62. Bölüm

58: ZÜMRÜDÜANKA

Eda
selinayeda_x

-Düzenlenmiştir.

ZÜMRÜDÜANKA

Evde bütün işler karışmışken herkes iki cansız bedenle bakışmaktaydı.

Birinin hayata geri döneceği kesin iken bir diğerininki ise tamamen meçhuliyetten ibaretti.

Elliot o bir kurt adam olduğu için gümüş dışında bir şeyle asla ölemezdi ve yakında uyanırcasına hayata geri dönecekti.

Adelia ise... Onun için işler biraz daha farklı ve biraz fazla karışıktı.

Bünyesi kaldırmadığı sürece onun için ölüm tam anlamıyla bir sondu, çıkmaz bir sokak, batmış bir titanik!

... 

Sky gitmişti; Lydia, Jonas ve bebek Martina odalarına alfanın emriyle odalarına çekilmişti. Aşağıda büyük bir kavga döneceği gayet aşikardı.

Tyler Maya’ya bir bakış attı.

‘’Adelia’yı... Odama çıkarır mısın, lütfen!?’’

Maya Tyler’ı başıyla onaylayıp tam harekete geçeceği esnada Thomas... Uzun bir süredir alfalığına rağmen sessiz kalan Thomas... O an büyük bir felaketin habercisi olarak boğazını temizledi.

Az sonra büyük bir felaketin çıkacağı herkes tarafından anlaşılmış bir gerçekti.

‘’Sen burada kalacaksın!’’ dedi Thomas emredercesine Maya’ya.

Maya olduğu yerde kalakalırken bakışları Tyler ve Thomas arasında git gel yapmaktaydı.

Tyler’ın bakışları sert bir şekilde Thomas’ı bulurken Tyler da tıpkı alfa gibi boğazını temizledi.

‘’Bunun kararını sen mi veriyorsun!? Özellikle de bu kişi Maya iken!?’’

Tyler’ın sesi bir üst tonda normalden biraz daha kuvvetli çıkarken Thomas onun aksine kendini geri çekmekten sakınmayarak gür ve de tok sesiyle bağırdı.

‘’Evet! Bu sürünün alfası benim, üstelik gerçek alfası. Maya ise benim sürümün bir betası! İstese de istemese e o benim verdiğim emri yerine getirmekle yükümlü ve buna sen bile mani olamazsın. Sen sadece yarısı bir kurt adam olan vampirsin, üstelik alfa bile değilsin!’’

Tyler Thomas'a doğru bir adım attığında Thomas sözlerini sürdürdü.

‘’Sürümden bir betaya saldırdın, üstelik saldırmakla da kalmadın. Aramızda bir anlaşma vardı ve sen o anlaşmayı bozdun. Çok ileri gittin...’’ Thomas sözlerine devam edecekken artık Tyler da altta kalma niyetinde değildi.

Bir kez daha üste çıkma cesaretini göstererek bağırdı.

‘’Şimdi değil, anlamıyor musun onun yanında olmaz!?’’ İkisinin de bakışları bir anda Tyler’ın kucağındaki cansız bedene kaydı. Thomas ağzını açtığı esnada tam bir şey söylemeye yeltenirken o an aralarına Brad dahil olarak ikisinin arasına geçti ve sırtını Thomas’a döndü. Adelia’yı Tyler’ın kucağından alma ve Tyler’ın da dediği gibi onu Melez’in odasına götürme niyetindeydi!

‘’Bana ver... Elimden geldiği kadar ilgileneceğim, en azından aranızdaki bu dostane sohbet sonlanana kadar.’’ Tyler’ın Adelia’yı tutan elleri Brad’in sözlerinden sonra biraz gevşerken Brad Adelia’yı Tyler’ın kolları arasından almak için yeltendi. O an Thomas devreye girmiş ve bir kez daha sesini yükseltmişti, tok sesiyle.

‘’Sohbetimiz zaten bitmişti! Dağılın hepiniz, Jessica ve Fernando Elliot ile ilgilenin. Lilith Lydia’ya bak lütfen, Lucas ve Maya... Kafanıza göre takılın işte. Siz ise!..’’ Elleri de bakışları da melezlerin üstündeydi. Brad yukarı kata! Sen benimle kalacaksın hala yarım kalmış bir sohbetimiz var!’’ Ardından alfanın tok sesi bir kez daha yankılandı odanın koridorlarında.’’Hadi dağılın çabuk, salonu da boşaltın, kimse burayı dinlemeyecek!’’

Herkes alfanın emrine itaat edercesine salonu terk ettiğinde ortamda sadece Tyler ve Thomas’ın iki güçlü silüeti kalakalmıştı. Brad, Lilith ve Maya; Adelia ile birlikte üst katın merdivenlerini tırmandıklarında Lilith Lydia’ya bakmak adına bir üst kata daha çıktı. Brad ve Maya ise Adelia ile ilgilenmek adına aynı tarafa yönelmişlerdi, Melez’in odasına!

... 

Thomas ve Tyler salonun ortasında karşı karşıyalardı.

Thomas Tyler’a doğru bir adım attı.

‘’Sana gerçekte de inanamıyorum!’’ dedi Thomas bir hışımla. Tyler ise onun bu sözlerine içerlemişti.

