Arkadaşlar bu bölümde +18 Sahneler var rahatsız olabilicek olucak okurlara özürümü iletiyorum.

Şunu bilmenizi isterim ki bunların hepsi hayal gücü ile olan uydurulan şeyler değil yaşanmışlıkların bıraktığı izlerden yola çıkarak yazdım,yazıyorum bu kurguyu

🤍💣

'Geçmiş'

'Yazar anlatımı'

Hastane odasında beyazlar içinde yatan yaralı beden e baktı Ahmet.Erna'yı 16 yaşından beridir tanıyordu bu yaralı bitkin kızı ilk gördüğünde, neşeli,enerjik fakat bir o kadarda yaralıydı tek kaldığında asla yüzü gülmezdi hastalığı ise Ahmet Erna'yı bildi bileli vardı.

İlk başlarda kimseye ısınamamış fakat zaman geçtikçe Ahmet'e ısınmıştı. Ahmet'in babası Erna gibi bir sürü çocuku toplayıp eğitiyordu.genç olmaları onun için daha kâârlı oluyordu.bazen işine yaramayan çocukları Organ mafyalarına verir ordan kendine gelir yapardı.

Zaman geçtikçe Erna Ahmet'e Ahmet ise Erna'ya ısınıyordu. Zaman geçtikçe ikiside aralarında özel bir bağ kurmuşlardı Ahmet Erna'yı olmayan kız kardeşi gibi görüyordu. Erna ise hiç bir zaman doğru düzgün mutlu olmamıştı her hevesini kursağında bırakmışlardı Ahmet'in ernayı gördüğü gibi Erna'da Ahmet'i abisi olarak görüyordu.

'Bir gün'

Erna bugün içinde olanları düşündü düşündü ama düşünmek kalbine büyük bir ağrı sokmaktan başka bir işe yaramıyordu. "Kaçık" arkasından gelen sesle birlikte kalbindeki ağrıyı geçirmek istercesine elini sol göğsüne bastırdı."nerelerdeydin yine?" yüzünü görünce elini omzuna kayup "noldu iyi misin sen?" diye sorunca Erna kafasını Ahmet'in sert ve kaslı göğsüne gömüp biraz durdu öylece,Ahmet beklemeden kollarını omzuna atıp ovuşturmaya başlamıştı bile "neye canın sıkıldı evdekiler ilemi bir şey oldu" düşünceli sesiyle birlikte burukça gülümseyip "O" sözünü tatamamlıyamadı biraz daha bekledi öylece Ahmet onu asla darlamadı ve sabır ile anlatmasını bekledi."o onu gördüm" deyiverdi bir anda Ahmet'in kaslı vücudu bir anda kasılınca şaşkınlıkla sordu "ne! nasıl yani ne zaman ?"Erna Ahmet'in göğsünden ayrılıp ona baktı."Ahmet ben bir darbe daha kaldırabilirmiyim bilmiyorum. yıllardır görmemiştim hala aynı biliyormusun biraz sakal bırakmış ama aynı.Ahmet ya beni yine kandırır ise ya ben yine ona kanıp hayatımı mahvedersem" Erna korkuyordu 1 kere hayatını karartan bu adam tekrar aynısını yaparsa diye .ilkinde ki kadar aptal olduğunu düşünmüyordu ama herşey bir yana bildiği tek bir şey vardı oda ona olan nefreti ve öfkesiydi.

Erna'yı bu hale getiren adamın adı Samet'di. Samet ve Erna, Erna nın en kötü günlerimden birisi diye adlandırdığı günlerden birinde tanışmışlardı ogün o gözleri saliselikte olsa gördüğünde 'bu gözler benim sonum olacak' diye geçirdi içinden öylede oldu sandı Erna. O dönem Samet Erna'ya çok iyi gelmişti fakat aradaki yokuşlar çok dikti ne inebiliyorlardı ne çıkabiliyorlardı.

Samet Erna'dan büyüktü ve Erna'nın toy olduğu bütün konular onun neredeyse Usta olduğu şeylerdi.

Erna bunun ne kadar yanlış olduğunun farkındaydı ama yapamıyordu ondan kopamıyordu yaşadıklarından sonra sığınacak bir liman bulmuştu ve gitmek istemiyordu.

Hergün birlikte gezerlerdi konuşurlardı ama bu hikayede mâsum olan bir kişi varsa oda Erna'dı Samet saf düşünceli bir insan değildi çünkü sevdiğini unutabilmek için Erna'yı kullanıyordu. Erna hiç birşeyden şüphelenmiyordu uzun zaman sonra mutlu olmuştu bu yüzden gözü de kör olmuştu ondan başkasını gözü görmez olmuştu.

