Yeni Üyelik
41.
Bölüm

Kış Papatyası 32.Bölüm

@semaabakar

Tolere gösteriyorum bugün duygularıma

Benliğim darma dağın olmuş hüsranlarda

Böylesi yalnızlığa mahkumken ben

Büyük girdaplara takılıyorum vurgunken

Faydası yok haykırışlarımın

Virane bugün duygularım

Bir başka soluyor olduğum nefesim

Ve ben başkayım bu günlerde

 

Nikah işlemlerini hallettikten sonra nikah saatini beklemeye başladık.

"Demek bugün evleniyorsunuz."

"Abi sen iki saattir ne yaptığımızı sanıyordun?"

"Sus kız ecük mutlu olayım. Sonunda ikinizi bir araya getirmek için uğraşmayacağım."

"Yıldırım yediğin dayaklar az mı geldi ha pandam."

"Feza evleniyorsun demem seni öldürürüm."

"Kızma pandam. Bir daha sana pandam demem pandam." Abim bir hışımla ayağa kalktı. Beni güldürmek için yapıyorlardı. Bu hep böyle olmuştu.

"Artık büyüdünüz. Çocuk gibi davranmayı bırakın!" İkiside şaşkın ördek yavrusu gibi bana bakmaya başladı. "İşte buna gülerim." Dedikten sonra gülmeye başladım. Sonra fark ettim ki ben ne zaman gülsem babamın gözleri parlıyordu.

"Bırakın çocukluğu saatiniz geldi. Hadi hayırlısı ile halledelim nikâhı. Ondan sonrada İmam nikahı için camiye geçeceğiz."

"Tamam baba sen nasıl istersen."

Ardından nikâh salonuna geçtik. Yerlerimize oturup nikâh memurunu bekledik.

Memur geldikten sonra sorduğu soruları onaylayıp imzalara geçtik. Ben imzamı atıp defteri Feza'ya uzattım.Tam o da imza atacakken Yade geldi.

"Bunu bize yapamazsın." Trajikomik.

"Kimden?"

"Ne kimden?"

"Sana bebek kimden diye soruyorum?"

"Fe-Feza'dan" yalancı mumunu rüzgara söndürmüş.

"Bak bebeğin babasını söyle sana yardımcı olalım." Feza'ya döndüm. "Hadi imzala bitsin." Feza imzasını attı. Ardından şahitlerimizde imzalarını attı. Ayağa kalktım. Nikâh memuru cüzdanı uzattı. Onu es geçip Yade'nin yanına gittim."Bu bebeği kimden yaptıysan git onunla evlen. İki cihan bir araya gelse beni buna inandıramazsın." Yüzüne tokatı bastım. Feza'ya dönüp " Ben şimdi eve gidiyorum sende bu meseleyi hallettikten sonra gelirsin." Salondan ayrılıp arabaya bindim. Diğerleri de gelince yola çıktık.

"Bu kızın amacı ne?"

"Feza'ya karşı duyguları varmış baba. O gün hastanede de gece yarısı gelip huzur bırakmadı. Kim bilir karnında ki kimin çocuğu, gelmiş iftira atıyor."

"Seninle gurur duyuyorum kızım. Dinlemeden etmeden yargılamadın."

"Ben Feza'ya güveniyorum baba. Feza böyle bir şeyi kendine yakıştırmaz. Ben neden ona yakıştırayım."

"Valla Sezen senin yerinde ben olsaydım o imzayı asla atmazdım."

"İyi ki değilsin abi. Bunca yıllık arkadaşını tanımıyor musun sen?"

"Allah'ın agrasifi hiç uğraşmaya gelmiyorsun. Ayrıca Erkan'ın yanına uğramamışsın. Baba hastaneye geçip öyle eve gidelim." Babam arabanın yönünü değiştirdi.

"Tamam oğlum öyle yapalım."

"İlaç kullanmak istemiyorum."

"Sen sırf bunun için gitmedin değil mi?"

"Evet nolmuş abi?"

"İyi oldu hepimizin arasında kalman. Şimdi Erkan'a da mesaj atarım. Seni bir hastaneye kelepçeleyelim."

"Abi ben mahkum muyum?"

"Evet öylesin. Seni anca öyle zapt ederiz."

"Ne haliniz varsa görün o zaman."

"Görüyoruz zaten."

"İyi görün."

Hasreti kulağımda çınlıyor çocukluğumun. Sürekli kafamı kurcalayan bir çok soru var. Çocukluğumu kaybettim mi yoksa kayboldu mu kestiremiyorum. Sabah gözümü açtığımda bile kendimi küçük bir çocuk gibi hissediyorum. Sonradan fark ediyorum büyüdüğümü, üzerimde dönen sorumlulukların var olduğunu.

Hastaneden eve geçtik.

"O ilaçların hepsini sana içireceğim abi bilmiş ol."

"Valla bu kadar çok ilaç olacağını tahmin edememiştim."

"Sus Allah aşkına yürü çabuk geç içeri seni bekleyemem burda."

"Ay! Sen her hafta iğnede olacaksın. Gülmekten felç geçireceğim."

