Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@semabir

Sevmediğim şeyleri bana yedirip içirtemezsin midemi bulandırdı."
" Abartma alt tarafı bir bardak süt. "

 

Sinirden deli oldum bu adam beni gıcık ediyor ve hiç birşey olmamış gibi konuşuyor nasıl bu kadar rahat anlamadım.
Ağrım azalınca kalkıp koltuktan odaya çıktım ve tekrar uyudum bu sıralar yapacak başka bir şeyim yok...

------

Aradan bir hafta daha geçmişti ara sıra Melih kendi gözetimi altında bana yemek yedirip gözü önünde olmamı sağlamıştı. Artık eski iştahım biraz da olsa yerme gelmiş yediğim yemekler midemi bulandırmayı bırakmıştı.

Bu bir hafta içinde Melih sürekli babası ile ilgili telefon görüşmeleri yapıyordu. İntikamını almış ama içindeki öfke hala dinmemişti anlaşılan. Bende bu bir hafta içinde Melih'in sağ kolu olan beni saçlarımdan yakalayan adamın Sait olduğunu öğrenmiştim. Öğrenebildiğim tek bilgi buydu. Kendisi ser verip sır vermeyen cinsten birisiydi çünkü

Her gün Aden ile konuşup iyi olduğumu onu görmeye gideceğimi fala in söyleyip onu oyalıyor ve Melih'ten izin almaya çalışıyorum. Fakat daha kapının önüne çıkıp hava almama bile izin vermiyor üstelik arka bahçesinde kocaman bir havuzu varken.

Melih merdivenlerden yine telefonla konuşarak aşağı iniyor bende mutfakta kendime sandviçimi hazırlıyordum.
-Babam çok saygı değer bir iş adamaydı bilirsiniz tabi ki. Onun işlerini ben devralıyorum şu anda o yüzden bu gün sizinle konuşmak istediğim bazı konular var.
- İyi günler.

"Akşama misafirim gelicek ayak altında dolanma" diyerek elimdeki sandviçi alan Melih beye dik dik baktım. " Ayak altında dolanmamı istemiyorsan beni aldığın yere geri götürebilirsin" dedim kendime sandviç hazırlamaya tekrar girişerek " ya da en azından biraz hava almama izin verirsin sonuçta kendime yaptığım sandviçi elimden alıp beni bu evde mahkum edecek kapasiten var bahçende hapset biraz da bunaldım artık" dedim.

Arkasını döndü ve sandviçimi yerken hiç bir cevap vermeden mutfaktan çıktı.

" Ya sana diyorum biraz izin var bana evden dışarı adım attırmıyorsun bahçeden bilmem kaç yüz tane koruman var kaçmaya kalksam on tanesi tutar kolumdan eve sokar zaten beni adamların çok sağlam yani bana cevap vermiyorlar sana çok sadıklar belli ki bir kadının kaçırılması umurlarında olmayacak kadar" o yürürken salona doğru koşarak önüne geçtim ve " Lütfen " diyip en duygusal bakışlarımı ona gösterdim bu bakışlarıma da tamam demezse çok büyük kavga çıkarmayı aklımdan geçiriyordum ki " Arka bahçede takıl içeri girme ben gelene kadar " dedi.

Basımla onayladım ve mutfakta hazırlamaya çalıştığım sandviçi tepsiye koydum yanına da bir bardak meyve suyu ayarladım. Ardından odama çıkıp Melih'in kısa şortlarından birini giydim. Hala kendi eşyalarım olmadığı için onun kıyafetleriyle geçiniyor ve onun kokusu üzerime siniyordu. O tarçın kokusu işte benimde tenimde kalıyor ve bazen onun yanında yatıyormuş gibi hissetmeme sebep oluyordu.

