MELİH

Kaçmak için kalkacağını biliyordum bu yüzden odasına girip onu izlemeye başladım. Kimse böyle bir durumu kolay kabullenemezdi elbet ama onun kabul etmesi gerekiyor.
İki gün önce babamı kaçıran adamları düşünmeden edemiyorum. Birisini yakalayıp dövdüğüm gece karşımda uyuyan küçük kızla karşılaştım. Beni izlediğini en başında fark etmiştim fakat adamın ağzından çıkacak tek birkelime benim için çok önemliydi. Babamı arıyordum ve o adam babamı kaçıran adamların elemanıydı yakalamıştım ve öttürmüştüm. Kızı yakalayıp eve getirdikten sonra babamın intikamını aldım ertesi gün ise babamın cesedi bulundu. Babam toprağa kanı yerde kalmadan girdi. Onun yerine geçecektim daha 24 yaşında olmama rağmen babamdan çok şey öğrenmiştim. Bir mafya lideri nasıl olunur çok iyi biliyordum...

Sabah olduğunda küçük kız kıvranmaya başladı rüya görüyordu korkuyordu ve su içinde kalmıştı. Ona fazla yakın olmayacaktım kendimi kaptırmadan onu evimde tutacağım. Kaçmasını engelleyerek benimle yaşamaya mahkum edeceğim bana alışmasını sağlayacağım ve benim olacak...

KUMSAL

Sabah olmuştu çoktan ama gözlerimi açmak istemiyorum, Melih' in karşımda olmasından korkuyorum. Neden odama girmişti ki gitseydi sıcacık yatağında uyusaydı nolurdu yani bende rahatça evden kaçabilseydim. Gözlerimi açmadan etrafta ses var mı diye kontrol ettim, evde yine tık yoktu. Gözlerimi aralayarak odaya baktım kimse yoktu hemen ayağa kalktım ve lavaboya girdim.
Artık kokmaya başladım iki gündür aynı kıyafetle geziyor ve bir kaç kez koşmak zorunda kaldığım için terlemiştim. Odaya geçip dolapları karıştırdım giyebileceğim bir kaç kıyafet ayarladım ve banyoya girdim. Soyunup suyu açtığımda kapıyı kitlemediğimi hatırladım ve koşarak kapıyı kitledim ardından rahat rahat duşumu aldım. Dolapta bulunan havlulardan birini etrafıma sarıp banyodan çıktım artık temizlenmiş ve ferah kokuyordum.
Odaya girdiğimde onu karşımda beklemiyordum. Havlu göğüslerimi ve kalçamı örtüyordu sadece kendimi çıplak hissettim gözlerine baktığımda beni süzdüğünü anladım.
" Çıkar mısın giyineceğim. "

Oturduğu sandalyeden kalkıp karşıma geldi " sabahları 7 de kahvaltıyı hazır isterim, 8 de evden çıkıyorum akşam kaçta geleceğim belli olmaz ama yemek hazır olsun. Ayrıca evden kaçmak için tekrar bir aptallık yapacağını düşünmüyorum ama yine de evden dışarı adımını atmak yasak, perde bile açılmayacak. "

Konuştuğu şeyler bir kulağımdan girip öbüründen çıkıyordu sanki, dinliyordum ama aklım onda değil üzerimde havlu bulunmasındaydı, bir an önce odadan çıkmasını diledim içimden.
" Umarım anlaşılmıştır. " deyip bir adım geri attı anlayıp anlamadığımı gözlerime bakarak anlayacaktı sanki. Kafamı sallamakla yetindim. Ondan yeterince korkuyordum, karşısında bu şekilde bulunmak beni daha çok korkutuyordu. Arkasını döndü ve kapıya yöneldi " Kahvaltımı hazırlamak için yarım saatin var hızlı olsan iyi olur mutfak dolabının kapağında her gün için ayrı bir menü var onları uygulayacaksın tek bir eksik istemiyorum acele et." diyerek kapıyı kapattı.
Kahvaltı için yarım saat fazla bile ne yiyecekti sanki bir yumurta kırsam bile yeterdi. Amma abarttı diye içimden geçirirken giyinmeye başladım. Dolapta bulduğum siyah tişörtü giydim altıma da bir şort geçirdim bunlar onun kıyafetleri olmalıydı çünkü bana aşırı bol olmuştu. Hızla mutfağa indim ve saate baktım ilk olarak kahvaltıyı hazırlamak için 23 dk vardı yeterde artar bile.
Önce büyük bir bardak su içtim ardından dolapta yazan kahvaltı menüsüne baktım. Bu da ne böyle sanki kafede serpme kahvaltı hazırlayacaktım bir kişi için fazla çeşit şey yazılmıştı..
Aradan 20 dk geçmişti ve kahvaltı nerdeyse hazırdı. Masayı mutfağa hazırlamıştım kuş sütü eksik sadece masada. Hazırladığım kahveyi de fincana döküp gelmesi için beklemeye başladım. Zaten çok bekletmeden gelmişti.
Masaya oturdu kahvesini yudumladı, aradan yarım saat geçti kendime de kahve yapmıştım cam kenarında dikilip kahvemi içmiştim masaya baktığımda hala tek bir şeye dokunmadığını fark ettim tadına bile bakmamıştı. Telefonuyla uğraşıyordu sürekli kahvesini çoktan bitirmiş hazırladığım hiç bir şeye elini sürmemiş ve masadan kalkmıştı. Peşinden giderek " onca şey hazırladım yemeyecektin madem neden hazırlattın" diye çıkıştım.