‘’Asıl ben! Asıl ben seni anlayamıyorum bunu nasıl yaparsın!?’’ Ardından Thomas bağırdı.
‘’Bunu bana sen yaptırdın!? Alfalığımı sorgulayacak en son kişi sensin ve de sürüme zarar vermek için öne atılacak! Babamın yeri bende ayrıdır ve babam sana değer veriyordu. O yüzden sınırını zorlama yoksa eski bağlar dinlemem, maalesef ki!’’

Thomas’ın bu sözlerine Tyler göz devirerek boğazını temizlediğinde Thomas onun vereceği bir cevabı beklemekteydi.

‘’Bir daha Maya’yı ikili durumalrın içine sokma. Bırak kız kendi istediğini yapsın. O senin sürünün bir parçası olabilir ama çok yara aldı anlıyorsun değil mİ? Onun için sadece Lucas var ve hayatını ona bağışladığım için ben varım sen sadece onun sürüsünün alfasısın onu zor duruma düşürme Thomas bu önemli bir rica sadece!’’ Tyler’ın bu sözleri Thomas’ı tatmin etmişti ama Thomas’ın kayıtsız kalışı onu tatmin etmemekteydi. O yüzden Tyler bir kez daha söze girme kararrı aldı.

’Yalnız farkında mısın bilmiyorum ama...’’ diyerek söze girdi Tyler. Ardındansa sözlerini sürdürdü. ‘’O içerdeki cansız yatan, canıyla boğuşup hayat mücadelesi veren kişi herhangi biri değil! Onun tek bir saç teline bile zarar geldiğinde dünyayı yakıp yıkacak kadar ileri gidebilirim bunu da en iyi sen bilirsin Thomas! Ve sen!.. Brad Adelia’yı incitirken neredeydin, öylece durup izledin, yoksa onu sürüden mi kovuyorsun sırf benim gibi oldu diye mi? Şartlar aynı Thomas, her kim olursa... Süründen birisi dahi Adelia’ya dokunursa benim için fark etmez, cezasını misliyle ödeyecek!’’

Thomas tıpkı Tyler gibi Tyler’ın bu sözlerine içerledi. Ardından boğazını temizleyerek ona soğuk bir şekilde ama öfkeden uzakça karşılık verdi.

‘’Hatırladığım kadarıyla...’’ diyerek sözlerini sürdürdü. ‘’Wilhelm hala hayatta! Yoksa... Onu öldürmeyi başarabilmiştin miydin? Dur bir saniye!.. Biz onu öldürecek kıvama getirdiğimizde onun hayatını kurtaran sendin! Şimdi nasıl öldürmeyi becerebilecektin ki zaten!? Onu ilk başta kuşkusuzca öldürseydin bunların hiçbiri olmayacaktı, şehir çoktan bizimdi! Ha bu arada... Sürümden birine dokunduğunu görürsem aynı şekilde bende sana dokunmaktan hiç çekinmem! O yüzden... İttifakı bozmak yerine ayağını denk alsan iyi edersin. Hatırladığım kadarıyla koca bir vampir sürüsüne karşı bir başına karşılık verebilecek kadar güçlü değilsin!’’

Tyler Thomas’ın bu sözlerine derin bir iç çektiğinde yanaklarını şişirerek ofladı. Ve biliyordu ki Thomas sözlerinde fazlasıyla haklıydı.

Fırsatı varken onu orada öldürmeliydi, böylelikle Adelia’ya asla zarar veremezdi ama Tyler diğer yolu seçmişti. Tıpkı Thomas gibi eski bağların anısına bir kereliğine verilen ikinci bir şansı. Ve bu şans Wilhelm tarafından hiçbir şekilde iyi kullanılmamıştı. Aksine hayat felsefesi sadece yıkımla yaşamak olmuştu. Onun ölümü kesindi ama onun tek derdi yanında götürebileceği kadar canı götürmek olacaktı. Wilhelm kaostan beslenen bir gecenin prensiydi. Kan ritüeli sonucu tıpkı Tyler gibi ebeveynlerini kaybeden. Ama Tyler’dan bir farkı vardı ki o da zamanla ortaya çıkacak ve tarihin tozlu sayfalarından gün yüzüne çıkarak aydınlığa kavuşacak derin bir sırdı.

... 

Tyler kaşlarını çattı, gözleri Thomas’ın gözlerine kilitlendi. Sözleri yavaş ve keskin bir tonda çıktı.

"Adelia’nın başına bir şey geldiğinde bunun tek sorumlusu Wilhelm olmaz, Thomas. Hepimizin payı var. Ama unutma, Ben seçtim, sen ise emir verdin. Şimdi kalkıp bana hesap mı soruyorsun?"

"Seçtin mi? Tyler, seçmekle kaçmak arasındaki farkı bilmez misin? Wilhelm’e şans tanımak seçmek değil, zayıflıktı! Ben onu yaptığım harika bir planla toprağa gömece ve hükmünü yerle bir edecekken geldin ve her şeyi bozdun. Ve o zayıflık şimdi Adelia’nın hayatına mal olabilir. Hâlâ bunu göremiyor musun?"

Tyler, Thomas’ın bu sözlerine sinirlenmişti ama duygularını belli etmemeye çalıştı. Gözlerini bir anlığına yere indirdi, sonra tekrar kaldırdı.

