@semaabakar
|
Atlas, Kamer'in yüzünü ellerinin arasına aldı. "Ağlama artık sevgilim. Mucizemizi görmeye gidelim artık. Onu çok merak ediyorum." Onun gözlerindeki yaşları sildi. "Sonra da evimize gidelim olur mu?" "Olur sevgilim." Doktor kontrolünden sonra eve geçtiler. Kamer'in suskun halleri Atlas'ı üzmeye başlamıştı. Onu oturma odasına yönlendirdi ve koltuğa oturttu. Önünde diz çöküp ellerini onun dizlerinin üzerine bıraktı. "Biliyorum, çok zor bir süreç ama sen bunun üstesinden geleceksin. Biz bunun üstesinden geleceğiz. Şuan yurt dışında ki doktorlar ile iletişim halindeyiz, gözlerin tekrar görecek. Bu ay sonunda doktor gelmiş olacak. Kesin olmadan söylemek istemedim ama sen kendini çok üzüyorsun. Doktoru duydun, düşük tehlikesi var." "Gerçekten görecek miyim yeniden?" "Gerçekten sevgilim. Raporlarını gönderdim, ameliyata uygun bulundu." Kamer, elini karnına bıraktı. "Atlas, ya ona bir şey olursa?" "Bunu profesör ile konuşacağım. Sen merak etme sevgilim." "Sana kitap oku-" sözünü kesen kapının çalması olmuştu. "Ben bakıp geliyorum sevgilim." Kapıya geldikten sonra deliğinden bakıp açtı. Gelen süt annesi Necla hanımdı. "Hoş geldin anne." Necla hanım, yıllar sonra Atlas'a karşı olan duvarlarını yıkmış ve sıkıca sarılmıştı. "Sinan'ımı bulmuşsun. Yaşıyormuş, nerede, nerede oğlum?" "Sakin ol sultanım, gel buyur içeriye öyle konuşalım." Necla hanım Atlas'ı dinleyip içeriye geçti. Oturma odasına girdiğinde Kamer'i gördü. "Bu güzel kız kim?" Atlas, geçip koltuğa oturdu. "Bu güzel kız benim karım. Evet fazla güzel ve evet senin dediğin gibi oldu. Ansızın buldum onu." Necla hanım Kamer'in yanına oturdu. "Kızım sen neden boş bakıyorsun?" Kamer, bu sorudan dolayı üzülmüştü. Cılız bir ses tonuyla "bir kaza sonu görme yetkimi kaybettim" dedi. Necla hanım onun yanından hızla ayağa kalktı. "Sen böyle bir kızı mı kendine layık gördün!" "Ağır ol Necla sultan! Karım o benim. Asıl ben ona layık değilim." "Sinan ve senin seçimlerin beni öldürüyor. Oda gitti sünepe bir kızı kendine layık gördü." "Kamer benim yüzümden bu halde!" "Atlas, odaya gitmek istiyorum." "Tamam sevgilim, sen Necla sultanın kusuruna bakma." Necla hanım söylediklerinden asla pişman olmayan bir insandı. Nitekim şuan bile Kamer'e söyledikleri için pişman değildi. "Sana yük olmaktan başka işe yaramaz bu kız." Atlas, sabır çekip Kamer'i odaya götürdü. "Yalnız kalmak istiyorum, sen içeri git." "Ama" "Aması yok Atlas, sana git dedim." Kamer, Atlas gittikten sonra yatağa oturdu. Ellerini yüzüne kapatıp ağlamaya başladı. İçeridekiler duymasın diye sessiz olmaya çalışıyordu. Çığlıkları ve isyanları içineydi. "Allah'ım hiç bu kadar aciz hissetmemiştim. Bu acı ne kadar sürecek bilmiyorum ama nolursun çok sürmesin." Atlas, içeriye geçip Necla hanımın karşısına oturdu. "Bunu ona nasıl yaparsın! Yaşadıklarımızı, ona yaşattıklarımı bilmeden nasıl konuşursun. Sinan sırf bu yüzden senden uzak kalıyordu. Sen hayatın boyunca güllük gülüstanlık yaşamış olabilirsin. Herkes senin gibi olmak zorunda değil. İnsanlara karşı olan kininden vazgeç anne. Kamer, düşündüğün gibi para avcısı değil. Hele Sinan'ın kaybına neden olan Gamze gibi asla değil. O beni seviyor, onu buraya ben getirdim. Onu bu hale ben getirdim. O her şeye rağmen benimle kalmaya devam ediyor. Çünkü biz birbirimize aşığız. Ne Kamer benim kötülüğümü ister ne de ben onun." Atlas konuşmasına devam etmedi. Telefonu çalınca oturma odasından