Yeni Üyelik
20.
Bölüm

19.Bölüm "Şeker Sarhoşu"

@semaabakar

Atlas, geri çekildi. "Demek bana tuzak kurdun. Nasılmış kendi tuzağına düşmek?"

"Kötü! Çekil üzerimden!"

"Hayır, bir kere daha öpeceğim ve seni affedeceğim." Eğilip bir kez daha öpmek istedi. Kamer kafasını diğer tarafa çevirdi. Bu yüzdende Atlas yanağını öptü. "Buna da razıyız." Üzerinden çekilip ayağa kalktı. Fakat tekrar kayıp yeri boyladı. İşte bu sefer Kamer'in tuzağı sonuç vermişti.

Kamer, dayanamayıp kahkaha attı. "İşte tuzak diye buna derim ben!" Gülüşleri aşağıdan bile duyuluyordu.

Sevil hanım eşi Seyit beye döndü ve "ne kadar edepsiz, hiç utanma arlanma kalmamış" dedi.

Hatice hanım araya girme gereği duydu ve "gülmek edebsizlik olsaydı ben seni oğluma almazdım" dedi. Onun genç hallerini yüzüne vurmak en sevdiği şeylerdendi.

Atlas, zorlukla ayağa kalktı. "Bunu sana çok ağır ödeyeceğim. Kendine dikkat et, her an her yerde tuzak kurabilirim." Kıyafetlerini alıp banyoya girdi ve üzerini değiştirdi. Kamer de yerdeki sabunları sildi.

İkiside işlerini hallettikten sonra aşağıya indiler.

"Abi, Ayla gelecekmiş, seni özlemiş."

Kamer'in öfkeden yanakları kızarmıştı. "Elin kızı benim kocamı ne hakla özlüyor Mina?"

Mina sinsice gülümsedi. "El kızı değil, o abimin sözlüsüydü."

Kamer gözlerini Atlas'ın gözlerine sabitledi. Atlas hayır anlamında kafasını sallayınca tekrar Mina'ya döndü. "Bu durumdan abinin haberi olmaması trajikomik, ayrıca gülünç. Eğer Ayla abinin sözlüsü olsaydı burada ben değil o otururdu."

"Abimle onun ilişkisi başka boyuttaydı. Hatta bir keresinde onları odada bastım."

Kamer öfkeden ve hayal kırıklığından kendini sıkmaya başladı. Bu sırada Atlas araya girme geri hissetti. "Öyle bir şey olmadı Mina! O kadın zorla benim odama girdi! Ben bu zamana kadar bir tek kadının elini tuttum, o da zaten şuan yanımda! O küçük beynini kendine sakla!"

"Ayla o yüzden mi hamile! Naptın üzerine çeketini attın hamile mi kaldı!"

Kamer duydukları karşısında ne tepki vermesi gerektiğini bilememiş bu yüzden köşkten çıkmıştı. "Kamer! Lütfen dinle! Yalan söylüyorlar, yemin ederim öyle bir şey olmadı!" Onu dinlemedi.

"Cihan beni evime bırak!"

"Emredersin yenge."

"Sakın bir daha bana yenge deme!" Arabaya bindikten sonra göz yaşlarına hakim olamadı. Cihan sesini çıkarmadan arabayı çalıştırdı.

Herkes şaşkınlık içinde Mina'ya bakıyordu. "Doğru söylüyorum, Ayla iki aylık hamile. Abim istemez diye söylemedi ama ben daha fazla içimde tutamadım."

Atlas içeriye girdi. "Sana çocuk benden değil dedim, neden anlamıyorsun!"

Dedesi kalkıp ona tokat attı. "Sen ne zaman bu kadar şerefsiz oldun! İki kızı aynı anda mı oynattın!"

Atlas elini yanağından çekti. "O gün, o odada hiç bir şey olmadı! Bana kahve getirdi sonrada üzerime döktü. Yandığım için gömleğimi çıkartım, başka hiç bir şey yaşanmadı! Kimden peydahladıysa gitsin onunla evlensin! O çocuğun babası ben değilim! Gerekirse DNA testi bile yaptırırım!" Sinirle evi terk etti.

Sevil hanım ayağa kalkıp telefonunu masadan aldı. "Kimse duymadan bu iş kapanacak, Ayla ile Atlas evlenecek, başka çözüm yolu yok!"

Hatice hanım sinirle ayağa kalktı. "Torunum size çocuk benden değil dedi! Elin çocuğunu mu yamalayacaksınız!"

"Kız neden yalan söylesin! Çocuk doğana kadar bu evde yaşayacak!"

Hatice hanım ve Kerim bey sabır çekip odalarına gittiler.

Atlas Kamer'in evinin önüne geldi, arabasından inip kapıyı çaldı. Zeynep hanım dışarıya çıktı. "Buyur oğlum, bu saatte neden geldin? Kamer bir şey mi unutmuş?"