"Zayıflık mı diyorsun?" dedi alaycı bir gülümsemeyle. "Senin gibi her şeyini kaybetmemek için tutunan birine bu sözleri söylemek gerçekten ironik. Ben geçmişe tutundum ve her şeyin doğa kanunlarına göre ilerlemesine izin verdim.’’

Thomas sinirle ileri atıldı, Tyler’ın yüzüne doğru bir parmak salladı.

"Geçmişe tutunmak mı? Ben geçmişi bir araç olarak kullanıyorum, Tyler! Sen ise geçmişin seni zincirlemesine izin verdin. Ben sana bir arkadaş olarak yardım etme sözü verdim ama sen her şeyi batırdın. Wilhelm ile alacak vereceğim var dedin onu yaşatmana izin verdim. Karşılığında şehrimizi geri alacaktı sen de ondan intikamını! Ama... Görüyor musun bak her şeyi bir zayıflıkla yine ve yine mahvettin! Tıpkı geçmişte de olduğu gibi!’’

Tyler hızla Thomas’ın parmağını itti. Ses tonu, tehlikeli bir soğuklukla doluydu.

Ortama bir kükreme hakim olduğu yeri göğü inletircesine bir türden.

‘’Kes sesini!’’

Ortamda kısa bir süre sessizlik hakim olurken sessizliğin arasından bir boğaz temizleme sesi duyuldu. Ardından Thomas sakin kalırcasına söze girdi.

‘'Gerçeklerle yüzleşmek ağırdır Tyler! Özellikle de o gerçek yüzleşenin hatasıyla kaynaklanan büyük bir sorun olduğunda!’’

Tyler sessiz kaldığında Thomas sözlerini sürdürdü.

‘’Zayıfsın inkar etme. Sürü bölgemizde her ne kadar kendini geliştirmeye çalışsanda o kız olduğu sürece epey bir zayıfsın. Ne gerçeği görüyorsun ne de yetenekleri kullanabiliyorsun. Adelia’yı iki kere kaybettin Tyler! Hadi birincisini toyluğuna verelim, ikincisi neden gerçekleşti. O an soğuk kalabildin mi, düzgün düşünebildin mi? Yoksa tek düşündüğün şey o kız mu oldu?’’ Tyler Thomas’ın bu sözleriyle bir kez daha gerçeklerle yüzleştiğinde en nihayetinde uzun uzadıya beklettiği cümleleri de sakince sarf edebilmişti.

"Adelia’ya ne olacağını düşünüyorsun, Thomas? Bu yaşanan onca şeyi nasıl ona açıklayabilirsin, açıklayabilir misin ya da? Ona bizim hatalarımızın bedelini ödediğini nasıl söyleyeceksin? ‘’

‘’Wilhelm’i öldürme planın var mı ki senin? Tek düşündüğün Adelia idi senin, onunla yakınlaşmak ve tıpkı eskisi olmak. Ve ardından zaman geçtikçe geçti ve hiçbir ilerleme kat edemedin. Ama düşman durmadı aramızdan birini senin gibi yaptı. Ve sıra şimdi de Adelia’yda. Kendi sonunu hazırlarken yanında olabildiğince kişiyi götürmeye çalışıyor göremiyor musun? Bir an önce durdurulmaya ihtiyacı var ama senin tek düşündüğün zaafın olan o kız! Burada sürüyü kurtarmaktan bahsediyoruz. Egoları bir kenara bırakma zamanı geldi.’’ diyerek çıkıştı Thomas.

Tyler onun bu sert sözlerine karşın sadece derin bir nefes aldı, yumruklarını sıktı ve sesini alçaltarak konuştu.

‘’Senin tek düşündüğün sürü güvenliği iken senin bu yaptığın ego değil ve benim Adelia’ya karşı duyduğum hisler mi ego oldu şimdi? Sen... Hislerimi anlayabilecek bir seviyede misin ki? Söylesene, hiç oldu mu hayatında birisi ya da yakın duyduğun bir kişi!..’’

O sırada Thomas gerildi. Elleri yumruk şeklini olurken zihninde tek bir yüz belirmişti. Tyler Thomas’ı dikkatle izlerken Thomas sert tavırlarıyla öne atıldı.

‘’Sürümden uzak duracaksın. Bu sürüden bir daha kimse yaralanmayacak ya da meleze dönüşmeyecek. Hiçbir betama zarar vermeyeceksin. Anlaşma ince bir iplik üzerinde şuan. Beni kendine düşman etme Tyler zararlı çıkarsın.’’

Bu sözlerden sonra Tyler arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı. Thomas ona bakarken dişlerini sıktı. Gözlerinde hem öfke hem de bir parça hayranlık vardı. Tyler’ın kararlılığı, Thomas’ın içindeki çatışmayı derinleştirmişti.

Tyler kapıya yaklaşırken arkasına dönüp son bir kez konuştu.

"Unutma, Thomas. Bu savaşı kazanırsak, herkesin hatalarını ödediği bir gün gelecek. Ve o gün geldiğinde seninle yeniden konuşacağız."

Ve ardından Tyler gitmeden önce Thomas da ekstra bir şey ekledi konuşmanın sonuna.

‘’Ha bu arada!.. Burada iki melez varken sana kimse melez diye hitap etmeyecek artık Tyler, bunu da bil istedim.’’

... 

