Yeni Üyelik
22.
Bölüm

20.Bölüm "İftira"

@semaabakar

Atlas, rüyada olduğunu düşündü. "Cihan bu rüya ise dürtte uyanıyım."

"Yok abi rüya değil, tamamen gerçek. Hatta gerçekten bile gerçek."

"Bir ara hatırlatta senin kızın istediği kedi kostümünü alıp giyeyim."

"Emredersin abi."

Kamer, konuşacağı sırada istifra yaptı. Atlas'ın üzeri fena şekilde batmıştı. "Rüya değilmiş! Sen alkol mü aldın!"

"Hayır abi alkol almadı sadece şeker sarhoşu oldu."

"Cihan, o nasıl oluyor?"

"Eğer genetik olarak belirli bir enzimden fakirsek ki yengem fakirmiş, fazla şeker vücutta alkol yüklemesi yapıyormuş."

"Karısına enzim alamadı dedirtmem lan ben! Ayrıca sen bunu nereden öğrendin?"

"Yenge böyle olunca araştırayım dedim, oradan buldum yani."

"Böylesi de bizi bulur zaten. Ne kadar tatlı yedi?"

"Şey abi, dört porsiyon künefe yedi."

"Ee yuh yani! Gel beni de ye Kamer!"

"Niye sen şeker misin?"

"He yavrum şekerim!"

"Iyyk! Hadi be oradan kereste fabrikası!"

"Ee hani sarhoştu bu?"

Cihan gülmeye başladı. "Halen sarhoş abi."

Atlas Kamer'i kolundan tuttu ve "hadi gidelim midesini mi yıkıyorlar aklını mı yıkıyorlar bir an önce kendine gelsin" dedi. Arabalara atlayıp hastaneye sürdüler.

"Atlas!"

"Sevgilim neden bağırıyorsun?"

"Aklıma bir şey geldi!"

"Söyle sevgilim ne geldi aklına?"

"Şeker pancardan yapılıyorsa, tahta da senden mi yapılıyor?"

Atlas gözlerini devirdi. Hem araba kullanmak hem de Kamer'e laf yetiştirmek çok zordu. "Bu ne demek şimdi?"

"Hani sen kereste fabrikasısın ya, ordan şey ettim."

Atlas, telefonunu çıkarıp ses kaydını açtı. Bu işi kendi aleyhine çevirmesi lazımdı. "Kamer, beni seviyor musun?"

Kamer, uzanıp telefonu aldı ve "şu telefon kırılsın ki seviyorum" dedi. Ardından camdan dışarı attı.

"Telefonun suçu ne?"

"Seni sevmek." Dedi ve kahkahayı bastı. "Biliyor musun?"

"Neyi sevgilim?"

"Eğer benden özür dileyip önümde diz çökseydin seni affederdim, iyi ki yapmadın."

"Ayık kafayla önünde diz çöksem affeder misin?"

"Imm, hayır etmem."

Hastaneye geldikten sonra Kamer'i zorla içeriye girdirdiler. "Sevgilim gözünü seveyim dur, bak bu amcalar seni iyi edecek sonra eve gideceğiz."

"Hayır, bu pos bıyıklı adam beni tedavi etmesin!"

"Neden, neden seni tedavi etmesin sevgilim?"

"Kötü bakıyor, hem de çok kötü! Şuna bak, siz bıyıklarından görmüyorsunuz! Ben gördüm, bana pis pis sırıttı!"

Bunun üzerine Atlas sinirlenip doktorun yakasına yapıştı. "Ne diyor lan karım!"

Doktor Atlas'ın ellerini tuttup uzaklaştırmaya çalıştı. "Beyfendi, ne yapıyorsunuz! Şuan karınız ayık değil, onun söylediğine mi inanıyorsunuz!"

"Bak doktor, bana okuduğun mektebi yıktırtma! Karım ne söylüyorsa doğrudur!"

Kamer cilveli bir şekilde "döv onu kocacım!" Dedi.

Atlas aldığı komut üzerine kendini tutamamış ve doktoru dövmüştü. Bundan dolayı hastane güvenliği şikayette bulunmuş Kamer ve Atlas'ı nezarete atmışlardı.