Bu menfaat dolu adama aşık olduğunu sanmıştı. Samet'in de onu sevdiğine inandırmıştı kendini fakat bu süre çok uzun sürmedi. 1 ay kadar süren bu beraberliğin son günü Erna samet'e yazdı Samet Erna'yı yanına çağırınca Erna'nın eli ayağına dolaştı ama yinede içindeki his yüzünden gitti bu onunla geçireceği son saatlermiş gibi bir his vardı içinde ve kabul edip Samet'in yanına gitti. O gün Erna yanına giderken içinden 'şuan pişman değilsin, ama yarın tanıdığına pişman olucaksın' demişti ve dediği gibi de olmuştu o günün akşamı herşey ortaya dökülmüştü Samet'in boyundan uzun yalanları da dahil. Samet ona herşeyde yalan söylemişti yaşından yaşantısına kadar. Onlar aslında birbirlerini hiç tanımamışlardı Erna Samet'in yaşının söylediğinden büyük olduğunu bilmiyordu. hoş bilmese bile bildiği yaş bile çok fazlaydı 15 ine yeni girmişti. Hangi akılla bunu yaptığını kendi bile bilmiyordu daha .bu konularda toy olduğu için Samet'e 1 kere olsun ismini söyleyememişti Erna çok konuşmazdı onunla fakat onlar birbirlerini anladıklarını sanıyorlardı samet Erna'nın bir ismi daha olduğunu bile bilmiyordu onlar birbirlerini tanıyor sanıp hiç tanımayan iki insanlardı ama arada kopamayan bir bağ vardı konuşmayı görüşmeyi bitirmişte olsalar aradaki bağı kopartamıyorlardı.

Bu olayın üstünden 2 yıl geçtikten sonra Erna bir gün Lüks bir kafeye işe girer kenara para ayırabilmek için. Bir kaç gün orada çalıştıktan sonra kafe nin patronu Ernayı odasına çağırır ve mâlum işi teklif eder. Erna düşünür teklifini biraz sonra kabul eder özel eğitim görücekti ve bunun ücreti alınmıyacaktı ondan eğitimini bitirincede kadın koruma olacaktı.tabi o öyle sanıyordu.

Zaman ilerledikçe Altuğ bey Erna daki azmi ve oğluyla arasındaki diyalog hoşuna gitmiş ve koruma yerine sağ kol gibi birşeyi yapmıştı Erna'yı.

Erna yıllar sonra Samet'i görünce ilk ne yapacağını şaşırmıştı ona olan öfkesinden çok özlemi belirdi ilk tam karşısındaki adamı yıllarca nasıl bir yerde tekrar karşılaşacağını düşünmüş durmuştu şu an ise bir marketin kasasında göz göze gelmişlrdi Erna onun onu tanımıyacağını düşünüp kafasını başka bi yöne döndüğü sıra "Erna!" diyen sese döndü şaşırmıştı Samet'in onu tanımayacağını düşünmüśtü çünkü 2 yılda çok değişmişti. "Samet?" şaşkınlığını üzerinden atmaya çalışıp beklemeden sordu "nasıl tanıdın ki beni?" deyince Samet'te hemen cevap verdi "seni gördüğüme şaşırdım çok değişmişsin"dediğiyle birlikte Erna tekrar sordu 2 yılda o kadar değişmiştiki o bile kendini tanıyamıyordu "nasıl tanıdın?" diye yeniledi sorusunu "gözlerinin yeşilinden" dedi Samet "ışıltısı duruyor mu peki?" dediğinde Samet biraz düşünüp cevabını verdi "ışıltısı" diyip derin bir nefes aldı Samet kırdığı bu kalbin ahı onun boynunu salmamıştı iki yıldır. "Işıltısını kaybetmiş ama o büyüleyici etkisi ,ihtişamı hala aynı duruyor." diyince sırıtıp ona baktım bu sırada hesabı ödüyordum."kaybolan sadece gözlerimin ışıltısı değil Samet." Erna arkasını dönüp gidecekken Samet'in sesi ile durdu "bu saatte seni sıkıntıya sokmak istemem ama ilk karşılaştığımız yerde yarın seni bekliyor olacağım belki biraz konuşuruz." Erna hiç bir cevap vermeden arkasına bile bakmadan marketten çıkıp motoruna doğru yürüdü. Onunla olduğu zamanlarda ailesi çok baskıcıydı 'sıkıntıya sokmak istemem' demesini buna bağladı.

Ertesi gün sabah Ahmet'ile konuştuğu konudan sonra karar verdiği şeyi yapmak üzere yanına gitmişti işten anca vakit bulabilmişti. Denize geldiğinde kayalığa doğru yümümeye başladı Erna onu yeni bulmuşken bir daha gitmesini istemiyordu içindeki özlem öfkesini boğmuştu.

