@sema.x07
|
Elimden geldiğince kısa sürelerle bölüm atmaya çalışıcam. Bu bölüm Erna için biraz sıkıntılı oldu ama yorum sizde. 🤍 PLAN
2 HAFTA SONRA
"Hepsi senin yüzünden bu hallare sen getirdin bizi" yarım saattir susmuş bu boş boğazı dinliyodum. işaret parmağımı havaya kaldırıp tehditkar bir şekilde "o çenenin yayını sikicem bi gün,bi sus artık." elimdeki sigarayı yere atıp saat e baktım 02.48 di şoförler tırlara yerleşmeye başlayınca Ahmet'e mesaj attım.
Gönderen Erna -Harekete geçiyorlar.
Gönderen Ahmet Malları hızlı aktarın. Tırların gidişatını izliyorlardır.
"Benim bu kadar malım olucak ve izlemiycem." hah larcasına gülüp telefonu cebime koydum.Motor ile takip edicektim. Maske mi,kaskımı ve eldivenlerini takıp hazırda beklemeye başladım. 5 dakika sonra tırlar hareket e geçmeye başlayınca biraz ilerlemelerini bekledim. Farlarım kapalı bir şekilde arkalarından ilerlemeye başladım 1 i önde 1 i arkada olucak şekilde 2 araba daha vardı. 40 dakika kadar bi süre takip e devam ettim. Kulağımdaki kulaklığa dokunup işaret verdim "Ali şimdi!" dedim. 2 dakika sonra 2 tır 4 araba hızla gelip araçların önünü kestiiler. Arabadaki adamlar hareket e geçmeden arabaları Silah ile Taradılar bende aynı şekil tır şoförlerini.Adamların hepsi tırları boşaltırken "acele edin gelirler birazdan." 10 dakika geçti geçmedi arkadan gelen silah sesleriyle herkes araçlara doğru koştu mühim olan tırlardı zaten.Malın yüzde 20 si kadarını falan aktaramamıştık sadece onun da bi sorun oluşturcağını sanmıyorum. Hızla motoruma doğru koşmaya başladım ama adamlar durmuştu ve ateş ediyorlardı.Motora ulaşınca eğilip motoru kendime siper ettim. Benim önümde 5 araba vardı ama sayıları fazlaydı bir yandan bende ateş ediyor öbürü yandan da kaç kişi kaldığımızı kontrol ediyordum 2 kişinin vurulup düşmesini sağladım ama bizden en fazla 10 kişi kalmıştı "sıçtık AMK!" diyen sese kafamı çevirip "keşke sende vurulup gebersen diycem ama denedik biliyorsun ölmüyosun!" hızlı ve sinirli konuşurken jarjörümü değiştiriyodum.sağ tarafa eğilip ateş etmeye başladım 1 tane adamı daha indirdikten sonra tam geri çekilcekken omzundaki sızıyla olduğum yerde inledim. Arkamı dönüp tekrar ateş edicekken çatışma birden kesildi arkamı dönünce bizden kimsenin kalmadığını görünce derin bi nefes aldım iki taraftan da adamlar geliyordu kaçıcak yerim yoktu. gözlerimi yummuş yakalanmayı bekliyordum birden vurulan omzumu bir el sıkıca tutup kafama silah dayayınca derin bi nefes verdim.omzumdaki eller biraz daha sıkılaşıp ayakta kalkmamı sağlıyınca karşımdaki uzun boylu Sol yanağında derin bir kesik izi olan adamla bakışıyodum şuan bir anda ensemdeki ağrıyla durdum bayılcağımı biliyordum hafiften gözüm kararmaya başlayınca sol elimi ensemi tutmak için kaldırdım ama atamadan bedenim kendini saldı. ~~~ Bunca yıldır sadece geleceğe odaklanmaya çalışmıştım geleceğimden yana umutlu olduğumdan değilde geçmişimde boğulmamak için bunu yapmıştım. Geçmişim bir faça izi gibi kalmıştı bende, kapanmıştı fakat izi yok olmamıştı yarayı kapatabildim ama izini kapatamamıştım. Birden sırılsıklam olunca gözlerimi araladım yumrukları yine ardına arkasına kesilmeden devam ettiler bir süre böyle devam ettiler sağ taraftaki kapının gıcırdayarak açıldığı sıra herkes durmuş başı eğik bi şekilde duruyordu kafamda hâla motor maskem olduğu için saçlarım çok rahatsız ediyodu kafamı bi oyana bi bu yana çevirdim saçlarım yüzüme yapışmıştı ve maskem yüzünden kaşınıyordu yüzüm. Gelen kişi muhtemelen pars' tı çok gecikmeden onu gördüm ve ister istemez birazda süzmüş bulundum. yeni tıraş olmuş sert yüz ifadesile bana doğru geliyordu saçları birbirine girmiş ama bi kusur olarak görünmüyo aksine karizmasını sağlam tutuyodu beyefendi. Gözleri ise normal kahverengi nin ötesinde