@semaabakar
|
Kamer, sesini temizleme gereği duydu. "Defol git! Bana acıdığın için buradasın! Git istemiyorum seni!" Atlas, tekrar elini tuttu. "Benim günümde, gecemde sensin. Hiç bir yere gitmiyorum." Ellerinin üzerine bir tane buse bıraktı. "Seni çok seviyorum Kamer, bu sevgi idam sebebim olsa bile senden asla vazgeçmem. Sen benim dünyamsın, her şeyim, ömrümsün. Benden gitmene göz yummayacağım. Senin yolun, benim yolum. Söz veriyorum, en kısa sürede gözlerin beni görmeye devam edecek. Bunun için dünyanın öbür ucuna gitmem gerekiyorsa, hiç düşünmem giderim." Kamer, yaşadığı duyguyu anlatmakta acemiydi. "Böyle olduğu için benden utanırsan?" Atlas, o görmese bile defalarca kafasını hayır anlamında salladı. "Böyle olduğun için kendimden utanıyorum, senden asla utanmam. Ben senin kalbini seviyorum Kamer. En çokta sesini seviyorum. Ben seni her halinle seviyorum." Atlas tekrar elini öpeceği sırada içeriye Namık bey ve Zeynep hanım girdi. Namık bey, hızla Atlas'ın yanına gitti ve yakasından tutup ayağa kaldırdı. "Sana kızımdan uzak dur dedim! Daha ne kadar zarar vereceksin ona! Nasıl olsa kızımda istemiyor seni!" Atlas, Namık beyin ellerini üzerinden itti. "O benim karım! Karımın yanına gelirken sizden izin almam!" Namık bey, onu odadan çıkarmakta kararlı idi. Üzerine yürüdü. "Kızımdan uzak dur! Onu üzüyorsun! Benim kızım senin yanında mutlu değil!" Öfkesine yenik düşmek istemiyordu. "Ondan asla vazgeçmem! Karım o benim karım!" Kamer güçlükle konuştu. "Kavga etmenizi istemiyorum. Atlas'ı seviyorum, gitmesi için böyle yapma baba." "Hayır Kamer, sen bu adamdan boşanacaksın! İstemiyoruz onu." "Asla! Kamer'den asla boşanmam! Onu bir kere kaybetme korkusu yaşadım, bir daha yaşayamam! Onun için elimden gelenin fazlasını yapacağım! Kamer benim her şeyim!" "Lütfen! Böyle yapmayın, daha sonra konuşuruz bunları." Kamer'in söylediklerinin üzerine Atlas neye uğradığını şaşırdı. Ondan böyle bir şey beklemiyordu. Öfke ve hayal kırıklığı ile odadan çıktı, Kamer'in boşanmak istediğini düşünmüştü. Odadan çıkınca düşüncesine kızıp Cem'in yanına gitti. Kamer ise onun gittiğini anlayınca tıpkı onun gibi hayal kırıklığına uğradı. Zeynep hanım kızının ellerini tuttu. "Annen, kurban olsun sana. Asla o adamla olmana izin vermeyeceğim. Baban yaptığı hatanın farkına vardı. Buradan evimize gideriz. Sağlığın için ne gerekliyse hepsini yapmaya hazırız." Namık beyde ikisinin birden elini tuttu. "Annen haklı, benim prensesim. Seni bir daha mutsuz olacağın bir durumun içine sokmayacağız. İki gün sonra çıkışımız yapılacak. Evimize gideriz. Varlığın bizim için kafi benim prensesim." "Baba, bu konuları konuşmak istemiyorum, yoruldum. Artık sadece mutlu olmak istiyorum. Lütfen, lütfen uzatmayın." Ellerini onlardan çekti. ✨ Atlas ve Kamer için özlem dolu iki gün geçmişti. Atlas, fırsatını buldukça Kamer'in yanına giriyor, Namık bey yaka paça