Karanlık gökyüzü, kırmızımsı ışıkların üstüne düşen koyu bulutlarla kaplıydı. Kurt evinin geniş bahçesinde, geceye baskın bir sessizlik hâkimdi. Yıldızlar, uzaktaki gece manzarasına çiseleyen birkaç ışık hüzmesi sunuyordu. Kalabalık, yalnızca hafif bir fısıltıyla, büyük bir anın eşiğinde olduklarını hissettiren bir gerginlik içinde bekliyordu.

Kurt Evinin kasvetli taş duvarları arasında yankılanan gergin sessizlik, adeta fırtına öncesi bir durgunluğu andırıyordu. Maya, Thomas’ın müdahalesinden sonra geri çekilmişti, ama hala gözlerinde o tehditkâr ışıltı vardı. Tyler, Adelia’nın başında durmuş, onun solgun yüzüne bakıyordu.

Yaşama dair hiçbir belirti göstermeyen Adelia’nın bu hali, Tyler’ın içini bir buz kütlesi gibi donduruyordu.

Thomas, otoritesini yeniden kurarak ortamı dengeledikten sonra, derin bir nefes aldı. "Hepiniz yeterince eğlendiyseniz, artık asıl meselemize odaklanalım," dedi soğuk bir sesle. Bu sözleriyle, Fernando ve Elliot’un alaycı fısıldaşmalarını da kesmişti. Elliot, dişlerini sıkıp Thomas’a meydan okuyan bir bakış attıysa da, Thomas’ın sert duruşu karşısında daha fazla üstelemedi. Sadece sessizce geri çekildi.

Tyler, Adelia’nın soğuk elini kavradı. Onun bu halini görmek, içindeki bir yarayı daha da derinleştiriyordu.

‘’Seni kaybetmeyeceğim.’’ Dedi Tyler. Ve ardından ekledi. ‘’O vedayı da burnundan fitil fitil getireceğim tamam mı!?’’

Ama bu sözler, Tyler’ın içinde yankılanan umutsuzluğa bir çare olmuyordu.

Adelia yatakta sessizce nefes bile almadan yatarken alt kattaki konuşma seslerini tek tek dinliyordu Tyler.

Thomas’ın betaları nasıl dize getirdiğini, Ellioth’un her şeye rağmen söylemeye devam ettiği şeyleri, Brad’in ve Maya’nın nasıl sakin kaldığını, kısacası her şeyi duymuştu.

Thomas, durumu daha fazla tırmandırmadan, “Herkes yerini bilsin,” diyerek gruba son bir uyarı yaptı. Bu uyarı, aralarındaki gerginliği bir nebze olsun hafifletmişti.

Tyler, derin bir nefes alarak Adelia’ya tekrar baktı.

‘’Savaşma onunla. Bırak içine işlesin, iliklerinde gezsin, seni sarıp sarmalasın… Ölmemiş ol ne olur!’’

Tyler sıkıca Adelia’nın elini tutarken odaya kimsenin girmeye de cesareti yoktu o an.

Kurtlar nihayet Adelia’nın durumunun ciddiyetini kabullenmiş gibiydi. Fernando’nun yüzündeki küçümseyici ifadeler, yerini daha dikkatli ve mesafeli bir duruşa bırakmıştı.

Tyler, Adelia’yı yaşatmak için her şeyini ortaya koymaya hazırdı. Onu tekrar hayata döndürebilecek tek şeyin ne olduğuna dair belirsizlikler içinde kıvranıyordu ama içinde yanan umut kıvılcımı, henüz tamamen sönmemişti.

Kurt Evi'nin geniş bahçesi, üzerinde yoğun bir sessizlikle kaplıydı. Gece karanlığı, ufukta ince ince süzülen koyu bulutlarla daha da derinleşmişti. Gökyüzü, kırmızımsı bir ışıltı yayarak geceye egemen olmaya çalışıyordu. Bahçede eski taşlardan yapılmış duvarların arasından geçen rüzgar, geceyi sessiz bir fısıldamaya dönüştürüyordu. Yıldızlar, uzaktaki gece manzarasına gizemli bir parlaklık katıyor, ama ışıkları, kurumuş yaprakların üzerinde titreyen bir sönüklükten fazlasını sunmuyordu.

Mark, sürüden atılmış bir omega olarak, derin bir hüzünle ve gölgelerle örtülü bir geçmişin izlerini taşıyarak Tyler’ı Leon’a tanıttı. Tyler, sadece yedi yaşındaydı ve büyüklerin arasında nasıl bir yer edineceği konusunda hala öğrenme aşamasındaydı. Thomas, Leon’un yanında durarak, ciddiyet ve saygıyla Mark’ın yanına yaklaştı.

Leon, geniş omuzlarına sahip, güçlü bir alfa olarak, Tyler’ın yanına gelirken göğsünü gururla kabarttı. “Thomas, bu Tyler. Oğlum.”

Thomas, naif ve samimi bir gülümseme ile Tyler’a elini uzattı. Tyler, biraz çekingen ve utanarak, bu yeni tanıdığı kişiye elini uzattı. Thomas’ın elini sıkarken, elleri terlemişti ve gözlerinde bir parça endişe vardı. Thomas, Tyler’ın bu haliyle empati kurarak, anlayışlı bir tavır sergiledi.

Leon, çocukların daha fazla yakın kalmasını istemedi. “Çocuklar, biraz uzaklaşın. Büyüklerin özel konuşması var.”