Kayalığa geldiğinde elinde bira şişesi ile oturan adamı gördü deniz i izliyordu sessizce yanına gidip oturdu siyah poşetten bir bira da kendine çıkartıp açtığı sıra Samet konuştu " o gün sana ' izlediğin denizin arkasında da bir şehir var ' demiştim ya " deyince denize doğru dönüp derin bir nefes aldım "Sonra anladım senin dalıp gittiğin yerin aslında deniz olmadığını"deyince "ben sana çok âh ettim benim ahım senin yakanı bırakmaz Samet. senin bende bıraktığın etkiyi ben bir ömür geçiririmde unutmam kalan son saf kırıntılarımıda sen yedin.ben artık senin bildiğin Erna değilim.Benim yıllardır çektiğim şu sefalete,iğrenç duyguya sen 1 gün bile dayanamazsın." "ben sana ulaşmayı denedim. her yerden engellemiştin sen beni ulaşamadım." "sorun sence bu mu bana palavra yapma ben senin ne mal olduğunu bilmiyormuyum sanki.sen ulaşmak istemedin sen sadece kendini ve çıkarlarını düşünürsün.sen ulaşmak istesen ulaşırdın ama ulaşmadın çünkü sen menfâatçi orospu çocuğunun tekisin"

*Erna'nın ağzından*

Dediklerimi sakin karşılayınca şaşırdım yakalarından tutum öne arkaya savurmaya başladım "cevap versene lan ben bunca yıldır senin yüzünden çektiğim şeyleri nasıl atlatıyım ben içimdeki yangını nasıl söndüriyim lan. Sen - sen benim hayatımı mahvettin!" bağırarak konuştuğum cümlenin sonunda sesim titremişti. Samet bir anda bağırınca irkildim "yapamadım lan yapamadım!" tırsmış gözlerle ona bakarken "o geceden beri çektiğim vicdan azabıyla yapamadım!" "neyi yapamadın lan neyi yapamadın! Sen yapamadıysan ben niye senin günahının bedelini Ödedim ben niye yıllardır yanıyorum." artık ayakta tartışıyorduk ben hala onun yakalarını çekiştiriyordum."kör oldum lan ben, ben önümü göremez oldum senden başkasını gözüm görmüyordu senin birkaç günlük zevkin için ben yıllarımı verdim sen ne anlatıyorsun bana!" bağırıyordum sadece bağırıyodum şuan ona yıllardır içimde biriken nefretimi kusuyordum.

Samet bir anda ensemden tutup kafamı kendisine doğru çekip beni öptüğü sıra şok ile gözlerim açık öylece onun kapalı olan gözlerine bakıyordum. Kafama dank edince hemen onu omuzlarından tutup ittirdim."n- napıyorsun lan sen napıyorsun?!" diye üstüne yürüdüm tam sağ elimi kaldırmışken bileğimi havada kavrayıp kıvırarakarkama bel boşluğuma bastırıp tekrar beni öptüğünde üstümdeki şaşkınlığı atamıyordum şuan ona karşı hamle yapıp etkisiz hale getirebilirdim ama yapamıyordu bu sefer geri çekilip "çok özledim seni" kulağıma doğru fısıldadığı sıra dayanamayıp "Allah belanı versin!" deyip ensesinden tuttum oda bu anı belli yokmuşçasına bir eli belimdeydi öbürü elimi de boynuma koyduğunda artıkhiç kimseyi hiç bir şeyi düşünemiyordum. Samet benden ayrılıp "gel benimle" deyip elimi tutunca engel olmadım özlemiştim.

Samet ile markete gidip birkaç birşey aldıktan sonra bir site nin önünde durduk lüks geniş bir yere benziyordu.

Asansör e bindiğimizde '18' tuşladığını gördüm. Evden içeri girdiğimizde güzel,geniş ve toplu bir salon karşıladı bizi. amerikan mutfaktı ama güzel görünüyordu.

"Ben içkileri dolduruyim geliyorum" Samet beni kafasıyla onayladıktan sonra mutfağa geçtim bardakların yerini bulup rafa uzandığım sıra arkamdan dolanan eller ile olduğum yerde bir tık gerildim ardından Samet'e döndüm kafasını boynuma eğip "kokunu çok özlemişim" deyince yıllar önceki o an aklıma geldi 'çok güzel kokuyorsun' onunda aklına gelmiş olcakki ekledi "yıllar önceki gibi ferah ve huzur verici"deyip boynuma bir buse kondurunca istemsizce de olsa boynumu biraz açıp ona izin vermiştim.Aynı zamanda da tüylerim şâha kalkmıştı.

Samet saçımın bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırıp beni kendine çekince karşı koymadım bu gün ona olan özlemimi çıkartcaktım. Samet elini kalçama koyup beni öpmeye başlayınca karşılıksız kalamadım öpüşüne sertçe karşılık verip Kucağına çıktım ensesinde elimi gezdirmeyi bile özlemiştim.

