Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@senaryonuz

Eve gelir gelmez yatıp uyumuştum, şimdiyse kahvaltı etmiş babamla beraber salonda Akın'ı bekliyorduk, beyefendi 10 dakikaya gelecekti. Babam "Kızım ne oldu söylesene?" Dün Akın'ın dediklerini konuşacaktık. "Akında gelsin baba" dediğimde sonunda Akın gelmiş salondan içeriye girmişti.

Babam "Sizi dinliyorum" der demez Akın dün bana söylediklerini babama da söyledi. Babam "Bizimle dertleri olamaz, canlarını sıkacak hiçbir şey yapmadık" diyince bende "Belki de Necip itiyle bir olmaya karar verdi ancak dediğin gibiyse ortada ihanet var, olan basit" Akın direkt lafa girdi "Yine ne geçiyor o sinsi kafandan?" Dediğinde göz kırpıp anlatmaya başladım.

"Sen o korumanın görevde olmadığı bir anda alıp depoya kapatacaksın, bugün içinde halletmen gerek. Eğer ihanet varsa o itten para koparmış demektir, konuşacak kıvama getireceğiz, beraber. Her şeyi itiraf ettiğindeyse, babam yarın akşam bizim eve Demirleri çağıracak babam durumu izah ederken bende Neciple telefonda konuşurken o gün duyduğumu babamın emin olmanız gerek dediğini uyduracağım, o sırada Akın herifi paketleyip buraya getirecek" Konuşurken yorulmuştum.

Babam "Peki ya ikisi birlik olduysa?" Buna içimdeki ses pek ihtimal vermiyordu. "Onu o zaman düşünürüz, şimdi ilk işimiz adam" diyip Akına döndüm"Akın olabildiğince hızlı olsun 6 yıl bekledik zaten " dememle Akın evden çıkmıştı. Babamda dertli bir iç çekip şirkete gitmek için evden çıktı. Yapmam gereken sadece beklemekti sabırla beklemek.

***

Aradan geçen iki buçuk saatin sonunda Akın adamın depoda olduğunu söyledi. Depoda iki kat vardı onlar aşağı katta adamı tutarken ben yukarıda kameradan izleyip sorulması gerekenleri Akına iletecektim.

Hızlıca siyah eşofman, siyah tişört ve deri ceket giyipbmaskemi taktım. Tek bir şey kalmıştı yeşillerimi gizlemek için kahverengi lens. Bunlar basit önlemlerdi. Sporlarımı giydiğim gibi arabama binip gaza bastım.

O kadar hızlı sürmüştüm ki 1 saatlik yolu 35 dakikada gelmiştim. Babam bunu öğrenirse ağzıma ederdi. Depoya girip üst kata çıktığımda direkt Akını aradım. İkimizde kulaklık vardı ve bu oda yalıtımlıydı sesimi kimse duyamazdı.

"Durum ne Akın kamerayı açıyorum" Bir yandan bilgisayarı açıyordum. Akın "Çocuklar biraz hırpaladı direkt öttü lavuk" dedi alayla gülerek. Ne yani ben boşuna mı gelmiştim? "Necip'in güvendiği insan bu kadar olur" diye mırıldandım kamerayı açma çabamı bırakıp "Sonuç?" Diye sordum Akında "Tahmin ettiğin gibi Necip iyinin ajanı" dedi.

"O zaman saat daha erken babam bugün akşam çağırsın ve bu mevzu kapansın, bizde Kudret Ünkan ve Demir'in gözüne girelim" Akın "Sen bilirsin ama akşam diyorsan bu iti sizin evin deposuna alırız" diyimce onu onayladım.

Kimseye gözükmeden depodan çıkıp arabaya bindim ve babamı aradım "Necip'in ajanı çıktı, Ünkanları ara bu akşam bitirelim olur mu?" Direkt lafa girdiğimde babam rahatlamıştı. Ünkanlar ve Necip itinin bir olma ihtimali onu germişti. Babam "Ben söylerim gelirler sende dikkatli ol ve bir daha o kadar hızlı araba kullandığını fark etmeyeyim" dedi sonlara doğru sesi bariz sinirliydi. "Görüşürüz" diyip telefonu hemen kapattım, her şeyden hemen haberi oluyordu zaten.

Eve girdiğimde hızlıca duş alıp rahat bir şeyler giyerek mutfağa ilerledim, açtım arkadaş. Ocakta yeni piştiği belli olan çorbadan kendime katıp masaya geçerek yemeğe başladım. Bir yandan da her zaman olduğu gibi yine düşünüyordum. 16 yaşındayken annem Necip İti tarafından öldürülmeseydi, yaşasaydı ne olurdu, nasıl olurdu diye. Bunları düşündükçe Necip'e duyduğum nefret artıyordu. Ama acı bir gerçek vardı toprak aldığını geri vermiyordu.

Şuan odamda hazırlanıyordum altıma pantolon görünümlü siyah bir eşofman ve üzerime de kırmızı, V yaka, kısa kollu crop giymiştim. Akşam babam gelince hızlıca bir şeyler yemiştik saat 21;00 da burada olacaklardı yani 10 dakika sonra Sol bileğime her zaman taktığım bilekliği de takmış, saçlarımı tepeden at kuyruğu toplamıştım.

Aşağıdan gelen seslerle bende aşağıya yöneldim 2 kişi gelmişlerdi Yavuz yoktu. Kısa bir selamlaşmadan sonra herkes yerlerine yerleşmiş salonda oturuyorduk.

Hizmetli Aysel teyze ne ara yaptığını anlamadığım kahveleri dağıtıyordu. Bana kahve değil salep yapmıştı. Herkese dağıttığında Demir "Ne için çağırdığınız bizi" diye sordu memnuniyetsizce. Bok yiyesice.

Babam derin bir nefes alıp "Korumalarınızdan biri size ihanet ediyor" dediğinde Kudret Ünkan "Siz ne dediğinizin farkında mısınız?" Şimdi sahne benimdi. "Ben duydum size geldiğimiz gün korumalardan biri telefonla bizim size geldiğimizi Necip diye birine iletiyordu" dedim tedirgin çıkmasına özen gösterdiğim bir sesle.

Lafı tekrardan babam devraldı "Bende emin olmak adına adamın konuşmasını sağladım ve gerçekten bir ihanet var" dediğinde Demir yüksek bir sesle "O köpeği hemen buraya getirin" dedi. Babamın işaretiyle korumalardan biri gitti ve hemen arkasından yüzü maskeli bir şekilde salona giren Akın, adamı Kudret Ünkan'ın önüne attığında gözlerim yerinden çıkacaktı.

Biraz hırpaladılar dediği adamın bir kolu kırık ve yüzü kan içindeydi.

Bu tarz şeylerden korkmuyor olsamda "mış" gibi davranmaya başladığımda babam Akına döndü "Minayı odasına çıkar" dedikten sonra Akın ile merdivenlere yöneldik "Oyunculuk oku Mimarlığı boşver sen" dediğinde gülmemeye çalıştım ve bende Akına "Biraz hırpaladık dediğin adamın hâli ne" derken aşağıdan bir el silah sesi geldi

Bölüm sonuuu

Belli bir yerden sonra bölümleri daha düzenli atmaya başlarım.

Oylarınızı bekliyorum

Görüşmek üzereeee

Loading...
0%