Atlas, Kamer'in nerede olduğunu düşündü. "Şey efendim, kitap kutusu varmış onu istedi."

"Tamam sen bekle oğlum ben hemen getiriyorum." Zeynep hanım kutuyu getirip verdi.

Atlas teşekkür edip oradan ayrıldı. Telefonunu çıkarıp Cihan'ı aradı. "Kamer nerede?"

"Abi biz sahildeyiz."

"Tamam ben geliyorum."

"Yok abi gelme, Kamer hanım eve gelecek merak etme."

"Nasıl gelecek?"

"Ben konuştum abi, her şeyi anlattım."

"Cihan?"

"Efendim abi?"

"Seni sevdiğimi söylemiş miydim?"

"Evet abi."

Telefonu kapattıktan sonra çiçekçiye gitti. Kamer için büyük bir çiçek buketi yaptırdı.

Kamer, uzunca bir süre sahilde oturduktan sonra tatlıcıya geçti. Biraz tatlı yese fena olmazdı fakat o biraz yemek yerine dört porsiyon tatlı yedi. "Gecenin bu saatinde bu kadar tatlı yersen olacağı buydu yenge! Ben abime haber vereceğim!" Arabayı yol kenarına durdurmuşlardı. Kamer istifra yapmaktan beti benzi solmuştu.

Ağzından kelimeler zorlukla döküldü. "İstemiyorum, iyiyim ben eve gidebiliriz."

Kamer'in durumu hiç iyi değildi. Midesi bulanıyor, başı dönüyordu. Hatta bilinci karma karışık olmuştu. Fazla şeker tükettiği için yan etkisi sarhoşluk olmuştu. "Ya da haber ver gelsin, bakalım beni ne kadar seviyor."

Cihan duydukları karşısında ufak çaplı bir şok yaşadı. "Ta-tamam yenge." Telefonu çıkarıp Atlas'ı aradı. Haber verdikten sonra konumu ona attı.

"Biliyor musun aslında ben Atlas'ı çok seviyorum!"

"Yenge kulağımı patlattın bağırma!"

"Asıl sen bağırma be! Seviyoruz diyorum neyini anlamıyorsun!"

"Anladım, Atlas abiyi çok seviyorsun."

"Atlas'ı neye benzetiyorum biliyor musun?"

"Neye?"

"Kereste fabrikasına. Her türden odun var ya orada, işte o yüzden kereste fabrikasına benziyor. Bazen çam odunu, bazen ise kavak odunu oluyor."

Cihan dudaklarını birbirine bastırdı, gülmemek için zor duruyordu. "Atlas abide seni seviyor."

"Biliyorum, çok seviyor. Ama biraz salak, biraz." Parmağının ucunu işaret etmişti. "Bazen çok yakışıklı oluyor var ya, tablo yapıp duvara asasım geliyor. Bazen de çok çirkin oluyor, öldürüp organlarını satasım geliyor. Parasını yerim, işe yaramış olur."

Cihan gözlerini büyütmüş onu dinliyordu. "Atlas abim bunları duyarsa kalpten gider valla."

Ellerini çırptı ve "beni her gördüğünde kalbi deli gibi atıyor ki!" Dedi. Sonra etrafında dönmeye başladı. "Atlas beni seviyor, Atlas beni seviyor! Ay ay Atlas Kamer'i seviyor! Yani beni seviyor!" Sonra durup düşündü. "Biliyor musun Atlas bana evlilik teklifi etmedi! Ben çok üzüldüm." Ağlamaya başladı.

Cihan telaş içinde tekrar abisini aradı. "Abi nerede kaldın Allah aşkına, yengem resmen ağlıyor!"

"Ne demek ağlıyor lan! Ne dedin kıza!"

"Sen evlilik teklifi etmemişsin, o yüzden ağlıyor."

"Aklıma tüküreyim! İki dakikaya oradayım, sen dikkat et ona."

"Tamam abi."

"Atlas neden mafya?"

"Sana anlattı ya yenge."

"Bu geçerli bir neden değil! Salak değilim ben! Biliyorum başka bir şey daha var!"

Cihan ne söyleyeceğini kestiremedi. Bazı sırlar saklanmak için vardı. "Yanlış anlamışsın yenge, başka bir şey yok."

"Ben biliyorum! Beni kıskandığı için mafya olmuş! Kesin beni rüyasında gördü!"

Cihan rahat bir nefes verdi. "Öyle olmuştur yenge."

"Senin karın mı var?"

"Evet, bir tane de kızım var."

"Ayy! Benim yok." Kamer, bu seferde buna ağlamaya başlamıştı. "Neden benim yok ki!"

Atlas, gelip hızla arabadan indi. "Gün Kızılı'm ne oldu? Neden ağlıyorsun sevgilim?"

Kamer yanına gidip göğüs kafesine yumruklar attı. "Senin yüzünden! Her şey senin yüzünden! Neden bizim kızımız yok!"

...

(Not; Oy vermeyi unutmayın 🧡)

Loading...
0%