Samet koltuğa oturduğunda yerimi sağlamlaştırıp rahat etmek için kıpırdandığımda Samet'in elleri sıkılaşıp derince nefesini verdi. dakikalarca nefessiz kaldıktan sonra ayrılıp alınlarımızı birbirine yasladık "dayanamıyorum, doyamıyorum sana" deyip tekrar dudaklarını dudaklarıma kenetledi bu sefer üstündeki crop u tutup çıkartmaya çalıstı o başarısız olunca ben kendim çıkarttım ona döndüğümde bana baktığını gördüm bekletmeden konuşmaya başladı"gözlerinin ışıltısı geliyor gibi" diyince beklemeden cevapladım" gözlerimin ışıltısı gelse ne olur benim hayatımı aydınlatamadıktan sonra " dediğimde konunun bozulcağını anlayıp tekrar öpmeye başladı bu sırada ben onun tişörtünü çıkartmıştım ki artık dayanamıyor olsa gerek kucağında benimle beraber yürümeye başladı sırtım yavaşça yumuşak bir zemine değince neler olabileceğini anlayıp hemen durdum ve kendimi biraz kasmış olsam gerek Samet kafasını kaldırıp bana baktığı sırada sağ eli ğöğsümün hemen altını bir yandanda karnımı sert sert okşayarak."birtanem acımıycak korkma ben senin canını acıtmam"diyince biraz gevşedim bununla birlikte Samet'in öpüşü daha da sertleşince artık duramıycağımızın bilincindeydim o benim göğüslerimle uğraşırken ben onun kemerini çözmek ile meşguldüm kemerini çözüp pantolonunun fermuarını açtığım sıra göğsümün ucunda hissettiğim tatlı acıyla zevkle altında inledim.Samet beni delirtmek istermişcesine göğsümden kasığıma doğru öperek yol aldığı sıra ben altında zevkten kıvranıyordum. Samet tam kasığıma geldiğinde altındaki bol pantolonun çermuarını ve düğmesini bir çırpıda çözüp üstümden çıkartıp attığında üstümde sadece Siyah tangam ile duruyordum. Samet kasığıma bir buse kondurduğunda daha fazla inledim ki yetmemiş olucak bu sefer tangamı çıkartıp "benim için hep böyle miydin" dediğinde Konuşamadım zevk ten dili ile kadınlığıma yumuşak ama delirtici darbeler segilediğinde içeride sadece benim inleme seslerim duyuluyordu.

Samet daha fazla benide kendini de zorlamamak için olsa gerek altındaki baksırı çıkarttığında bakamadım oraya gözlerim tavandaydı. Samet'in kısık sesle güldüğünü duyunca ona baktım ama gözlerine "niye bakmıyorsun?""bakiyorum ya körmüsün?" zorla konuşuyordum ki daha fazla dayanamayıp "Samet" inlercesini söylediğim bu kelimeden sonra Samet küfür edip tekrar üstüme çıktı bu sefer göğsümün arasını önce koklayıp sonra öptü "korkma acımıycak"deyip ellerini ellerime geçirip dudaklarıma kapandı kadınlığımda hissettiğim tatlı ama bir o kadar da acı gelen hisler sert bir şekilde inledim ilerleyen saatlerde daha da şevk ile geçti ve ben 2 yılın özlemini böyle çıkarttığımı düşündüm.

'Ertesi Sabah'

Gözümü açar açmaz kasıklarımdaki hafif sızı ile yatakta oturur pozisyona geldim ve dün geceyi hatırlamaya çalıştım hatırladıklarımla birlikte bulunduğum oda yı inceledim. Parkede için çamaşırların ve pantolonum vardı hızla ayağa kalkıp üstümü giyindim dünki cropumu bulamayınca salona girdim koltuğun kenarındaydı eğilip crop umut elime aldım ve üstüme geçirdim.

Evden çıkmak için kapıya doğru yöneldiğim sıra"Yavrum" diyen sesle irkilip arkamı döndüm ne yani burdamıydı hemde mutfakta elinde birde tava ile.

2 ay sonra

Yazar anlatımı

"Ya kızım hava değişikliğidir diycem değil ne zamandır böylesin bi hastaneye gidelim" diyen sese döndü yeşil gözlü sarı saçlı güzel kız. "Of abartma strestende olabilir bu aralar işler yoğun" diyerek banyodan çıkan kıza baktı Ahmet "bana bak sen regl oluyomusun" dediği şeyle birlikte Erna'nın kafasına dank etti herşey Erna bu ay regl olmamıştı. Gözlerini kocaman açıp Ahmet'e baktı "Ahmet"sorgulayıcı tonla söylediği kelimeyi duyar duymaz Ahmet "sakın bak sakın! Allah belanızı versin korunmadınızmı o gün!" Ahmet'in bağırmasıyla birlikte olduğum yere çöküp kaldım.

