@senaryonuz
|
Mehir, çocukluk arkadaşım, birlikte zaman geçirdiğim babamın her yaz iş bahanesiyle yurt dışına hepimizi götürüp yanına bıraktığı kişi... Halit ağa "Nisa sen misin kızım gerçekten ölmedin mi?" Dedi ve hemen ardından babama döndü "Benim kızım bunca yıl kimsesiz mi büyüdü" dedi yüksek bir sesle babamda "Kimsesiz değildi her an yanında oldum elimde büyüdü" dedi. Bu laf içime öyle bir oturdu ki, benimle ilgilenmediği o zamanlarda düşmanının kızını büyütmüştü. Benim babam bir bana yoktu el kızına bile vardı bir bana yoktu. Hayır, Mehirin ölmesini istemek değildi bu, sadece bana verilmeyen ilgi ve sevgiyi problem dedem evin içini göremezdi veya ben öyle düşünüyordum. Ortamdaki herkesin yüzünde bir ifade varken Mehir sadece Mehpare teyzeye bakıyordu ikisi de birbirlerine özlem ile bakıyordu ancak Mehpare teyzenin suratında hiç bir şaşkınlık yoktu. Mirza gözlerini Mehirden alamıyordu, Meriç ve Miraç şaşkınlık, özlem ve hasret ile kız kardeşlerine bakıyordu. Elifte pek bir şey yoktu o ablasını hatırlamıyordu bile kaybı tabiki de onda bir etki yaratmamıştı o yüzden şuan çıkıp yaşıyor olması da etkilemiyordu. Dilan Hanım "DNA testi yapılacak nerden bilelim sizin oyununuz olmadığını" dedi. Mehir hiç birine benzemiyordu ki. Mehpare teyze "Annemin kopyası gayette benim kızım o!" Yüksek sesle bunları söylemişti. Halit ağa "Mehir nereden çıktı kızımın ismi Nisa?" Diye sorunca babam "Yurt dışı işleri ve babamın bulamaması için isim soyisim değişikliği yapmak zorunda kaldım" dedi. Bende sakince Barın abime döndüm"Sen biliyor muydun?" muhtemelen biliyordu Mehir ile hep yakınlardı ve bu arkadaşça bir yakınlık değildi, sadece bir isim koymamışlardı. Barın abim kafa sallamak ile yetindi. Azad abi "Peki madem babanın ölmesini bekledin Asaf ağa, baban öleli 4 yıl oluyor bu kız istemedi mi bizi?" Diye sordu gergince babamsa "Sizi 4 yıl önce tanışsaydı eğitimi yarım kalırdı" dedi baya baya bunu dedi ben üniversite okumak istediğimde söylenen adam bunu dedi. Meriç "Yarın DNA testi yapılsın sonuçlardan sonra konuşun ne konuşacaksanız" diyince herkese mantıklı gelmişti. Sonuç zaten belliydi. Amaç herkese olayları sindirmesi için zaman vermekti. Babam "Sizin hastanenizde yapılsın saat 10;00 da Mehir'i getiririm" dedi. Halit ağa "Tabiki de test bizim hastanemizde olacak size güven olmaz" dedi. **** Konağa geri dönmüş şuan odamızdaydık. Ben üzerimi değiştirmiş koltuğun bir kenarında oturuyordum Mirza da üzerini değiştirip yanıma oturdu ve "Simay izin verirsen dizine yatsam olur mu?" dedi. Konuşulanlardan sonra iyi değildi,o yangında öldüğünü bildiği kardeşinin ölmediğini öğrenmek onu epey dağıtmış ve ruhen yormuştu. Sadece gözlerim ile onaylamakla yetindim. Mirza direkt kafasını dizime koymuş ve konuşmaya başlamıştı "Çok yoruldum Simay, babamdan yaşanan bu olaylardan ben ne yapacağımı bilmiyorum, babam farklı bir şey diyor" diyip sessizce "Kalbim başka bir şey diyor" diyerek mırıldandı. "Peki aklın ne diyor Mirza?" diye sordum ellerim saçlarını bulmuştu, ilk başta çekinsemde saçlarıyla oynamaya devam ettim. "Aklım da kalbimde başka bir şey diyor ben aralarında sıkışmış gibi hissediyorum" dedi. Bir cevap verememiştim Mirza da saçlarıyla oynamamdan dolayı mayışmış olacakki gözleri kapandı sessizce "Mirza yatağa geç" desemde mızmızlandı ve benimde gözlerim daha fazla dayanamadı. **** Gözlerimi açtığımda yataktaydım, en son koltukta uyuya kalmıştık. Etrafa bakındığımda Mirzayı göremedim. Yataktan kalkıp banyoya girip