@seloss
|
HERKESE MERHABA, BU BENİM İLK KURGUM. YANLIŞLARIM OLURSA CHATTEN YAZARSANIZ SEVİNİRİM Maktulün yüzü açıldığında buz kestim "Hayır, hayır, olamaz. Şu an olmaz.!" Yerde yatan kişi, benim çocukluğumun, kız kardeşimin, umudunun katiliydi. Ama o ölmemeliydi. O, cezaevlerinde çürümeli, ölmek için yalvarmalıydı. Bende bir terslik olduğunu fark eden Kayra bir gariplik olduğunu çoktan anlamıştı. Çok zeki biriydi zaten. Anlamaması garip olurdu. "Savcım, iyimisiniz?" Değilim "Sana neden savcı olmak istediğimi anlatmıştım, hatırlıyorsun değil mi?" Kendine düşünmek için birkaç saniye verdikten sonra gözleri büyüdü. Anlamıştı. Sol elini omzuma attı. "İstersen biraz dinlen, toparlanınca devam edersin." Ağlamak istiyordum, ama ağlamamalıydım. Eğer bu olay ortaya çıkarsa davadan alınabilirdim. Ve bu riski asla almazdım. Alamazdım. "Senden bir şey isteyeceğim. Bu olaydan kimseye bahetmeyeceksin. Aramızda. Bir kişiden bile duyamayacağım. Anlaşıldı mı?" Verdiğim mesajı anlamıştı. "Emir anlaşıldı savcım." "Siz devam edin. Emniyette buluşuruz."dedikten sonra arabama bindim. Nereye gittiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sadece kimsenin olmadığı biryere gitmeye ihtiyacım vardı...
🌹🌹🌹 Kayra'dan... "Konteynere mi atmışlar?" Dedim yanımdaki polis arkadaşa. İsim hafızam berbattı. "Evet komiserim. Dün gece sularında atmışlar. Sabaha karşı burdaki çöp toplayan arkadaş bulmuş." Diyerek bizden birkaç metre uzakta duran ve travma etkisinde olduğu için titreyen çöpçüyü gösterdi gözleri ile. "Yaş aralığı?" "40-45 olarak düşündük komiserim. Erkek." "Anladım. Ben savcıyı ararım. Olay yeri incelemeye de söyle, arkamızdan kovalayan yok. Yavaş yavaş, dikkatlice arasınlar. Ha, birde arkadaşı psikoloğa sevk edin. Kolay kolay atlatabilecek birine benzemiyor. "Anlaşıldı komiserim." Diyerek uzaklaştı. Benimde elim telefonuma gitti. Gül'ü arayıp olayı anlattım. 15 dakika sonra dibinde bitmişti bile. Gül'ün zor bir geçmişi vardı. Ve buna rağmen hep bana destek olmuştu. Tabiki bende ona. "Hoşgeldiniz savcım." "Hoşbulduk komiserim, maktulün yüzünü görelim." "Hay hay savcım! Ortalama 40-45 yaşlarında gibi. MAKTULÜN YÜZÜNÜ AÇIN SAVCI BAKACAK!" "Konteyner? Gerçekten mi? Keşke biraz mantıklı olsalarmış." "Cidden. Ama bizim işimiz kolaylaşıyor, çokta şikayet etmeyelim derim." "Olur derim." Maktulün yüzü açıldığında Gül'e baktım. Buz kesmişti. Bir terslik vardı. "Hayır, hayır, olamaz! Şu an olmaz!" "Savcım, iyimisiniz?" "Sana neden savcı olmak istediğimi anlatmıştım, hatırlıyorsun değil mi?" Birkaç saniye düşünmek için kendime süre verdim. Siktir. Bu o muydu? Şu anlık yapabileceğim pek bir şey yoktu, Gül'e biraz dinlenmesini söyledim. "Senden birşey isteyeceğim. Bu olaydan kimseye bahetmeyeceksin. Aramızda. Bir kişiden bile duyamayacağım. Anlaşıldı mı?" Davayı kaybetmemek için yapıyordu. Eğer öğrenilirse davayı elinde tutamazdı. Bunun ikimizde farkındaydık. "Anlaşıldı savcım." Arabasına binip gitti. Umarım kendine birşey yapmaz. Ya yaparsa? Peşinden git. Benim birkaç işim var, 1-2 saate dönerim. Siz devam. Arabama binip arabasını takip etmeye başladım.
🌹🌹🌹 Gül'den... Arabayla yayla gibi bir yere gelmiştim. Kimsenin olup olmadığını kontrol ettim. Kimsenin olmadığını anladığımda ağlamaya başladım. Sessizce ağladım. Tutamadığım sözler için. Kardeşimin katilinin öylece ölmesi için. Kardeşim için. O gece için. Herşey için... Ama Dur bir dakika... Arkamda bir araba var. Bu ne şimdi? Arabayı çalıştırdım. Hızlandım, hızlandı. Yavaşladım, yavaşladı. En sonunda durdum, o da durdu. Torpidodan silahımı alıp arabadan indim. "Savcı Gül Yosun! Yavaşça arabadan in! Silahım var!" 5 numara cam filmi ne ya. Yüzü gözükmüyor. Arabadan inen kişiyle şok oldum. Kayra? "Korkma, benim. Ama temkinli olmanı sevdim." "Lan öyle mi gelinir, ödümü kopardın!" "Tamam tamam özür dilerim." "Sen niye geldin? Yalnız kalmak istediğimi söylemiştim." "Ne yapsaydım Gül? Ya kendine birşey yapsaydın? Bu psikolojiyle alıp başını gitmene izin veremezdim. Vermem de. Sende aynısını yapardın." "Yinede beni takip edemezsin." Yanıma gelip ellerimden tuttu. "Gül'üm" dedi. Ne zaman kötü olsam böyle yapardı. "Gül'üm, güzelim. Şu an iyi değilsin. Seni öylece bırakamadım. Ağlayacaksan da benim yanımda ağla. Solma. Yorulunca bana yaslan. Ben seni saklarım. Hem sen şu zamana kadar solmamışsın. Şimdi mi solacaksın? Alınması gereken bir intikam var. Sakın durma. Anla beni." Kayra ile abi kardeş gibiydik. Beden 3 yaş büyüktü. Yeri geliyor ben onun ablası oluyordum, yeri geliyor o da benim abim oluyordu. "Senden birşey isteyebilirmiyim?" "Söyle güzelim." "Bana sarılır mısın?" Şaşırdı. Beklemiyordu. Sonra yüzüne bir tebessüm kondurdu ve kocaman sarıldı bana. Kendimi tutamayarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Bir süre sonra ağlamam iç çekişlere dönüştü. O anda hala sarıldığımızı fark ettim. Kıpırdamamıştı. "Bundan sonra bana abi de. Kanka yok. Senin ailen artık benim. Anlaştık mı?" "Anlaştık." "Neymişim ben?" "Abim" Gülümsediğini hissettim. "Tam duyamadım. Neymişim neymişim?" Çocuk gibi kıkırdamadan edemedim. "Benim abim." "Güzel. Hadi gel gidelim. Katili bulduktan sonra ellerinden öperiz." Güldüm. Sonra o kendi arabasıyla, bende kendi arabamla emniyete doğru yol aldık...
BURAYA KADAR OKUDUĞUNUZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM!!!
|
0% |