@semauman
|
Gözlerimi açtığımda saat 06.00 sularıydı.Çok güzel bir gün olmasını umarak yataktan kalktım.Yurdun pencerisine vuran güneş ışığı içeriyi ısıtmak içi yeterliydi.Üstümü değiştirdim, elimi yüzümü yıkayıp hafif bir makyaj yaptım.Yurt arkadaşım içeride yoktu.Anlaşamadığımız için bunu fırsat bilip kafamı dinlemek istedim.Telefondan gelen bildirim ile irkildim. 'Ne bildirimi kimin aklına geldim acaba kim yazar ki bana?' diye kendi kendime söylendim.Telefonu elime aldım bu mesaj takvim uygulamasından gelmişti. *Hatırlatma: Ziyaret günü* 'OLAMAZ! BUGÜN ARAMIZDAN BİRİ SAHİPLENECEKTİ.NASIL UNUTURUM YA!' Diye bağırdım ve hemen kapıya koştum ne de olsa vakit daha vardı.O da ne? Kapı açılmıyor. 'AÇIL LÜTFEN AÇIL!' Zorlamam rağmen kapı açılmıyordu.Bu oda arkadaşım Aylin'in işi olmalı.Çekmeceye yöneldim, yedek anahtar orada mı diye bakmak istedim. 'Kahretsin onu da almış.' Ümidi kesip yatağa geçtim.Telefonu elime aldım.Bir bildirim daha? Ve bu sefer takvim değildi. "Neden aşağıda değilsin?" Diye tanımadığım birinden bir mesaj. "Sen kimsin?" Diye konuşmayı sürdürdüm. "Kim olduğumu sorgulayacağına aşağı gelir misin? Birazdan gelecekler." "Gelebilseydim gelirdim." "O da ne demek şimdi?" "Üzerime kapıyı kilitlemişler." "Buna alışman lazım herkes kendi ekmeğinin peşinde.Şimdi bir personel gönderiyorum." "Teşekkürler, teşekkürler!" "Tamam." Konuşmayı kesti.İyi de bu kimdi böyle? Her kim ise kesinlikle kendini belli ederdi.Bu nedenle personelin gelmesini bekledim. 3 dakika geçti kapı açıldı.Karşımda Ahmet Abi duruyordu.Buranın en sıcak kanlı çalışanıdır.Her zaman iyiliğimizi ister ve hepimize değer verir. "Ah be kızım.Ne işin var burada,kim yaptı sana bunu?" "Hiç sorma abicim ama şuan aşağı inmem gerekiyor.Merak etme sonra her şeyi en ince detayına kadar anlatacağım." "İyi madem in sen kızım." Koşarak aşağı indim.Herkes orada toplanmıştı.Gözüm Aylin'i aradı, beni görünce çok şaşırmıştı.Her ne kadar bana belli etmemeye çalışsada mimikleri buna engel oluyordu.Herkes gibi bende kalabalığa karıştım.Tam o sırada kapıdan içeriye siyah takım elbise giyen çok yakışıklı ve karizmatik bir adam ile siyah uzun bir elbise giyen dik duruşlu çok güzel ve bakımlı bir kadın kol kola girdi.Sadece yürüyüşlerinden bile varlıklı oldukları anlaşılıyordu.Umarım seçtikleri kişi ben olurum diye geçirdim içimden.Sonra bu kadar güzel kız arasında 1.65 boyunda esmer bir kızı neden seçsinler diye düşündüm.İçim ne kadar birbirini yese de dik durdum ve özgüvenimi kaybetmedim.Müdüremiz hemen ellerini sıkarak "Hoşgeldiniz Baran Bey, Hoşgeldiniz Berfin Hanım..." Baran ve Berfin demek çok iyi duruyorlardı.Aralarında ki uyum mükemmeldi.Kadın garip bir şekilde müdürümüze selam vermeden herkesin karşısına geçti.Tek tek herkesi süzdü ve yavaş adımlarla bana yaklaşmaya başladı.Kadın her yaklaştığında heyecandan titreyen vücudumun titremesi artıyordu.Tam dibimde durdu eğilerek kulağıma; "Seni istiyorum." Dedi Seni istiyorum da ne demekti? Manavdan elma mı seçiyordu bu kadın?! Sonra eşine döndü: "Hayatım bu kız benim gençlik yıllarımda ki halime çok benziyor. Sence de öyle değil mi?" Adam baştan aşağı beni süzdükten sonra tebessüm etti. "Aynen öyle sevgili karıcığım." Kadın yurt evinin müdüresine yönelerek; "Bu çocuğu sahiplenmek istiyoruz." Müdüre hepimize yönelerek: "Odalarınıza dağılabilirsiniz.Kumsal, gerekli işlemler yapıldıktan sonra sana haber vereceğim.Yarın yeni evinde yeni ailen ile olursun." Yapmacık bir tebessüm ettim.Yeni ev ve yeni aile.Aile ne demek ki acaba? Odama çıktım.Aylin çoktan odaya gelmiş oturuyordu. "SEN NASIL ÜZERİME KAPIYI KİLİTLERSİN?!" Diye sinirle bağırdım. "Kim yardım etti sana? Aptalın tekisin sen! Seni kim sever ki? KİM DÜŞÜNÜR SENİ? NEFRET EDİYORUM SENDEN!" Diye karşılık verdi. "Benden nefret ettiğini biliyordum.Ama sence de bu kadarı fazla değil mi?" Neden nefret ediyordu, neden sevmiyordu? Bilmiyorum. Ama evet bu çok normaldi.Burada kimse kimseyi çekemez. "BENİM OLAN HER ŞEYİ ALDIN KUMSAL UMARIM ASLA MUTLU OLAMAZSIN!" Bir süre göz teması kurmaya çalıştım.Ama yok gözlerini kaçırdı. "Ben sana ait olan neyi aldım? Benim kimim kimsem yok zaten." Cevap vermedi.Ona yaklaşınca ağladığını fark ettim. "Aylin, iyi misin?" Diye sordum.Uzaklaştı benden.Gözleri dolmuştu birden koşarak kendini banyoya kilitledi.Ağlama sesini de duyabiliyordum ama engel olamıyordum.Ağlamasının nedeni ben iken nasıl durdulabilirdim ki onu? Banyodan uzaklaştım.Aylin'i kendi haline bıraktım çünkü ağlamasının nedeni benmişim gibi görünsede ben değildim bana karşı olan hırsı ve kiniydi.Hiçbir insan sadece hırsı ve kiniyle bir yere varamaz. Telefonumu elime aldım yatağa oturdum.Az önce mesaj gele numaraya bu sefer ben yazdım. "Her şey için teşekkür ederim." Sanki yazmamı bekliyormuş gibi saniyesinde cevap verdi ve konuşmaya devam ettik. "Adına sevindim Kumsal.Umarım gittiğin yerde mutlu olabilirsin." "Sen kimsin? Hem neden bu kadar iyiliğimi istiyorsun?" "Her insan birbirinin iyiliğini ister.Öyle değil mi?" "Evet öyle lakin bu yurt evi için aynı şeyi söyleyemem.Bilirsin herkes herkesi tanır ama kimse kimseyi sevmez." "Öyle mi,tanıyor musun beni Kumsal?" "Kim olduğuna dair hiçbir fikrim yok." "İyi hoşçakal Kumsal." "Nereye?" "Konuşursak kimliğim ortaya çıkar ve bende bunu istemem:)" "Anladım,hoşçakal isimsiz..."
|
0% |