Yeni Üyelik
23.
Bölüm

21.Bölüm "Mafya"

@semaabakar

Kamer, ağlarken Atlas'ın omzunda uyuya kalmıştı. Atlas onu yavaşça yatağa bırakıp alnından öptü. Ses yapmamaya dikkat ederek odadan ayrıldı. Bodrum katına indikten sonra odanın kilidini açtı. Odaya girince kapıyı aralık bıraktı, bilgisayarın yanına gidip ekranı açtı. Gelen görüntülü toplantıya giriş yaptı. "Geç kalmak istemezdim, bazı problemlerim vardı. Çete hakkında bilgi alabildiniz mi?"

Cem, elindeki dosyayı açtı ve "abi, önümüzdeki hafta salı günü alış veriş yapacaklar, Vehbi Han hapisten pazartesi tahliye olacakmış, polisin elinde yeterli delil yokmuş."

"Ne demek yeterli delil yokmuş lan! Adam benim karımı kaçırdı, karımı!"

"Zahter bey, Kamer hanımı onun deposundan aldığı için hakkımda suçlama yapıyorlar diyip sıyrılmış."

"O adamı öldüreceğim!"

"Abi sen o adamı boşver, biz abimizi öldüren adamların yerini tespit ettik."

"Ne, neredeler lan! Çabuk, çabuk bana konum atın hemen oraya gidiyorum!"

Kamer, Atlas odadan çıktıktan sonra uyanmış ve onu takip etmişti. Tüm konuşulanları duyunca oradan uzaklaştı. Ne olduğunu uyku sersemi olduğu için anlayamamıştı.

"Tamam abi ben sana konumu attım."

Atlas, konuşmadan çıktı ve odayı kilitleyip köşkten ayrıldı. O adamları bu sefer kaçıramazdı. Eksik, söylemedikleri, sakladıkları bir şey vardı. İçinde ki umut her geçen gün azalmış, onu etkisi altına almıştı. Bir ihtimal onun ölmediğini düşünmek bile başka güzeldi.

Atlasz, konumdaki yere geldi. Adamlarıda arkasından geldi. Arabasından inip depo gibi olan yerin etrafını sarmalarını istedi. İlerleyip deponun kapısını kırdı. Kapının gürültü ile kırılmasından dolayı içerideki tüm adamlar siper alıp ateş etmeye başladı. Aynı şekilde Atlas ve adamlarıda silahlarına davrandı.

Kamer, uyku sersemi bile olsa bir şeyleri anlamış, bunun sonucu olarak Atlas'tan gizli arabaya binmişti. Silah seslerini duyunca paniğe kapıldı ve arabadan indi. Koşarak Atlas'ın yanına gitti. "Sen, sen napıyorsun! Öleceksin, bırak, bırak o silahı gidiyoruz!"

Atlas'ın zihni karma karışık oldu. "Kızım senin burada ne işin var! Selim, onu görür buradan, sana emanet."

Gecenin karanlığında sinsi bir gülümseme peydah oldu dudaklarından. "Tamam kardeşim sen merak etme."

Kamer'i kolundan tutup zorla kendi arabasına götürüp, bindirdi ve kapıları kilitledi. Şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı. "Sen, sen beni nereye götürüyorsun!"

"Küçük bir intikam meselesi diyelim yavrum! Atlas'ın seni asla bulamayacağı bir yere gidiyoruz. Sakın sesini çıkarma yoksa Atlas ölür."

Atlas, Selim'in Kamer'i arabaya bindirip götürdüğünü görünce hemen telefonuna sarıldı. "Sen yapıyorsun lan! Karımı nereye götürüyorsun!"

"Tüh ya, siz evlendiniz mi! Çok üzüldüm gerçekten! Artık intikam almanın zamanı geldi! Ben Zahter beyin oğlu Selim! Çocukluğunu elinden çaldığın Zafer! Ben bu dünya da mutlu değilsem, sen asla mutlu olmayacaksın! Onu asla bulamayacağın bir yere götürüyorum, tıpkı arkadaşını götürdüğüm yer gibi. Onuda sevdanı da unut! Belki sana mezarını gösteririm." Telefonu Atlas'ın suratına kapattı.

Atlas, duydukları karşısında şok içine girmişti. Şuan olan çatışmayı unutmuştu. Arabasına gitmeye başladı, fakat bu sırada devam eden çatışma yüzünden omzundan yaralandı. Bu umrunda olmadı. Arabaya binip takip etmeye başladı.

"Ben, ben ne yaptım da öldüreceksin! Adamlığın bu mu lan senin! Bana mı yetiyor gücün!"

"Evet, Atlas'ın yanında sana gücüm yetiyor! Eğer biraz daha zayıflığımı yüzüme vurursan seni gebertirim!"

"Gebertsene! Yiyorsa gebertirsin! Ödlek herifin tekisin! Şeref yoksunu!"

