddüt beni bir an olsun düşündürdü; ama içimdeki kararlılık beni daha da ileri itti. "Onunla konuşmama izin ver. Eğer gerçekten hipnoz altındaysa, belki onu geri getirebilirim."

Tyler sonunda pes etti, bakışlarında bir kararlılık belirdi. “Peki, ama tek bir şartla. Orada asla yalnız olmayacaksın. Brad ve ben seni yalnız bırakmayacağız.”

Başımı onaylarcasına salladım ve Tyler’ın bana yol göstermesine izin verdim. İçimdeki endişe, Emery’i bir kez daha görecek olmanın yarattığı karışık duygularla birleşmişti. Geçmişin hatıraları, onun gülüşü, hepsi birden zihnime hücum ediyordu. Onunla yeniden yüzleşmeye hazır mıydım? Bilmiyordum. Ama denemek zorundaydım.

Emery’nin tutulduğu yere vardığımızda, odaya adım attığım an kasvetli bir hava beni karşıladı. Burası bir zamanlar sıcak sohbetlerin yapıldığı bir yerdi, şimdi ise yalnızca karanlık ve soğuk bir hava hâkimdi. Emery köşede, elleri bağlanmış bir şekilde duruyordu. Gözleri yarı açık, yüzünde tanıdığım o ifadeden eser yoktu. Tanıdığım Emery gitmiş gibiydi. Kalbim acıyla sıkıştı.

Ona doğru bir adım attım, Tyler ve Brad arkamda sessizce bekliyordu. İçimdeki duygular, kelimelere dökülmek için adeta can atıyordu. "Emery…" dedim, sesimdeki kırılganlığı gizleyemeyerek.

Başını yavaşça bana doğru çevirdi. Gözlerinde o tanıdık bakışı görmek için çabalıyordum, ama gözleri soğuk ve donuktu. Bir anlık sessizlikten sonra, hafifçe mırıldandı. "Adelia.’’

O ses tonu… O kadar yabancıydı ki. İçimdeki umut bir nebze kırıldı, ama vazgeçemezdim. Ona doğru bir adım daha attım. "Beni hatırlıyor musun? Biz bir zamanlar birbirimize aittik. Dosttuk. Aileydik."

Bir süre sessizce bana baktı, gözleri derin bir boşlukla doluydu. Sonra, alaycı bir şekilde güldü. "Aile mi? Aileler ihanet etmez, Adelia."

Kalbimde bir bıçak darbesi gibi hissettim sözlerini. ‘’Sana ihanet etmedim Emery. Sen… Öldü sanmıştım seni!’’

"Ölmüş müyüm peki!?’’ diye homurdandı, sesi soğuk ve acı doluydu. ‘’Ve sonunda, işte buradayım."

Emery’nin yüzündeki donukluk bir an için değişti, ama o eski sıcaklık yerine yalnızca acı vardı. "O Emery öldü, Adelia haklısın. Ve onu asla geri getiremeyeceksin."

Kalbim daha da ağırlaştı. "Öyle deme. Bir zamanlar biz birlikteydik, en zor zamanlarda bile birbirimizi bırakmadık. Şimdi de bırakmayacağım."

Emery, yüzünde çelişkili bir ifadeyle sessiz kaldı. Gözlerinde bir şeyler titreşiyordu ama bunu adlandıramıyordum. Yavaşça ona yaklaşıp ellerini tuttum, soğuk teni benimkini yakarcasına sertti. "Ben buradayım, Emery. Seni asla yalnız bırakmayacağım."

Bir süre sessiz kaldı, sadece bana baktı. İçimdeki duygusal yük ağırlaştıkça, onunla geçirdiğimiz anılar bir bir gözümün önünden geçti. Belki de onu kurtarmak için yapabileceğim tek şey buydu: hatırlatmak, eskiyi geri getirmek. Ama bir adım daha atamadan, Tyler’ın sesi arkamda yankılandı. "Adel, yeter."

Gözlerimden yaşlar dökülmeye başladığında Tyler beni kolumdan nazikçe geri çekti. "Ona zaman vermelisin," dedi yumuşakça. "Bu kolay olmayacak."

Brad, Emery’ye yaklaştı ve onun bağlarını daha sıkı kontrol etti. "Ona zaman tanımalıyız," dedi, bana bakarak. "Hipnoz etkisi çözülmeye başlayabilir, ama bu süreç uzun ve zor olacak."

Başımı hafifçe eğdim, Tyler’ın elini hissettim omzumda. "Hadi, Adelia," dedi Tyler. "Dinlenmelisin."

Tyler beni odama götürdüğünde yorgunluğun bedenimi sardığını hissettim. Odaya girdiğimizde, bana yardım ederek yatağa oturmamı sağladı. Gözlerim hâlâ dolu doluydu, ama içimdeki kararlılık kırılmamıştı. "Emery’i geri getireceğiz," diye fısıldadım. "Başaracağız."

Tyler başını onaylarcasına salladı. "Evet, geri getireceğiz. Ama önce senin dinlenmen lazım."