Arkasını dönüp bana baktı " bu seni ilgilendirmez küçük kız. Sen işini yap yiyip yememek bana kalsın " dedi ve salondaki koltuğa oturdu. Saat yedi buçuktu sinirle mutfağa dönüp hazırladığım şeyleri kaldırmaya yöneldim bir yandan da söyleniyordum. Önce çıkarttığım bulaşıkları makineye yerleştirdim daha sonra masayı toparlarken mutfağa geldi ve oturdu. Ne yani şimdi mi yiyecekti. Herşeyi soğuttuktan sonra yemek yiyesi geldi beyefendinin diye düşünüyordum. " Otur" dedi tok bir sesle. İkiletmeden yavaşça oturdum. O ise kalkıp çekmeceden çatal bıçak getirip önüme koydu ve " ye" dedi sadece. Sonra tekrar telefona gömüldü sürekli mesajlar mailler geliyordu telefonuna. Önümdeki çatalı elime aldım fakat bişey yemek istemiyordum özellikle de onun karşısındayken. Arada sinirli gözlerle bana bakıyordu korkumdan salatalık yemeye başladım. Üç parça yedikten sonra çatalı bıraktım ne zaman gidecekti bu herif ya diye düşündüm. Telefonu bırakıp ekmek aldı eline üzerine kaymak ve bal sürüp önüme koydu. " Ye şunu bir deri bir kemiksin üflesem uçacaksın." Dedi.

" Aç değilim sen ye" diyerek önüne itekledim ekmeği. Telefonu kenara koyup bir anda çenemi tuttu ve kendine çekti beni,çenemi o kadar sıkıyordu ki ağzımı kapatamıyordum. Diğer eliyle ekmeği ağzıma tıkıştırdı. Onu iteklemeye çalıştım ama çok güçlüydü. Ekmeği ağzıma koyunca çenemi rahat bıraktı. " Sakın tüküreyim deme yut onu ve bir daha bana lafımı ikiletme, ben şimdi çıkıcam bu masadan doymuş olarak kalkcaksın. Eğer ben çıktıktan sonra bir şey yemediğini görürsem gelir ve bu masadaki her şeyi tek tek yediririm sana." Dedi ve masadan kalktı. " Unutma sen benimsin artık bu evin her köşesinde kameralar var seni izliyor olacağım aptalca bişey yapayım deme" diyerek mutfaktan uzaklaştı ardından dış kapının sesini duydum ve ardından kapı tekrar üzerime kilitlendi.
Koca masaya baktım geri gelmesini istemediğimden bir kaç şey tırtıklayıp yiyormuş gibi yaptım. Arada bir kaç tane de zeytin yiyip masadan kalktım.
mutfağı toparlayıp salona geçtim evi incelemeye başladım her şey oldukça pahalı ve şık duruyordu merdivenleri bile o kadar göz alıcıydı ki yeni yeni fark etmeye başladım ayrıntıları. Evin içine tıkılıp kaldım. Odaları gezdim onun odasına da girip biraz kurcaladım belki bişey bulurum da buradan kurtulurum diye ama fayda yoktu. Buraya hapsedildim dışarıyı bile görmem yasaklanmıştı. Ama dışarı bakmamda ne olabilir ki diyerek camın önüne geldim hava güzel görünüyordu dışarıyı perdeye dokunmadan izledim biraz etrafta çok fazla koruma vardı bir adamın elinde büyük bir köpek olduğunu gördüm demek ki köpeği de varmış bu şerefsizin diyip koltuğa geçtim ve uyumaya çalıştım.
Uyandığımda neredeyse akşam olmuştu ve karnım epey acıkmıştı. Melih' in söyledikleri aklıma geldi gelmese bile yemek hazırlayacaktım ama buna hiç niyetim yoktu. Kendime bir tost yapıp yanında meyve suyuyla yedim. Sonuçta benim karnım doymuştu ve onu pek önemsemiyordum. Odama çıkıp tekrar yattım geldiğinde yüzünü görmek istemem. Sağa dönüyor sola dönüyor bir türlü uyuyamıyorum. Bir süre sonra aşağıdaki kapının açıldığını ve kapandığını duydum. Kendimi iyice yatağa gömdüm ve uyuma numarası yapmaya çalıştım. Umarım anlamaz diye düşünürken sertçe odanın kapısı açılmıştı. Bu sese uyuyan dev uyanırdı numara yapmamın hiç bir anlamı kalmamıştı.
" Sen ne yapıyorsun ya uyumaya çalışıyordum burda çık burdan ." diye bağırdım kendisine.
Bana iyice yaklaşıp " Masamı hazır göremiyorum?" dedi soru sorarcasına.
"Çünkü hazırlamadım ben senin hizmetçin olmayacağım"

" Sabah öyle demiyordun ama korkmuş ve aciz görünüyordun karşımda şimdi ne değişti küçük kız?"

" Hiçbirşey değişmedi evet sabah korktuğun için yapmıştım ama artık yapmama kararı aldım çünkü beni bırakacaksın bu evde kalmayacağım beni bırakana kadar da hiç bir sözünü dinlemeyeceğim." Sanırım ufak çaplı bir yürek yemiştim. Böyle bir şey söylemeyi aklımdan bile geçirmemiştim sadece bu evden çıkmayı düşünüyordum.
" Sen kaşındın " ...