
Deniz'in anlatımıyla
Kumsal gideceğini söylemişti değil mi?
Lütfen rüya olsun. Hem de Fransa'ya kilometrelerce uzağa nasıl gider? ya hayır hayır o annesini ve babasını burda bırakmaz bırakamaz, cenazelerinde hıçkıra hıçkıra hıçkıra "annemin üstüne toprak atmayın anne" diyen kızın şimdi sırf ev sahipleri evden çıkarıyor diye gitmeleri çok saçma zaten kumsal tam olarak toparlayamadı kardeşi Mine'ye karşı güçlü durmaya çalışıyor ve ben bunu anlayabiliyordum.
Şimdi ben sevdiğim kadının öylece gitmesine izin mi vericektim? Hayır vermiyecektim gerekirse onlara ev tutarım veya Yiğit'le yaşarlar ama benden bunu beklemesinler sesizce oturup sevdiğim kızın gitmesine izin vermemi istemesinler. Çünkü hiçbir Deniz'in kumsalsız olduğu görünmüş mü hayır.
İrem ve Elif'in bu haberi almalarıyla ağlamaları beni bizi çok etkilemişti çünkü onlar 10 yıllık dostu. Şimdi uzak mesafe arkadaşlığı yapamazdılar dayanamazdı onlar. Ne ben ne Yiğit ne de Berk kumsal'ın gitmesine izin veremezdik. Plan basitti. Hava limanında açılcaktım. Yaklaşık 5 dakika sonra yiğit gelicek ve beni alıp diğerlerini almaya gitcektik. Ben Deniz Öztürk sevdiğim kadının gitmesine izin vermeyeceğim
Dışarıdan gelen korna sesi ile Yiğit'in geldiğini anladım. Telefonumu alıp evden ayrıldım. Tahmin ettiğim gibi Yiğit sigarasını yakmış beni bekliyordu. Hemen ön kapıya yöneldim ve açıp oturdum "Kral hoşgeldin ne diyeceğini düşündün mü?" evet düşünmüştüm ben sevdiğim herkesi kaybetmiştim. Babam tarafından ihanete uğrayıp, annem tarafından küçük bir bebekken terk edilip, amcalarımın beni istememiş olmasıyla, hepsi benim için ölmüştü şimdi ise 5 kişi benim ailem ve onlardan en değer verdiğim kişinin gitmesine engel olacağım.
********
Hava limanına gelmiştik önünde bir çete gibi Kumsal'ı ve Mine'yi bekliyorduk, kızlar üzgün erkekler belli etmese de üzgündü benim de onlardan aşığı bir yanım yoktu açıkcası. Hava limanının önünde taksi durunca hepimiz o taksiye ümitle baktık bütün geçen taksilere böyle bakmıştık çünkü onları kaçırmak istemiyordum istemiyorduk, beklediğimiz kişiler çıkmıştı taksiden kumsal taksiciye parasını veririken Mine'nin yüzünde bir gülümseme oluşmuştu, kumsal da parayı verip kapıyı kapatıp Mine'nin elindeki valizi almıştı bizi hala görememişti.
Bizi gördüğünde hemen yanına gittim mine de bizimkilerin yanına gitmişti
"Gitme kumsal nolur"
"G-gitmek zorundayım Deniz"
" Yapma Kumsal kendine bunu yapma, bütün sevdiklerim uzakta sende gitme"
"Ben senin neyin oluyorum ki Deniz bırak gideyim ailem gitti benim"
"Her denizin bir kumsalı oluyor kumsal benim kumsalım olur musun? "
*************
Kumsalın Anlatımıyla
Deniz bana açılmış mıydı?? Bu neydi böyle
"Olurum Deniz olurum" Deniz bu cevaba karşılık beni kucağına alıp döndürdü ve bizimkilerden ooooo sesleri yükseldikçe güldük fakat "Ooo kutlama mı var?" Kaya abinin sesi miydi o babamın azılı düşmanı olan Kaya Abi?? "Kumsalcım beni gördüğüne mutlu olmadın mı çok ayıp ama ben size bir hediye getirdim" belinden silahını çıkarınca Deniz önüme geçti ama silahı Mine'ye doğru uzattı "Merhaba küçük hanım ben Kaya ablan beni tanır ama sana dokunmayacağım zaten aileni kaybettiniz" bu sefer silahı bana doğru uzattı "evet kumsal adamımın arabasına binmemişsin hayırdır" hemen cevap verdim "Kaya abi lütfen git birimize zarar verme lütfen" dedim zar zor ama o an silah sesi patladı ve Deniz'in kucağına düşmem ile
"Ablaaaa! "
"Kumsaal!"