Tyler ve Thomas, Leon’un işaret ettiği uzaklığa doğru adım atarken, ortamda bir gerilim artışı yaşanıyordu. Tyler, Thomas’la birlikte biraz daha uzaklaştıklarında, gölgeler arasında konuşmaya başladılar. Tyler’ın sesi, göğün karanlığında yankılanan bir tehditkâr ton taşırken, Thomas’ın yüzündeki gülümseme, bu sert tavrı yumuşatmaya çalışıyordu.

“Burada kimse adımı bilmeyecek,” dedi Tyler, sesi karanlığın içine gömülen bir komut gibi. “Ben Melez’im, sadece Melez. Kimsenin ismimi bilmesine gerek yok. Zaten birazdan buradan gideceğiz. Senin de bunu unutmaman iyi olur.”

Thomas, Tyler’ın bu sert sözlerine rağmen, bir anlayış ve güven duygusu taşıyarak yanıt verdi. “Anlaştık, Melez,” dedi. “Sen istemediğin sürece sana istemediğin bir isim ile seslenmeyeceğim.” Thomas, başını sallayarak, bu anlaşmayı onayladı.

Tyler, Thomas’ın bu anlayışlı yaklaşımına bir nebze olsun rahatladı. Thomas’ın omzuna hafifçe dokundu ve gülümseyerek başını eğdi. “Teşekkürler,” dedi. Bu basit teşekkür, Tyler’ın içindeki güvensizliğin bir nebze olsun yatıştığını ifade ediyordu.

Leon, o sırada yüksek sesle oğlunu çağırarak, “Oğlum, hadi gidiyoruz,” dedi. Sesindeki sert ton, bir emir verirken bile içindeki babalık duygusunu gizleyemiyordu. Tyler ve Mark, sessiz adımlarla oradan ayrıldılar.

Leon, Tyler’ın uzaklaşan silüetini dikkatle izlerken, oğluna dönerek, “İyi çocuk değil mi?” diye sordu. Yüzündeki gurur ve minnettarlık, bir babanın evladına duyduğu derin sevgiyi yansıtıyordu.

Thomas, Leon’un bu sorusuna sadece kafa sallamakla yetindi. “Evet, iyi çocuk,” dedi, ardından da ekledi, “Aslında, burada kalsa iyi anlaşabilirdik.” İçindeki hüzün ve umut, sesine yansıyan bir belirsizlik taşıyordu.

Ve o gece, gökyüzü hâlâ kapalı bulutlarla örtülmüş, yıldızlar sadece uzak bir parıltı olarak kalmıştı. Her adımda, geçmişin izleri ve geleceğin belirsizliği arasında bir denge arayışı sürüyordu. Tyler, Mark’ın yanında sessiz bir yolculuğa çıkarken, geçmişin ve geleceğin, umutların ve endişelerin gölgeleri arasında yol alıyordu.

Tyler ve Thomas ilk o zaman karşılaşıp tanışmışlardı. Tyler ilk o zaman Kral emrini vermişti. Tyler işte o zaman isimsizliğe bürünmüştü. Bu konuda ona ilk itaat eden Thomas olsa da… İkinci itaatsizliği gösterecek olan da yine kendisiydi!

Evdeki gerilim daha da artarken ve herkes diken üstündeyken olmuştu her şey!

Kurt Evi’nin ağır havası, adeta meyus bir sessizlikle doldurulmuştu. Adelia’nın ölü bedeni, Melez’in odasında yatağın üzerinde uzanıyordu.

Karanlık ve soğuk duvarlar arasında, odanın derin köşelerindeki gölgeler, ölüme gömülmüş bir hayatın sessizliğini paylaşıyordu. Melez’in odası, daha önce yaşanmış tüm anıların yükünü taşıyordu; her köşe, her mobilya, Adelia’nın yaşamının sona erdiği anın yankılarıyla doluydu.

Thomas, Melez’in yanına yaklaştığında, odanın dingin atmosferi bir anda gerildi. Adelia’nın cansız bedeni, odanın merkezine konmuştu ve Thomas, gözleri öfkeyle parlayan, yüzünde derin bir üzüntü barındıran bir ifadeyle odaya girdi. Yıllardır güven duyduğu Tyler’a olan güveni, bu trajik olayla birlikte sarsılmıştı. Thomas’ın her adımı, odanın ahşap zemininde yankı yapıyor ve aniden karanlıkta bir dizi gölge oluşturuyordu.

Tyler, Adelia’nın yanına eğilerek sessizce başını eğdi. O an, tüm dünya sanki durdu ve sadece Adelia’nın ölümüyle yüzleşen Tyler ile Thomas kaldı. Thomas’ın gözleri, Tyler’a odaklanmış, içindeki öfke ve hayal kırıklığı derin bir şekilde yansımıştı. Tyler’ın yüzündeki boş ifade, tüm duygularını saklamaya çalışıyordu; ancak, acının ve suçluluğun izleri yüzündeki hatlardan sızıyordu.

“Tyler!” Thomas, sesiyle odanın dört bir yanına yankı yaptı, sesinin keskinliği bir bıçak gibi havada asılı kaldı.

