Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Kış Papatyası 3.Bölüm

@semaabakar

Odama geçip kısa bir duş aldım. Ardından çalışma masasına geçip kalem ve defterimi aldım.

Bu hayatta her şey sustuklarımız, korktuklarımız, kaybettiklerimiz, gözümüze kestiremediğimiz doğrulardan ve vazgeçtiklerimizden ibarettir.

Bazı seslenişler vardır taa kalbimizin en derinliklerinden. Susmak zorunda kaldığımız seslenişlerimiz. Gün geçtikçe daha da çok artan, arttıkça sızlatan... Ben ona ansızın yakalandım. Güldü ve güldüm...

Sonra mı? Sonrası tamamen acı dolu bir hayat oldu.

En çaresiz anlarımda onu istedim yanımda. Bu yüzden bencil olduğumu düşündüm. Oysa ben en mutlu günümde de onu istedim. Ben onu hep istedim ama sustum. Sustuklarımda da bir bir boğuldum.

20Eylül2018

 

Geçen bir hafta da restorantın tüm işlemlerini halletmiştim. Hafta boyunca yoğun olduğum için evden erken çıkıp geç saatlerde gelmiştim. Annem ve babam biraz sorun etmiş en sonunda yanıma abimi de katmışlardı. Bu bir hafta da abim benden daha çok yorulmuştu. Müşterilerin restorantın iç mimarisini sevdikleri gözümden kaçmamıştı. Bu yüzden yapacaklarımdan vazgeçmiştim. Onun yerine teras kısmına biraz daha canlı çiçek eklemiştim.

Geçen sürede Feza ile çok kez karşılaşmıştım. O gözlerini benden ayırmazken ben o hariç her yere bakıyordum. Ne o bir kalem ediyordu ne de ben. Gözlerindeki yorgunluğu görüyordum. Acaba o da benim gözlerimdeki yorgunluğu görüyor muydu?

"Sezen"

"Efendim anne."

"Kızım hadi gel birlikte kahve içelim."

"Tamam anne abimi de alıp geliyorum."

Kendi odamdan ayrılıp merdivenlere yöneldim. Abimin odası müstakil evimizin ikinci katındaydı. Son merdivene adım attığımda abimin biri ile konuştuğunu duymaya başladım. Son basamağıda çıkıp odaya doğru ilerledim.

"Bak Feza sen benim arkadaşım olabilirsin ama ben Sezen in abisiyim. Benden istediğin şey çok fazla. Bunu ona yapamam. Tamam Sezen seni seviyor olabilir . Hadi sende onu seviyor olabilirsin ama o istemediği sürece sizi aynı ortamda bulunduramam." Bir süre sessizlik oldu. Sanırım Feza bir şeyler anlatıyordu abime.

"Ne demek annen Sezen ile görüşmek istiyor. Hayır bunu istemiyorum Sezen i o eve göndermeyeceğim." Bu kadar kapı dinleme benim için fazlaydı. Ne yapmak istediğini anlamamıştım. Nasıl olsa abim bana anlatırdı. Kapıya ilerleyip iki kere tıklattım.

"Abi annem kahve içelim birlikte diyor."

"Tamam güzelim sen kahveleri yap geliyorum."

"Tamam abi."

Merdivenlerden inip salona geçtim.

"Ben kahveleri yapıyorum anne. Abim birazdan inermiş."

"Tamam kızım. Bizde babanla okeyi ayarlayalım."

"Oyun mu oynayacağız."

"İstemiyorsan oynamayız kızım."

"Hayır istiyorum bunu çok özledim. Gideyim yapayım kahveleri."

"Tamam kızım dikkat et yanma." Diyip babamla birlikte gülmeye başladılar. İlk kahve yapmak istediğimde mutfakta kara bulutlar dolanmıştı. Onlardan ziyade abim daha çok dalga geçiyordu. Chef arkadaşlarım ile tanışırsa hepsine anlatacakmış.

"Anne ya Chef oldum halen aynı konu."

"Tamam tamam kızma hadi git yap."

Mutfağa geçip kahveleri yaptım. Tekrar içeri geçip herkesin kahvesini bir bir dağıttım. Masaya Okey takımı ayarlanmıştı. Abimde telefon görüşmesini bitirip masada ki yerini almıştı.

"Artık büyüdüğünüze göre büyük iddialara girebiliriz." Dedi babam. Eskiden oynadığımızda ev işlerine ve ödevlere göere iddiaya girerdik.

"Parasına girelimo zaman." Dedi abim. Babam ters ters baktı ona. Adam diş hekimi olmuştu ama halen param yok diye geziyordu.

"Oğlum sen bizi ailecek bir diş seansına al kaybedersen." Dedi annem.

"Anne vallahi batarım. Doğmamış çocuğuma ne derim ben."

"Sen istesen de istemesende oyun sonunda paran gidecek o yüzden hiç uzatma abi kabul et annemin dediğini."

