@sema95
|
...Konuşmalar kısa süre daha devam etti.Eldoras duyduklarına inanamadı,Eldoras askerlere göz attı ve hazırlanmaları bitti sayılır,komutanlar bir araya geldiler. Eurielle; -Şu yolda patika var ordan şaşmayın,orası büyülüdür.Geç olmadan gidin,askerlerim yol boyu sizlere eşlik edecek ve sizin için atlarda verecek. Askerler selam durduktan sonra çıkıp gittiler.Eldoras küre ile ilgili duyduklarına rağmen halen ne işe yaradığını tam anlamış değildi.Tek anladığı doğa üstü bir güce sahip olduğu ve kötülerin ellerine geçmeden almak,geçmişsede ellerinden almak.Maglor ve Lebraine baktı;'gidelim savaşmaya,ölmeye'dedi. Eurielle; -Ben giden askerlerinize bakacağım.Sizede yardım olarak birlik yolladım.Şuan sizin için savaşıyorlar.Sizleri vadiden izliyor olacağım. Komutanlar selamlarını durup,kapıyı kapatıp,geldikleri yöne doğru hızlı adımlarla geri dönerken Maglor Eldoras'a soru sormaya yeltendiki Eldoras ne soru soracağını anlamış şekilde"Maglor bilmiyorum,Krallarımız yaşıyor mu?Bilmiyorum Küre nerede?Kürenin ne işe yaradığınıda bilmiyorum?"İsyan edercesine söylenip yürümeye devam ettiler. Eldoras kendi kendine"Nerde bu küre?Nerde?....." Savaş alanına birinci kapıdan geçtiler,alan çok geniş ve her iki taraftanda çok kayıp verdikleri belliydi ama Kraliçe Eurielle'nin gönderdiği birliğin hızı,gücü ve okçularıda bir büyü ile korunuyor edasıyla savaşıyorlardı.Kadın ve erkeklerden oluşan birlik komutanların yolladıkları askerlerden daha çevikti.Askerlerin koyu bordo renk askeri kıyafeti vardı ve altın sarısı kılıç sapı ve oklara sahiplerdi.Alınları 'üçüncü göz'denilen yerde siyah bandajla kapalı ve ortasında sarı kadeh sembolü vardı. Üç komutanda alana girip komut verdiler ve savaşmaya başladılar.Savaşta ayağı kayıpta bir hiç uğruna ölenler,son anda yaptığı yanlış hareketlerden dolayı ölenler,bir okla ölenler,bir çok oklara rağmen dayanmaya çalışanlar,kılıç darbesiyle hareket edemeyerek ölenler,balta sapından ölenler ve çok yaralılar.Kan renkleri ten renklerini boyamışlar gibiydi.Ölenler yaralılardan ve yaşayanlardan çoktu.Bu savaşta kimse ikinci güne geçtiğinin farkında değillerdi.Çok kayıp vermişlerdi,çok ağır yaralılar vardı,yaralarından dolayı ölenler vardı,bir okadarda yorgunlardı.Bu savaşta yaralı halde komutan ve yanlarında duran her komutanın sayılacak kadar askerleri kalmıştı.Ancak Kraliçe Eurielle'nin askerleri sanki hiç eksilmemiş gibiydiler.Komutanlar bu duruma çok anlam verememişti.Komutanlar ve azınlıkta olan askerleri son savaş için toplandılar,yanlarında Kraliçe Eurielle'nin askerleri ve birinci kapının önünde hazırola girdiler.Ellerinde kılıç ve önlerinde,ölenlerle eş değer hastalıklı elfler vardı.Ölümle burun buruna ne yapacaklarını bilmiyorlardı.Maglor kılıcını kaldırdı ve 'Kralım için' haykırarak söyledi.Kraliçe Eurielle'nin askerleri ona bir bakış attılar.Maglorun bilmediğini anladılar.Hastalıklı elflerin bazıları bu söze kendi aralarında konuşarak güldüler.Maglor anlam veremedi bu gülüşlere ve dahada hiddetlendi.Eldoras yaralı ve kan akan elini onun omuzuna attı.Eldoras; -Sakin ol!Seni kızdırmaya çalışıyorlar.Bekle ilk atağı onlar atsın,bizim sayımız yok denecek kadar az. Maglor; -Neden bana öyle baktılar,hastalıklı elfler neden bana güldü?Doğruyu söyle komutan!Kralımıza birşey olduda benim haberim mi yok? Eldoras; -Sizlere herzaman dogruyu söyleyip,doğruyu konuşuyorum.