‘’Sınırı aştığının farkına var! Brad bir, Adelia iki! Ama üçüncüye affım olmaz bilesin! Acıma duygumu kapatırım. Ve her kimi dönüştürürsen öldürüm! Yıllar önce bir tane melez varken şimdi iki tanesi aynı evde. Ve Adelia ise… Bünyesi kaldırdığı sürece melez sayılır! Tyler! Ne söz verdiysem unut! Bu evde birden fazla melez varken sana bu şekilde seslenmeye devam etmeyeceğim, artık benim için sadece Tyler’sın, dümdüz Tyler! Buna göre hareket et ve betalarıma dokunma!’’

Thomas’ın otoriter sesi tüm evi inlettiğinde Tyler’ın artık saklayacak bir şeyi kalmamıştı. Evdeki tüm kurtların kulağında doğuştan melezin ismi yankılanırken Thomas verdiği sözden caymış, beş yaşında krala nasıl itaat etmiş ise şimdi de itaatsizlik yaparak ona kafa tutmuştu.

Ve bu şartlar altında…

Kralın kim olduğu gerçekten tartışılırdı!

Tyler, başını kaldırarak Thomas’a baktı. Gözlerinde, yılların yükü ve pişmanlık bir araya gelmişti. “Thomas, beni dinle,” dedi Tyler, sesindeki titremeyi gizlemeye çalışarak. Ama bu Thomas’ın umurunda bile olmadı. Ve odadan çekip gitti!

O an, Thomas’ın sözcükleri bir yargıç gibi Tyler’a çarpıyordu. O an, tüm Kurt Evi’nin sakinleri, bu acı dolu yüzleşmeye tanıklık ediyordu. Herkesin gözleri, Tyler ile Thomas arasındaki gerilime odaklanmıştı. Thomas’ın yıllardır savunduğu sözleri, o gece Adelia’nın ölümünün ardından, çökmüş ve yerle bir olmuştu.

Tyler, Thomas’ın arkasından bakarken, derin bir pişmanlık ve üzüntü hissetti. O an, tüm Kurt Evi’nin sakinleri, bu acı dolu yüzleşmeye tanıklık etmeye devam etti. Thomas’ın sözleri, Tyler’ın içindeki derin yara ve suçluluğu daha da artırmıştı. Tyler, Thomas’ın arkasından sessizce bakarken, içindeki tüm yükün ağırlığını hissetti.

Tyler ve Thomas'ın Kurt Evi'nde yeniden buluştuğu gece, eski taş duvarların yankılanan sessizliği içinde yoğun bir anlam taşıyordu. Thomas ve Tyler, geçmişte tanışmış ve yolları, hayatın karmaşası içinde kesişmişti. O gece, bu ikinci karşılaşma, daha derin bir bağın kurulmasına zemin hazırlayacaktı.

Leon, Tyler'ı karşılamak için geniş ve etkileyici bir salonda oturuyordu. Odanın duvarları, tarih kokan eski eşyalarla doluydu; tahta raflar üzerinde eski kitaplar ve dergiler, masanın üzerinde ise çeşitli dövüş aletleri vardı. Salonda hafif bir mum ışığı parlıyordu, ortamı sakinleştiren bir huzur veriyordu. Tyler, Leon’un davetini kabul ederek, bir süre burada kalmak üzere geldiğinde, Leon’un misafirperverliğinden faydalanmayı umuyordu.

Leon, Tyler’a kendini tanıtmak ve iyi karşılamak için odanın ortasında duruyordu. “Tyler, hoş geldin. Uzun bir yolculuktan sonra buradasın. Burada geçireceğin süre zarfında sana yardım etmeye hazırız

Thomas, Leon’un yanına doğru yürüyerek, Tyler’a dönüp dostça bir gülümseme ile elini uzattı. “Melez, seni yeniden görmek güzel. Daha önce tanıştığımızı unutmuş değilim,” dedi. “Burada seninle güzel eğitimler alacağız.’’

Tyler, Thomas’ın elini sıkarak, “Teşekkür ederim Thomas. Buraya gelmemin nedeni, eski yaralarımı sarmak ve kendimi yeniden bulmak. Senin ve Leon’un desteğiyle bu geceyi verimli geçirebileceğimizi umuyorum,” dedi.

Leon, Tyler’a göz kırpıp, “Thomas’a verdiğim eğitimlerin benzerini sana da vereceğim. Bu süre zarfında kendini yeniden keşfetmeni sağlayacağız. Eğitimin ardından içinde bir yerlerde geçmişle yüzleşmek için kendinde bir güç bulacaksın.’’

Gecenin ilerleyen saatlerinde, Leon ve Thomas, Tyler’a eski dövüş teknikleri ve stratejiler hakkında kapsamlı bir eğitim verdiler. Tyler, ilk başta zorlansa da, Leon’un ve Thomas’ın tecrübeleriyle kendisini hızla toparladı. Eğitimler zorlu ve yoğun geçti; Thomas, Tyler’a dövüş becerilerini geliştirirken, Leon da ona güven kazandırmak için elinden geleni yaptı.

Leon, konuşmayı başlatmadan önce derin bir nefes aldı. “Tyler, geçmişin seni rahatsız etmeye devam ettiğini duydum. Neler olduğunu anlatmak istersen, seni dinlemeye hazırım.”