"Kanka!"
Diye bağıran Arkadaşlarımın seslerini ayırt edemiyorum ama
"Yiğit nolur ambulansı ara Yiğit Kumsal için nolur ailemden sonra onuda kaybedemem Yiğit nolur" Deniz yalvarmış mıydı? Karnımda hissettiğim sancı daha da şiddetlendi, benim en azından Mine için yaşamam gerekiyordu.
"Aşkım iyileşeceksin lütfen dayan" diyen Deniz'in sesini duydum en sonda Mine'nin "Ablaaaaa annem ile babamdan sonra sende beni bırakma nolur!" diye bağırıyordu ve Berk'in onu tutması beni tek güvendiğim kollardan almaları ve sedyeye yatmam bundan sonrası yoktu
1.5 Yıl Sonra
Sanki uzun bir süredir uyuyormuşum gibi ya öyleyse?
Konuşulanları duyabiliyodum artık net bir şekilde " Hasta bugün uyanır gibi uyanması lazım yoksa artık burda tutamayız" diyen doktora ben ne zamandır uyuyorum demek istedim ama diyemedim.
Gözlerimi yavaş yavaş açtığım da hastane de olduğumu anlayabildim. Ama konuşamadım Mine'nin nerede olduğunu sormak istedim. "Kumsalcım uzun bir süre sonra günaydın" diyen doktora gülümsemeye çalıştım. "Bekleyenlerine güzel haberi verin içeriye bir kişi alalım ondan sonra servise çıkaralım" yanındaki kıza birşeyler daha mırıldanırken gözden kayboldular.
Yaklaşık bir saat sonra odaya Mine girince onu o halde görmek ve onun beni o halde görmesiyle ağlamaya başladık kollarımı ona doğru açınca hemen geldi sarıldı öptü "Beni bırakıp gittin diye çok korktum abla" diyen titrek sesi beni çok etkiledi. "Gitmem ablam ben gitmem seni asla tek başına bırakamam" dedim, saçlarını öptüm okşadım daha sıkı sarıldım.
Mine'nin çıkış saati gelince çıktı son bir kez daha öptüm ve "bundan sonra hep senin yanındayım tamam mu ablam" dedim sadece gülümsedi ve ortalıktan kayboldu. Görevliler gelip beni aldılar ve götürmeye başladılar.
***********
Odaya geldiğimde arkadaşlarımın yanıma geleceğinden haberim olmuştu. En son hatırladığım şey göğsümde bir sızı hissetmiştim ondan sonrası yoktu. Annemle babamla konuşmuştum o rüyadan hiç uyanmak istememiştim ama Mine için uyandım.
Kapı açılma sesi duyduğumda odaya Mine, Elif, İrem, Berk, Yiğit ve Deniz girdiğinde ilk olarak Deniz'le bakıştık, yaklaşık on dakika. Ve kimseden ses çıkmamıştı çünkü biz 1.5 yılın özlemini gidermeye çalışıyorduk.
"Kumsal iyisin değil mi?" buna benzer bir sürü şeyler demişlerdi. Ama benim ilk işim Deniz'i incelemek olmuştu. O kumral saçları dağılmış, yüzü ağlamaktan şişmiş gözleri, kirli eşofmanı ve kanlı beyaz gömleği...
********
Taburcu olacağım gün gelmişti. Yiğitgile gidiyorduk, Deniz ile Yiğit çılış işlemlerini hallediyorlardı. Kızlar beni hazırlıyordu, Berk tuvalete gitmişti o gelince zaten hazırdım. Aradan 1 saat geçince Deniz ve Yiğit gelmişti. Deniz koluma girdi. Yiğit kapıyı açtı ve odadan çıkışımızı yapmıştık. "bu koridorları özleyeceğim abi sonuçta 1.5 yıl burda geçti." diyen berk'e sadece gülümsedim. On beş dakika sonra hastane kapısına geldik. Yiğit'in arabası kapının önündeydi. Deniz beni dikkatlice ön koltuğa oturmuştu. Yiğit şoför koltuğuna geçince ve diğerleride binince yola çıktık.
**************
Eve geldiğimizde yine Deniz koluma girmişti fakat farklı olan tek şey gözlerim bağlıydı nie bağlıydı?? Anahtar sesi duydum. Ece girdiğimiz de Deniz yavaş yavaş gözlerimi açtı ve karşımda yavru bir kedi ve bir kutu gördüm kediyi es geçip kutuya baktığımda annem ile babamın fotoğrafları vardı. Deniz'in eski evden getirdiğine emindim. "kumsal bu şey senin için" Deniz'in uzattığı minik kutuyu alıp açrım ve şok oldum
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |