@senaryonuz
|
Mirzaya döndüğümde çoktan giyinme odasına yönelmişti "Mirza dur ne diyorsun sen?" Dememle "Şuan hiç sırası değil Simay" dedi. Şuan bende üzerimi değiştirmiştim ve aşağıya yemeğe iniyorduk, inat bir adam olarak söylememişti. Ne belasında olabilirdim Allah aşkına? Kendi kafasında senaryo üretiyor olma ihtimali? Aşağıya indiğimizde Halit ağanın sol tarafına oturmuş olan Mehiri görmeyi beklemiyordum. İkiside gülerek sohbet ediyordu. Mirza ile bende hızlıca yerlerimize geçip oturduk. Bizim arkamızdan masaya geçen Elvan ve Azad ile tamamlanmıştık. Ayla abla ile gerçekten oldukça yemek yediğimiz için hiç aç hissetmiyordum. Ayşe teyze yemekleri katarken istememiş sadece çok az salata almıştım. Benim için sessiz geçen yemeğin ardından hepimiz de salona geçmiştik aradan geçen yarım saatin ardından kahveler gelmiş ve Halit ağa "Bundan sonra bu konaktaki kimsenin Demiroğulları ile görüşmesini istemiyorum" dedi keskin ve tok bir sesle. Sözlerini tamamen bana bakarak söylüyordu acaba amacı neydi? Ben ise o bunları dedikten sonra direkt Mehire döndüm o da bana bakıyordu. "O zaman sizde kendi kızınız ile görüşmeyeceksiniz demek oluyor bu sanırım." Evet bu resmen kendi kızını gözden çıkartmaktı. "Berna bir Demiroğlu kanı mı taşıyor sence?" Dedi baya baya bunu dedi "Kan mı önemli sizce Demiroğlu soyadı dediniz zaten bu Bernada mevcut ayrıca ailem ile konuşmama engel olamazsınız" dedim. Öyleydi her ne olursa olsun kimse buna karışamazdı ben kendi isteğim ile görüşmeyebilirdim Halit ağanın isteği ile değil. "Ailen mi? Baban da dahil mi Simay senin ailene?" Ne babaydı be sıkışan oradan vuruyor. Hiç sesini çıkarmayan Mirza "Baba" dedi uyarırcasına. Garip bir şekilde Halit ağa dik dik Mirzaya bakıp sustu. Elvan ise Halit ağa ile ben tartışma içerisindeyken oldukça mutluydu. Mirza ile karşılıklı oturuyorduk, yanımdaki Mehir'in kulağına doğru eğilip "Bu babayla seninle Barın abimin işi zor ben diyeyeyim Baran ile Barın'ın canlarına kastı var" dedim hızlıca. Mehir ufaktan dertlenip derin bir nefes aldı. Meriç ise Elif ile konuşurken bize bakıyordu. Bunlar bizim dedikodumuzu mu yapıyordu? Hayattaki en sıkıcı aktivitelerden biride bu aile ile beraber oturmaktı. Bende Mirza gibi telefonumu elime alıp sosyal medyada gezinmeye başladım. Mirza bana seslenip odaya gitmemizi söyleyince bir şey demeden kalkıp peşinden ilerledim. Odaya çıktığımızdaysa kendini benim koltuğuma atıp "Sıkıldım aşağıda bence sende sıkıldın o yüzden dedim çıkalım diye" demişti Haklıydı çok sıkıcıydı. **** Şuan koltukta uyuyordum ancak tepemde dikilen Mirza buna müsade etmiyordu. "Kızım ne bu uykuculuk Simay, benimle şirkete gelmek zorundasın hadi" dedi sakin kalmaya çalışarak yaklaşık 20 dakikadır beni kaldırmaya çalışıyordu. "Sen git işte" dedim mırıldanarak. Mirzaysa "Normalde erkenden kalkan sensin Simay hadi artık" diyince sinirle gözlerimi açtım "Tamam be" diyip yavaşça kalktım Mirzaysa homurdanıp duruyordu. Banyoya girip işlerimi hallettiktem sonra giyinme odasına