@senaryonuz
|
Akın doğru yaklaşıp "Bir daha ayrıntılı sormadan bir yere gidersem ne olayım" dedim hızla Akın "Bir şey olmaz rahat ol bir taşla 3 kuş işte" Bir taşla 3 kuş mu? Onlar 3 taşla bizi yerle bı ederse görürdüm ben Akını. Sonunda 3 kardeş masamıza teşrif etmişlerdi. Yavuz sempatik bir şekilde "Nasılsınız?" diye sordu. Nasıl olalım be Yavuz seni avlayalım derken avlandık. "Sizi burada görmek ne güzel sürpriz" dedim bende yapmacık olmamasına özen gösterdiğim gülümsemeyle. Demir hiçbir şey demeden yan taraftan sandalye alıp oturunca diğer ikili de ona uyum sağladı. Plan iyice boka sarıyordu, bu Demir insana öyle bakıyorduki sanki ruhunu görüyormuşcasına. Yavuz tekradan söze girdi "Siz tanışmamıştınız değil mi abimle?" diye sordu. Bende olumsuz anlamda kafa sallamak ile yetindim. "Abim Boran, abi Mina" dediğinde sadece el sıkıştık. Ama Yavuz'un susmaya niyeti olmamalı ki "Sen de arkadaşınla bizi tanıştırmayacak mısın?" Diye sorduğunda telefona bakan Demir'in bakışları bir an bizi bulmuştu. Derin bir nefes alıp "Liseden arkadaşım Akın, Yavuz babamın ortağının kardeşi" Sanki Akın bunları bilmiyormuş gibi dikkatle dinledi beni ve bende devam ettim "Babamın iş ortağı Koralp Demir ve diğer kardeşi Boran" diyip arkama yaslandım. Akın hepsiyle el sıkıştıktan sonra o da benim gibi arkasına yaslandı. Akın'ın kimliğini iyi saklamamız gerektiği için bu yalanı uyduruyorduk. Her seferinde herkese aynı yalanı söylüyorduk, patlak vermemek için. Mekanı incelediğimde diğer gece kulüpleri gibi değildi, evet içki vardı ancak çok kalabalık değildi ve insanlar abartmıyordu hatta ağır bir ter kokusu bile yoktu. Boran umursamazca etrafa bakınırken Demir yine ve yine telefondaydı. Yavuzsa Akın ile sohbet etmeye başlamıştı. Bu iyiydi en azından Akın Yavuzu kapardı. Boran "Duyduğuma göre Mimarlık okuyormuşsun" dedi ve alaylı bir şekilde devam etti "Babanın şirketini sen mi devam ettireceksin?" Bu herife şimdiden kıl olmuştum. Ama benim bir kaç gün ya da bir kaç hafta daha bu rolü üstlenmem gerekliydi. "Bilmiyorum emin değilim, belki babam başka birine devreder" asla böyle bir planımız yoktu 7 yıldır, 15 yaşından beri bana kalacağını biliyordum. Boran susmadı "Kendi şirketini satıp, mimar olarak çalışmak?" baya küçümsüyordu ama gerçek bu olmadığı için pek kafaya takmadım. Demir "Olabilir Boran, belki öyle bir yükün altına girmeye cesareti yoktur" gözlerini bir an bile üzerimden ayırmıyordu. Benim ne yüklerin altına girdiğimi bilse aklı başardı, Yavuz ve Akın ikiliside bizi dinlemeye başlamıştı. "Aslında yükün altına girmek değil sorun, babamın emeklerini çöp etmek istemem onun emeklerine daha iyi sahip çıkacak biriyle birlikte yönetebiliriz" Böyle bilmeleri daha mantıklıydı. Akın telefonunu çıkartıp her ne gördüyse "Biz kalksak olur mu Mina?" Diyince onu ikiletmeden kalkacaktım ki Boran "Biz bırakırdık Minayı" Allah aşkına bunların amacı neydi? "Babam Akınla olmadığımı öğrenirse kızabilir size iyi eğlenceler" dedim ve Akın önde ben arkada ilerlemeye başladık, sırtımda hâlâ bakışlar hissediyordum. Kapıya doğru yaklaştığımızda "Ne oldu oğlum?" Akınsa gergince bana bakıp "3 gün sonra yeraltındakilerle toplantı var" dedi yani 3 gün içinde mi güven kazanacaktık? "Oğlum bir sonraki ne zaman peki?" "Zaten problem bu Mina bir sonraki 1 ay sonra ve bir ay daha beklemek isteyip istemediğine emin değilim" 6 yıl beklemiştim, daha fazla beklemek istemiyordum. Arabaya binince "Babam evde mi? Evdeyse hemen gidelim bir şeyler düşünmeliyiz" dedim. Kafamda çok riskli planlar dolaşıyordu, eğer Ünkanlar bizden değilse sıçradık resmen. Geçmek bilmeyen ama sonunda geçen 45 dakikanın ardından evdeydik babam da gergince oturuyordu, bunlar bugünlere nasıl gelmiştiki biraz soğuk kanlılık lütfen. Hepimiz koltuklara oturmuş düşünüyorduk, babam "Bu böyle olmaz tam anlamıyla Ünkanları kendimize çektiğimizde asıl saldırıyı yapacaksak, şimdi Mina'nın önceden bahsettiği basit işkillendirmeleri yapmamız lazım" dediğinde Akında bende neyden bahsettiğini iyi biliyorduk. Akın "Anlarlarsa bizim olduğumuzu?" Diye sorunca babamın yüzünden tehlikeli bir ifade geçti "O şerefsizin o kadar düşmanı var ki, hangi biri olduğunu düşünürken kafayı yer hepimizi takip ettirir" bu sefer lafa ben girdim. "O zaman bizde gayet normal davranmaya devam ederiz, bu enayi inanır zaten" diyip tekrar devam ettim "Akın sen ve adamlar bunun sağ kolunu pusuya düşüreceksiniz, gözü bağlı bizim orman evine götürün, senin tabirinle olan 'biraz' kadar hırpalayın, bizim adamlarda maskeli olacak ona göre daha sonra sen direkt toplantıya gireceksin" Akın aydınlanmış gibi sözümü devam ettirdi. "Ardından sağ kolu toplantı kapısına atılacak ve kapıdaki korumalar getirecek" babamın aklına bir şey gelmiş olmalı ki "O sağ kolu olacak 'ibneye size selamları varmış' demeniz yeterli" dedi. Akın "Ben şimdiden yoruldum, amca ben bugün burada kalsam sorun olmaz herhalde?" diye sorunca babam "Lan ne zaman kalma dedik şöyle sorular sorma dövesim geliyor" Akınla gülmeye başladık. Babam "Kesin gülmeyi 2 gün sonrasına enerji toplayın hepiniz yatağa" diyip bizi çocuk gibi odamıza kovdu Bekle Necip cehennemin geliyor. Bölüm sonuu Bir sonraki bölümde görüşmek üzere Oylarınızı bekliyorum. Öpüldünüzzz |
0% |