Yeni Üyelik
1.
Bölüm

KÖR GÖLGELER-1

@senaninborasi

İlk bölüm,ilk sayfa ve ilk satırlar..

Keyifli okumalar güzel insan! :)

“Hayat,kaybettiklerimizi ararken bulduklarımızdır.”

 

Tarih:02/09/2026

 

“KAÇACAK YER YOK ZEMHERİ! ŞAHİNLER DÜŞTÜ,KULE YIKILDI,BAŞARISIZ OLDUNUZ!” Diye bağırdı boktan sesiyle gölge denen herif.

 

”Evet gölgeciğim maalesef senin kadar çirkin olma konusunda her daim başarısız oluyorum,naparsın bu da benim lanetim.”dedim

 

“Ahahahahahaha küstah bir veletten ötesi değilsin Zemheri..Liderlik,Zeka,Cesaret ve diğerleri.. hiçbiri sende bulunmayan şeyler,seni gözümde fazla büyütmüşüm.”

 

Yaralıydım ve kanamam vardı başım dönüyordu fakat ben son kaleydim.Düşemez,yıkılamazdım.Bir söz verdim ve onu tutacağım,ne pahasına olursa olsun.Silahımın mermisi bitmişti,sper aldığım moloz yığını hariç etrafta pek bir şey kalmamış ortalık cehhenem gibiydi.Kulenin kalanı tamamen yıkılmıştı bunlarda temel katlar olduğundan ayaktaydı sanırsam.

 

“Uzatma artık evlat,oyun bitti ve kaybettin,kabullen bunu Zemheri.”kalın bir sesi vardı fakat çoğu zaman ağzını yaya konusuyordu,bu adam tamamen tiksindiriyordu beni,her bir hücreme kadar hemde..

 

“Uzattığım birşey yok gölge.Beni mi

istiyorsun?Gel ve al alabiliyorsan.”

 

“Sana haddini bilmen için birçok güzel sebep vereceğim Zemheri..”

 

Elinde pompalı tüfeği ile bulunduğum sipere doğru geliyordu,hadiii,hadi Zemheri düşün bir şeyler oğlum hadi be..heh bu olur işte,yanımda gördüğüm sağlam cam şişeyi aldım hemen,bir alkol şişesiydi içinde de biraz vardı.

 

Çabuk bir şekilde üstümdeki siyah gömleğin kol kısmından bir parçayı ağzımla yırttım ve şişenin içine kattım,saatimin çakmak özelliğini açtım ve gömlek parçaşını tutuşturdum hızlıca.Gölge bana doğru gelirken şişeyi ayağının yanındaki taşa doğru attım hızlıca ve hemen sipere döndüm.

 

Şişe kırıldı ve gölgenin altında ufak çaplı bir yangın çıktı,bacakları ve ayakları tutuşmaya başladı panikle sendeledi.Sonunda istediğim fırsatı yakaladım,siperden ayrılıp ona doğru koştum hızlıca,ateşlerin üstünden atlayıp gölgeye bir omuz attım ve yere kapaklandı.Çabucak yere düşen pompalısını aldım ve ona doğrulttum.Ayaklarını,bacaklarını söndürmeye çalışıyordu.

 

“İşim henüz bitmemiş anlaşılan ha Gölge,bu saçmalığa bir son verme zamanı geldi.”

 

“SÖNDÜR ŞU SİKTİĞİMİN ATEŞİNİ,İNDİR SİLAHINI!”Dedi acı içinde kıvranarak.

 

“Pek sanmıyorum Gölge,yaptıklarının bedelini ödeme vakti geldi artık.”

 

Silahı kafasına doğrtulttum ve tetiğe basıyordum ki yıkıntıların arasından bir suret Gölgenin üzerine ve yüzüme toprak fırlattı ve ateşi söndürdü,ardından Gölgenin önüne geçip bana silah doğrulttu. Hızlıca gözümü silip silahı doğrulttum ve gördüm..Bu oydu,

1 numaralı KÖR GÖLGE..