"Lan sen ne yaptın? Sen daha reşit bile değilsin ailene ne diyeceksin !" Ahmet büyük elleriyle yüzünü avuçlayıp ovuşturmaya başlayınca "cem!" diye bağırdı bir anda ama bu Erna'yı şoktan çıkaramamıştı kısa süre içinde kapının tıklatılmasıyla cemi içeri alıp konuşmaya başladı Ahmet "cem şimdi gidiyorsun en yakın eczaneden bir hamilelik testi alıyorsun kimseye de birşey söylemiyorsun en ufak bir laf duyuyim bu malikanede bu konuya dair yaşatmam seni emin ol"deyip adamı gönderen Ahmet Erna'nın yanına oturup "of be kızım niye dikkat etmediniz?"

20 dakika sonra

"Ya işemedinmi hala"Erna işini halletmiş ellerini yıkarken "d-dur geldim bekle" deyip lavabodan çıkıp Ahmet'in odasındaki oturma grubundaki uzun koltuğa oturup uzandığında "hamile misin ?" sesi ile Ahmet'e döndü "bilmiyorum otur şuraya biraz beklememiz lazım. Ahmet Erna'nın dediğini yapıp yan koltuğuna oturduğunda ciddileşip "hamile isen eğer aldırcakmısın?" sorduğun soru ile Erna hızlıca Ahmet'e dönüp " saçmalama Ahmet ben nasıl kıyarım ufacık cana?" Oysaki nerden bilebilirdiki nice canlara kıyacağını. Ahmet sessiz kalmaya karar verip Erna ile beklemeye başladığında Erna konuştu "hamile isem ailem beni siler!"dediğinde Ahmet Erna'nın yanına koltuğa oturup "kimsenin kalmazsa ben varım kaçık"deyip Erna'nın sapsarı saçlarını karıştırdığında Erna'da Ahmet'e sarılıyordu.ailesinin onu silmesi birşeyi değiştirmezdi gerçi ama daha fazla yıpranmak istemiyordu ailesi hiç bir zaman aile olmadığı için Erna'ya ailenin ne demek olduğunu bilmiyordu. Ama Ahmet onun tek ailesi tek gerçek dostuydu.

Beş dakika dolmuştu ama iki genç te teste bakmaya korkuyorlardı Ahmet sabırsızlıkla "tamam ya of hazırız bu ihtimale ya evet ya hayır." dediği anda testin yanına doğru koştu banyoya Erna ise hala kendinde o kadar güç hissetmiyordu.

Banyodan gelen çığlıkla birlikte Erna'nın gözünden bir damla yaş geldi.

1hafta sonra

Erna hamile olduğunu öğreneli bu gün bir hafta olmuştu Samet'e bunu nasıl söyliyeceğini düşünüp duruyordu.

Erna Samet'e hamile olduğunu söylemiş fakat iistediği tepkiyi alamamıştı.Samet şokta olduğunu söyleyip duruyordu sürekli.

5 ay sonra

Erna'nın bebeği kızdı. Çocukları sevmez ama asla da onları kırıcak bir davranış sergilemezdi. Samet Erna'ya asla çocuğu olacağı için mutluluk sergilememişti 'hala şoktayım' diyerek geçiştiriyordu.

Erna 7 aylık hamile idi ama hala çok ta mutlu olduğu söylenemezdi gelen telefon sesi ile birlikte yediği eriklerden kafasını kaldırdı arayan Samet'te

-Alo?

-aşkım

-hazırlan sevgilim sana bir süprizim var 1 saate hazır ol. Attığım konuma gel.

Erna sevinçle ve merakla güldü

-ne süprizi?

-süprizler söylenmez güzelim hazırlan.

Erna aylardır ailesi ile görüşmüyordu.hamile olduğunu öğrenen ailesi hem onu darp etmiş hemde aldırmasını söylemişlerdi.o iğrenç insanların kanından olması dokunuyordu ona ama atlatmıştı herşeyi atlattığı gibi

Bu olaydan sonra Erna evini ve ailesini terk etmişti.üzülüyordu yine seçim yapmak zorunda kalmıştı ama bu seçim hepsine bedeldi. Bu seçim içinde yaşattığı minik can içindi.

Erna hazırlandıktan sonra samet'in attığı konuma doğru yol aldı. Karnı iyice şiştiği için motor kullanamıyordu. Ahmet'te ona bir araba ayarlamıştı.çalan telefon ile birlikte müziki durdurup telefonu açtı arayan Ahmet'ti

-Alo 

-efendim Ahmet

-napıyorsun bakalım?

-yoldayım sen?

