@semaabakar
|
Yaşadığımız olayın üzerinden yaklaşık iki gün geçmişti. Bu iki günde işe gidip gelmiştim. Ayrıca bu iki günde Feza hiç karşıma çıkmadı. Onu merak etmedim değil. Abimle karşılıklı kahve içiyorduk. En son dayanamayıp abime sordum. "Abi Feza nerde haberin var mı?" "Abicim ben sana söylemeyi unuttum. Hani senin arkandan denize atlamıştı ya o zaman soğuk kapmış. Şimdi evde yatırıyor." "Abi neden söylemedin benim yüzümden oldu." "Sezen bırak her şeyi kendi üzerine almayı. Feza dinlemeden suya atlarsa böyle hasta olur. Hem o seni korkuttuğu için cezasını çekiyor." "O gün su çok soğuktu o yüzden hasta oldu. Abi ?" "Söyle abicim?" "Feza'nın yanına gitmek istiyorum." Abim gözlerimin içine baktı. Söylediklerime inanmak istiyordu. "Gerçekten mi ?" "Evet abi gerçekten." "Kalk gidiyoruz" "Hemen mi?" "Evet , evet hemen gidiyoruz yoksa sen şimdi geri vazgeçersin." "Tamam o zaman gidelim." "Sen üzerini giy ben bakkala gideyim eli boş gidilmez." "Tamam abi öyle yapalım." "Marketten sonra arabanın oraya gelirim." Diyip gitti. Abim gittikten sonra bende üzerimi değiştirip arabanın yanına geçtim. Daha sonra abim gelince Feza'ların evinin önüne gittik. "Çal hadi kapıyı ne bekliyorsun güzelim." "Şey abi-" "Sakın vazgeçtim deme döverim seni." "İyi be tamam çalıyorum." Zile iki kere basıp bekledim. İki dakika sonra Ferda kapıyı açtı. "Hoşgeldiniz lütfen içeri geçin." Beni gördüğüne şaşırmıştı. Abim "Hoşbulduk fıstık." Diyip Ferda'ya sarıldı. Ardından içeri geçtik. Nalan hanım ve Feza oturma odasında karşılıklı koltuklarda oturuyorlardı. Feza beni gördüğüne inanmamış olacak ki gözlerini ovuşturdu. Nalan hanımın da oğlundan bir farkı yoktu. O da şaşırmıştı beni gördüğüne. "Hoşgeldiniz oğlum lütfen geçip oturun. Kızım sende bize kahve yapıver." "Tamam annecim hemen yapıyorum." Abim "Hoş bulduk Nalan abla." diyip oturdu. Bende baş selamı verip Feza'nın yanına oturdum. "Yıldırım" "Efendim Feza" "Ben öldüm mü?" "Ne alaka oğlum şimdi." "Yanımdakine bak" "Oğlum zaten ben getirdim niye bakayım." Bu beni gülümsetmişti. "Feza?" "Feza sana kurban olsun." "Anlamadım." "Ha yok bir şey sana söylemedim." "Geçmiş olsun." "Öpersen neden olmasın." Öylece kalakaldım. Ne ara bu kadar açık sözlü olmuştu ki. "Oğlum hadi üzerini değiştirelim anlın terlemiş tekrar hasta olursun. Zaten zor iyileştin." Nalan hanım konuşmama izin vermeden araya girmişti. Feza ve annesi oturma odasından çıkınca hemen ayaklandım. "Yeter bu kadar gitmek istiyorum." Arkamı dönüp dış kapıya ulaştım. "Sezen abicim nereye gidiyorsun Allah aşkına." "Eve gidiyorum abi." Abimi orda bırakıp eve geçtim. Daha fazla Nalan hanıma katlanamazdım. Feza bunun için üzülecekti ama olsun. Odama girip çalışma masasına oturdum. Yıllarım yıpranılmışlıkla dolu. Her şey beni çepeçevre kuşatan karanlıktan ibaret. Nerede hangi duyguyu yaşamam gerektiğini kestiremiyorum. Allak bullak olmuş bir tarlada buğday arayan serçe gibiyim. Ne tarafa gitsem işin sonu hep boş. Mesafeler tıpkı mevsimler gibi. Yaz ayı umudu, yarını hayal ettiriyor. Kış ayı savaşı, varoluşu benimsetiyor. İlk Bahar ayı sevgiyi, kavuşmayı sezdiriyor. Bahar ayı ise bana seni getiriyor. Sensizliğin bu hazin yolculuğunda bana eşlik ediyor. 29Eylül2018 Daha sonra yatağa uzanıp olanları düşünmeye başladım. Balkon camının çalınması ile kendime geldim. Ayağa kalkıp yavaşça perdeyi araladım. Feza tam karşımda duruyordu. "Aç hadi üşüdüm." Yavaşça aralayıp geçmesini bekledim. İçeri geçince kapıyı kapattım. "Bu saatte neden buradasın?