 

“Koskaca 2 yıl sonra sonunda..Kulenin lideri tam karşımda,düşündüğümden yakışıklıymışsın Zemheri.”Dedi alaycı bir tavırla.

 

1.75 boylarında siyah saçlı,beyaz tenli biriydi.Yüzünde bir yarısı siyah diğer yarısı beyaz bir maske taşıyordu ve sanırsam maske sesini değiştiriyordu.Siyah bir pantolon beyaz bir gömlek giyiyordu,ellerine de yarım eldiven.Altında da boğazlı bir askeri bot.Boynunun sol tarafında 1 rakamı vardı,tıpkı diğer KÖR GÖLGELER gibi.

 

“Maskeni çıkarda biraz senin güzelliğini tartışalım ha ne dersin?”

 

“Üzgünüm tatlım fakat kimlik önemli bir unsur,seninde bileceğin üzere özel emirlerim var.”Dedi,beni gerçekten sinir ediyordu.

 

Timimden kimseden haber alamıyordum..Kulenin enkazları altında karşımda 2 rakibim bir başıma kalmıştım.Yanlışım yoksa kulenin 5. Katında falan olmalıydık gerisi tamamen yıkılmıştı,ortalık cehennem gibiydi aşağısı tamamen moloz yığını doluydu ve burada nefes almak giderek güçleşiyordu oluşan dumanlar ve etraftaki yangın yüzünden.

 

“Yolun sonundayız artık 1,kimliğin çokta bir önemi kaldığını sanmıyorum,çıkar bence. Belki canını bağışlarım.”

 

“Ahahahhahaha baya komik bir çocuksun değil mi? Yaşadığın onca travmaya rağmen..”

 

“Bir kaç esprim var diyelim minik katil,eee konuşacak mıyız yoksa savaşacak mıyız?”

 

“Aslında bir noktada haklısın.Artık kimliklerin bir önemi yok Zemheri,maskemi çıkaracağım,nasılsa tek sen kaldın.”

 

Silahını beline koydu ve elini ensesine doğru götürdü yavaşça,bir düğmeye bastı ve maske açılmaya başladı,ortadan ikiye ayrılarak iki parça katlanarak ensesine doğru gitmeye başladı ve yüzü tamamen açıldı.

 

Pompalı ellerimden kaydı ve yere düştü karşımda duran bu yüz cehennemin tablosuydu âdeta.Kalbim,beynim,ciğerlerim ve tüm organlarım hatta hücrelerim bile şaşıp kalmıştı..Dizlerimin üzerine düştüm,tüm bu acıya ve baş dönmesine karşı koyamadım artık.Çok acı çektim,çok şeyi kaybettim,çoğu kişiyi..Fakat bu,bu tarifsiz bir şeydi.Artık dayanamıyordum..dayanamıyordum.

 

2 YIL ÖNCESİ:

 

Tarih:24/04/2024

 

Saat:13.01

 

“Yoğun bir çalışma yoğun bir hayat demek. Bunu biliyorum fakat tüm bu emeklerimin ve harcadığım bu zamanın çoğunlukla insanlara fayda sağlamasını isterdim. Zamanımın çoğunu kulede geçiriyorum ve her ne kadar geniş ve büyük olsada sıkılabiliyor insan, uzun ve emek isteyen bir serüven sonrası sonunda yönetici oldum fakat bir şeyler ters gibi, bir şeyler eskiden olduğu gibi işlemiyor burada.Eskiden burası bir hayat bahçesiydi insanlara yardım eder,sorunlarını çözer, onlara yeni bir başlangıç sağlardık ve açıkçası buna bayılırdım.”

 

“Fakat şimdilerde bu durum böyle değil timlerimiz operasyonlara eski önemi bile vermiyor.Ticaret odası çoğunlukla parayı kendisi için kazanıyor bağış yapmak tarihe karışmak üzere, bu ve daha bunun gibi bir çok şey liyakatsiz şekilde sürdürülüyor. Bunda daha ne kadar katlanabilirim hiç bilmiyorum açıkçası bu kalbimi çok kırıyor.”

