@semaabakar
|
Kamer'in avukatı kürsünün önüne ilerledi. "Sayın Hâkim, verilen karara itiraz ediyorum. Mahkeme saatine yetiştiremeyeceğimizi sanmıştım fakat gerekli tüm belgeler ve tanığımız yeni geldi. İzniniz olursa içeriye çağırmak istiyorum." Hâkim yanındakiler ile konuştuktan sonra "gelsin" dedi. Cem günlerdir bunun üzerinde çalışmış ve Ayla'nın izini sürmüştü. İçeriye geçip tanık kürsüsüne çıktı. "Sayın Hâkim, Ayla Sır'ın bebeğini kaybettiğini iddia ettiği gün grip olduğum için acildeydim. Ayla hanımı görünce merak edip peşinden gittim. Onu Atlas abiden dolayı tanıyordum. Hastanede doktor arkadaşı varmış, onun yardımı ile bebeğini aldırdı ve düşük olarak gösterdi. Aralarında geçen tüm konuşmalara şahit oldum." Hâkim önüne bırakılan dosyaları inceledi. "Verilen kararın gözden geçirilmesine, mahkemenin bir saat sonra tekrar yapılmasına karar verilmiştir. Salonu boşaltınız." Herkes dışarıya çıkıp mahkeme saatini beklemeye başladı. Kamer'in yanında iki tane polis vardı. Atlas onun yanına gitmek isteyince buna engel oldular. "Beyfendi şuan görüşme sağlayamazsınız." Atlas tekrar gidip oturdu. Gözleri mahkeme saatine kadar Kamer'in üzerinde idi. Ayla'nın gözleride onun üzerindeydi. Yeniden mahkeme salonuna geçtiler. Ayla'nın doktor arkadaşı da polisler tarafından mahkemeye getirilmişti. "Yaz kızım gereği düşünüldü. Gerekli deliller ve tanıklar doğrultusunda devleti kasten dolandırma ve yolsuzluk suçundan Ayla Sır beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Doktor Tuna Demir yapılan incelemeler ve dosyalar dahilinde, bu ve bundan önceki suçları sayacak olursak görevinden men edilip para cezasına çarptırıldı." Mahkemeden sonra köşke geçip eşyalarını toplamaya başladılar. Ne Kamer ne de Atlas bundan sonra bu evde kalmak gibi bir hataya düşmeyeceklerdi. "Oğlum gitme, hep bu kız yüzünden! Seni bizden aldı!" Atlas annesinin karşısına geçti. "Karım yüzünden değil! Tüm bunlar sizin yüzünüzden oldu! Beni de karımıda iğrenç bir durumun içine sürüklediniz. Yalancı tanıklık yapıp gerçekten ailem olmadığınızı kanıtladınız. Bundan sonra hiç biriniz ile iletişim içinde olmak istemiyorum." Kamer'in yanına gidip elini tuttu. "Hadi sevgilim daha fazla burada kalıpta gururumuzu ayaklar altına almayalım." Cihan arkalarından valizleri alıp indi. "Abi, Cem evi halletmiş. Oraya mı gidelim yoksa gizli eve mi?" "Gizli eve gidiyoruz daha sonra oraya geçeriz." "Nasıl isterseniz abi. Sizi bıraktıktan sonra yurt dışına çıkacağım abi, burada yapmam gereken bir şey var mı?" "Hayır burayı ben halledeceğim, o olmadan dönmemeye bak sen. Karın ve kızın bize emanet." Atlas, Cihan onları bıraktıktan sonra Kamer'e gizli evi gezdirmek istedi. "İstersen burada neler olduğunu sana gösterebilirim." "Cem, bu evde ne yapıyorsunuz?" "Önemli işleri bu evde hallediyoruz sevgilim." Kamer hızla arkasını döndü ve "sana sormadım!" dedi. Sesi yüksek çıkmıştı. Atlas, bu duruma sabır çekip konuşmaya devam etti. Kamer, merak ettiği soruları Cem'e sormaya devam etmiş ve Atlas'ı sinirlendirmişti. Atlas her ne kadar sinirlensede onun merak ettiği tüm soruları cevapladı. Gizli evden sonra Cem'in ayarladığı eve geçtiler. Kamer, günlerdir yaşadıkları yüzünden yorgun olduğu için hemen uyumuştu. Atlas ise Cem'den aldığı kaçakçılık dosyalarına bakmaya başladı. Atlas, yaklaşık yarım saattir