-lilya'm nasıl

-oda iyi babasının yanına gidiyoruz

Ahmet samet'te bir gariplik olduğunu bildiği için Erna'nın aracına takip cihazı yerleştirmişti.Samet'in açığını çok aramasına rağmen bişey bulamamıştı. Bulduğu an kafasına indirecekti ama hiçbir şekilde bı sorun görünmüyordu. Ama Ahmet hissediyordu Samet'te birşeyler olduğunu bu yüzden çok şüpheci bakıyordu.

-hmm tamam ozmn aradığımda aç ama

-Ahmet beş yaşındaki çocuk muyum ben ne zaman dışarı çıksam aradığımda aç diyorsun.

- aman seni düşünende kabahat,bi kere ben lilya'm için diyorum

Erna gülerek 'tamam tamam' dediği sıra konuma gelmişti

-Neyse ben kapatıyorum konuma geldim

-tamam ama aradığımda aç

Deyip telefonu kapattı

Erna'nın geldiği konum da biraz eskimiş çevresindeki otlar dizlerinin boyundaydı. Evin zilini çaldı fakat zilin bozuk olduğunu anlayınca kapıyı tıklattı bir kaç dakika sonra Samet kapıyı açtığında yine gülmüyordu Erna içeri girip yürümeye başladı. "Öncelikle bizim böyle bir evde ne gibi bir işimiz var ayrıca senin niye moralin bozuk yine son olarak ta süpriz ne çok merak ettim"neşe ile konuşmuş fakat aldığı cevap ile neşesi yüzünde asılı kalmıştı "geç şuraya!"aldığı sinirli cevap ile hemen gözleri doldu üzüldü hemde çok hamilelik onda hiç olmadığı kadar duygusallık katmıştı Samet sertçe kolundan tutup salona doğru yürüttüğünde cevap veremiyordu sadece azı açık bir şekilde zorla yürütülüyordu. Salona girdiğinde iki kişi daha vardı biri erkek öbürü kadın dı ellerinde ise iki çanta vardı.

"Noluyo burda!" diye korku ile sordu güzel kız "bu bebeği aldırtıcaktın aylardır söylemeye çalışıyorum dinlemiyorsun. Bebek te bebek diye tutturdun." gözlerinden yaşlar dökülmeye başlayınca "Samet biz evlenicektik çocuğumuzun doğum günü bizim evlilik yıl dönümümüz olucaktı" evet Samet Erna'yı böyle kandırmıştı. Erna'nın yine gözü kör olduğu için hiç bir şeyi düşünememişti aynı günü nasıl tutturucaklardı sorusunu daha önce Samet'e sormuştu o ise konuyu deiştirmekte herseferinde ısrarcı olmuştu." kızım ne evliliği ne çocuğu !lan ben evliyim zaten benim iki tane çocuğum var bir gecelik birşeydi o,aldırtmadın senin suçun bu!"

"Sen ne diyorsun lan!" Diye bağırdı Erna şoku üzerinden atınca Samet bir anda iki kolundan da tutup " vur şu iğneyi!" demesi ile kendini geri çekmeye çalıştı ama nafile erna'ya doğru gelen kadın ve adamı görünce Erna korkuyla bağırdı "Bırak" Samet'in gücüne gücü yetmiyordu.kolunda hissettiği sızı ile güçsüzce "Yapma bunu alma onu benden bidaha görmezsin ben-" sözünü tamamlayamadan bayıldı güzeller güzeli tatlı kız.Erna Samet'in kollarında bayılınca"çok geç artık"dedi Samet.

Samet Erna'nın bebeğini ondan almıştı.

Erna bu ıssız in cinin top oynadığı yerde bu harabe evde yemek masasının üstünde kanlar içinde yatıyordu. 5 saattir baygındı. Ahmet Erna'ya birşey olduğunu düşündüğü için takip cihazının gösterdiği Konuma doğru yola çıktı.

Ahmet Erna'nın aracını görünce bulunduğu yere baktı bu ıssız bucaksız yerde ne işi var bu kızın diye düşünüp eve doğru yürümeye başladı evin zilini bastı fakat zil çalmayınca bozuk olduğunu anlayıp kapıyı tıklattı biraz bekledikten sonra evin bahçesinde gezinmeye başladı evin bahçeye çıkan salonundaki cama gelince toz içinde kalmış camı eli ile silip içeriye doğru baktı yerde Erna'nın telefonunu görünce cama vurup "Erna!"diye bağırdı fakatiçeriden ses gelmeyince etrafına bakındı camı kırabilmek için evin kapısının önündeki saksı aklına gelince tekrar kapıya doğru koştu. Ağır saksıyı eline alıp arka bahçeye doru yürümeye başladı bu kızın burada ne işi vardı Samet birşey mi yaptı Erna'ya diye düşünüyordu. Elindeki saksıyı sertçe tozlu cama fırlattı cam tuz ile buz olunca hemen içeriye girdi etrafta birşey yoktu evi gezmeye başladı mutfak a girdiğinde gördüğü görüntü ile dondu kaldı bir an "Erna!"diye kükredi resmen kız kardeşi gibi gördüğü kız masanın üstünde heryeri kanlı bir şekilde duruyordu asıl bomba Ernanın kucağındaki şey deydi.