"O iğneleri senin gözüne sokarım abi."

"Çocuklar hadi içeri, yeter bu kadar kavga ettiğiniz. Hastaneden beri susmak bilmediniz. Altı aylık bir süreç Sezen sonra iyileşeceksin inşallah güzel kızım."

"Ama anne o kadar iğneden sonra sağlam kalmam mümkün mü?"

"Abartma kızım. Alt tarafı haftada bir kez olacak. Her gün olmayacak."

"Hepiniz bir oldunuz, bari hastaneye yatırın tam olsun."

"Sezen kızım ilaç etkisini kaybetmeye başlamış zaten. Eğer kullanacağın ilaçlarda etkili olursa tedavi iki aya düşecek kızım."

"Allah'tan öyle bir ihtimal var değil mi?"

"Sus abi seninle konuşmak istemiyorum."Annemler içeri geçti. Bizde içeriye yöneldik.

"Sezen." Onun sesini işittim.

"Efendim Feza." Arkamı döndüm. "Ee sen tek gelmişsin. Kızı ne yaptın?"

"Ailesinin yanına bıraktım."

"Tamam hadi gel içeri geçelim. Akşama kadar bir şey yemedik aç aç durmayalım."

"Ne olduğunu sormayacak mısın?"

"Aa doğru ya biz camiye gidemedik. İmam ayarladın mı?"

"Sezen ben onu mu söylüyorum."

"Başka bir sorun yok ki. Sen neyden bahsediyorsun?"

"Bebek kimden diye sormayacak mısın?"

"Senden olmadığına göre sorun yok." Gelip sarıldı. Bu neydi şimdi? "Neden sarılıyorsun durduk yere."

"Hayır durduk yere değil. Bu bana olan inancın ve güvenin için."

"Benim Feza'm kendine yakışmayan şeyler yapmaz."

"Ne dedin sen?" Ne dedim ben? Seri adımlarla hemen içeri geçtim. "Sezen dur bekle. Lütfen bir daha söyle."

"Hayır söylemeyeceğim. Bir kere söyledim sende duydun başka yok."

"İstediğin kadar kaç artık karımsın."

"Olabi- lemez karın mı?"

"Ne sandın tabii ki karım."

"Ana biz evlendik ya!"

"O yüzden hazırlan evimize gidiyoruz."

"Bizim evimiz."

"Ne güzel yakıştı ağzına."

"Ben o eve gelemem."

"Sorun yok ben zaten bizim için başka ev tutum."

"Beni yanlış anlamanı istemiyorum. Ben bir müddet daha burda kalmak istiyorum."

"Neden?"

"Sonra konuşalım mı annemler içeride bizi bekliyor."

"Konuşalım bakalım."

Yanıma geldi ve bizimkilerin yanına gittik.

"Hoş geldin damat."

"Bu kadar çabuk mu baba?"

"Hadi ordan ne çabuğu. Biz burda eşşek başımıyız. Yıllardır körmüyüz? Sizler birbirinize itiraf edememiş olabilirsiniz ama biz her şeyi gördük ve bildik."

"Kızmadın mı?"

"Kızıma iyi gelen birine neden kızayım." Yanına oturdum.

"Seni çok seviyorum baba."

"Bende seni çok seviyorum kızım"

"Şunlara bak ya dışladılar resmen bizi."

"Kıskanma sana da Feza sarılsın."

"Neden Feza?"

"Sen onun pandası olduğun için olabilir." Bana yastık atmaya kalkıştı. Feza araya girip yastığı aldı.

"Karımın canını yakarsan seni yakarım."

"Havalara bak! Görmemişsin karısı olmuş abisinden koruyor."

"Tabii ki koruyacağım adı üstünde karım."

"İmam nikâhınız kıyılmadı. Halen karı koca değilsiniz."

"Yıldırım uğraşma çocuklarla. Nikâhınız akşam kıyılacak. İmam arkadaşım vardı ondan rica ettim. O da kabul etti sağolsun. "

"Baba ben bir müddet daha burada sizinle kalmak istiyorum."

"Kocan bilir kızım. O ne isterse o olur."

"Neden burda kalmak istiyorsun Sezen?"

"Buna alışmam lazım Feza." Durdu biraz düşündü ve sonra cevap verdi.

"Haldun amca beni iç güveysi kabul eder misin?"

"Başımızın üstünde yerin var damat. Ayrıca Haldun amca değil baba diyeceksin."

"Sen nasıl istersen Haldun baba." Baba kelimesi ağzından buruk çıkmıştı. Bu tökezlememe neden oldu.

Eğer ben olmasaydım ne olurdu diye düşünmekten çok yoruldum. Ben olmasaydım tüm bunlar yaşanırmıydı? Sonra kendime dönüp diyorum ki, sorun sen değilsin sorun onlar. Sorun bunu yapabilecek kapasitede olmaları. Sorun onlar için kimsenin fark etmiyor olmasıydı. Sorun toplumumuz tarafından kızın güçsüz olduğunun dayatılmasıydı.

 

 

Loading...
0%