dosyalara bakıyordu, ters giden bir şeyler vardı. Cem'i aradı. "Cem Kaygusuzlar hangi ticaret ile ilgileniyor?" "Abi onların ticareti karışık, temel olarak baza alırsak paketli gıdaların ticaretini yapıyorlar." "Bu sıralar alış veriş yapacaklar mı?" "Bir kaç dakika beklersen hemen bakacağım abi." "Tamam Cem, geri ararsın sen beni." Telefonu kapattıktan sonra Kamer'in yanına gitti. Yorganı üzerine örttü ve alnından öptü. "Seni seviyorum Gün Kızılı'm." Odanın açık olan kapısını kapatıp oturma odasına girdi. Aynı şekilde oranın kapısını da kapadı. Çalan telefonu açtı. "Abi bu gece kuzeydeki büyük depolarında sevkiyat varmış." "Tamam, sen benim motoru hazırla ben geliyorum." "Abi, kızma ama karışmasan mı?" "Bu ne demek şimdi?" "Kamer yenge bu duruma kızmasın?" "Ben onun gönlünü alırım, sen dediğimi yap." Atlas evden ayrılıp motorunu almaya gitti. Daha sonra ise sevkiyatın yapılacağı mekana geldi. Hamdi Kaygusuz, yaklaşık olarak bir yıldır, taşıdığı paketli gıdaların içerisine insan sağlığına zararlı bir madde yerleştirip, ticaretini yapıyordu. Eğer on tır sevkiyat yapacaksa bir tır mutlaka bu malzemeler ile dolu oluyor, polisin gözünden kaçıyordu. Atlas, deponun yakınına geldikten sonra motoru bırakıp yaya olarak ilerledi. Deponun arka kısmına geçip, etrafı kolaçan etmeye başladı. Sevkiyat saati daha gelmemişti. Kamer, dışarıdan gelen seslere uyandı. Etrafına bakınıp Atlas'ı göremeyince odadan çıktı. "Atlas, neredesin?" Salona doğru ilerledi. Bir kaç adım daha attıktan sonra başına aldığı darbeyle gözleri karardı ve yere düştü. Atlas, hareketlilik başlayınca fark ettirmeden içeriye girdi. Aralarında geçen konuşmaya şahit olmuş, bahsettikleri dördüncü sırada duran tıra bindi. İçinden "umarım bir an önce gelir ve kendi işlerini kendin halledersin Sinan" diye geçirdi. Sinan onun için her şey demekti. Bu hayatta ki tek gerçek dostu da oydu. Aklına Selim geldikçe sinirleri alt üst oluyordu. Bir müddet sonra tır hareket etmeye başladı. Telefonunu çıkarıp Cem'e "araçlar yola çıktı polise ihbarı yap" diye mesaj attı. Cem, Atlas'ın dediğini yapıp karakola ihbarı bildirdi. Atlas, tırın içindeki paketli ürünleri açmaya başladı. Bir çoğu tahıllı ürünlerdi. Bir kolinin tamamını açtı, en altındaki sırada tüm ürünler zararlı madde ile doluydu. Resimlerini çekip Cem'e yolladı. Telefonu tekrar cebine bırakacağı sırada mesaj geldi. Gizli Numara: Vehbi Han ve aramdaki farkı hiç bir zaman fark edemeyeceksin Atlas Kıraç Atlas, bunun üzerine etrafına bakmaya başladı. Sonra tırın üst köşesindeki kamera gözüne çarptı. Uzunca bir süre kameraya baktı. Ardından bir mesaj daha geldi. Gizli Numara: Bu tırdan sağ çıkmaman için elimden gelen her şeyi yapacağıma emin olabilirsin, Ölüm seni sevdiğinden ayırıyor Atlas Kıraç Bu arada benden duymuş olma ama karın hiç emin ellerde değil Atlas, aldığı mesajlardan sonra çılgına döndü. Hemen Cem'i aradı. "Cem, ne yapıyorsan bırak çabuk karımın yanına git!" "Abi, Kamer hanım kaçırılmış." "Ne, ne demek şimdi bu!" "Abi, bilgisayarıma bildirim geldi. Kamer hanımı bir odaya kapatmışlar." "Kim lan, kim bunu yapan!" "Abi Kaygusuzlar değil, kim olduğunu bulmaya çalışıyorum ama sistem yapıları çok güçlü bulamıyorum." "Sakın, sakın onu-" cümlesinin devamı gelmemişti, tır uçurumdan aşağı yuvarlanmaya başladı. ... (Not; Oy vermeyi unutmayın 💜) |
0% |