"Annen ve kardeşin haklı sen bize güzel bir diş bakımı yap."

"Tamam kabul. Peki ben kazanırsam ne olacak."

"Ne yaptın eğitim mi aldın abi." Dedim alaylı bir ses tonu ile.

"Yok kızım ne eğitimi. Eğitime ihtiyacım yok zekam yetiyor."

"O zaman kaybettin bile."

"Göreceğiz."

"Görelim." Her oyunda yaptığımız şeydi bu.

Oyun başlamış çekişmeli bir şekilde oynuyorduk. Abim hile yapmaya çalışıyor babam her hilesinde elinin üzerine bir tane vuruyordu. Yıllar öncesi geldi aklıma.

"Anne abim ve babam hile yapıyor görüyorsun değil mi."

"Siz ikiniz neden benim kızımı üzüyorsunuz."

"Alt tarafı taş çaldık anne ne yaptıkta hemen savunmaya geçiyorsun." Dedi abim yine onu tuzağa düşürmüştük.

"Sus zevzek senin yüzünden ceza yedik. Yine inandın bunların oyununa."

"Hep böyle yapıyorsunuz bu hile."

"Hadi ama abi sen taşı çalarken öyle olmuyordu biz sana suçunu itiraf ettirince mi hile oldu."

"Hayır canım taş çalmadım sadece babamla değiş tokuş yaptım."

"Öyle olunca çalmış olmuyor musun."

"Baba şu kızına bir şey söyle."

"Anne sende şu oğluna ve şey söyle."

"O halde ikiniz de cezalısınız." Dedi annem. Abim ile aynı anda konuştuk.

"Yine mi ya." Abime dönüp baktım.

"Hep senin yüzünden oldu bu."

"Hayır senin yüzünden oldu."

Babam yalandan öksürüp bizi susturdu. "Yıldırım sen bu hafta Ayşe teyzeye annenin hazırladığı yemekleri götüreceksin. Kızım sende Numan amcan bu hafta memlekete gidecekmiş onun köpeklerini yemekleyeceksin."

"Ama abime kolay ceza verdin baba." Dedim dudaklarımı büzerek.

"Babama duygu sömürüsü yapma. O gudubet teyzeyi istiyorsan sen al ben köpeklere bakarım."

Ellerimi çırpıp mutlulukla konuştum. "Aa sen Ayşe teyzeyi sevmiyordun değil mi. Bak bu çok güzel oldu işte. Tamam babacım dediğini yapacağım."

"Bak, bak nasılsa lafı dönderiyor."

"Sezen" annemin sesi ile ona döndüm. "Annecim nereye daldın ikidir sana sesleniyoruz."

"Eski bir anımız aklıma geldi annecim. Ne söyleyecektin."

"Oyun bitti kızım biz kazandık ne isteyelim sence."

"Bağış yapsınlar anne. Zaten oyundu bu parayı gerçekten almayacaktım. Abim bağış yapsın."

"Ama babamda kaybetti oda yapsın."

"Senin paran babamın parası mı var abi."

"Hayır Sezen ortalığı karıştırmana izin vermem."

"Ya duy işte baba kimmiş senin hayırlı evladın."

"Sezen yapma şunu." Dedi abim yalandan yakarır gibi.

"Ah kızım bu eşek sıpası bize bakmaz da yaşlanınca."

"Bakmaz babacım bakmaz." Dedim. Daha sonra hep birlikte gülmeye başladık. Hiç birimiz bu söylediklerimiz de ciddi değildik bunun farkındaydık.

Birlikte biraz daha oturduktan sonra odalarımıza geçtik. Eskileri yad etmek çok iyi gelmişti. Bugün hissettiklerim çok güzel şeylerdi. İyi hissettiğim zamanları defterime yazmıyordum. Bu benim için tercih meselesiydi. Doktorum yazmamı istemişti ama kabul etmemiştim. Mutluluğumu paylaşmak istemiyordum.

Kısa bir duşun ardından kendimi yatağa attım. Işıkları kapatıp uykuya daldım.

Gün boyunca sağa sola koşuşturmaktan yorulmuştum. Restorantı zaten çocuklar kapatıyordu. O yüzden erken çıkıp eve geçtim.

Eve geldiğimde annem sabah bana bir kutu geldiğini daha sonra ise onu odama masanın üzerine bıraktığını söylemişti. Odama geçip sabah bana bırakılan kutuyu masanın üzerinden alıp açtım. İçerisinde bir tane kurumuş gül ve zarf vardı. Zarfı alıp açtım. İçinde ufak bir not kağıdı vardı.

"Az kaldı cehenneme kavuşacaksın. " yazıyordu. Kim böyle saçma bir şey yapardı ki. Zarfın içerisinde bir şey daha vardı tam onu çıkaracağım zaman annem seslendi.

Loading...
0%