Yeni Üyelik
18.
Bölüm

17.Bölüm "Bitmeyen Gerçekler"

@semaabakar

Hatice hanımın sesi çok yüksek çıkınca, Kamer kendine gelmeye başladı. Aynı anda da odanın kapısı çaldı. Cihan doktoru getirmişti.

Doktor Kamer'i muayene edip, onun için ilaçlar yazdıktan sonra gitti. Diğerleride daha fazla kalmamış odalarına çekilmişlerdi.

Kamer tamamen kendine gelmişti. Üzerindeki kıyafetlerin farklı olduğunu görünce öfkeyle karışık utanmıştı. "Üzerimi kim değiştirdi?"

Atlas, onun ile biraz uğraşmanın zararlı olmayacağını düşünüp "ben değiştirdim" dedi.

Kamer yanındaki yastığı alıp onun kafasına attı. "Dokunmayacağına söz verdin! Nasıl yaparsın bunu!"

Atlas hemen kalkıp yanına gitti ve sus işareti yaptı. "Şş, sessiz ol! Biz karı kocayız, insanlar duymasın. Mecbur kaldım." Kamer bir anda ağlamaya başladı. Atlas söylediğine bin pişman oldu. "Ta-tamam şaka yaptım. Babaannem değiştirdi. Yemin ederim sana dokunmadım. Lütfen ağlama cidden şaka yaptım."

Baskın ve sessiz bir tonda "Allah seni bildiği gibi yapsın! Bunun şakası mı yapılır!" Dedi.

"Özür dilerim, seninle uğraşmak istemiştim. Söz veriyorum bir daha uğraşmam." Kamer yüzünü diğer tarafa döndü. "Tamam konuşmamakta haklısın. En iyisi sen biraz uyu ve dinlen." Dedikten sonra koltuğa geçip uzandı.

Atlas, sabahın ilk ışıklarına kadar Kamer'in başında beklemiş en nihayetinde Kamer'in yanında uyuya kalmıştı. Kamer, başındaki hafif bir ağrı ile gözlerini açtı. Göğüsünde hissettiği ağırlığa baktı. Atlas ona sarılmıştı. Saçları ile oynamaya başladı. Sonra ne yaptığının farkına varınca onu üzerinden itti. "Ne yapıyorsun sen!"

Atlas uyku mağruru gözlerle baktı. "Halay çekiyorum, başı sen çek istedim. Ne yapabilirim Kamer uyuyorum işte."

Kamer, gözlerini devirdi. "Git koltukta uyu benim üzerimde ne işin var!"

"Tamam, tamam sakin ol. Ben sana şimdi gidip sıcak bir şeyler getireceğim." Kalkıp odadan çıktı. Kamer'de kalkıp banyoya girdi.

Atlas, bir fincan nane limon çayı demleyip bardağa bıraktı. Kimsenin yapmasına izin vermemişti. Ardından çayı alıp yukarı odaya çıktı. "Gün Kızılı çayını buraya bıraktım, ben balkondayım." O rahatsız olmasın diye balkona çıkıp oturdu.

Kamer, Atlas'ın tavırlarından gün geçtikçe etkileniyordu. Onu hemen affedemezdi ama yaptıklarını da perde arkasında bırakamazdı. İşlerini halledip dışarı çıktı. Masanın üzerindeki çayı alıp balkona çıktı. Atlas'ın yanına geçip oturdu. "Bu kadar iyi bir insan nasıl mafya olur anlamıyorum?"

"Belkide bilmediğin şeyler vardır."

"Ne gibi?"

"Boşver, sen nasıl oldun daha iyi misin?"

"İyiyim."

"Yaşadığın korkuları içine atma, bu seni hasta ediyor."

Kamer onu başıyla onayladı. "Baban bunu neden yaptı?"

"İşe gitmem gerekiyor, akşam geldiğimde konuşuruz."

"Kitapçıya gideceğim."

"Tamam, Cihan ile birlikte gidebilirsin." Kamer bu duruma itiraz etmedi. Önüne dönüp çayını yudumlamaya başladı. Atlas'ta içeriye girip üzerini değiştirdi ve evden ayrıldı.

Kamer, çayını içtikten sonra üzerini değiştirip mutfağa indi. Dolapları açıp yiyebileceği şeylere baktı.

"Efendim, siz oturun ben hemen size bir şeyler hazırlayayım. Diğerleri kahvaltılarını yaptılar."

"Taze sebzelerden sandviç yapabilir misin?"

"Elbette, hemen yapıyorum."

Sandviçi yedikten sonra kitapçıya geçti. Yarın söyleşi vardı. Ertelemek zorunda kalmış, ötelenmişti. Kitapçıdan içeriye girdiğinde her yer olduğu gibiydi. Tek bir farklılık bile yoktu. "Burası, bir gecede nasıl bu hale geldi?"

