Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Kış Papatyası 5.Bölüm

@semaabakar

Ne yer yüzü, ne de gökyüzü,

Fırtınalar eşliğinde sürüklenen gelincik yaprağıydık,

Ne gizlenişler bıraktık, ne de bir ses,

Adeta yok olmuştuk.

 

Doğruyu ve yanlışı bizler belirleriz. Bazen doğruyu söylesek bile başkaları için bu daimi olarak yalandır.

Sevmek ve sevmemek adı altındaki söylemi de biz belirleriz. Kimileri için sevmek bir varoluşken, kimileri içinde yok oluştur.

 

Sabah uyandığımda Feza'nın bana mesaj gönderdiğini gördüm.

-Yarın Çiçek Parkta saat 20'da seni bekliyor olacağım.

Feza ile tanışalı sekiz yıl olmuştu. Bu kocaman sekiz yılın beş yılı birbirimizi görmeden geçirdiğimiz 5 milyon yıla eş değer olmuştu.

Yatakta doğrulup oturdum. Telefonumda yıllar önce dut ağacının altında Feza ile çekilmiş resmim vardı. Onu açıp Feza'yı inceledim. Yıllar gerçekten ona acımasız olmuştu. Keza bana da aynı şekilde. Sonra aklıma o dut ağacının altındaki ilk tanışmamız geldi.

Dut ağacının altında oturmuş kitap okuyordum. Önce abim geldi sonra ise arkasından başka biri geldi.

"Feza sen burada bekle ben gidip kitabı alıp geleyim."

"Tamam hızlı ol." Abim içeri geçti isminin Feza olduğunu öğrendiğim çocuk ise ağacın arka tarafına oturdu. Dudun gövdesi büyük olduğu için beni görmemişlerdi. Bir müddet bekledikten sonra sıkılmış olmalı ki ayağa kalktı.

"Ulan Yıldırım şu ağaç bile senden daha hayırlı hiç değilse bir işe yarıyor. Görende para verip olıyorsun sanar. Alt tarafı odandan kitap alıp geleceksin." Kendi kendine konuşması komiğime gitmişti kahkahalarla gülmeye başladım. Sesimi duymuş olmalı ki yanıma geldi.

"Neden gülüyorsun sen." Çatık kaşları ile bana bakıyordu. Gülmeyi zar zor bırakıp konuştum.

"Bu yakınmalarını abim gelince yapman daha doğru olmaz mı. Kendi kendine konuşuyorsun. Hayır yani ağaçlar canlı türüne giriyor ama sana cevap veremezler ki."

"Sen verirsin o zaman."

"Anlamadım."

"Şöyle ki-" sözünü abim kesmişti.

"Hadi Feza geldim gidelim artık geç kalacağız." Bana göz kırpıp abim ile gitti.

Fotografa biraz daha baktıktan sonra işlerimi halletmek için yataktan kalktım.

Sevgi her zorluğu atlatmaya yetmiyordu. İnsanı köz edip yağmur yağdırmıyordu.

Tüm gün restorant işleri ile ilgilendim. Bu çok yorucu olmuştu. En son restorantta günlük fişleri kontrol edip müdüre devrettim.

Eve geçip üzerimi değiştirdim. Daha sonra akşam yemeği için ailemin yanına geçtim.

"Hoşgeldin kızım"

"Hoşbuldum babacım"

"Yemeğini yedin mi sen annecim."

"Evet anne gelmeden önce yedim."

"Günün nasıl geçti kız zilli."

"İyiydi. Abi biraz açık havada yürüyüş yapalım mı seninle."

"Ah! güzelim bu isteğin benim için şereftir."

"Abartma hadi çıkalım. Dışarıdan almamızı istediğiniz bir şey var mı?"

"Yok kızım dikkatli olun."

"Tamam babacım görüşürüz."

Ayakkabılarımızı ve paltolarımızı giyinip evden çıktık. Sessiz geçen bir kaç adımın ardından abim konuştu.

"Söyle bakalım benimle konuşmak istediğin ne?"

"Sen nasıl anladın beni."

"Abinim kızım ben senin tabi anlarım."

"Feza gece mesaj atmış."

"Ne demiş."

"Benimle görüşmek istediğini söylemiş."

"Ee ne duruyorsun kızım gitsene."

"Korkuyorum"

Bana sıkıca sarıldı. "Ah! Benim nazlı çiçeğim neden korkuyormuş."

"Bilmiyorum abi. Hiç bir şey bilmiyor Feza. Öğrendiği zaman neden söylemediğimi bunları ondan gizlediğimi sorarsa, ya beni görmek istemediğini söylerse."

"Hayatı akışına bırak olması gereken elbet olur. Sen sadece bu günü yaşa."

