Yeni Üyelik
28.
Bölüm

Kış Papatyası 22.Bölüm

@semaabakar

Ağır geldi sevdan yüreğime

Her bir yanımı hüzün çevreledi

Baş etmek mümkün değil

Mecbur kalıyorum vazgeçmeye

Gitmelisin artık gözlerimden

Sen kokan karakaplı defterimden

 

Feza'nın babası üç gündür komadaydı. Bu süre zarfında hiç görüşmedik. Gerçekleri öğrenmesi bir şey ifade etmişmiydi bilmiyorum. Daha doğrusu bilmek dahi istemiyorum. Annem ve babam ise olayı öğrenir öğrenmez yola çıkıp geldiler. Olanlardan kendilerini suçlamaya dahi yeltendiler. Beni yalnız bırakma konusunda git gide zorlu bir hale geldiler.

Psikoloğ randevusu için hazırlanıp evden çıktım. Arabama geçip eşyaları yan koltuğa bıraktım. Arabayı çalıştıracağım sırada evin önüne polisler durdu. İnip yanlarına ilerledim.

"Buyrun polis bey kime bakmıştınız?"

"Sezen Karlıdağ siz misiniz?"

"Evet benim bir sorun mu var?"

"Kasten adam yaralama suçundan tutuklusunuz?"

"Buyrun gidelim o zaman. Ama öncesinde aileme haber versem iyi olacak."

"Buraya çağırıp verebilirsiniz kaçmayacağınızın garantisini veremezsiniz."

"Sırf adam yaraladım diye kaçmam. Sanırım o namussuz uyandı ve benden şikayetçi oldu. Sizde o yüzden buradasınız. Emin olun o adamla haşir neşir olmaktansa direk hapis yatarım daha iyi."

"Sezen bunlar kim?"

"Sorun yok baba o kendini bilmez adam şikayet etmiş. Karakola kadar gidip geleceğim."

"Hanım efendi nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz geri geleceğinizden?"

"Bizde bir şeyler biliyoruzdur. Anneme ve abime söylersin. Telaş yapmayın. Ha birde annem akşama ıspanaklı börek yapsın."

"Tamam kızım dikkatli ol."

Karakola geçtik.bir müddet sorgu odasında bekledim. İçeriye bir polis memuru girdi. Ardından ise sivil biri girdi.

"Siz geçen gün kaza yapmamışmıydınız?"

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Bu o adamdı hatırlamıştım. "Evet benim."

"Nasıl oldunuz daha iyi misiniz?"

Bu adam ne yapıyordu. Halimi sıhhatimi sorması gereken yer burası değildi. "İyi"

"O günde böyleydin fazla soğuksun."

"İşinizi yaparsanız sevinirim. Psikolog randevum var ve geç kalmak istemiyorum."

"Memur arkadaşlar anlattı. Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?" Geçip karşıma oturdu. Sonra bir anda içeri Kenan girdi.

"Kız Sezen olmadık yerlerde işiniz düşüyor bana. Ne güzel kızı tavlamama ramak kalmıştı."

"Nasıl içeri böyle girebilirsiniz."

"Sizede merhaba Komiser. Ben Cinayet büro amiri Kenan kuğu." Kenan'ın uzattığı eli sıktı.

"Merhabalar amirim. Bende komiser Emir Cihat." Selamlaştıktan sonra komiser devam etti. "Ortada cinayet yok kasten adam yaralama var amirim. O yüzden-"

"Anladık anladık. O yüzden beni ilgilendiren bir durum yok."

"Estağfurullah amirim."

"Öyle, öylede neyse. Bak şimdi şöyle ki Sezen'in yaraladığı adam zaten hapisten yeni çıktı. Hayır yani ben bu adama 10 yıl verdirdim ne diye iyi halden af çıkarırsınız anlamıyorum. Adamın suratında meymeten yok."

"Kenan sen ne ara amir oldun?"

"Valla Sezen bu biraz senin sayende oldu. Bu adamın ölmüş imam nikahlı karısı olduğunu söylemeseydin daha derinlerde ne yattığını bulamazdım. Bizim eski amir emekli oldu. Bu olayda tam oraya denk gelince terfi ettim. Olayın içinde neler, neler çıktı anlatsam ağzın açık kalır."

"Bir amire göre fazla neşelisin."

"Neden somurtkan mı olmam gerekiyor?"

"Öyle söylemediği mi biliyorsun."

"Neyse hadi sen evine geç buraları ben halledeceğim."

"Amirim adam yaralamadan tutuklu hanım efendi."

"Ee yani?"

"Nezaret haneye atmamız gerekiyor."

"Adam diyorum suç makinesi diyorum sen onun yaptığı şikayeti kabul mü ediyorsun. Sen nasıl polissin arkadaş."

"Görevimi yerine getiriyorum." Komiser sinirlenmişti.

Dosyayı komisere uzattı. "Al, al çekinme. Bakta yüzün biraz utanç görsün. Hadi Sezen sende randevuna geç kalma."

"Sen onu nereden biliyorsun ki?"

"Yıldırım sağ olsun her şeyini biliyoruz. Peşine utanmasa polis taktıracak. Sanki parası yok gitsin koruma tutsun."

"Anladım. Abimin kusuruna bakma."