Selim, yolu kazıyarak arabayı durdurdu. "Bekle sen bekle!" Arabadan inip Kamer'i arkadan çıkardı. Onu yere atıp silahını çıkardı. "Son duanı et lan!"

Kamer histerik bir şekilde güldü. "Yerinde olsam beni vurmadan önce arkandakine bakardım."

"Kim var lan arkamda!" Dedi ve arkasını döndü bunun üzerine Kamer ona çelme takıp yere düşürdü.

Silah uzağa düştüğü için hızlı hareket ederek eline alıp Selim'e doğrulttu. "Noldu lan kerkenez! Öldürüm, felan diye ahkam kesiyordun!" Kamer, dövüş teknikleri öğrenmiş, gerekli olmadığı zaman kullanmayan biriydi. Babası kendisini koruması için eğitim aldırmıştı. Geçen seferki gibi hazırlıksız yakalanmamıştı.

Selim ufak bir kahkaha attı. "Sen kim beni öldürmek kim, korkağın tekisin!" Kamer, silahı bacağına isabet alıp sıktı. "Ah! Ah ulan ah! Vurdu beni, vallahi vurdu beni!"

Silahı yolun dışına fırlatıp Selim'i dövmeye başladı. "Ben korkak değilim! Zayıf yanlarım olması korkak olduğum anlamına gelmez! Kadın olmam korkak olduğum anlamına gelmez! Ağlıyor olmam zayıf olduğum anlamına gelmez!"

"Kamer, Kamer dur ne yapıyorsun!"

"Sen karışma buna kereste fabrikası! Onu öldüresiye döveceğim!" Atlas müsade etmeyip onu kucağına aldı. "Bırak, bırak beni kereste fabrikası, bırak ki öldüreyim şunu!"

Kamer'i yere bıraktı. "Dövmeye devam edeceksin ama burada değil, depoda."

Kamer, üzerini ve saçlarını düzenledi. "Hadi gidelim." Atlas'ın arabasına doğru ilerlemeye başladı.

Cihan ağzı açık onu izliyordu, tıpkı Atlas gibi. "Yenge sen ne çetin ceviz çıktın öyle!"

Kamer eliyle saçını savurdu. "Gerekli gördüğüm yerlerde asla geri planda kalmam."

Atlas onu alkışladı. "Helal olsun benim karıma!"

"Sus be kereste fabrikası! Yürüyün daha içim soğumadı!"

"Duydun Kızıl mafyamı al şu ... Sabır, sabır, kapımda ekmeğimi ye sonra intikam de! İt herif!"

Depoya geldikten sonra Selim'i sandalyeye bağladılar. Atlas eline kitabını alıp koltuğa oturdu. Kamer onu şaşkın şaşkın izledi. "Ne yapıyorsun sen?"

Atlas gözleri ile kitabı işaret etti. "Sen Selim'i dövmeye başla bende kitap okuyacağım."

Kamer,.kafası allak bullak bir şekilde ona bakmaya devam etti. "Yenge sen sordun ya gerçekten kitap okuyor mu diye, işte böyle kitap okuyor. Biz adamları haşat ederken."

Gözlerini devirdi. "Sen ne tür bir psikopatsın!

"Zevkler ve renkler tartışılmazdır sevgilim."

"Hay ben senin zevkini!"

Cihan'ın kaşları havalandı. "Yengenin içinden ağır abi çıktı."

"Çıkartan sağ olsun!" Kıyafetinin kollarını yukarıya katladı. "Demek sen beni kaçırırsın ha!" Sağ gözüne bir yumruk çaktı. Sonra aynısından sol gözünede çaktı. "Bir aralar boksörlüğe merak salmıştım, kısmet bu güneymiş."

Atlas kitabı bırakıp yanına gitti. "Bir tanede ben vursam fena olmaz."

"Git kitabını oku!'

Kamer'in gözlerinin içine bakarak Selim'e yumruk attı. "Sen böyle güzel güzel karşımda olunca kitap sarmıyor! Seni ve mavi gözlerini izlemek daha heyecan verici." Kamer o sinirle bir yumrukta Atlas'a geçirdi. "Naptın hırçın, mafya kızıl! Burnum kırıldı!"

Kamer kollarını önünde bağladı. "Olmadık yerlerde bana yürürsen olacağı buydu."

"Yalan mı söylüyorum sevgilim, senin mavi gözlerin benim gecemi aydınlatmaya yetiyor."

"Abi bölüyorum ama bir sorunumuz var."

İkiside ona odaklandı. "Ayla ve bebek iyiymiş fakat bebeğin babası çocuk benden değil diyip inkar ediyormuş. Sevil hanım onu tekrar köşke götürmüş."

"Aldık mı başımıza belayı!"

Kamer'in gözüne Atlas'ın omzu çarptı. "Sen, vurulmuşsun!" Dehşete düşmüştü.

...

(Not: Oy vermeyi unutmayın 🧡)

Loading...
0%