Lilya evet Erna'nın kucağındaki şey bebekti bu bebeğin ise Lilya olduğuna emindi.tekrar "Erna!" diye bağırdı.

Aylar sonra

Lilya gideli aylar olmuştu. Erna ölümden dönmüştü. yaşadıklarını atlatamıyordu Ahmet'te aynı şekil öz yiğeni gibi kendi çocuğunun bekler gibi beklemişti oda Lilya'yı gördüğünü görüntüyü atlatamıyordu korku filminden fırlamış gibi bir sahne yaşamıştı.Her ikiside tedavi görmüştü Altuğ bey Ahmet'in babası Erna'yı yurt dışına İtalya'da ki bir klinike yatırdı her insanın kaldırabileceği bir durum değildi ki kaldıramamışlardıda zaten 4 yıl tedavi görmüstü Erna tabi yarım yamalak olmuştu bu tedavi.ilaçların dozunu çok yükseltiyordu doktoru Ahmet en sonunda dayanamayıp tedaviyi sonlandırmıştı tekrardan uyuşturucuya bulaşmasını istemiyorken ilaçlar yüzünden bağımlı olmuştu kızcağız. Bu süreçte asla Türkiye'ye gelmemişti bu yüzden bebeğinin mezarına da gidememişti.bir çok kez intihara kalkışmıştı ama daha çekeceği çile bitmemişcesine hayat devam ediyordu.

Erna piskopat a bağlamıştı yüzü bir an olsun gülmüyordu acısını nasıl geçireceğini bilmiyordu. O kadar çok alışmıştıki bebeğine gitmesine yüreği dayanmıyordu.herşeye rağmen Erna Samet'i hiçbir zaman öldürmek istememişti.oda yansın istedi aldığı canın bedelini ödesin istedi.

Önüne gelen herşeyi herkesi yaktı ama içindeki yangından büyüğüne rastlamadı.

1hafta önce

Ahmet'ten

Sinir ile ona buna bağırıyordum.Erna benim için çok değerliydi. O benim kız kardeşim gibi olmuştu çok şey yaşamıştık ve bir kayıp daha verebilecek Erna'yı kaybedebilecek gücüm yoktu. Sinirle telefondaki adamım Cem'e bağırdım "içerde adamımız yokmu lan bizim?Adamları topla kapıda hazır bekleyin." sinir ile masanın üstündekileri yere ittirdim. Oturduğum koltuktan kalktığım sıra telefon çaldı numaraydı az önce de aramıştı bu numara sinir ile açtım telefonu.

-Alo, kimsin?

-Ahmet benim Erna!

-Erna! neredesin?iyi misin?

"Kaçtım ama iyi değilim atacağım konu-

Sözünü tamamlayamadan inlemesini duyunca telaş ve korku ile bağırdım.

-Erna! Erna iyi misin? Erna! Alo!

-Alo 

Karşıdan gelen yaşlı erkek sesi ile tekrar bağırdım

-Erna nerde!? Alo!

- oğlum bu kız hiç iyi değil heryeri kan!" adamın telaşla söylediğine tam cevap verecekken adamın korkulu bağırışını duydum.

-Ne oldu? Erna iyi mi ? Alo!

Diye bağırdım bu kıza birdaha birşey olmasına izin veremezdim.

-kan- kan kusuyor oğlum bu kız

Duyduğum ile birlikte sıkıca gözlerimi yumdum bunun bedelini ağır ödiyceklerdi.

-Abi hemen bana konum at

Adamın verdiği konuma Ambulans göndermiş simdide hastaneye gelmiştim hızla kastaneye doğru koşmaya başladım. İlerdeki korumamı görünce "cem geldimi ?!"

diye sorduğum sıra Ambulans sesi ile arkama döndüm o tarafa doğru koşmaya başladım. Ambulans ın kapısı açılınca içerdekinin Erna olduğunu anladım. "Erna!" korkuyla bağırıp sedyenin başına geldiğimde hemen elini tuttum. Bitkin ve bitik bir ses ile"kızıma gidiyorum Ahmet" dediğiyle birlikte Olduğum yerde donup kaldım.Erna'nın tuttuğum eli avcumun içinden kayıpsedyeden aşağıya sallandı. Dediği kelimenin etkisinden çıkamamıştım.aklıma gelen anılar ve görüntüler yüzünden sağ gözümden bir yaş aktı.