çıkıp açtı. "Efendim Cihan?" "Abi dışarıya çık, sana sürprizimiz var." Atlas, bugün daha ne kadar mucize yaşayacaktı. Anlamıştı ne olduğunu, koşarak dışarıya çıktı. "Sinan!" Sinan'ın eskisine nazaran bitkin halini görünce içinde bir boşluk hissetti. Buna kulak asmayıp koşarak gitti ve ona sarıldı. "Sinan'ım, can dostum. Bulduk seni, bulduk kardeşim." Ondan ayrılıp yüzüne baktı. "Bu nasıl oldu, nasıl geldin. Cihan neden bize söylemedin?" "Sinan abi söylememi istemedi." "Bunca yıl beni unuttuğunuzu, aramadığınızı düşündüm. Sürekli kendi yaşantınızda olduğunu düşündüm. Öyle değilmiş, siz hep benim için çırpınmışsınız." "Bunlar nasıl sözler, sen benim kardeşimsin. Sen benim ailemsin. Her yerde aradım seni, yakınımda ki insanların böyle yapacağını düşünememek suçum oldu." "Tamam boşver, olan oldu, biten bitti. Artık buradayım, yanınızda. Cihan anlattı, evlenmişsin." "Sadece evlenmedim Sinan, baba da oluyorum." "Allah be! Sonunda hayaline kavuşuyorsun!" "Unutmamışsın?" "O duvarların arasında tek dayanağım hayallerimizdi." "Desene sen Çelik Sinan geri döndü." "Dehşet saçmaya geldim." "Aslanım benim! Hadi içeriye girelim, seni bekleyen biri daha var." Necla hanım karşısında oğlunu görünce donup kaldı. Yılar geçmişti, yıllarca bir anne oğlu için ızdırap çekmişti. "Sinan'ım! Sinan'ım..." Defalarca dilinden aynı sözcükler döküldü. "Annen kurban olsun sana!" Sinan annesinin elini öpüp sıkıca sarıldı. "Geldim annem, oğlun yeniden yanınada." "Bir daha sakın, sakın bunu bize yapma. Bunca yıl, aklım almıyor. Bunca yıl sonra geri geldi." "Geldim annem. Bundan sonra hep bir aradayız." Sinan etrafa bakındı. Gözleri sevdiği kadını arıyordu. "O nerede?" Atlas, yanına elim sırtını sıvazladı. "Tüm bu yaşananların sebebi oydu Sinan. Bu yüzden hapiste." Sinan hayır anlamında kafasını salladı. "Bu mümkün değil, o yapmaz." "Biliyorum, Gamze'yi çok sevdin, fakat elimizden bir şey gelmiyor." "Gamze kim?" Atlas ve Necla hanım birbirlerine baktı. "Gamze, senin sevgilin değil miydi?" Sinan biraz hafızasını kurcaladı. "Gamze benim asistanımdı. Benim sevgilim Zehra'ydı." "Zehra mı? O kız o yüzden mi günlerce mezarında yattı. Biz onu senin platoniğin sanmıştık." "Zehra hamileydi. Bizim bebeğimiz olacaktı. Zehra'm nerede?" Atlas, uzun süre Sinan'a baktı. "Hale, Hale senin kızın mı?" "Kızımız, kızımız mı olmuş! Benim artık iki tane mi prensesim var. Atlas, beni onlara götür. Onları görmek istiyorum." "Cihan, Zehra ve Hale'yi buraya getirmeleri söyle. Sinan, senin şuan ortalıkta görünmen doğru olmaz." "Ne bekliyorsun Cihan, hadi getirin onları." "Tamam abi, ben kendim alıp geleceğim." "Atlas, sen onları nereden biliyorsun?" "Zehra, hamileyken benim şirketimde işe başladı. Hem ona hem de kızına destek verdik. Eğer, Hale'nin senin kızın olduğu bilseydim asla yanımdan ayırmazdım." "Bilmemene rağmen sen ona bakmışsın." Necla hanım dinlediklerinden sonra "ne o kızı ne de çocuğunu istemiyorum! Ne malum senden olduğu!" dedi. "Sana sormadım anne! Zehra benim imam nikâhlı karım! Yarından tezi yok, resmi nikâhı da kıyacağım." Eliyle yüzünü sıvazladı. "Sen halen aynısın, ölmem bile değiştirmemiş. Masum insanlara karşı hep böyleydin. Yeni hayatımda seni dinleyeceğimi sanmıyorum anne." Kamer içerideki sesleri duyunca, oraya gitmek istedi. Yataktan kalkıp ilerledi. Adımları hızlı olduğu için kafasını kapıya çarptı. Tüm evi onun çığlığı doldurdu. ... (Not: Oy vermeyi unutmayın 🧡)
|
0% |