 

Notlar kısmından çıktım daha fazla yazamadım anlatacak pek kimsem yoktu bunları bende bu şekilde kusuyordum işte içimdekileri.Sonuçta ben buraya insanlara yardım etmek için katıldım tıpkı buranın kuruluş amacı gibi ama hayat işte..

Masamdayken gözüm bir fotoğrafa takıldı bu bana,aitti bana ve eşime.O zamanlar 20 yaşlardaydık geçen ay 35 oldum,hayat ne çabuk geçiyor böyle..

 

Ben fotoğrafa dalmışken bir anda şiddetle kapım açıldı.Reflekse bilgisayarı kapadım, gelen Zehraydı,asistanım.

 

“Beyzaaa..Beyzaa..yandık yandık, bittik bizz”

 

“Noldu sorun ne”

 

“Beyzaa seni çağırıyorlar üst kurul,üst kurul seni çağırıyor.Sunduğun şu son proje tasarısı pek hoşlarına gitmemiş anlaşılan ve bazı şeyleri öğrenmiş gibiler.”

 

“Gitse şaşardım zaten,zehra burada bir şeyler dönüyor hemde pis şeyler.Bunları bildiğimi öğrenmişler anlaşılan”

 

“Bir şeyler değişti farkındayım fakat ne demek istiyorsun ne gibi pis şeyler bu kurumun kuruluş amacı yardım değil mi zaten.”

 

“Zehra şuan bunları açıklayacak vaktim yok zaten,senden bir şey rica edeceğim sevgili dostum.”

 

“Beyza ne olursa istiyebilirsin benden seve seve yaparım canım fakat lütfen aydınlat beni bu projeye neden karşı çıkıyorlar, araştırma fonları neden kesildi, kule neden değişiyor bu denlice?”

 

“Zehram dediğim gibi yeterli zamanım yok fakat şuna inanıyorumki buranın amacı artık ne insanlar ne de yardım. Eğer öyle olsaydı bu projeye karşı çıkılmazdı amaçları bu değil ve başıma bir şey gelicek hissediyorum bundan dolayı çağırıyorlar.”

 

“Ne,ne demeye getiriyorsun?”

 

“Beni sağ bırakmayacaklar Zehra çok şey biliyorum ve bildiğim tüm bu şeyler benimle beraber yok olmamalı o yüzden lütfen bu flash diski ve çantalarımı al, belirlediğim adrese git kaç buradan.”

 

“Beyza ben.. ben bunu yapamam seni öylece bırakamam yapma bunu bu çok ani bir karar.”

Zehrayı sarstım sertçe,sendeledi gözleri doldu fakat benim gözlerim çoktan dolmuştu..

 

“Zehra yalvarıyorum sana kendine gel ve dediklerimi can kulağı ile dinle bak sevgili dostum,eğer burada kalırsan hem ikimizde ölürüz hem de bu önemli dosyaları da evrakları da kaybederiz. O yüzden lütfen al bunları ve git bu tek umudumuz. Çocukluk arkadaşın olarak senden ilk ve son isteğim bu Zehra.”

Ağlamaya başladı yaşlar aktı gözlerinden,sıkıca sarıldım ona hızlıca ağlaya ağlaya..

 

“Teşekkür ederim beyza.. her şey için.. elveda güzel kızım..”

 

Zar zor konuşuyordu ki bende öyleydim kendimi zor topladım

 

“Bende zehram.. bende.. şimdi lütfen al bunları ve git.”

 

Zehra hızlıca dediğim şeyleri aldı ve siyah bir poşete koyarak çıktı odamdan.Kendimi toplayıp çıktım dışarı,asansöre bindim ve o an birden yüzümde bir gülümseme belirdi nedenini bilmiyorum sonucunu hiç bilmiyorum ama iyi hissettirdi bu,bende kalmasına izin verdim yüzümde.

 

Asansör en yukarıya çıkarken yaşadığım ve yaşattığım her şey geldi gözlerimin önüne defalarca daldım defalarca ayıldım.Bunlar kısa bir süre içerisinde oldu belki de ama bana yaşadığım 35 yılı tekrar yaşamışım gibi hissettirdi.