Yatağa uzandım, yorgunlukla gözlerimi kapattım. Zihnimde Emery’nin o soğuk gözleri dolaşırken, içimde ona olan inancım hâlâ canlıydı. Belki de gerçekten çok zor olacaktı, ama onu geri getirmek için ne gerekiyorsa yapacaktım.

Ertesi sabah uyandığımda kendimi daha güçlü hissediyordum. Tyler’ın dediği gibi, dinlenmek bana iyi gelmişti. İçimde yeniden doğmuş bir enerji vardı. Yatakta doğrulup etrafıma baktım. Yeni bir gün başlıyordu ve bu kez her şeyin daha farklı olacağına inanıyordum.

Bahçeye çıktığımda kurt adamların eski sürü bölgelerini tadilatı için hazırlık yaptıklarını gördüm.

Thomas ve sürüsü… Evlerine kavuşacaktı.

Bende öyle!..

Tüm bu kaosun ardından bir düzen ve yenilenme zamanı başlamıştı. Doğanın yeniden canlandığını, insanlar ve yaratıkların hayatlarına geri döndüğünü görmek içimde bir umut yeşertiyordu.

O an, seramı ve evimi özlediğimi fark ettim. Doğaya ve kendime yeniden kavuşma zamanıydı. Tyler’ın yanına gidip ona kararlı bir şekilde söyledim. "Serama ve evime dönmek istiyorum. Artık eski hayatıma geri dönme zamanı."

Tyler, gözlerimdeki kararlılığı görerek başını salladı. "Evet," dedi yumuşakça ‘’Yeni bir başlangıç yapmak için hazırsın.’’

Tyler’ı başımla onayladığımda Tyler düşünceli bir şekilde sordu.

‘’Emery hakkında ne düşünüyorsun?’’

Ah Emery…

Öncelikleri belirlemenin işte zamanıydı.

Boş bir eve gitmek mi, aileden birini kurtarmak mı?

Cevap aslında çok basitti!

Tyler’ın sorusu zihnimde yankılanırken bir an duraksadım. Gözlerimi yere indirip içimdeki karmaşayı bastırmaya çalıştım. Emery... Onu düşündükçe içimde acı ve umut karışık bir şekilde çırpınıyordu. Ama önceliklerimi belirlemem gerektiğini biliyordum. Boş bir eve gitmek mi, yoksa aileden birini kurtarmak mı? Cevap aslında çok basitti. Emery’i geri getirmek, onu kendine kavuşturmak için ne gerekiyorsa yapmalıydım.

“Emery,” diye başladım, gözlerimi tekrar Tyler’a dikerek. “Onu geri getireceğim. Ailemizden birini kaybetmeye tahammül edemem, hele de o hâlâ bir umut varken.”

Tyler bana sessizce bakarken gözlerinde bir anlayış gördüm. Onun bu kararıma karşı çıkmayacağını biliyordum. Belki de içten içe Emery’i geri getirebileceğime o da inanıyordu. Fakat bu işin kolay olmayacağını da biliyorduk.

Sabah erkenden Emery’nin tutulduğu odaya geri döndüm. Odaya adım atar atmaz soğuk bir rüzgar gibi içimi ürperten kasvetli hava yine üzerime çökmüştü. Emery, her zamanki gibi köşede sessizce oturuyordu. Ellerindeki bağlar onu sabit tutuyordu ama gözlerinde hâlâ o soğuk, boş bakış vardı. İçi boş bir kabuk gibi görünüyordu.

İlk gün, sadece ona yaklaşıp sessizce yanına oturdum.

Emery…" diye fısıldadım, ama karşılığında hiçbir tepki alamadım. Gözleri hâlâ donuktu. Ona anlatmaya başladım; Wilhelm ve Nina'nın ona yalan söylediğinden, onu bir kukla gibi kullandıklarından bahsettim. Ama sanki söylediklerim havada asılı kalıyordu.

O gün saatlerce konuştum. Eski anılarımızı anlattım, birlikte geçirdiğimiz güzel zamanları hatırlattım. Ona nasıl güvendiğimi, dostluğumuzun benim için ne kadar önemli olduğunu söyledim. Ama her şey boşunaydı. Emery sanki orada değildi, bambaşka bir yerdeydi.

O gece yatağıma döndüğümde gözlerimden yaşlar süzüldü. Onu geri getirmek düşündüğümden çok daha zor olacaktı. Ama pes etmeyecektim. Emery için savaşmak zorundaydım.

Şekil... 