dışarı atıyordu. Kamer, babasını üzmemek için susuyordu. Atlas tüm bunların farkında olduğu için olgunlukla karşılıyordu. Atlas, bu iki günde Halil Sır'a ulaşmayı başaramamıştı. Onun adamlarının ihanet etmeye niyetleri yoktu. Uyguladığı türlü türlü işkencelerin hiç biri işe yaramamıştı. Öfke onu etkisi altına almış, terk etmiyordu. Karısına bunu yapanları yok etmek, bir nebze olsun rahat hissetmek, istiyordu. Cihan, İtalya'da verdiği zorlu mücadeleler sonucunda kazada ölen kişinin ailesine ulaşmayı başarmıştı. Dosya açık olduğu için vazgeçmelerini istedi, lakin geri adım atmaya niyetleri yoktu. Kamer'in eğitmeni araya girmek zorunda kaldı. Her iki tarafta zorlu mücadele içinde idi. Kamer'in, taburcu işlemleri hallediltikten sonra babası eve götürmek istedi. "Artık evimize gidiyoruz. Burası hepimizi çok yordu güzel kızım, özgürlüğüne kavuşman için her şeyi yapacağım." Kamer, daha fazla bu duruma dayanamadı. "Benim yerim kocamın yanı, lütfen baba bu kadar yeter." Namık bey, Kamer'in Atlas ile bir araya gelmesini asla istemiyordu. "Hayır Kamer! Senin yerin bizim yanımız! Onunla gitmene asla izin vermiyorum! Ben senin babanım! Eğer onunla gidersen bizi unut!" Kamer ve Atlas duydukları karşısında boyun eğmek zorunda kaldılar. Atlas, bir müddet Kamer'in arkasından baktı, daha sonra ise büyük depoya gitmek için yola çıktı. Yolda Cem'i aradı. "Cem, sorgulamadan bana alet çantası ayarla." Yüzüne kapatıp telefonu koltuğa attı. "Seni benden ayrı bırakan herkese bunun hesabını tek tek soracağım! Hepsine en büyük acıları yaşatacağım!" Atlas, depoya geldikten sonra, Cem'in ayarladığı alet çantasını eline alıp adamların karşısına geçti. "Hanginizden başlayayım ulan! Hanginizin parmağını kesip ağzına sokayım!" Kerpeteni alıp en baştaki adamın yanına gitti. "Ya bugün bana tüm gerçekleri anlatırsınız, ya da hepinizi işkence eşliğinde can çekişe çekişe ölüme gönderirim!" "Abi, vallahi biz bir şey bilmiyoruz. Halil bey ve Zahter bey iş birliği içindeydi. Bizim bildiğimiz başka hiç bir şey yok." Atlas, bunu söyleyen adamın suratına yumruğunu indirdi. "En ufak, en ufak detayı bile söyleyin dedim size! Bunu şimdi mi söylüyorsunuz! Hiç birinizi sağ bırakmam! Başka ne var, hemen söyleyin!" Adamlardan en cılız olanı "Zahter bey, son zamanlarda çökertmeye çalıştığınız şebekeleri öğrenip engel olmaya çalışıyordu. Sizin almış olduğunuz ihaleleri bozmak için para teklifi ediyordu." Atlas, yumruklarını iyice sıktı. "İnsanın öz dayısı, yeğeninin kuyusunu kazar mı! Benim dayım yapmış! Madem öyle onu kendi ellerimle mahfedeceğim!" Depodan ayrılıp şirkete geçti. Kamer, ailesi ile eve geldikten sonra odasına gitmek istemiş ve annesinin yardımıyla odasına geçmişti. Sürekli karanlıkta olmak, onu derin bir boşluğa itiyordu. İki gün olmasına rağmen kitap okuyamamak ve yazamamak onu çok üzmeye başlamıştı. ... (Not: Oy vermeyi unutmayın 🧡) |
0% |