 

Kafamda o söz yankılandı birden “Hayat, kaybettiklerimizi ararken bulduklarımızdır.” Çok farklı baktım bu söze hep hatta ilk duyduğumda pek anlamadım ama yaşım geçtikçe ve üstüne düşündükçe mantıklı geliyor.Bana bazı şeyleri çoğu zaman hayatın kendisini sorgulatıyor.

Babamı kaybettiğimde 19 yaşındaydım ve elimden hiçbir şey gelmedi o gün.Onunla beraber parkta otururken bir anda beni arkasına aldı ve silahına davrandı,emekli askerdi kendisi gözümün önünde vurdular babamı.. 3 kurşun,yıkılmaz,yenilmez sandığım babamı yere yıktı fakat o lanet gün sadece babam değil, benim bütün dünyam yıkıldı.Ambulansı aradım ama 15 dakika 30 dakika 45 dakika 1 saat.. ve ambulans hâlâ yoktu.

Babam son kez bir şeyler fısıldadı bana yaklaşıp..ömrüm boyunca unutmadım hiçbir hecesini:

 

“Kızım.. insanlara yardım et.. insan oldukları için değil.. insan olduğun için..”

 

O sözler bügün bile hâlâ çıkmadı aklımdan ve çıkacağını zannetmiyorum,babam ihmalden dolayı öldü,yıllar boyunca aradığım pislikler yüzünden öldü.Babamı kaybettim fakat çok değerli bir şey kazandım.Babamın sevgisini ararken,kendi

yaşadıklarım doğrultusunda diğerleri aynısını yaşamasın istedim.İnsanlara yardım etmek istedim,babam gibi bir yüreğe sahip oldum,sonuç ise buradayım.

 

Tüm bu düşüncelerden asansörün kat sesi ile sıyrıldım ve çıkıp hızla toplandı odasına ilerledim,artık korkacağım pekte bir şey yoktu.Belki eşim bensiz kalacaktı ama en azından yaşayacaktı ve diğerleri o dosyalar sayesinde belki de bu saçmalığı

bitirebilecekti..

 

Kapıyı açıp odaya girdim.

Karanlık,bir o kadar güzel dizayn edilmş bir odaydı burası.Lüks eşyalar,lüks mobilyalar,lüks tablolar.. Her şey lükstü,siyah ile kırmızı adeta dans ediyordu,kan kırmızısı ile mat siyah.. Fakat burası eskiden beyaz ve altın sarısı idi. Kör denen bu adam yeni lider olmasına rağmen çok şeyi değiştirdi,evet içerisi pek çok lüks eşya ve iyi giyimli insan müşvetteleri ile doluydu.Fakat içeride insan yoktu,merhamet yoktu,insaf yoktu..

Bu oda midemi..midemi bulandırdı resmen,içeride bütün üst kurul hazır bir şekilde beni bekliyordu.9 kişi ve bir başıma ben.

 

“Beyza..Beyza Ekin.Güzel bir ismin var Beyza,güzel ve sade.Bana kızımı andırıyor,otur lütfen ayakta kalma sevgili kızım.”

 

Dedi tok ve cüretkâr bir sesle KÖR denen lider bozuntusu.

Karşılarında olan tek beyaz sandalyeyi çektim ve oturdum hepsinin karşısına.Kalbim yerinden çıkacak gibiydi âdeta,lâkin yapamazdım tek bir duygu belirtisi bile veremezdim,dik durmalıydım,yıkılmamalıydım.. Hayatım boyunca zayıftım fakat işler değişti.Artık yılmayacağım, pes etmeyeceğim, ben.. Ben bir şeyleri değiştireceğim.

 

“Proje tasarını okudum “AK ŞAHİNLER” projesi demek.. Hmm.. Peki Beyza, neden böyle bir tim kurmak istiyorsun? Amacın nedir sevgili kızım?” Dedi KÖR.

 

“Öncelikle sayın Kör ben kızınız değilim,kızı olduğum tek adam bu dünyadan göçeli çok oluyor.” Gülen yüzü ekşidi birden,bakışlarından içindeki öfkeyi görebiliyordum.