"Git diyorsun yani?"

"Hemde koşarak git. Bende Ferda'ya uğrayıp eve geçerim."

"Tamam o zaman ben gidiyorum."

"Git hadi güzelim."

Abimden ayrıldıktan sonra Feza'nın bahsettiği parka geldim. Feza beni görünce hızla gelip beni sarmaladı.

Az önce Feza'nın bana sarılmasına izin verdim. İçimde ona karşı hiçbir korku olmadı. Aksine bu beni çok heyecanlandırdı. Saçlarıma sürekli öpücükler bırakıyor ve beni sarmalıyordu.

"Geldin burdasın. Allah'ım sen gerçeksin demi buradasın."

Buradayım geldim demeyi o kadar çok istedim ki yapamadım. Gerçekleri bilmiyordu. Belki oda annesi gibi beni suçlayacaktı. Duygularıma yenik düşüp çağırdığı yere gelmiştim.Sadece sustum.

"Geldim de burdayım de bunu bana çok görme Sezen'im."

Beklediği cevabı alamayınca benden uzaklaştı.

"Sen, sen gittiğin için pişman değilsin."

"Üzgünüm" dedim hiç bir anlam barındırmayan ses tonumla. İçimde koca koca dağları parçalarken.

"Değilsin. Sen üzgün felan değilsin. Bana bakarken gözleri parlayan Sezen de yok artık. Sen bilerek gittin. Neden Sezen neden yaptın bunu."

"Mecburdum."

"Hayır hayır sen hiç bir şeye mecbur değildin. Beni böyle şeylere inandıramazsın."

"Gitmem gerekiyor. Seninle buluşmaya gelmemeliydim Feza." Diyip yanından koşar adımlarla uzaklaştım. Onunla daha fazla konuşamazdım. Bu ona yaptığım çok büyük haksızlık olurdu. Buraya en başında gelmemeliydim. Neden abimi dinlemiştim ki. Aklımı karıştırmıştı. Duygularıma yenik düşmemi sağlamıştı. Feza bana inanmayacaktı.

Eve geçip abimin odasına çıktım. Kapıyı çalıp içeri girdim. Sonrada hızlıca ona sarıldım.

"Abi ben yıllar sonra biri bana dokundu diye heyecanlandım. Bu bu çok güzel abi. Ben mutlu oldum. Ya oda beni suçlarsa ya beni istemezse. Abi lütfen bana bir çıkış yolu göster."

"Sen Feza'nın yanına gittin mi. Sezen sen böyle bir adımı attıktan sonra zaten gerisi hep gelecektir. Ben eminim Feza seni suçlamayacak."

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun ki."

"Çünkü sen kabul etsende etmesende Feza yıllardır seni tanıyor ve seviyor."

"Ama o babası."

"Bunun ne önemi var ki."

"Annesi ve Ferda gibi oda beni suçlayacak."

"Ferda annesi yüzünden böyle davranmaya mecbur. Lütfen onu annesi ile aynı kefeye koyma Sezen." Abimden uzaklaşıp konuştum.

"Ben gördüğüme inanırım."

"Annesi Ferda'yı öğrendiğinde tehtit etti. Eğer abisine gerçekleri söylerse onu sevmediği bir adamla evlendirecekti."

"Feza buna izin vermez ki."

"Ferda da öyle söyledi ama annesi oğlanı eve çağırıp feza ya onları bastığını söyleyecekti."

"Bir insan neden bu kadar kör olur anlamıyorum."

"Kocası ne derse ona inanıyor."

"Onun kocası namussuzun teki. Sonra çok üzülecek."

"Bu konular seni üzüyor abicim kapatalım artık."

"Tamam kapatalım."

"E anlat bakalım feza ya karşı ne hissediyorsun. Onu halen seviyor musun?"

"Sevgim hiç eksilmedi ki abi. Ondan uzak olmam beni ona daha çok bağladı. Bunca yıl ondan uzak olmaya nasıl dayandım anlamıyorum."

"Mecburdun."

"Diyecek bir şeyim yok abi. Yorucu bir gündü odama gitsem iyi olacak."

"Tamam güzelim iyi geceler." Yanağına bir öpücük bırakıp odama geçtim.

Yıllar duyguları değiştirmiyordu sadece örtpas ediyordu.

Odama geldikten sonra masaya geçip bir şeyler yazmak istedim.

Rüzgarda salınan ağaç yaprakları gibiyiz. Yerimiz yurdumuz belirli ama birileri tarafından hep sallantıdayız. Bu içinden çıkılması güç olan bir girdap. Ve bu girdap senide benide yaktı.

27Eylül2018

Loading...
0%