Şuan burda konuşulacak konu değil.Zamanı değil. Maglor; -Tanrı aşkına komutan!Şimdi öleceğiz,....zamanı?Ne zamanı? Eldoras; -Lütfen,lütfen sakin ol!Şimdi zamanı değil!...Bilmiyorum,nezaman olduğunu bilmiyorum,kralımızla ilgilide bir bilgim yok! Hastalıklı elfler hazıra geçip tam savaş meydanına yaklaşırken birden büyük bir kurttan uluma sesi koca alanı kaplar ve hastalıklı elfler sinirli,korkulu gözler ve sesleri ile orayı terk edip dağların arka tarafına,eteklerine kaçmaya başlarlar.Komutanlar ne olup bittiğini anlamadan Eurielle'nin askerleri; -Hemen çabuk olun Helmes Vadisine!Geliyorlar,geliyorlar!Acele edin! Komutanlar;-Kimler,kimler geliyorlar?Neler oluyor?' Hiç bir asker bu sorulara cevap vermiyorlardı.Orada yaşayan bir kaç atlara atlayıp Helmes vadisine gitmeye başladılar.Atlara binmeyenlerde koşar adımlarla onlara yetişmeye çalışıyorlardı.İlerlerken bir anda gürleme sesi geldi.Görünürde hiç hastalıklı elf yoktu.Hepsi dağ arkasına saklanmışlardı.Komutanların ısrarına dayanamayan at üstünde komutana benzeyen bir kadın; -Şu arayıpta bulamadığınız küreye bir tek siz sahip olmak istemiyorsunuz.Onun izini süren başkalarıda var.'arkaya yan gözle bakarak cümlesine devam eder.'Bunlarla savaşmayı bırakın,yüz yüze dahi gelmek istemezsiniz! Maglorun gözü arkaya ilişir ve gördüklerine inanamaz.Hastalıklı elflerin daha iri yapılı,daha dev,yüzü gözü şiş,ten renkleri gri ve mavi arası,üzerine bindikleri hayvanlar yeni türemiş gibi,daha şiş yüz ve daha iri yapılı,dişleri,gözleri,ağızları hatta kulakları bile daha sivri ve oldukça büyük.Bunlar kimdi böyle ne olmuş bunlara dönüşüm geçirmişler gibi. Eurielle askerleri Maglor,Lebrain ve Eldoras'ın gözleri şok içinde arkaya baktıklarını görünce -"Lütfen önünüze dönün,hızlanmamız gerek.Onlar,onlar dönüşüm geçirdiler.Son zamanlarda çok arttılar.Küre için burdalar.Onlar kralınızın çocuklarını öldürdüler.Bugün sabah haber geldi.Sizin yola çıkışınızdan iki gün sonra savaş başlamış ve küre için arbede yaşanmış,kürenin sizde olduğunu ve buraya getirdiğinizi sanıyorlar." Komutan Maglor; -Anlamadım.Küreyi bizim aldığımızı mı sanıyorlar? Eurielle'nin askeri; -evet,iki ayrı hastalıklı elf orduları öyle sanıyorlar. Maglor; -Aman tanrım!Bu imkansız!Peki ya krallarımız!Onlar hayatta mı?"kafası karışan maglor"Kim,kim bizde olduğunu söylemiş? Eurielle askeri; -Onlar...onlara ne olduğunu bilmiyoruz.Bize haber geldiğinde Krallarınız savaş halindeydi. Maglor,Lebrain ve Eldoras duyduklarına şaşırmış ve üzüntülüyle, Eurielle'nin askerleri ile hızlı bir şekilde yola devam ediyorlardı.Yola devam ederken hiç beklenmedik bir yerden ok saldırısı oldu ve askerlerin bir çoğuda bu ok saldırısında hayatını kaybetti.Eurielle'nin eskerleri"-beklemeyin,duramayız,acele edin!"dediler ve attan düşüp ölenlerin yerine yaya olarak gidenler atlara binerek yola devam ettiler.Dağlardan akan nehrin üstünden geçtiler ve Helmes Vadisine gelmişlerdi.Helmes Vadisine yetiştiklerinde içlerini huzur kapladı.İri yapılı hastalıklı elfler nehrin karşı tarafında durmaya ve öfkelenmeye başladılar.Yapılan koruyucu büyü sayesinde nehri geçemiyorlardı.Hastalıklı elfler hakaret ediyor,büyünün dışından onlara meydan okuyorlardı. Helmes Vadisini gören komutanlar bir anlığına az önceki yaşanılan olayı unutmuş gibiydiler.O ihtişamlı görüntüyü hiç bir zaman unutamayacaklardı. |
0% |