* "Sen neden bir anda kalkıp gittin. Haber dahi vermedin." "Yorucu bir gündü o yüzden." "Bana doğruları söyle Sezen." "Sanırım annen geldiğimiz için memnun olmadı." "Hiç değişmemişsin hâlen hislerine göre hareket ediyorsun." "Olabilir." Bir anda üzerime gelmeye başladı. Ondan kaçmak için bende geri geri adımlar atmaya başladım. "Gelme" Gözlerim puslanmaya başladı. Zaman mekan algısı yerle bir oldu. Feza karşımdaydı ama onu görmüyordum. Bir anda Feza gitti yerine o geldi. Nefesim kesilmeye, midem bulanmaya başladı. "Abi" dilimden tek dökülen bu sözcük oldu. Ayaklarım yerden kesildi yerle bir oldum. Ardından kapı açılıp koşarak içeri abim girdi. "Sezen, Sezen cevap ver güzelim. Yapma bunu kendine. Yapma bunu bize. Hadi güzelim bak ben burdayım. Hep burda olacağım." "Ne, neden böyle oldu." Endişelenmişti. "Feza git lütfen soru sorma git." "Sezen bu haldeyken asla gitmem." Abim dayanamayıp bağırdı. "Feza git dedim sana git. Görmüyor musun ne hale getirdin onu. Şuan gitmen en iyisi." Feza bir müddet bana baktıktan sonra gitti. "Hadi abicim gel yatağına geçelim." Yatağa geçip oturduk. "Abi ben özür dilerim. Ne olduğunu anlamadım. Feza üzerime gelince görüntüsü değişti." "Sen halen halüsinasyon mu görüyorsun." "Arada bir oluyor. Uzun zamandır görmemiştim." "Tekrar psikologa gitmek ister misin?" "Cihan Bey'le konuştuk. Yarın öğleden sonra seansım var." "Sen başka şeylerde yaşadın ve bana anlatmadın mı?" "Geceleri kabus görmeye başladım buraya gelince." "Bunu bize neden söylemedin. Yıllarca uzak kalmamız bağlarımızı mı zedeledi Sezen'im." "Hayır abi öyle değil. Söyleyecektim ama üzülmenizi istemedim." "Biz bir aileyiz güzelim. Ağlayacaksakta, güleceksekte bu beraber olacak." "Abi bir şey daha var." "Ne demek bir şey daha var. Söyle tamam kızmıyorum." "Bana gelen kutuyu bence Nalan hanım gönderdi." "Bu kanıya nerden vardın." "Dün sabah bana gelen kutuya benzer bir kutu vardı elinde." "Bu onun gönderdiği anlamına mı gelir." "Ama göndermediği anlamınada gelmez." "Aslında haklısın bende ondan şüpheleniyorum." "Neden bana bunu söylemedin." "Sen söyledin mi?" "Söylemedim mi." Dedikten sonra gülmeye başladım. "Laf cambazı." Dedikten sonra oda güldü. " Sezen bunu Kenan ile konuşalım. Takipte kalsın Nalan hanımı." "Tamam abi öyle yapalım." "Sezen annemler gelince söyleyecektim ama sana şimdi söyleyeceğim. Biz Ferda ile evlenmeye karar verdim." "Hamile mi?" "Lan sen nerden anladın." "Hadi! Gerçekten mi abi. Ben şaka yapayım dedim gerçek çıktı. Nasıl böyle bir hata yaparsın sen." "Hadi ya beni tongaya mı getirdin." "Öyle oldu abi." "Hamile olduğu aramızda kalsın. Hemen evleneceğiz zaten. " "Yıldırım nikahı ile mi." "Bilmiyorum orasını." "Annemler ne zaman gelecek." "Aslında yarın geleceklerdi dedem iki gün daha kalmalarını istemiş." "Neden bir anda gittiler ki. Bana söylemediğiniz bir şey mi var." "Şey Sezen." "Ne abi?" "Dedem evlenmiş. Oh be! Söyledim kurtuldum vallahi." Şaşkına döndüm resmen. "Abi dedem kiminle niye evlenmiş." "Evlenmesi sorun değil de kiminle evlendiği sorun Sezen." "Allah aşkına şu baştan anlat." "Dedem sen gelmeden bir ay önce bize geldi. Bir hafta kadar kaldı. Bu bir hafta içinde büyük teyzem de bize uğradı." "Teyzem mi!" "Evet teyzem. Bunlar birbirlerini görüp beğenince dedem teyzemi dün kaçırmış." "Bu yaştan sonra başımıza nenemi getirmiş. Ya abi ben teyzeme nene diyemem ki." " Sezen tek sorun bu mu?" "Evet bana göre bu abi nolmuş yani." "Kız kaçırdı diyorum." "Gönül bu abi sevmiş adam ne yapsın." "Kızım sen ne ara vizyonsuz oldun." "Ne alakası var abi." "Neyse önemli olan şuan ben ve Ferda. Annemlere nasıl söyleyeceğim bilmiyorum." "Bizimkiler Ferda'yı zaten seviyorlar. Nalan hanım seni isteyecek mi kızına orası muamma." "Ferda ikna etmiş annesini." "Tamam bizimkilerde kabul eder. Hadi hayırlı olsun evlenmeden baba olan manyak abim." "Öyle deme kız çok mutluyum. Ben baba oluyorum baba." "Ay iyi tamam ol." "Oldum bile." "Umarım annemler bunu duymazlar yoksa vay haline." "Sen söylemessen nerden anlayacaklar." "Çocuk kaç haftalık ki?" "Üç haftalık." "Aa daha yeniymiş sorun olmaz o halde." "Aynen güzelim hadi sen uyu bende gideyim odama." "Git o zaman damat bey." "İyi geceler güzelim." Dedikten sonra saçlarıma buse bıraktı. "İyi geceler abi."
|
0% |