Günümüz

geniş koridordaki tek hasta Erna idi. Geldiğinde çok kötü bir haldeydi. İç kanaması ,omzuna aldığı derin bir yarık vardı ve enfeksiyonluydu.yeni yeni iyleşiyordu.Ameliyatta iki kere kalbi durmuştu ikisinde de ömrümden ömür gitmişti Ameliyat 8 saat sürmüştü çok kan kaybetmişti yaşaması büyük mucizeydi. Sağ taraftan gelen adım sesleri ile birlikte bana doğru gelen iki kadına baktım bunlar Erna'nın annesi ve ablasıydı.daha önce bir kaç kez görmüştüm onları ama en son 4 sene önce görmüştüm.

"O nasıl?" ablasından çıkan ses ile birlikte sinirimi ona vurmamaya çalışarak konuştum."nasıl olmasını isterdin?" annesi bir yandan ağlıyordu ablasının ismi Asya'dı

Asya gözleri dolu dolu bakıp "kardeşim nasıl diyorum sana!" deyip bir adım öne çıkınca daha fazla sakin kalamıycağımı bilerek konuştum."o senin kardeşinin falan değil o kız sizin hiçbirşeyiniz değil! Nerdeydiniz lan 4 yıldır ha! Nerdeydiniz!" yeri göğü inletircesine kükrüyordum Asya'ya Erna'nın hamile olduğunu öğrendiğinde ona vuranlardan biriside ablası Asya'dı bunları hatırlayınca daha kuvvetlice bağırdım bu sefer geriye doğru kaçtı korkuyla "siz nerdeydiniz 4 yıl önce ben Erna'yı kanlar içinde bebğini kucağına koyulmuş bir şekilde bulduğumda siz nerdeydiniz! Siz onun hiç bir şeyi değilsiniz! Onun ailesi benim onun abisi de babasıda onun herşeyi benim! Defolun gidin elimden bir kaza çıkıcak şimdi!" söylediğimle birlikte Asya ağlamaya başlamıştı"çok sinirliydim o daha kendisi çocuktu bir bebeğe nasıl bakıcaktı!?" kurduğu cümle bardağı taşıran son nokta olmuştu. "O senin aksine bir cana kıyabilcek kadar cani değildi size birşey diyeyim mi Erna benim bu güne kadar tanıdığım en güçlü kadın ve Lilya eğer doğsaydı senden görmediği anneliği senin olamadığın kadar iyi bir Anne olurdu onu kendinizle karıştırmayın!" dediklerime birlikte biryandan ikiside dediğim şeylerin şokunda öbür yandan ise ağlamaları şiddetlenmişti. Bu sefer annesine dönüp konuştum."sen evlatlarını ayırmasaydın senin kızın şuan ölü bir insan gibi yaşıyor olmazdı.sen, siz hiçbiriniz o kıza hak ettiği değeri sevgiyi vermediniz.bu kızı sen yetiştirmedin bu kız kendi kendini büyüttü." annesi artık dahada şiddetli ağlıyordu ablasına dönüp konuştum."peki ya sen sen ne çektirdin lan o kıza! bu kız bu haldeyse temel sebeplerinden biriside sizsiniz!" diye bağırıp dayanamadım artık "cem!" diye bağırdığım sırada ablası odanın kapısına doğru yürümeye koyulmuştuki "o odaya adımınızı bile atmıycaksınız!" cem'e dönüp "al bunları götür şurdan elimden bir kaza çıkacak !" cem beni kafasına ile onaylayınca Erna'nın odasına girdim. yüzündeki ufak tefek yaralarda geçiyordu fakat bir müddet kollarını yormaması gerekiyordu birinde kurşun öbüründe ise şah damarına yakın enfeksiyon lu derin yarık.normal odaya alınalı 2 gün olmuştu 2 haftadır komadaydı.

Ernanın yanındaki tekli koltuğa oturup kafamı eline yasladım. Lilya'yı sanki kendi çocuğummuş gibi benimsemiştim o gün Ernayı hastaneye götürdüğümde lilya'yı da aldırtmıştım o rutubetli pis eski evden. İkimizde berbat bi haldeydik onun yeterince yanında duramadığımı hissediyordum daha Türkiye'ye döneli 1 ay bile olmamıştı yine başına bı bela gelmişi hemde benim yüzümden gözümden düşen yaş Ernanın eline gelince dayanamadım bu kız benim en büyük zaafımdı onu berbat halde görmekten nefret ediyordum.

🤍

Samet'e istediğiniz kadar yağdırın hakediyor sonuna kadar.

Bu bölümde başta da dediğim gibi +18 sahne vardı rahatsız olanlardan özür dilerim.

Merak etmeyin bu arada o Samet için birsürü fantezili fikirler var aklımda :D

Kafanıza takılan bı soru varsa yorumlara yazın açıklıyayım elimden geldiğince detay vermeye çalıştım.

🤍