Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@semabir

Hiçbirşey değişmedi evet sabah korktuğun için yapmıştım ama artık yapmama kararı aldım çünkü beni bırakacaksın bu evde kalmayacağım beni bırakana kadar da hiç bir sözünü dinlemeyeceğim." Sanırım ufak çaplı bir yürek yemiştim. Böyle bir şey söylemeyi aklımdan bile geçirmemiştim sadece bu evden çıkmayı düşünüyordum.
" Sen kaşındın " ...

MELİH

Kolundan sürükleyerek salonun karşısındaki odaya getirdim onu. Benden korkmalı bana itaat etmeliydi. Hoş bana diklenmesi hoşuma gidiyor onu daha çok arzulamamı sağlıyor fakat benden kaçamayacağını sonunun bu ev olacağını anlamak zorunda.
Odanın tam ortasında bulunan halıyı kenara itekleyerek yerdeki kapıyı açtım ve aşağı inmesini emrettim. Kız ne yapacağımı bilmediği için korkudan titriyordu bu aciz görüntüsü benim daha çok hoşuma gidiyor ben insanların acizliğinden zevk alan biriydim. Ve onun aciz olması beni tahrik ediyor. Aşağı indiğimizde korktuğunu hissettim çünkü burada her türlü işkence aleti vardı ve dahası da...

KUMSAL

Burası resmen işkence odası. Bu adam gerçek bir cani. Etrafta kesici delici bir çok alet var ortada iki sandalye bulunuyor duvarda asılan bıcaklar satırlar ve bir çok da silah bulunuyor. Bu kadar silahla ne işi var bu herifin. Odanın en köşesinde bir de yatak var. Beni kolumdan çekeleyip ortadaki sandalyeye oturttu.
" Sana işkence yapmaktan hiç çekinmem küçük. Seni buraya işkence yapmak için getirmedim etrafına bak buradaki aletlerin hepsini üzerinde kullanabilirim ve hiç bir şekilde acımam sana. Ama ben seni buraya benim emirlerime itaatsizlik yapmamayı öğretmek için getirdim ufak bir gösteriye ne dersin?"
Etrafımda bir tur dönüp karşımdaki sandalyeye oturdu. Gösteriden kastı neydi anlamamıştım. Telefonun eline alıp birilerini aradı ve bir şey getirmelerini istedi onlardan. Bir kaç dakika sonra karşıda bulunan kapıdan birisi girdi içeri ardından da üç kişi. Önde gelen adam getirdik efendim deyip geri çekildi arkadaki adamlar da ortalarında tuttuğu ve muhtemelen ağır bir dayak yiyen adamı kollarından sürükleyerek ayaklarımın dibine bıraktılar. Adam ayağa bile kalkamıyor haldeydi. Hemen eğilip adama yardım etmeye çalıştım. Adamın elini tutup destek olmak istedim kalkabilmesi için ama adamın elini tutar tutmaz Melih beni saçlarımdan çekerek kaldırıp sandalyeme oturttu.
" Onu buraya sen yardım edesin diye getirtmedim" dedi. " O buraya ölmeye geldi. " Melih asılı duran silahlardan en küçük olanı alıp bir tane de mermi koydu içine.
" Onu öldüremezsin saçmalama sen katilmisin hem ne suçu var adamın rahat bırak gitsin. "

" Onun görevi sen kapıdan çıktığın anda seni yakalamaktı ama o bunu beceremedi ve seni yakalayamadı. Onun görevini başka birisi yaptı. Ben görevini yerine getirmeyen adamları sevmem. "

" Saçmalıyorsun bu onun suçu değil kaçan bendim nerden bilebilirdi ki"