Tyler, Leon’un teklifine karşılık vermeden önce, masanın üzerinde gezinen parmaklarını izledi. “Geçmişin içinden kaçmak istiyorum,” dedi, sesi alçakgönüllü ve biraz da çökük. “Ama bazı anılar peşimi bırakmıyor. Annem ve babam… Onların ölümü… Beni bu yaşta bile etkileyen bir karanlık. Şimdi burada, geçmişin ve geleceğin bu noktasında, kendimi bir yere koyamıyorum.”

Leon, Tyler’ın gözlerindeki acıyı ve umutsuzluğu fark ederek, omuzlarına hafifçe dokundu. “Seni anlıyorum, Tyler. Bu yaşta yaşadıkların, bir ömre bedel olabilir. Ancak burada sana bir aile olarak destek olacağız. Thomas, seninle konuşurken, bu gece ne yapmamız gerektiğini anlatacak.”

Thomas, Tyler’ın yanına yaklaşarak, “Geçmişin seni burada tutuyor gibi görünüyor,” dedi. “Ama buradan ayrıldığında, ne yapmak istediğini bilmek zorundasın. Geçmişin seni engellememesi için burada destek olabiliriz.”

Tyler, Thomas’ın sözlerini dikkatle dinleyerek, “Bu gece, geçmişimi ve geleceğimi nasıl şekillendireceğimi öğrenmek istiyorum. Sadece buradan çıkıp devam etmek istiyorum,” dedi. “Geçmişin karanlıkları, önümdeki yolu aydınlatacak kadar güçlü.”

Leon ve Thomas, Tyler’ın kararlılığını ve sıkıntısını anladılar. Thomas, gülümseyerek, “O zaman bu gece üzerinde düşünmen gereken birçok şey var. Burada yalnız değilsin,” dedi. “Hadi, hep birlikte bu yolda yürüyelim.”

Tyler, Thomas’ın teklifini kabul ederek, Leon’un gözleriyle onaylanan bir kararın arkasında durdu. Gece boyunca, Kurt Evi’nin taş duvarları, genç yaşta büyük sorumluluklar taşıyan bir adamın karanlık geçmişinin ve geleceğe olan arayışının öyküsünü saklıyordu.

Gece ilerledikçe, konuşmalarının derinliği, Tyler’ın içsel mücadelelerine ışık tutacak ve onu gelecekteki adımlarında yönlendirecekti. Thomas, Tyler’a olan desteğiyle, genç yaşına rağmen içsel bir bilgelik ve anlayış sergilemeye devam etti.

Ve o gece, Kurt Evi’nin duvarları arasında, geçmişin izleri ve geleceğin belirsizlikleri arasında bir köprü kuruldu. Tyler’ın ve Thomas’ın yolları, geçmişin karanlıklarından sıyrılarak, geleceğe doğru umut dolu adımlar atmak için birleşmişti.

Tyler, eğitimlerin ardından kendini daha güçlü ve hazır hissediyordu. Eğitim sürecinin sonuna yaklaşıldığında, Tyler, Leon’a ve Thomas’a teşekkür ederek, onlara olan minnettarlığını dile getirdi.

“Leon, burada geçirdiğim süre boyunca bana çok yardımcı oldunuz. Teşekkür ederim,” dedi Tyler, Leon’un omzuna dostça bir şekilde dokunarak. “Ve Thomas, seninle tekrar karşılaşmak harikaydı. Sana da teşekkür ederim.”

Leon, Tyler’ın teşekkürlerini kabul ederek, “Her zaman buradayız, Tyler.’’ dedi.

Tyler, Leon’un sözlerini dinledikten sonra, Thomas’a dönerek dostça bir sarılma ile veda etti. “Yolun açık olsun Melez.’’ dedi Thomas, Tyler’ın omzuna vurarak. “Eminim ki, seninle aynı dövüşte olsaydık, kesinlikle yenilmez olurduk.”

Tyler, Thomas’ın dostane sözlerine gülümseyerek, “Umarım bir gün yine karşılaşırız. Yoldaşlığınız için teşekkür ederim,” dedi. Sonrasında, Tyler ve Leon’un ardından, Thomas odanın kapısına doğru yürüdü ve ardından Leon Thomas’a dönerek, “İyi çocukmuş, değil mi?” diye sordu.

Thomas Leon’un bu sözlerine karşılık verdi. “Evet, iyi çocuk.’’

Ardından ‘’Belki bir gün, aynı dövüşün savaşçıları olarak ortaya çıkarız ve gerçekten yenilmez olabiliriz.” Diye ekledi.

Leon ve Thomas, Tyler’ın arkasından bakarlarken onun uzaklaşan silüeti, geçmişin yaralarının iyileştiği ve geleceğin umutlarının ışıldadığı bir yolculuğun habercisi gibi görünüyordu. O gece, Kurt Evi’nin duvarları arasında, eski zamanların ve yeni başlangıçların birleştiği bir an yaşandı.