geçip siyah crop ve sütlü kahve renginde kumaş pantolon giyip siyah kemer taktım. Odadan çıktığımda Mirza koltuğa oturmuş telefon bakıyordu. Makyaj masasına yönelip göz altlarımı kapatıp, bir kaç kat rimel ve nude tonlarda ruj sürüp saçlarımı at kuyruğu toplamıştım. "Hazırım ben" dediğimde şükür diyip "Kahvaltıyı şirkette yaparsın" dedi. Aslında içten içe şirket ortamını merak ediyordum. Tamam babamın yanına defalarca kez gitmiş olabilirim ama Mirzaların yanına hiç gitmemiştim sonuçta. *** Şuan şirkette Mirza'nın odasında oturmuş hiç bir şey yapmıyordum. Beyefendi kahvaltı edip toplantım var diyerek gitmiş ve bana da şirketten çıkmamamı söylemişti. Gideli yaklaşık 45 dakika olmuştu ve ben sıkılmaya başlamıştım. Mirza'nın sandalyesine oturup bir A4 kağıdı alıp bir şeyler karalamaya başladım. 1 saattir resim çiziyorum çizmeye başladıktan 10 dakika sonra başka bir kağıt almış Mirzayı çizmeye karar vermiştim. Bunu ona vermeyecek, veya göstermeyecektim sadece canım istemişti işte. Mirza 1 buçuk saattir toplantıdan çıkmamıştı ve şuan çizmekten sııldığım için kağıdı katlayıp çantama koydum. Birden kapı açıldı ve evet içeriye Mirza ile Azad abi girdi. Azad abi Mirza'nın koltuğunda oturan beni görünce ufak bir duraksasada kendini deri koltukların birine attı "Aldık işi sonunda ama yoruldum be Mirza sonlara doğru adamı beynim almadı" dedi. Mirza ile ikisinin yüzünde hem rahatlamış hemde savaştan çıkmış gibi bir ifade vardı "O Pars iti sorun çıkarmasa yarım saatlik işti" dedi öfkeyle. Kapının tıklatılması ile Mirza gel diyince içeriye Mirza'nın sekreteri Cansu girdi "Bunlar toplantının dosyaları unutmuşsunuz sanırım başka bir isteğiniz yoksa ben çıkayım" dedi. "Cansu rica etsem bana soğuk su getirir misin?" Dedim Cansu kafasını sallayıp çıktı. Bende Mirza'nın yerinden kalkacaktım ki Mirza "otur sen" diyip Azad abinin karşısındaki koltuğa oturdu. Azad abi "Ben kendi odama geçeyim işler malûm" diyip odadan çıkınca"Allah aşkına Mirza ben gidiyorum sürükledin peşinden saate bak saat daha 10 ben burda ne arıyorum anlamadım ki" diyip söylenmeye başladım ki Mirza "Peşinde ki adam-" derken kapı tıklatıldı ve içeriye Cansu girdi "Suyunuzu getirdim Simay Hanım" diyip suyu verdikten sonra çıktı. Mirza "Simay hatırlıyorsan 15-16 yaşındayken bir araba kazası yaşandı. Bu kazaya sebep olanlar babanın bir ihaleden çekilmesi için göz dağı vermeye çalışıyordu ancak kaza oldu, fakat o ihaleyi baban aldı ve ihaleyi kaybetmek onlara pahalıya patladı. Neden hâlâ senin peşindeler bu kısmı bende çözemedim ancak babanla işleri bitmişe benzemiyor" dedikleri ile donmuş bir şekilde ona bakıyordum, babam o adamlardan bir iz bulamadığını söylüyordu ama Mirza oldukça bilgiye ulaşmıştı tuhaftı. Mirza'nın bu olay hakkında bu kadar derine inmesi daha doğrusu benim için bu kadar derine inmesi daha tuhaftı. Bölüm sonuuu Bölümü dün atmam gerekliydi ancak bitiremedim. Bu olay havada kalmamalıydı boşu boşuna bir kazadan bahsetmiş olamam değil mi? Oy bekliyorum aşklar
|
0% |