"Bilmesi gerekiyordu."
Yanıma geldi ve elimi tuttu silahı elime yerleştirdi üstünden de kendisi tutuyordu silahı adama çevirdi.
"Ben bunu yapamam bırak elimi lütfen " diyerek elinden kurtarmaya çalıştım elimi yerdeki adam gözlerime baktı. " yalvarırım beni öldürmeyin efendim " dedi. Elimi tüm gücümle çekmeye çalıştım korumalardan birisi Melih' in kafa işaretiyle silahını Melih'e verdi bir elindeki silahı adama doğrultup diğer elindeki silahı kafam doğrultmuştu.
" Şimdi silahı tutan elini bırakacağım ve adama ateş edeceksin eğer onu vurmayıp başka birşey yapmaya kalkarsan seni vururum ki eğer ateş etmeden silahı yere indirirsen seni yine vururum." Nefesini kulaklarımda hissediyorum gözlerimden iki damla yaş aktı ve elini silahtan çekti. Adamı vurmak istemiyordum ama onu vurmazsam beni vuracaktı. Arkamdan bir kaç adım gerilediğini hissettim gözlerimi kapattım ve sakince nefes almaya çalıştım. Elim titriyor parmağım tetiğe gidip geliyordu. Kafama bastırılan silahı hissettim.
" Saatlerce seni bekleyemem. Hadi. " diyip kafama silahı değdirdi.
Son kez adama baktım ve gözlerimi kapatıp ateş ettim. Adam karşımda yere yığılmış ve her yerde kan vardı. Melih beni kolumdan tutup tekrar yukarı çıkarırken korumaları yerdeki adamı kaldırıyordu. O kadar allak bullak olmuştum ki kendi hayatım için başkasını öldürmüştüm ellerimle. Bunu yaptığıma inanamıyorum. Ben böyle biri değilim. Yukarı çıkmıştık Melih beni salondaki koltuğa fırlattı ve karşıma geçip önümdeki orta sehpaya oturdu telefonu yüzüme doğru tutup benim adamı öldürdüğüm anın videosunu gösteriyordu. Ben ve adam vardık sadece arkamda durduğu gözükmüyordu bile. Adamı vurduğum anı görmemek için yüzümü başka yöne çevirdim. Kocaman eliyle yüzümü çevirip baba videoyu izletti tekrar ve tekrar. Her anı zaten aklımdaydı ama şuan zihnime kazındı. " Bana bunu neden yapıyorsun." Gözlerim tekrar doluyor bir damla yaş süzülüp yanağımdan kucağıma damlıyor.
" Bu video senin sonun. "

" Ne demek sonum bana bunu sen yaptırdın, zorla."

" Video öyle demiyor küçük hanım adamı öldürdüğün apaçık ortada tetiği çeken parmak da senin parmağın. Bu evden çıkarsan olacakları söylicem şimdi sana. Bu video polisin eline geçecek ve ömür boyu adam öldürmekten hapis yatacaksın ve ya bu evde kendi isteğinle kaldığını arkadaşlarına söyleyeceksin ve seni aramayı kesecekler. Bu demek oluyor ki benim evimden çıkamazsın."

" Sen ne tür bir manyaksın sen az önce bana birisini öldürttün. Ve hiç bir suçu yokken."

" Düşün küçük kız hiç bir suçu olmayan adama bunu yaptıysam emirlerime uymayan itaatsiz küçük kızlara neler yaparım."
Ben nasıl bir yere düştüm üzerime sıçrayan kanlar kurtulamadığım lanet olasıca bir ev ve bu psikopat herif.
Yüzümü yere eğdim kabul etmekten başka çarem yoktu ömrümü hapishanede geçirmek istemiyorum belki burdan çıkmanın bir yolunu bulurum. Ben düşüncelere dalmışken yere eğdiğim yüzümü tutup kendi yüz hizasına kaldırmıştı bu sefer son derece nazikti tutuşu. "Cevap vermelisin küçük kız seni bekleyemem."
"Kabul arkadaşlarımı arayıp beni aramamalarını söylicem ama bir şartım var senin hizmetçin olmayacağım sadece aynı evi paylaşan iki yabancı olurum. Başka türlü kabul etmem."
Ufak bir sırıtış " Kabul "...

Loading...
0%