@senaryonuz
|
Konağa girmem ile avluda gergince ayakta duran Mirzayı görmeyi beklemiyordum. Mirza merdivenlere yönelip "Odaya gel hemen" dedi sesi oldukça sertti. Yine ne olmuştu buna. Bende merdivenlere yöneldim ve odaya girmemizle Mirza "Neredeydin? korumalar haber vermese evden çıktığından heberim bile yok." Dedi hiddetle. "Dün sana bir arkadaşımla buluşacağım demiştim zaten" dün söylemiştim bugünde hem dün söylediğim için hem de sabahki tartışmamızdan dolayı söylememiştim. "Dün söylemiş olabilirsin ama yemeğe de gelmedin senin yüzünden babam ile uğraşmak zorunda kaldım " dedi bu sefer ve ben daha konuşmadan "Elvan seni almaya bir erkeğin geldiğini söyledi, bir arkadaş dediğin kimdi?" Diye sordu öfkeyle. Elvan sen benim elime düşersin o zaman gösteririm ben sana. "Oğuzdu, Oğuzlaydım zamanının nasıl geçtiğini anlamamışız" dedim sakin olmaya çalışarak. "Simay seni kaç kere aradım haberin var mı? Yok tabiki aklımdan kaç tane ihtimal geçti." Ayla ablanın yanına girerken telefonu sessize alırdım muhtemelen yine sessizde kalmıştı. Ben daha konuşmadan üzerime gelince geriye çekilecektim ki müsade etmeden bana sarıldı. Ne yapacağımı bilmez bir şekilde duruyordum. Yaklaşık 10 saniye sonra geri çekildi ve kaşlarını çatıp "Bir daha telefonun sessizde olursa veya aradığımda ulaşamazsam nereye gidersem peşimde seni de sürüklerim Simay" dedi. Bu adama ne oluyordu böyle? Ateşi falan mı vardı "Ben dün söyleyince gerek olmadığını düşündüm ama sen niye bu kadar gerildin?" Diye sordum sonuç olarak onun için düşman kızıydım. "Ailen ile problemli olabiliriz ama başına bir şey gelse sorumluluğun beni üstümde başka bir sebebi yok" dedi keskin bir sesle. Kafamı onaylar bir şekilde salladım ama ben şuan çok açtım. Aşağıya inip yemek almaya biraz çekiniyordum daha geleli 1 gün bile olmamıştı. Mirzaya söylesem yemeğe yetişmedin diye de söylenebilirdi. Düşünceli bir şekilde üzerimi değiştirmek için giyinme odasına ilerliyordum. Tam kapıyı açarken Mirza seslendi "Gel de bu kattaki mutfakta yemek hazırlayalım, senin yüzünden ben de düzgün bir şey yiyemedim, yiyecek çoğu şey mevcut" Allah'a çok şükür arada bir iyi yanı tutuyordu. "Bekle üzerimi değiştirip geleceğim" diyip hızla giyinme odasına girdim. Altıma koyu yeşil rahat bir şort, üzerime de askılı beyaz üst giyip hızla odadan çıktım. Bu katta kimse gezmiyordu o yüzden oldukça rahattım. Mutfağa ilerlemem ile altında siyah eşofman ve üstünde beyaz kısa kollusu ile gayet rahat olan Mirza ile karşılaştım. "Ne yapacağız?" Açtım aç. "Menemen yapacağım, sende dene bakalım kocanın menemenini" demesiyle gülmeye başladım. "Umarım soğanlı yapıyorsundur?" Hızla bana döndü "Sen bizi ne sandın tabiki soğanlı" diyip bana göz kırptı. Midemdeki bu his neydi, hem midem bulanıyor gibiydi hemde heyecan uyandırıyordu. Tezgahın Mirza'nın kullanmadığı tarafına çıkıp oturdum. "Koskoca Karanoğullarının ağası yemek yapıyor vay be" dememle "Biz de de var 3-5 numara" diyip domatesleri doğramaya başladı ***** Yaklaşık 20 dakika olmuştu ve mis gibi menemen kokuyordu, tezgahtan aşağıya inmem ile Mirza tavayı masaya koyup bana döndü "Tabak mı tava mı?" Diye sormasıyla "Tabiki de tava benim" diye atladım. "Kusura bakma o zaman ikimizde tavadan yiyeceğiz " dedi. Bunda pek bir sorun yoktu. Onu onaylamam ile ikimizde sandalyelere oturup resmen menemene daldık. Mirza "Nasıl olmuş beğendin mi?" Diye sorunca "Eh işte gideri var" aslında gerçekten de güzeldi ama bunu söylememe gerek yoktu. "O yüzden parmaklarını bile yiyecektin değil mi?" Dedi. "Tamam kabul baya lezzetliydi ama sofrayı kuran kaldırsın hadi bana eyvallah" diyip ayağa kalkmıştım. Ancak tam giderken belimden yakalayıp "Yok öyle kaçmak Simay Hanım" dedi. "Mirza elin yağlı sen benim kıyafetime dokunuyorsun" diye yükseldim. Mirzaysa gayet rahat bir şekilde"Sen de bulaşıkları bana kitlemeye kalkmasaydın" diyip ayağa kalktı ve birden elime bulaşıkları tutuşturdu. "Ben de burdayım merak etme sana kolay gelsin" dedi. Yemeği o yaptığı için çokta uzatmayıp bulaşıkları toplamaya geçtim. Mirza ise yan taraftaki koltuklara oturmuş "Yarın babaannem gelecek ne zaman geleceği belli olmaz erken kalkalım" dedi. Onaylayan sesler çıkartıp bulaşıkları yıkamaya devam ettim. Bulaşıkları bitirmiştim. Mirza'nın yanına geçip oturdum. Cebimdeki telefonun çalması ile Mirza'nın bakışları bana döndü arayan Ayla ablaydı. Şuan Mirza'nın psikoloğa gittiğimi bilmesini istemediğim için ayağa kalkıp ondan biraz uzaklaştım. "Efendim abla"dedim. "Kuzum haftaya Perşembe seni bekliyorum yine akşamüstü gelirsin konuşuruz" dedi. Bende onu onaylayıp kapattım ve tekrar Mirza'nın yanına oturdum. İkimizde sessizdik ve saat daha erken olmasına rağmen oldukça uykum vardı göz kapaklarım artık dayanamamış olacakki kapandı. Son hatırladığım şey Mirza'nın omuzuna düşen kafam ve saçlarımda gezinen Mirza'nın parmaklarıydı... Çok mu mutlular ? Biraz fazla mutlu oldular ya. Neyse 17. Bölümü beklemede kalınnn. Mirza? Simay? Oy ve yorumlarınızı bekliyorum taslakta 1 bölümüm kaldı :(
|
0% |