Yeni Üyelik
15.
Bölüm

14.Bölüm "İmam Nikâhı"

@semaabakar

Atlas'ın bu durum tamamen aklından çıkmıştı. Anlaşmalı evlilik olduğu için buna gerek yoktu, lakin dedesi bunu gözünden kaçırmamıştı. Bu durumu önce Kamer ile konuşması lazımdı. "Bu konuyu Kamer ile konuşup geliyorum dede."

"Konuşmaya ne gerek var, zaten evlenmişsiniz. Cihan'a söyle imamı alıp gelsin." Kamer tüm evi yakar yıkardı. Bir şekilde önce onunla konuşmalıydı. "Tamam dede."

Köşkten çıkıp kendi odasının olduğu tarafa gitti. Dedesi onu hayatta Kamer'in yanına çıkarmazdı. Lise yıllarında ailesine sinirlendiği zaman evden kaçış yolu olarak buradan inip çıkardı. Yıllardır çıkmıyordu, düşüp bir yerini sakatlaması söz konusu olabilirdi.

Bir kaç başarısız denemenin ardından nihayet yukarıya tırmandı. Balkon kapısı kilitli olduğu için iki kere tıklattı.

Kamer, odadaki koltuğa oturmuş kara kara nasıl bu adamdan kurtulacağını düşünüyordu. Üç ay demişti ama daha şimdiden gitmek istiyordu. Camın tıklatıldığını duyunca irkildi. Kalkıp oraya gitti. Perdeyi çekip kim olduğuna baktığında Atlas'ı gördü.

Kapıyı açıp bağıracakken Atlas erkenci davranıp ağzını kapattı. "Sakin ol sevgilim. Konuşmamız gereken bir konu var içeri geçelim." Elini onun ağzından çekip omuzlarına yerleştirdi ve içeriye yönlendirdi. Balkon kapısını ayağı ile kapattı. "Dedem imam çağırdı. İmam nikâhı kıymamız gerekiyormuş."

Kamer'in başından aşağıya kaynar sular döküldü."Ne! Ne saçmalıyorsun sen!" Atlas tekrar ağzını kapattığı için sonlara doğru sesi boğuk çıkmıştı. Kamer bir kaç kere gözlerini kırpıştırdı.

"Şş, sessiz ol buraya onlardan habersiz geldim. Kimse anlaşmalı evlilik yaptığımızı bilmiyor, buna mecburuz."

Kamer onun elini ağzından itti. Sesinin kısık olmasına dikkat ederek "saçmalama! Zaten zorla evlendik! Asla seninle imam nikahı yapmam!" Dedikten sonra Atlas'ın göğüsüne yumruğu indirdi.

"Söz! Söz veriyorum, asla iznin olmadan sana dokunmayacağım. Başka çaremiz yok." Kamer onun bu sözünden dolayı kıpkırmızı oldu. Yüzünü başka tarafa çevirdi. "Lütfen hayır deme. Sözüm sözdür asla dokunmam sana. Seni korumam için burada olman gerekiyor, lütfen kabul et."

Kamer bir müddet sessiz kalıp düşündü. Onunla aynı odada kalacağı için buna zaten mecburdu. Babasından ve annesinden gördüğü ahlaki değerlere aykırıydı. Tek korkusu gitmek istediğinde bunu öne sürüp ona engel olmasıydı."Gitmek istediğimde bunu öne sürüp engel olmayacaksın. Üç ay sonra beni bırakacaksın."

Atlas, yanlış bir şey söylemesi dahilinde onu ikna edemeyeceğinin farkına vardığı için "tamam kabul ediyorum" dedi. Kalbi bunu asla kabul etmiyorum, diyordu. "Ben şimdi buradan geri ineceğim, imam geldiğinde seni aşağıya çağıracaklar. Anne ve babana da haber vereceğim. Kabul ettiğin için teşekkür ederim." Gitmek için balkon kapısına yöneldi. Sonra tekrar dönüp "dolapta senin için kıyafetler var, üzerini değiştirmek istersen" dedi. Kamer ise sessiz kalmayı tercih etti. Atlas'ta geldiği yerden geri gitti.

Bahsettiği dolabın önüne geçti. Açıp içini baktı. Her şey alınmıştı. Elini uzatıp kıyafetlere dokundu. Sonra gözüne bir tanesinin yırtmacı çarptı. "Ee yuh yani!" Dedi ve dolabı tekrar kapatıp koltuğa oturdu. Telefonunu çıkarıp annesini aradı.

"Efendim kızım."

"Gelirken kıyafetlerimi unutmazsanız sevinirim." Soğuk, yorgun ve bitkin bir ses tonuyla söylemişti.