Atlas, nezarette oturağa oturmuş, yüzünü ellerinin arasına almış, kara kara düşünüyordu. "Şu düştüğümüz duruma bak!"

Kamer, artık yavaş yavaş kendine gelmeye başlamıştı. "Ne diye aklıma uyarsın ki!"

Atlas, sesli bir şekilde sabır çekti. "Allah aşkına sen bana kocacım dedikten sonra dövmesem ayıp olmaz mıydı?"

Dudaklarından hafif bir gülümseme peydah oldu. "İşte bu tam olarak senin sorunun, beni ilgilendirmez. Üstelik o adam gerçekten bana tuhaf bakıyordu, niyeti hoşuma gitmedi."

Eren onların konuşmasını duymuş ve bilgisayardan kafasını kaldırıp "niyeti hoşuna gitmedi çünkü daha öncede aynı durumdan şikayet edilmiş yenge" dedi. Çünkü bu adamı daha önce bir yerlerden gözü ısırıyordu, biraz araştırınca her şey çözülmüştü. Kamer'in iftira atması söz konusu bile değildi. "Ben komiserim ile görüşeceğim, birazdan çıkışınız yapılır." Yanlarından ayrıldı.

"Bak, bak, bak gördün mü!"

"İyi ki dövmüşüm ellerime sağlık. Nasıl oldun sevgilim, iyi misin?"

Kamer yönünü değiştirdi. "Bu seni ilgilendirmez, benimle konuşmaman senin yararına olur."

Saçma bir günün ardından nihayet evlerine gittiler. Köşkten içeriye girdiklerinde onları Ayla karşıladı. "Bebeğimizin babası bu saate kadar neredeydi acaba?"

Kamer, ellerini yumruk yapıp, dişlerini sıktı. Etrafına bakıyormuş gibi yapıp "burada yok, git neredeyse bul bebeğine baksın! Sizinle mi uğraşacağım ben!" Merdivene yönelip bir kaç basamak çıktı.

Ayla onun kolunu tutup çekti. "Atlas'tan boşanacaksın, o benim bebeğimin babası! Senin gibi bir eziğe hayatımızda yer yok!"

Kamer, duyduğu kelimelerden sonra tüm öfkesini dışına vurmuş ve Ayla'nın üzerine atlamıştı. "Öldürürüm kızım seni, kimse elimden alamaz."

Aralarında arbede yaşandı. Sonra Kamer yumruğunu Ayla'nın karnına geçirdi. Tamamen istem dışı olmuştu. Bunun üzerine Ayla çığlık attı. "Bebeğim, bebeğime bir şey oldu! Atlas, Atlas ona bir şey oldu!" Sonra gözlerini karanlığa yumdu.

Kamer, şok içerisinde bir kaç adım geriledi. "Ben, ben böyle olsun istemedim. O, o beni buna zorladı."

Diğerleri koşarak Ayla'nın yanına geldiler. "Naptın sen! Biriniz ambulansı arayın!" Sevil hanım Kamer'in üzerine yürüyünce Atlas onu kolundan tutup çekti. "Sen hale bu kızı mı savunuyorsun! O senin bebeğine zarar verdi!"

Atlas kolunu geriye attı. "Sırf karım onu dövsün diye yaptı! Karımda ona istediğini verdi! Hastaneye mi götürüyorsunuz ne yapıyorsanız yapın!" Kamer'i ayağa kaldırıp odalarına çıktılar. Onu yatağa oturtup, yüzünü ellerinin arasına aldı. "Ağlama sevgilim, onun amacı buydu zaten. Cihan çocuğun babasını buldu, hastaneye gider. Sen lütfen üzülme."

"Ka-katil oldum. Bir bebeğin canına zarar verdim. Be-ben kötü bir insanım." Hıçkırarak ağlamaya başladı.

Atlas, onun yanına oturup sıkıca sarıldı. "Bir şey olmamıştır, sen merak etme sevgilim."

...

(Not: Oy vermeyi unutmayın 💜)

Loading...
0%