 

 

Bölüm : 21.09.2024 14:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Eda / VAMPİRİSTİK Serisi / 58: ZÜMRÜDÜANKA
Eda
VAMPİRİSTİK Serisi

80.77k Okunma

15.4k Oy

0 Takip
135
Bölümlü Kitap
VAMPİRİSTİK01: HER ŞEYİN BAŞLANGICI02: GİZLİ PARTİ GECESİNDEN BİR ÇİFT DİŞ03: PARANOYA SONRASI GERÇEKLİK04: BİR VAMPİRİN SIRRI05: KAÇAMAK06: RUH VE BEDEN07: YÜZLEŞME08. AV VE AVCI09. TATLI BİR BİRLİKTELİK10. WİLHELM SORUNU11.OTELİN KEYFİ12. AİLE EVİ13. KAYIP14. AFFEDİŞ15. WİNCHESTERLER16. ORMANIN HÜKÜMDARLARI17. MELEZ1.SEZON FİNALİ2. SEZON TANITIM19: YENİDEN DOĞUŞ20: İYİLEŞME21: DOĞUM GÜNÜ22: KURT EVİNDE DOLUNAY ETKİSİ23: MELEZ İLE BAŞ BAŞA BİR GECE24: BİR PANSUMAN MESELESİ25: MELEZ EVİNDE MELEZ İMTİHANI26: KARANLIKTA SAKLANAN GÖLGE27: İNSANÜSTÜLERLE İMTİHANDA28: ANTRENMAN29: MELEZİN ÖZELİ30: AKUAMARİN TAŞI31: BİR MELEZ SORUNSALI32: GEÇMİŞİN İZLERİ33: BOKS MAÇI34: MELEZ DE BİR VAMPİR35: ÜÇ BENZEMEZ2. SEZON FİNALİ3.SEZON TANITIM37: YAŞAMLA ÖLÜM ARASINDA BİR YERDE38: SON STRATEJİ BÜKÜCÜ39: DOĞUŞUN SAATİ40: TYLER SALVADORE41: DÖNÜŞÜM42: KANDAŞ SAVAŞI43: MELEZLİK SORUNLARI44: ACININ IZTIRABI45: DOLUNAYIN ETKİSİZLİĞİ46: MELEZLERİN DANSI47: SAĞLIKÇI İLE ALFA48: BEBEK MARTİNA49: GELİŞİM VE BÜYÜME50: ADELİTO VE SKYİTO51: KAOSUN GETİRİSİ52: GEÇMİŞE DÖNÜŞ53: BALO3. SEZON FİNALİ4. SEZON TANITIM55: BİR YILDIZIN SON PARLAKLIĞI56: AV VE AVCININ İŞBİRLİĞİ57: GEÇMİŞİN İZLERİ58: ZÜMRÜDÜANKA59: ANILARIN YÜKÜ60: YENİDEN DOĞUŞUN ÇAĞRISI61: GEÇMİŞLE YÜZLEŞME62: SÜRÜ SORUNLARI63: KONSEY64: GEÇMİŞTEN BİR HEDİYE65: İÇİNDEKİ VAMPİRİ KONTROL ET66: AVCI İÇGÜDÜSÜ67: BİR CİLVE MESELESİ68: KAYIPLAR VE YARALAR69: MELEZ GÜÇLER70: VEDA ÖPÜCÜĞÜ71: GEÇMİŞTEN BİR ARKADAŞLA YÜZLEŞME72: VEDA ARDINDAKİ SIR73: MONTANA YOLCULUĞU74: KANLI SAVAŞ75: GÜÇ ARZUSU76: BİR DÜŞMANIN SONU4. SEZON FİNALİ5.SEZON TANITIM78: YENİ BAŞLANGIÇLARA79: KANADA SÜRÜSÜNDE YAŞAMA AİDİYET80: BİR BUNGALOV SORUNU81: SÜRÜDE İLK ANTRENMANLAR82: ŞEHRİ KAZANMANIN YOLU83: TAÇSIZ KRAL VE KRALİÇE84: CASUS85: EVE DÖNÜŞ86: HİPNOZ ADIMLARI87: FESTİVAL88: KORUMA İÇGÜDÜSÜ89: MELEZLİK 10190: GÜCÜN İRADESİ91: HUZURLU KOLLAR92: ŞELALE YÜKSELİRKEN93: HUZURUN MANZARASI94: DUYUMLAR VE FİLİZLER95: TERAPÖTİK BİR ANTRENMAN96: EVLİLİK ADIMLARI97: SON DÖVÜŞ İLK KAN98: ÇİÇEĞİ BURNUNDA GELİN99: KURT ADAMIN DÜĞÜNÜ5. SEZON FİNALİ101: BİR BEBEK MESELESİ102: İDDİA ÜZERİNE103: AÇ KURT104: AŞERME MÜCADELESİ105: SÜRÜYE İTİRAF106: KAN ÇEKİMİ107: YENİDEN VEDALAR108: NINA WAYNE'NİN YIKIMI109: TUTULMA110: GÜÇ OYUNLARI111: PLAN PLANA6.SEZON FİNALİ7. SEZON TANITIM113: KANLI MÜCADELE114: SAVAŞIN GÖLGESİNDE115: WINCHESTER MİRASI116: SANCILAR VE HORMONLAR117: ELİAS VE DAMİEN118: BEBEK ODASI TADİLATI119: VAMPİRLERİN KONTROLÜ120: BİR DÜĞÜN MESELESİ121: YENİDEN MERHABA HAYAT122: DAMIENLİ SABAHLAR123: İYİ Kİ DOĞDUN MARTİNA124: KABUSLARIN BAŞLANGICI125: MAĞARAYA YOLCULUK126: KAYIPLAR VE KAÇIŞLAR ÜZERİNE127: SONUN BAŞLANGICIFİNALSON SÖZ
Hikayeyi Paylaş
Loading...