"Gece bir kaç eleman bulup hallettirdik yenge."

"Teşekkür ederim."

"Teşekkür etmene gerek yok yenge, abi hatasını telafi etti."

"Geç otur, dışarıda kalma. Kahve ister misin?"

"Estağfurullah yenge ben yaparım, sen otur."

"Benim mekanımda bana hizmet etme düşüncesini aklından sil! Kahveni nasıl içersin?"

"Orta olsun yenge." Kamer mutfak bölümüne girip kahve yaptı. Sonra geri gelip Cihan'ın karşısına oturdu.

"Atlas gerçekten kitap okuyor mu?"

"Kitap okumayı çok seviyor hatta adamları yani şey geceleri bile okuyor. En son senin kitabını okuyordu yenge."

"Neden lafı ağzında dönderdin? Atlas kitabı nerede okuyor?"

"Yanlış anladın sen yenge, abim her yerde kitap okur. Hatta bazen sinirli olduğunda kitap okur ve sinirleri gider."

"Anladım. Benim yarın ki söyleşi için buraları düzenlemem gerekiyor, sen bana yardım edebilir misin?"

"Sen söyle her şeyi hallederim yenge, zaten bunun için buradayım."

Kamer, Cihan'ın yardımı eşliğinde kitapçıyı söyleşi için hazır hale getirdi. Ses sisteminde meydana gelen arıza içinde yardımcı olmasını rica etti.

Daha fazla kitapçıda kalmayıp köşke geçti. Arabadan indiğinde Atlas'ın da geldiğini gördü.

"Geldin mi sevgilim?"

Kamer etrafına bakındı. "Görünüşe göre gelmişim."

Atlas'ın dudaklarından bir gülümseme peydah oldu. "Hadi gel yukarıya çıkalım seninle konuşmak istediğim bir konu var." Dediğini yapıp önden ilerledi. Odaya geldiklerinde Atlas kapıyı kilitledi.

"Bunu neden yaptın? Aç kapıyı, burada kapılı kalamam!"

"Sakin ol, sadece konuşacağız çıkıp gitme diye kapıyı kilitledim."

"Ne söyleyeceksen çabuk söyle!"

"Kamer ben adam öldürmekten iki yıl hapiste kaldım."

Kamer olduğu yere çakılı kaldı. "Ka-katilsin, sen katilsin! Sen, sen katilsin ve beni zorla buraya mahkum ettin! Bunu nasıl yaparsın! Ben, ben bir katille evli kalamam!"

Ona yalvaran gözlerle bakmıştı. "Lütfen sözümü kesme ve tamamını dinle."

"Duymak istemiyorum, sen katilsin! Bunun açıklaması olamaz!" Kamer gerçekleri bilseydi şimdi söyleyeceklerini asla söylemezdi. "Katil, katilsin. Vicdansız zalim adamın tekisin. senden nefret ediyorum iğrençsin, iğrençsin duydunmu sen hayatımda gördüğüm en iğrenç adamsın"

Atlas öfkesine hakim olamayıp onu duvarla arasına aldı. "Sus, sus! Sakın, sakın bir daha bana katilsin deme!"

"Neden, benide mi öldürürsün"

Bu sözleri bardağı taşıran son damla olmuştu. Atlas daha fazla dayanamayıp yumruğunu duvara geçirdi. "Benim gözlerimin önünde arkadaşım yanarak can verdi. Ona bunu yapanları öldürmeyipte ne yapacaktım Kamer! Sus duydun mu sus! Gerçekleri bilmiyorsun sus! Adamlar ölmedi, sadece bana tuzak kurup öldü gibi gösterildiler! O gün sadece arkadaşım ölmedi, bende öldüm, duydun mu bende öldüm. O gün öldüğümün farkına varamamıştım ama bugün öldüm." Bir kez daha duvarı yumrukladı. "Sakın, sakın bir daha bana katilsin deme! Yoksa seni asla affetmem! Bugünden itibaren senin peşinden koşarsam namerdim!" Kamer'in sözleri Atlas'ı darmadağın etmişti. Siniri ve öfkesi gözünü karartmış onu görmesine engel olmuştu. Bunun bir müddet geri dönüşü olmayacaktı. En azından Atlas'ın öfkesi dinene kadar bu böyle devam edecekti.

Kamer'i arkasında bırakıp odadan öfkeyle çıktı. Tüm ev halkı bu tartışmaya şahit olmuş fakat seslerini çıkarmamıştı.

Kamer olduğu yere çöktü. Gözlerinden akan yaşlara hakim olamadı. Ona sarfettiği sözler için çoktan pişman olmuştu.

...

(Not; Oy vermeyi unutmayın 🧡)

 

Loading...
0%