Yeni Üyelik
12.
Bölüm

Kış Papatyası 10.Bölüm

@semaabakar

Sana dair bir şeyler var kalbimde. Yıllardır üzerini örtmeye çalıştığım fakat zihnimin etten duvar ördüğü bir şeyler. Sana dair umutlar, bekleyişler ve hüzün var.

Abimle birlikte içeri geçtik. Ardından salonda ki koltuklara oturduk. Biraz olsun sakinleşmiştim.

"Hadi anlat ne oldu?" Bugün onun için önemli bir gün. Onun bu gününü sabote etmemeliyim.

"Nalan hanım halen beni suçluyor gözlerinde gördüm. Beni evinde istemedi."

"Bunun için mi bu kadar korktun sen."

"Hayır korkmadım."

"Sezen bana yalan söyleme."

"Abi gerçekten korkmadım. Sadece şey oldu."

"Ne oldu Sezen?"

Ayağımı gösterip konuştum. "Takılıp düştüm."

"Sezen sen deminden beri neden söylemedin bunu. Bekle burda ilk yardım çantasını alıp hemen geliyorum." Bu abimi çok sinirlendirdi. En azından bugün yaşadığım olayı gizlemek iyi olacak. Sözden sonra abime olan biten her şeyi anlatırım.

Bir kaç dakika sonra ilk yardım çantasını alıp geldi.

"Bir kere önüne bak Sezen ya!" Her zamanki gibi sitem etmeye başladı. "Neden o eve gitmek istemediğini de söyle."

"Feza" bugün daha başka ne yalanlar söyleyeceğim acaba.

"Ee ne olmuş Feza'ya?" Bunu kelimeleri uzatarak sıralamıştı.

"Feza-"

"Sezen sus yalan söyleyemediğini ikimizde biliyoruz. Nalan hanımın davranışları için mi gitmek istemiyorsun. Yoksa bilmediğim başka bir şey daha mı oldu?"

"Hayır bir şey olmadı. Evet onun-" kapı çalmaya başladı.

"Annemler Ferda için takı alacaklardı onlar gelmiştir. Sen otur burda ben bakıp geliyorum." Abim elindeki ilk yardım çantasını masaya bırakıp kapıya bakmaya gitti. Sanırım kurtuluşum annemler olmuştu.

"Sezen" Ben az önce kurtuluşum mu demiştim. Ah! Hayır bugün kurtuluşum yok.

"Efendim"

"Ben sana bekle su getireceğim demedim-" gözleri masanın üzerinde duran ayağıma ilişti. Bir müddet baktıktan sonra önüme diz çöktü.

"Feza kalk Allah aşkına ne yapıyorsun."

"Sen bu ayağınla eve nasıl geldin Sezen. Neden sürekli aklının estiği şeyler yapıyorsun." Ayağıma etraflıca baktı. "Kalk gidiyoruz evde krem ile olacak şey değil bu."

"Hayır gelmiyorum."

"Sana sormadım." Dedikten sonra bir anda beni kucağına aldı.

"Feza indir beni."

"Yıldırım annemden arabanın anahtarını iste."

"Kime diyorum ben indir beni."

Gözlerini gözlerime sabitledi. "Hayır indirmiyorum. Rahat dur yoksa düşersin." Susup olduğum yerde pustum.

"Benim arabayla gidin Feza."

"Tamam getir anahtarı." Abim gidip anahtarı getirince evden çıktık. Arabaya geçip beni yavaşça koltuğa oturttu. Kemerimi takmaya yeltenince onu durdurdum.

"Bu kadarı fazla. Kemerimi ayağımla bağlamıyorum. Zaten zorla götürüyorsun uzatmaya gerek yok." Bana cevap vermek yerine kemerimi takmaya başladı. "Sana diyorum."

"Çok konuşuyorsun. Beni sinirlendirme. Ne istiyorsun sen ayağın daha kötü mü olsun." Bana sesini yükseltince kafamı başka yöne çevirdim. Çenemi tutup yüzümü tekrar kendine çevirdi." Bana yüzünü dönme. Haklısın sana sesimi yükseltmemeliydim."

Suskunluğum devam edince kapıyı kapatıp şoför koltuğuna geçti. Kemerini takıp bana döndü.

"Ne zamana kadar susacaksın?"

"Bilmiyorum"

"Ee sen konuştun"

"Öyle mi olmuş."

"Ben suskunluğun devam eder diye düşünmüştüm."

"Yanıldın."

"Yanıldım ve yenildim." Son söylediği kelimeyi sessiz söylemişti ama duydum. Arabayı çalıştırıp hastane yoluna koyuldu.

Yaklaşık 20 dakikanın sonunda hastaneye ulaştık. Arabadan inip yürüdüm.

"Sezen sen ne yapıyorsun?"