 

“Sorunuza gelirsem eğer,ben kuleye ve tüm bunlara insanlara yardım etmek,onlara bir hayat vermek,bir kurtarıcı olmak için katıldım.Fakat korkarım bir süredir işler böyle yürümemekte,bu kule artık buna hizmet etmiyor.Bende AK ŞAHİNLER projesini gerçekleştirmek istedim.” Dedim.

 

“Anlıyorum..Peki bununla neyi amaçlıyorsun?”

 

“Kuleyi yeniden hizaya sokmayı,amacına yöneltmeyi planlıyorum.İnsanları kurtarmayı.”

 

“Sevgili Beyza,düşüncelerin ve planların güzel bu projenin amacı da bir hâyli güzel ama bize ve yönetime güvenmiyor musun?”

 

“Güvenseydim bu projeyi sizlere sunmazdım sevgili KÖR.”

 

Daha da öfkelenmeye başladılar, KÖR eline bir kalem aldı ve oynamaya başladı.Ardından sohbete lider yardımcısı Demir Kubat katıldı.

 

“Beyza Ekin,bir kaç ay önce genel müdür oldunuz ve uzun zamandır burada insanlara hizmet veriyorsunuz ki bu takdire şâyan bir davranış,bunun için sizi tebrik etmekteyim.Fakat her kurum ve kuruluşun zor dönemleri olmuştur.Bana kalırsa fevri davranmaktasınız."

Dedi tok bir sesle kelimeleri tane tane üstüne basa basa söyledi kesin ve netti.

 

“Evet Demir Bey her kurum ve kuruluşun zor zamanşarı olur fakat amacı hizmet olan hiç bir kuruluş insanları ölüme terk etmez..”

 

“Tam olarak neyden bahsediyoruz Beyza Hanım?”

Dedi,gözlerinden alev püskürüyordu resmen.

 

Kendimi berbat hissediyordum..Araya KÖR denen adam girdi bir anda Demir Beyi omzundan tutarak.

 

“Sevgili Beyza sanıyorumki bir yanlış anlaşılma mevcut lâkin sorun değil,dinlenmeye ihtiyacınız var gibi görünmekte ahahaha hepimizin böyle dönemleri olmuştur.Bundan dolayı lüften bir tatil ayarlayalım size,maaşınıza zam yeni bir araba, yeni bir ev.Bunlar size iyi gelecektiri böylece tüm bunları unutabiliriz değil mi?”

Dedi,bana resmen rüşvet teklif ediyordu stres ve sinirden elim ayağım titriyordu.

 

“Ev,tatil,para,araba.. Hiç birini istemiyorum hepsi hatta daha iyileri sizlerin olsun.Ben insaniar ölmesin istiyorum,acı çekmesin istiyorum,kimse sevdiğini kaybetmesin istiyorum.BEN İNSANLIK İSTİYORUM,ADALET İSTİYORUM,VİCDAN VE MERHAMET İSTİYORUM VE BUNU SİZLERDEN DİLENECEK DEĞİLİM.NE RÜŞVET,NE EMİR BANA SÖKMEZ. YA BU KULEYİ ESKİ HâLİNE GETİRİN YA DA DEFOLUN GİDİN.VEYA BEN GİDEYİM,SİZİN GİBİLERLE AYNI ORTAMDA BİLE BULUNMAM BEN!”

 

Masaya elimi vurup ayağa kalktım bağıra bağıra yüzlerine karşı konuştum.Öfkeden deliye dönmüş gibilerdi.KÖR elinde tuttuğu kalemi kırdı ve arkasına fırlattı,kalem arkasında bulunan süs havuzuna düştü.

 

“Anlıyorum..anlıyorum Beyza Hanım,bu konu ile en yakın zamanda ilgileneceğim.Çıkabilirsiniz.”Dedi öfkeli bir ses tonuyla.

 

“Bende ilgileniyor olacağım,iyi günler.”