bi renkti Siyah tı simsiyahtı. Bi anda böbreğime giren ağrıyla yerimde kıpırdandım salak gibi yakalanmıştım bazen çok mala bağladığım için dikkatsiz oluyodum. Pars yanıma ulaştığında "mallarım nerde!" diye adeta kükreyince ne tırstım ne korktum buraya sağ çıkmak istesem çıkardım ama içimden gelmiyodu Kaybedicek birşeyin yoktu ölüm bana ilk kez uğramıyordu yıllar önce gayet net bi şekilde tatmıştım o duyguyu. Bir anda sol böbreğime yediğim yumrukla nefesim kesildi ama tepkisiz kalmaya çalıştım elimden geldiğince. Pars eliyle bi işaret yapınca adamlar yine üstüme çullandı. Birisi çıkarsın artık şu maskeyi yüzüm deli gibi kaşınıyordu omzundaki kurşun hala acısını hatırlatıyor ken bir anda çeneme yediğim yumrukla beraber dudağım patladı dişim de dudağımın içini kesmişti.ağzıma dolan metalik tadı adamlardan birinin yüzüne tükürünce Pars bi anda maskemi çıkartıp "kimsin lan sen!?"diye kükrediği sıra saatlerdir dilediğim şey gerçekleştiği için saçımı bir o yana bir bu yana savurup yüzümü terketmelerini sağladım kafamı çevirip Pars'a baktığımda çatık kaşlarla bana baktığını gördüm. Hiçbirşeyi umursamadan şen bir kahkaha attım mutluydum.belkide bunca yıldır yanan bedenime Birazdan yağmur yağıcaktı.Yaşamak için sebebim yokken yaşamamak için sebebim çoktu. Pars'a tekrar baktığımda yüzünde çözemediğim bi bakış vardı "sen" tıslarcasına söylediği kelimeye aldırmadan yine ağzıma dolan kanı tekrar tükürdüm bu sefer Pars'ın ayakkabılarının ucuna geldi kan, saçlarımı dibinden tutup arkaya doğru çekince kafam arkaya düştü bu sefer büyük bir hırsla "sen ölmeyi bayılmak sanıyorsun heralde!" deyince kandan dolayı kızardığına emin olduğum dişlerimi göstererek gülümsedim. bu sefer omzundaki kurşuna dehşet bir şekilde bastırınca canım yanmıştı baya " ben değil ama sen öyle sanıyorsun herhalde!" acıyan omzuma inlememek için bağırdım ona. Bu sefer kahkaha atan taraf o oldu ama bu sinir dolu bi gülüştü "oradan bakınca küçük bir kızdan korkcağa mı benziyorum?"tam ona bi cevap cericekken "küçük dediğin kız neler yapıyor bi bilsen" arkamdan gelen ses ile sinirle arkama doğru bakmaya çalışarak "şu çeneni kapat! Burda değil, şimdi değil Allah'ın belası şimdi değil!!" tutamamıştım yine kendimi,şuan Ahmet'e hak vermiştim ilaçlarımı kullan saydım bu zevzekle şuan uğraşıyor olmazdım. Pars garipser bakışlarla bana bakıp "delimisin kızım sen?"dediğiyle birlikte dişlerimi gösteren bi gülümsemeyle kafamı aşağı yukarı haraket ettirdim "tescilli hemde" diye cevap verdim ona yalan da sayılmazdı zaten durup baktı biraz sonrada saçlarımı bırakıp"alın lan bunu kara'nın yanına götürün de delilik neymiş bi görsün!"diyip yüzüme bakmadan gitti ben ise 'kara' denilen insan mı hayvan mı bilmediğim şeyin ne olduğunu ve ne yaşıycağımı merak etmiş düşünüyordum. Adamlardan biri onu kafasıyla onaylayıp yanıma geldi ayaklarımı bağladıkları sandalyeden çözmeye başladı,bu sırada adamların kendi aralarında konuşmalarını dinlemeye başlamıştım."abi ben götürmem en son ne oldu unuttunuz herhalde" dedi bir tanesi,bir diyeride "birader o rahmetlinin hatasıydı ama" daha fazla merak etmiştim şimdi ayağım çözülünce ayağa kalktım ve bu odadan bir an önce çıkmak için yürümeye başladım merdivenlerden aşağıya inince uzun ince bir koridora çok ilerlemeden siyah kapının üzerindeki altın rengi yazıya baktım ' Kara ' Yazan kapının önünde durduk adamlardan biri ellerimi diğeri ise kapının kilidini açmakla meşguldüler. Çok geçmeden bir anda karanlık bir odaya atıldım bulunduğum yere bakmak için kafamı kaldırdığım sıra gördüklerimle birlikte gözlerim fal taşı gibi açıldı şok ile.
Bölümleri elimden geldiğince sık ve uzun atmaya özen göstericeğim. 🙃
Erna sizce odada ney görmüş olabilir tahminleri alayım lütfen.
Pars'ı nasıl buldunuz peki.
|
0% |