"Şaka yapıyorum, Yıldırım benim can dostum. Hayatımı ona borçluyum desem yeridir."

"Gitsem iyi olacak." Daha sonra karakoldan çıkacakken imzalamam gereken evraklar olduğunu söyleyip on dakika beklettiler. İmza işinden sonra ise hastaneye geçtim.

Erkan'ın odasına geçtim.

"Hoş geldin Sezen."

"Hoş bulduk Erkan." Önce ellerimde ki sıyrıklara baktı. Daha sonra ise kaşıma. Hızla yerinden kalkıp yanıma geldi.

"Bunlar da ne?"

"Kaza yaptım ondan oldu."

"Kaşın için evet doğru söylüyorsun. Peki ya ellerin?"

"Ayna kırdım."

"Bir gün kendini düşünürsen şu camdan aşağı atlayacağım. Hadi geç otur. Ne içmek istersin?"

"Çay iyi olur."

"Tamamdır." Masasında duran çaycıdan çay doldurdu. Daha sonra ise önüme bıraktı. "Nasıl oldu bu anlat?"

"Sinir krizi geçirdim sanırım"

"Sanarım ne demek Sezen?"

"Atak geçirdim. Her şey üzerime geliyordu. Herkes aciz olduğumu söyledi. Başka şeylerde söylediler bende bu olanlara dayanamadım. Her yeri her şeyi kırıp dağıttım. Aynaya yumruk attım."

"Kriz anında ne oldu?"

"Kafamın içinde sürekli sesler yankılanmaya başladı ama etrafımdaki sesleri de kesik kesik duyuyordum."

"Kriz ne kadar sürdü?"

"Sanırım bir saat sürdü."

"Kendini nasıl sakinleştirdin."

"Ailemle olan anılarımı hatırlamaya çalıştım."

"Geçtimi kriz."

"Hayır geçmedi. Daha sonra Feza ile olan bir anım aklıma geldi. Kriz geçti."

"Kriz geçtikten sonra kendini nasıl hissettin?"

"Buda sorumu şimdi Erkan!"

"Tamam kızma ama bilmem lazım bunu."

"Fenalaştım."

"Bayıldın yani."

"Yo bayılmadım fenalaştım."

"Sadece fenalaştın mı?"

"Evet dedim ya."

"Sen baya agrasif oldun."

"Hastaneden çıktıktan sonra oldu. Her şeye sinirlenmeye başladım. Sanki bu hayat benim yaşamımı sürdüreceğim yer değilmiş gibi."

"Sakın intihara kalkıştım deme vallahi seni hastaneye kapatırım."

"Hayır öyle bir şey olmadı. Sadece düşündüm eyleme geçirmedim."

"Bunu sana düşündüren ne oldu."

"Aciz olduğumun söylenmesi."

"Sırf birileri acizsin dedi diye sen aciz olmuyorsun bunu biliyorsun değil mi?"

"Manipülasyon diye bir şey var değil mi ?"

"Bunu sana sürekli olarak mı söylediler."

"Bir çok kişinin ağzından duydum."

"Sezen sen ilaç kullanıyor musun?"

"Hayır ama evet."

"Nasıl yani?"

"Eski psikoloğ doktorum bir tane ilaç vermişti."

"En son ne zaman kullandın o ilacı?"

"Hastaneye kaldırıldığım gün."

"İlacı görmek istiyorum."

"Neden ki?"

"Sana ilacı ne diyerek verdi."

"Sakinleştirici."

"Peki ilacı içince ne oluyor."

"Sakinleşiyor- aslında en son kullandığımda daha kötü oldum. O gün zaten gün içerisinde seninlede karşılaşmıştık. Sürekli yaşadığım olay gözümün önüne geldi."

"Sezen ilaç nerede?"

"Odamda çekmecede."

"Hadi gidiyoruz."

"Nereye?"

"İlacı almaya."

"Randevuların?"

"Boşver onları hadi gidelim."

Birlikte eve geçtik. Erkan neyden şüphelenmişti bir türlü anlamadım. Eve girince Erkan koşarak odama çıktı.

"Yaa! hangi çekceme olduğunu söylemedim bekle."

"Sezen ne oldu kızım? Erkan neden burda?"

"Kendi kendine gizem yaratıyor anlamdım ki."

"Ne konuda gizem yaratıyor kızım?"

"Ya benim sakinleştirici ilaca bakacakmış."

​​​​​​Arkasından bende yukarı çıktım.

"Buldun mu bari?"

"Evet buldum." İlacın içini açıp inceledi. "Sezen bu ilaç sakinleştirici felan değil sen bu ilacı nerden aldın?"

"Eski doktorum verdi dedim ya."

"Doktorunla irtibat sağlayabilir misin?"

"Evet yani sanırım sağlayabilirim."

"Ben bu ilacı incelemeye alıyorum. Ne olduğunu öğrendiğim zaman haber vereceğim." Odadan çıkıp salona indi.

"Nereye gidiyorsun. Madem buraya kadar geldin bari bir çay iç."

​​​​​"Randevuya geç kalıyorum sonra telafi ederiz." Dedikten sonra gitti.

Hayatımda neler oluyordu? İlacla bunun ilgisi varmıydı?

 

Loading...
0%