 

Odadan çıktım ve hızla asansöre bindim,ne olacağını biliyordum fakat nasıl olacağını bilmiyordum.Asansörden hızlıca çıktım ve odama yöneldim,kapıyı açıp girdiğimde şaşkınlığımı gizliyemedim.Zehra dediğim şeyleri almıştı evet ama oda ben çıkarken bu şekilde değildi.Bir çok eşyanın yeri değişmişti,masamda 3 tane siyah gül vardı,daha da garip olan penceremde Körün kırdığı kalem vardı ve yanında ölmüş bir kuş.

 

Eşyalarımı alıp hızlıca dışarı çıktım,gülleri muhtemelen eşim Serdar göndermiştir diye düşünüp onu aradım aracıma binerken.Fakat telefonu çalmadı bile direkt kapandı,mesaj attım hemen ama orası da aynıydı,tek tik kaldı mesajım.Hızlıca aracın kontağını açıp eve doğru yol aldım.Ne kadar zamanım vardı bilmiyorum,ayrıca bana ne yapacaklarını da bilmiyorum,hızlı olmalıyım.

 

Yaklaşık 15 dakika sonra eve vardım ama Serdar evde yoktu ve hâlâ ulaşamıyordum ona,bu gerçekten canımı sıkmıştı işte..bu işte bi bit yeniği vardı.

 

Eşyalarımı yerlerine katıp Serdarı beklemeye koyuldum,elektrikler gidip geliyordu sürekli,hava kapalı ve rüzgarlıydı.Mersine göre hemen hemen klasik bir havaydı.Kahve koydum beklerken,bir kaç habere göz attım sonra kahvemi alıp içtim.Eşyalarımızı topladım,gerekli belgeleri falan aldım çoğunlukla her şey hazırdı.

 

Saat 17.30 olmuştu fakat Serdardan haber alamıyordum,tanıdığı ve tanıdığım herkesi aradım ama nâfile.Kimse görmemiş,kimse duymamış,kimsenin haberi olmamış ki garip olan da buydu Serdar asla böyle birisi değildi.Her zaman haber ederdi,kafamı toplayıp ayağa kalktım,evi garip bi koku sarmıştı ve bu midemi bulandırmaya yetecek bir kokuydu.Bir kaç şeyi kontrol ettikten sonra kokuya sebep olabilecek bir şey bulamadım.

 

Bende tavan arasını kontrol edeyim dedim,merdiveni indirmek için uzandım ve indirdim..indirmez olaydım.Ruhum bedenimi terk etmişti resmen,keşke tamamen terk etseydi..etseydi de bu manzaraya tanık olmasaydım.Merdiveni indirdiğim an gördüğüm görüntü ile yere kapaklandım,Kafa..insan kafası..Serdarımın kafası..tam önüme düştü.Gördüğüm an kusmaya başladım,ne mideme ne bedenime hâkim olabiliyordum.Bir yandan kusuyor bir yandan ağlıyordum..bir süre sonra kendime geldim,en azından ben öyle adlandırıyordum.

 

Oradan uzaklaşıp salona geçtim telefonumu alıp polisi aramak için fakat karşılaştığım manzara daha kötüydü.

 

Salonun karşı camının dışında,bahçede Serdarın bedeni ikiye bölünmüş bir şekilde duruyordu.Aklımı kaçırmak üzereydim resmen,tüm bunlar saçmalık ve gerçek olamaz.Bu bir rüya ve birazdan uyanacağım..uyanmak için kendime tokatlar atmaya başladım,hatta kafamı dolaplara vurdum ama değildi işte..bu bir rüya değildi.Tüm bu bok çukuru maalesef rüya değildi.Arkamdan gelen bir sesle irkildim ve oraya döndüm refleks olarak.

 

Ardından onu gördüm..Zarif,ince,1.75 boylarında,siyah gömlek,siyah pantolon,ellerine de eldiven geçirmiş bir kız vardı karşımda.Yüzünde simsiyah bir maske vardı,maskesi tamamen dümdüzdü,hiçbir şekli veya benzerliği yoktu,tamamen dümdüz, simsiyah bir maskeydi yüzündeki,boynunun sol kısmında da “1” dövmesi vardı.

 

“S-sen ne istiyorsun benden,ne işin var burada,kimsin sen?”