işlerimi hallettim. Giyinme odasına geçip üzerime düz mavi, hafif göğüs dekolteli, ayaklarıma kadar uzanan elbise giymiştim. Saat 10;15 ti muhtemelen hastaneye gitmişlerdi. Aşağıya indiğimde Elif, Elvan ve Meriç balkon kısmındaki oturma gruplarında oturuyordu. Yanlarına ilerleyip "Günaydın" dedim ve Meriç'in yanına oturdum. Elif ve Meriç günaydın derken Elvan "Gün ayalı çok oldu ama neyse" diye mırıldandı. Ona bir şey demeyip elimdeki telefonu açtığımda Mirzadan mesaj geldiğini gördüm. Mirza; DNA testi için hastaneye geldik yarım saate eve gelirim, kahvaltıyı dışarda yapalım. Mesajı atalı 11 dakika olmuştu yani daha gelmesine vardı. Simay; Timam Yazıp gönderdim tamamdan daha samimi geliyordu. Yanımdaki Meriç'e döndüğümde sessizce telefonu ile uğraştığını gördüm. Bu çocuk dışardan sessiz ve umursamaz duruyordu biraz fazla umursamazdı, her şeyi koyvermiş bir havası vardı tam anlamıyla dünya yansa umrunda değil insanıydı. Gözlerim gerektiğinden fazla onda oynalanmış olmalı ki kafasını bana çevirdi "Noldu yenge yüzümde bir şey mi var ki?" Diye sordu. Yenge deme yenge deme. "Yüzünde bir şey yok, ama lütfen abna yenge deme Meriç abi" dedim özellikle sondaki abiyi bastırarak söylemiştim benden 3 yaş büyüktü sonuçta.Abi diyince far görmüş tavşan gibi bana baktı. "Abi mi?" diyince "Evet? Sonuçta benden büyüksün ne dememi bekliyorsun ki?" Bir şey demeyip telefonuna döndü ama hâlâ boş bakışları vardı bende Mirza'nın gelmesine az kaldığı için odaya geri çıkmaya karar verip merdivenlere ilerledim. Odaya girince direkt makyaj masama geçip saçlarımı iki taraftan balık sırtı örmek istesemde bunu yapacak başarım yoktu. Tepeden bir at kuyruğu yaptım.. Biraz gloss ve rimel sürüp göz kalemi çektim. Bu sırada telefonum çaldı arayan Mirzaydı "Ben geldim aşağıya in çıkalım" diyince "Tamam geliyorum" diyip telefonu kapattım. Aşağıya inip arabaya bindiğimde Mirza da arabayı sürmeye başlamıştı ancak hâlâ arabayı o sürüyorsa geriliyordum. "Test sonuçları ne zaman açıklanacak?" diye sordum. "Akşam 18.30 gibi açıklanır dediler." Dedi gergince. "Miraç İzmir'e gitti mi?" Sabah evde yoktu ama gidip gitmediğini bilmiyordum. "Gitti ama akşama dönecek acil olmasa yollamazdım" dedikten sonra tekrar sessizliğe gömüldük. **** Kahvaltının ardından beni eve bırakmış kendisi işim var diyerek gitmişti saat 18;20 Olmuş Mehir, babam ve annem buraya gelmişti. Şimdiyse kapının açılmasıyla içeriye Mirza ve Miraç girdi. Herkes salondaydı. Sonunda Halit ağaya testin sonucunun fotoğrafı gelmişti. Halit ağa fotoğrafa bakıp "Mehir benim kızım" dedi. Artık her şey netleşmişti. Halit amca babama "Benim kızım niye annesizlik çekti yanında bir annesi bile yoktu" dedi bağırarak. Kızının babasız büyümesi değil annesiz büyümesi onu yaralıyordu. Babam alayla gülerek "Annesiz mi?" Diyip Mehpare teyzeye döndü "Anlatmadın mı yoksa?" Diye sorunca Mehpare teyze gergince babama baktı. Bu sefer babam Mehire bakınca Mehir "Annem ile itibaratımı kesmedim ki Asaf baba ben kendimi bildim bileli annemle konuşmama bir şey demedi hatta konuşmamı o sağladı" dedi. Halit ağanın, Mirzanın, Miraç'ın hepsinin tüm çocuklarının kırgın bakışları Mehpare teyzedeydi fakat Halit ağanın gözlerinde hafif bir öfke de vardı. Mehpare teyzeyse hiç bir şey demiyor öylece Mehir ve babama bakıyordu. Mehpare teyze her şeyi bilmesine rağmen bunca yıl kocasına bile anlatmamıştı... Bölüm sonuuu Mehpare yavrum olmadı bu Oy verelim lütfen, sizi seviyorum görüşmek üzereee Asaf? Halit? Simay? Mirza?
|
0% |