"Yürüyorum."

"Sen ciddi misin?" Gelip kucağına aldı.

"Ya Allah aşkına indir beni. Sürekli sürekli kucağına alma."

"Bence şuan dert yakınma ayağın iyi değil. Bunu sonra tartışırız hadi gidelim."

"Yürürsen gideceğiz."

"Ben gitmeden sen gidemiyor musun?" Diyip bıyık altından sırıttı.

"Sus da içeri girelim." Acil kısmına geçtik.

"Bakar mısınız?"

"Sorun nedir?"

"Bu beyfendinin kucağı çok rahat. Dedim beni al kucağına gezmeye gidelim. Allah aşkına görmüyor musunuz?"

"Siz onun kusuruna bakmayın hemşire abla. Ayağı ağrıdığı için böyle oldu." Omzuna vurup kötü kötü baktım. " Tamam tamam kızma." Hemşire ilerideki sedyeyi işaret etti.

"Buyrun sizi şuradaki sedyeye alalım." Feza ilerlemeye başladı. Bir kaç adım attıktan sonra buraya gelince uğradığım psikoloğ arkadaşım Erkan seslendi.

"Sezen, ne oldu bu ne hal?"

"Ayağım takıldı düştüm."

"Ondan bahsetmiyorum. Ayağını görebiliyorum. Ben-" kaş göz işareti yaptım.

"Nasılsın Erkan?" Anlamaz gözlerle bana baktı. " Bak bu karşı komşumuz Feza." Karşı komşu derken sesim baskın çıktı. Farkına varınca anladı.

"İyiyim sen nasılsın?"

"İyiyim." Sonra Feza beni sedyeye bıraktı. Erkan ona elini uzattı.

"Ben Sezen'in psi-" sözünü kestim.

"Aile doktorumuz."

"Ha! Evet aile doktoru." Feza işkillenince elini uzatmadı. Erken elini çekip cebine bıraktı.

"Ee eşin nasıl oldu. Doğum zor geçti demiştin." Bu sözümün üzerine Feza'nın gözleri Erkan'ın parmağındaki yüzüğe döndü.

"Çok şükür toparladı." Erkek doktor gelip ayağıma bakmaya başladı. Tam dokunacakken ayağımı geri çektim.

"Bu nasıl oldu?"

" Düştüm." Tekrar dokunmak için yeltendi. Yine ayağımı çektim.

"İzin verirseniz bakmam lazım." Erkan'a baktım. Neden çektiğimi anlamıştı.

"Cihan Bey siz diğer hastalarınız ile ilgilenin. Bunu ben halledeceğim." Erkan ona kaş göz işareti yaptı.

"Tamam Erkan Bey." Doktor soru sormadan gitti.

"Neden böyle bir şey yaptın?" Feza'nın sorusu üzerine gözlerine baktım. Cevap vermeden tekrar önüme bakmaya devam ettim. Erkan ayağımı incelemeye başladı.

"Röntgene ihtiyaç yok sadece doku zedelenmesi var. Ben sana bir tane krem yazacağım onu günde iki kere kullan. Ayrıca ayağının üzerine yüklenme."

"Yürüyebilirim demek mi bu?"

"Evet yürüyebilirsin demek. Ağrı kesici iğne yapalım. Feza Bey sizde o sırada danışmadan işlemleri halledin." Feza kimliğimi alıp gitti.

"Sen onun sana dokunmasına izin mi veriyorsun?"

"Evet."

"Hiç bir şey olmuyor mu sana dokununca?"

"Hayır olmuyor. Bende anlamıyorum."

"Feza sana dokununca ne hissediyorsun?"

"Güven."

"Seansı haftada ikiye çıkartıyorum. Bu çok önemli bir şey. Seninle daha detaylı görüşme yapmalıyız."

"Madem öyle dediğin gibi iki seans olsun."

"Ne iki seans olsun?" Neden sürekli olmadık yerlerde duyuyordu ki?

"Yemek seansı."

"Yemek seansı?"

"Sezen'in restoranta her hafta uğruyoruz. Bunu haftada iki yapalım diye düşündük. Ben seans diye bahsedince oda öyle söyledi. Doktor alışkanlığı."

"Anladım. Size iyi günler. Hadi Sezen eve geçelim geç kalacağız." Feza'yı onaylayıp yerimden kalktım. Bu sefer kucağına almasına müsade etmeden arabaya geçtim. Oda arkamdan gelip şoför koltuğuna oturdu. Yol boyunca ikimizde konuşmadık.

Arabayı evin önüne park edip indi. Bende arkasından indim. Anahtarı bana uzattı.

"Ayağına dikkat et. İsteme de görüşürüz."

Elinden anahtarı aldım. "Görüşürüz." Dedikten sonra eve girdim.

Loading...
0%