Annesinin yüreği cız etmişti. "Tamam güzel kızım getireceğim. Lütfen kendini üzme olur mu. Ne babanın ne de benim elimden bir şey gelmiyor. Seni ancak bu şekilde koruyabiliriz. Lütfen bize darılma kızım. Atlas iyi çocuk seni üzmeyecektir."

"Gelince görüşürüz anne." Telefonu kapatıp masaya bıraktı. Koltukta geriye yaslanıp tavanı izlemeye başladı. "Atlas'ın kötü biri olmadığını bende biliyorum, ama bana söylediği ve yaşattığı şeyleri atlatamıyorum." Bunu sadece kendisi duyabileceği bir seste söylemişti. Gözlerini yumdu. Biraz dinlense fena olmazdı.

Atlas, imam geldikten sonra Kamer'i uyandırmaya odaya çıktı. Kapıyı açıp içeri girdi. Kamer koltukta iki büklüm olmuş uyuyordu. Yanına gidip oturdu. Yüzünü kapatan saçlarını geriye attı. 'Uyurken bu kadar güzel olması haksızlık' diye içinden geçirdi. "Sevgilim, Gün Kızılı'm, hırçın kızılım. Hadi uyan artık sevgilim." Kamer'in uyanmaya niyeti yoktu. "Sevgilim, uyanır mısın artık? Güzelim, aşağıda bizi bekliyorlar hadi uyan." Elini Kamer'in yanağına bırakıp oynamaya başladı. Sonra sıcak olduğunu fark etti. Yanağından çekip alnına bastırdı. Kamer'in ateşi vardı.

Kamer, alnına bastırılan eli hissedince aniden gözlerini açtı. Gördüğü manzara karşısında sinirlendi. "Napıyorsun sen!"

Atlas geri çekildi. "Aşağıda bizi bekliyorlar, o kadar seslendim uyanmadın, bende mecbur kaldım."

"Sakın bir daha bana dokunmaya kalkma." Koltuktan kalkıp banyoya girdi. Elini yüzünü yıkayıp tekrar çıktı. O çıkınca Atlas'ta ayağa kalktı. Birlikte aşağıya indiler. Nikahtan sonra onun için ilaç aldırmayı aklının bir köşesine yazdı.

Salona girip ilerlediler. "Gelin çocuklar oturun." İmamın sözü üzerine yere bırakılmış minderlere oturdular. Çalışanlardan biri yazma getirip Kamer'in saçlarına örttü. İmam gerekli şartları yerine getirdikten sonra Kamer'e baktı. "Mehir hakkını kullanmak istiyor musun kızım?"

Kamer hiç düşünmeden "evet istiyorum" dedi.

İmam defterin sayfasını açıp "seni dinliyoruz kızım" dedi.

Atlas'ın gözlerine baktı. O ne istese hemen yapardı. "Benim için kütüphane açsın."

İmam başı ile onaylayıp Atlas'a döndü. "Sen mehiri kabul ediyor musun oğlum?"

"Evet kabul ediyorum. Ayrıca bir araba ve bir de ev vermek istiyorum." Mal mülk onun için hiç bir şeydi. Kamer yanında olsa yeterliydi.

"Yok onları istemiyorum. Parasını ver yeterli." Herkes birbirine bakmaya başladı. Zeynep hanım kızına kaç göz işareti yapınca Kamer omuz silkti.

"İtirazınız olmadığına göre nikâha geçiyorum. Seyit'ten olma, Sevil'den doğma Atlas Günay'ı kocalığa kabul ediyor musun?" Kamer şaşkın şaşkın Atlas'a baktı. Atlas, Kamer'e yalan söylediği için çok üzülmüş, yalanını düzeltmek için ismine Günay'ı da ekletmişti. "Seyit'ten olma, Sevil'den doğma Atlas Günay'ı kocalığa kabul ediyor musun kızım?"

"Ediyorum." Üç kere aynı döngüyü tekrarladılar.

"Namık'tan olma, Zeynep'ten doğma Kamer'i karılığa kabul ediyor musun?"

"Ediyorum." Üç kerede Atlas aynı döngüyü tekrarlamıştı.

"Bende sizleri Allah'ın huzurunda karı ve koca ilan ediyorum. Yuvanızdan huzur eksik olmasın." Büyüklerin ellerini öptüler. Daha sonra herkes akşam yemeği için masaya oturdu.

Kamer halen Atlas'ın ikinci isminde takılı kalmıştı. "İsmim Günay değil demiştin?"

"Öyleydi ama artık değil. Senin için ismimi Atlas Günay yaptım. Artık ismimi sana Günay olarak söylediğim için vicdan azabı çekmiyorum."

"Ama bana acı çektiriyorsun."

...

(Not; Oy vermeyi unutmayın 💜)

Loading...
0%