Bölüm : 09.12.2024 20:12 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Eda / VAMPİRİSTİK Serisi / 115: WINCHESTER MİRASI
Eda
VAMPİRİSTİK Serisi

80.77k Okunma

15.4k Oy

0 Takip
135
Bölümlü Kitap
VAMPİRİSTİK01: HER ŞEYİN BAŞLANGICI02: GİZLİ PARTİ GECESİNDEN BİR ÇİFT DİŞ03: PARANOYA SONRASI GERÇEKLİK04: BİR VAMPİRİN SIRRI05: KAÇAMAK06: RUH VE BEDEN07: YÜZLEŞME08. AV VE AVCI09. TATLI BİR BİRLİKTELİK10. WİLHELM SORUNU11.OTELİN KEYFİ12. AİLE EVİ13. KAYIP14. AFFEDİŞ15. WİNCHESTERLER16. ORMANIN HÜKÜMDARLARI17. MELEZ1.SEZON FİNALİ2. SEZON TANITIM19: YENİDEN DOĞUŞ20: İYİLEŞME21: DOĞUM GÜNÜ22: KURT EVİNDE DOLUNAY ETKİSİ23: MELEZ İLE BAŞ BAŞA BİR GECE24: BİR PANSUMAN MESELESİ25: MELEZ EVİNDE MELEZ İMTİHANI26: KARANLIKTA SAKLANAN GÖLGE27: İNSANÜSTÜLERLE İMTİHANDA28: ANTRENMAN29: MELEZİN ÖZELİ30: AKUAMARİN TAŞI31: BİR MELEZ SORUNSALI32: GEÇMİŞİN İZLERİ33: BOKS MAÇI34: MELEZ DE BİR VAMPİR35: ÜÇ BENZEMEZ2. SEZON FİNALİ3.SEZON TANITIM37: YAŞAMLA ÖLÜM ARASINDA BİR YERDE38: SON STRATEJİ BÜKÜCÜ39: DOĞUŞUN SAATİ40: TYLER SALVADORE41: DÖNÜŞÜM42: KANDAŞ SAVAŞI43: MELEZLİK SORUNLARI44: ACININ IZTIRABI45: DOLUNAYIN ETKİSİZLİĞİ46: MELEZLERİN DANSI47: SAĞLIKÇI İLE ALFA48: BEBEK MARTİNA49: GELİŞİM VE BÜYÜME50: ADELİTO VE SKYİTO51: KAOSUN GETİRİSİ52: GEÇMİŞE DÖNÜŞ53: BALO3. SEZON FİNALİ4. SEZON TANITIM55: BİR YILDIZIN SON PARLAKLIĞI56: AV VE AVCININ İŞBİRLİĞİ57: GEÇMİŞİN İZLERİ58: ZÜMRÜDÜANKA59: ANILARIN YÜKÜ60: YENİDEN DOĞUŞUN ÇAĞRISI61: GEÇMİŞLE YÜZLEŞME62: SÜRÜ SORUNLARI63: KONSEY64: GEÇMİŞTEN BİR HEDİYE65: İÇİNDEKİ VAMPİRİ KONTROL ET66: AVCI İÇGÜDÜSÜ67: BİR CİLVE MESELESİ68: KAYIPLAR VE YARALAR69: MELEZ GÜÇLER70: VEDA ÖPÜCÜĞÜ71: GEÇMİŞTEN BİR ARKADAŞLA YÜZLEŞME72: VEDA ARDINDAKİ SIR73: MONTANA YOLCULUĞU74: KANLI SAVAŞ75: GÜÇ ARZUSU76: BİR DÜŞMANIN SONU4. SEZON FİNALİ5.SEZON TANITIM78: YENİ BAŞLANGIÇLARA79: KANADA SÜRÜSÜNDE YAŞAMA AİDİYET80: BİR BUNGALOV SORUNU81: SÜRÜDE İLK ANTRENMANLAR82: ŞEHRİ KAZANMANIN YOLU83: TAÇSIZ KRAL VE KRALİÇE84: CASUS85: EVE DÖNÜŞ86: HİPNOZ ADIMLARI87: FESTİVAL88: KORUMA İÇGÜDÜSÜ89: MELEZLİK 10190: GÜCÜN İRADESİ91: HUZURLU KOLLAR92: ŞELALE YÜKSELİRKEN93: HUZURUN MANZARASI94: DUYUMLAR VE FİLİZLER95: TERAPÖTİK BİR ANTRENMAN96: EVLİLİK ADIMLARI97: SON DÖVÜŞ İLK KAN98: ÇİÇEĞİ BURNUNDA GELİN99: KURT ADAMIN DÜĞÜNÜ5. SEZON FİNALİ101: BİR BEBEK MESELESİ102: İDDİA ÜZERİNE103: AÇ KURT104: AŞERME MÜCADELESİ105: SÜRÜYE İTİRAF106: KAN ÇEKİMİ107: YENİDEN VEDALAR108: NINA WAYNE'NİN YIKIMI109: TUTULMA110: GÜÇ OYUNLARI111: PLAN PLANA6.SEZON FİNALİ7. SEZON TANITIM113: KANLI MÜCADELE114: SAVAŞIN GÖLGESİNDE115: WINCHESTER MİRASI116: SANCILAR VE HORMONLAR117: ELİAS VE DAMİEN118: BEBEK ODASI TADİLATI119: VAMPİRLERİN KONTROLÜ120: BİR DÜĞÜN MESELESİ121: YENİDEN MERHABA HAYAT122: DAMIENLİ SABAHLAR123: İYİ Kİ DOĞDUN MARTİNA124: KABUSLARIN BAŞLANGICI125: MAĞARAYA YOLCULUK126: KAYIPLAR VE KAÇIŞLAR ÜZERİNE127: SONUN BAŞLANGICIFİNALSON SÖZ
Hikayeyi Paylaş
Loading...