 

“Merhaba Beyza Ekin,mesajımı almışsındır diye umuyorum.” Dedi.

 

“Sen..sen yaptın..onu sen öldürdün..SERDARI SEN ÖLDÜRDÜN”

 

“Sonunda anlamı-“

 

Demeye kalmadan üzerine doğru koşup,üstüne atladım ve yere yıktım onu,maskesine,boynuna,göğsüne yumruklar savurdum.Boğazını tuttum ve boğmaya çalışırken cebinden çıkardığı bıçakla koluma bir kesik attı,boğazını bırakıp bıçaklı eline vurdum ve bıçağı düşürdü,bıçak uzağa savrulunca boynunu ısırmaya başladım,hatta kanattım.Kafama dirseği ile vurup tekme atarak uzaklaştı benden ve hızlıca bıçağını aldı eline,bende doğruldum hemen ve karşısına dikildim.

 

“SENİN DE KATİLİN BEN OLACAĞIM OROSPU ÇOCUĞU”Diye haykırdım öfke ile.

 

“Beklediğimden çetin ceviz çıktın..bu şaşırtıcı doğrusu.”

 

Nefes nefese kalmıştı bir eli ile kanayan boynunu tutuyordu.

 

“Senden alacağım tek şey kanın olmayacak!”Dedim gülerek.

 

“Bol şans o halde güzellik.”

 

Üzerime doğru bıçakla bir atak yaptı fakat benimde az çok eğitimim vardı,kolay lokma değildim.Bıçağı savurdum ve kolunu tutup karın boşluğuna dizimle vurdum,ardından eğilince sırtına da dirseğimle vurdum sertçe.Bir anda doğrulurken bıçağı yukarı doğru salladı..çenem kesildi biraz,onunda boynundan bir kaç damla kan süzülüyordu..anlaşılan yediği tekme baya hasar vermişti.

 

İŞTE BU ZAYIF NOKTASI..KARNI,hızlıca üzerine koştum bir kaç kez bıçağı salladı,hepsinden kaçındım,çenesine ve karnına bir yumruk daha indirdim,sendeledi..yüzüne tekme atıp arka bahçenin camına yapıştırdım.Orada yüzüne iki tekme daha atıp camla beraber bahçeye uçurdum insan artığını.Cam kesikleri arasında yere yapışmıştı,maskesinin bir kısmı kırılmıştı,ayağa kalkmaya çalışıyordu..hızlıca yere düşürdüğü bıçağa doğru yönelirken yerden bana doğru elektro şok cihazı ateşledi..yere yığılıp kıvrandım,kendime gelmeye çalışırken ayağa kalkıp beni boynumdan tutup yüzüme vurmaya başladı,son gücümle ona kafa attım ve tekme attım karnına..geriye savruldu.

 

Güç bela bahçenin arkasına doğru ilerledim komşulardan yardım istemek için fakat havuzun oraya gelebildim ancak.Zar zor ayağa kalktım,yardım isteyecektim fakat arkamdan bir ses geldi ve arkama baktım,tam o an.

 

1

 

2

 

...

 

3 el ateş etti bana,3 silah sesi,hepsi göğsüme geldi..son kez bunu duydum ve son kez ona baktım maskesi yere düşmüştü..gencecik bir yüzdü bu..kanlar içinde..korkmuş bir yüz..sendeledim..kan kustum ve tüm gücüm tükendi..arkamda bulunan havuza düştüm..her gün Serdarımla yüzdüğümüz bu havuzda şimdi cesedim yüzecekti..

Ben..iyi biri olmayı denedim..belki oldum,belki olamadım ama,denedim..yaşadığım her şey gözlerimin önünden geçerken..havuzun dibine doğru batarken..

 

Elveda dedim o an içimden..

 

Elveda dünya..

 

Geliyorum dedim o an içimden..

 

Geliyorum baba,geliyorum anne,geliyorum sevgilim..

 

Eveettt ilk bölümün sonuna geliyoruz güzel insanlar.

 

İyisi ile kötüsü ile yorumlarınızı bekliyorumm :)

Loading...
0%