Tekrar aşağı inip mutfaktan tepsimi aldım ve arka bahçeye çıktım . Hemen bir koruma beni içeri sokmaya çalıştı fakat Melih'in izni var diye onu ikna etmekle uğraştım adam bana inanmayıp Melih'i aradı ve onayı aldıktan sonra önümden çekildi.
Bahçedeki salıncağa oturup sandviçimi yedim bir güzel. O sırada bir kapı zili sesi duydum ama içeri girmemi istemediği için içeri geçmedim. Hava o kadar güzeldi ki iki gündür düşlediğim havuz keyfini yapmak için üzerimdeki tişörtü sıyırdım tenimden altımda zaten Melih'in şortu vardı. Korumaların bir çoğu yüzünü yere eğmiş bazıları ise ben hariç her yere bakıyorlardı ama onlara hiç aldırış etmeden havuza atladım. O kadar iyi gelmişti ki soğuk su birden bedenimi sardığında hem üşümüş hemde güneşin verdiği sıcaklığı bedenimden almış ve rahatlatmıştı.
Aradan bir kaç saat geçmiş ara sıra havuza girip çıkmış çıkınca da güneşin altında kendimi rahatlatmıştım. En azından izin aldığım bu günde güneşten tamamen faydalanmalıydım. Kim bilir bir daha ne zaman bahçeye çıkartırdı o beni.
Güneşlenirken şezlonga uzanıp gözlerimi kapatmıştım birden yüzüme bir gölgelik gelince gözlerim açtım ve karşımda Melih'i beklemiyordum.
" Bu ne hal lan ben sana bahçeye çık dedim havuza mı gir dedim gerizekalı" diyerek bağırmaya başladı.
"Arkanızı dönün lan aptallar " diye korumalarına bağırdı birde.

" Çabuk eve geç üzerine düzgün bişeyler giy kırdırtma bana o bacaklarını" diye beni şezlongdan kaldırıp sürükleyerek yukarı odama çıkarttı.
" Ya ne bağırıyorsun kötü bişey mi yaptım sanki havuza girip serinledim güneşlendim ne var bunda"

" Bok var Kumsal bok var. O kadar adamın içinde nasıl girersin havuza üstünde sadece sütyenle kızım sen benim başıma iş mi çıkarmak istiyorsun. Senin yüzünden kaç adamımı daha öldüreyim he"

" Ben bişey yapmadım ya kaçmadım etmedim adamlarının da bir suçu yok ayrıca hiçbirisi bana bakmadı bile "

" Sana bakıp bakmadıklarını kontrol ettin yani sende." Diyerek odanın içinde deliye dönmüş gibi turluyor bir üzerime gelip geri dönüyordu.

" Bana bak kızım o tenini kimse görmeyecek." Dedi ve odamdan çıktı. Bende üstümdeki ıslan eşyaları değiştirdim tam tişört giyecekken içeri elinde bilgisayar ile daldı. Karşımda kamera görüntülerini açıp havuza girdiğim zamanları izleri adamları tek tek izliyordu ve ağzından sürekli küfür çıkıyordu.
" Bu gün senin yüzünden 3 kişi ölecek. Ayrıca havuza 2 saat içinde 7 kere girmişsin bu demek oluyor ki sana 7 günlük bir ceza vermem gerekecek."

" Ne diyorsun be sen benim yüzümden neden birisi ölsün. 2 saat havuza girdim diye birilerini öldüremez bana da ceza veremezsin."

" Öyle de bir öldürür öyle de bir ceza veririmki" diyerek kolumdan sürükleyip beni tekrar aşağıda bulunan deposuna getirdi. Adamlarını çağırdı karşımda üç tane adam dikildi. Melih silaha 3 kurşun yerleştirip benim elime silahı yerleştirdi. Bu adamları sen ökdüreceksin demek oluyordu.
" Melih bana bunu ikinci kez yaptıramazsın." Diyip silahı aşağıya indirdim. İndirdiğim elimi tutarak parmağımı tetiğe yerleştirdi. Arkamdan bana sarılarak tetikteki parmağımın üzerine parmağını koydu ve birden üç adama da ateş etti. Adamların kaçmaya şansları varken elleri ayakları başlı değilken öldürüleceklerini bildikleri halde kaçmamış ölümlerine razı gelmişlerdi. Bu derece sadık kimse olamazdı. Melih elimdeki silahı alıp tezgaha fırlattı.
" Gelelim senin 7 saatlik cezana" diyerek beni tekrar kolumdan sürükleyerek kendi odasına çıkarttı.
Ben adamları öldürttüğü için ona o kadar sinir ve kin doluydum ki bu duygularım bedenimden gözyaşı olarak dökülüyordu. Odaya girdiğimiz gibi kapıyı kilitledi ceketini ve kravatını çıkartıp kollarını sıyırdı. Hala ne yapacağını anlamamıştım. Bir yandan da 4 kişiyi öldürmüş olmamın üzüntüsü içinde ağlıyordum. Kolumdan çekeleyerek yatağın ucuna getirdi beni kendisi de tekli koltuğu yatağın önüne yaklaştırdı.
"Soyun!"

  

   

Loading...
0%