@senaryonuz
|
Halit ağanın "Tamam buna da tamam ama beni tehdit etmeni asla unutma Simay" demişti ve bende odama çıkmıştım. Saat 17;00 olmuştu bile bir saattir ne çekiyorum ben ya. Mirza salonda yaşananlardan sonra evden gitmişti. Şuan canım çok sıkıldığı için şirkette çizmeye başladığım Mirza'nın çizimine devam etmeye karar verdim. 2 saat süren çizimim ile sonunda Resimi tamamlayabilmiştim. Kağıdı bir dosyaya koyup Giyinme odasında kendi eşyalarımın arkasındaki diğer dosyaların yanına koydum. Oldukça acıkmıştım,bizim kattaki mutfağa ilerleyip dolaptan makarna çıkarttım. Bence harika bir yemekti, Konaktakiler yarım saat önce yemişti ancak benim canım istemediği için inmemiştim. Şimdi hünerlerimi konuşturma zamanıydı. Abartmasan mı Simay? Sadece makarna. Geçen yarım saatin ardından makarnam hazırdı. Masaya koyup yemeye başlayacakken Oğuz aramaya başladı. "Efendim Oğuzcum" derken bir yandan da makarnanın yanına yoğurt koyuyordum. "Nasılsınız hanımefendi?" Diyince yemeye başladığım makarnayı hızlıca yutup. "İyiyim yemek yiyorum" Oğuz bir an duraksadı "Yanlış bir zamanda mı aradım? Kalabalık mı?" Diye masum masum sorunca "Hayır Oğuz onlar yedi ben daha yeni acıktım tekim yani" dedim. Oğuz "İyi bari, özledim be Simay" diyince ufak bir tebessüm oluştu dudaklarımda. "Bende özledim bu gidişle görüşmemiz İzmir'e kaldı" kendisi halamın yüzünü unuttuk Oğuz isyanları sebebiyle Halamın yanına gitmişti. "Ben seni sonra arayacağım annem çağırıyor" diyip bir anda yüzüme kapattı. Yemeğe devam ederken birden arkadan ses gelmesiyle kafamı çevirdiğimde bana ifadesizce bakan Mirzayı gördüm. "Afiyet olsun" ses tonu fazla ifadesizdi. "Sağol" diyip yemeğe devam ettim. Mirza masaya doğru ilerleyip karşımdaki sandalyeye oturdu. "Yer misin?" Ne kadr düşünceli bir insandım. "Hayır" dedi ama bana bakmaya devam ediyordu. Ağzımdaki lokmayı yutup "Yemeyeceksen niye bakıyorsun?" Rahat rahat yemekte yedirmiyordu. Hiçbir şey demeyip bakmaya devam edince sesli bir şekilde sabır çekip yemeğe odaklandım. Açtım aç. Geçen 5 dakikanın ardından Mirza "Gece bizim çiftliğe geldi artık ve sen gittikten sonra da bizim çiftlikte bakılmaya devam edecek." Demesiyle "Neden?" Diye sordum. "Bir sebebi yok " dedi tok bir sesle. "Atıma bir şey yapmayı düşünmüyorsun değil mi ?" Diye sordum şüpheli bir şekilde. "Saçmalama Simay sadece bizim çiftlikte kalacak dönünce götürürüz sizin çiftliğe" dedi. Gece eğer oraya alıştıysa kalmasında bir sakınca yoktu. "Kalsın bakalım" Sonunda yemeğim bitmişti, kalkıp makinaya bulaşıkları attıktan sonra ellerimi yıkayıp tekrar bizim katın oturma odasına girdim. Mirza'nın yanına oturduğumda birden "İzmir'de seni bekleyen kim?" Diye sorunca anlamamış gözler ile ona baktım. "Telefonda İzmir'e gelince görüşürüz dediğin" diye sordu. "Oğuz halam yanına çağırmıştı ve muhtemelen ben gidene kadar bir daha gelemez." Dediğimde rahatlayan bakışlarını görebiliyordum. "Niye sordun?" Diye bu sefer de ben bir soru sordum. "Merak ettim sadece edemez miyim? Allah Allah" triplere bak. Mirza'nın yanından Kumandayı alıp televizyonu açtım ve uzun zamandır izlemek istediğim animasyonu açtığımda Mirza "Cidden çizgi film mi izleyeceğiz?" Diye sordu. Ne demişti o çizgi film mi? "Animasyon bu ve çizgi filmde izleyebiliriz bunda ne var ?" Dememle hiç bir şey demeyip animasyona odaklandı. Animasyon izlemeye başladığımız ilk yarım saat Mirza'nın her dakika "Bunu mu izleyeceğiz sıkıldım bile" demesiyle uğraşmıştım en sonunda izlemeye başlamıştı ve şuan top patlasa duymaz bir dikkat ile izliyordu. Animasyonun bitmesi ile "Ne oldu Mirza bey baya sevdiniz bakıyorum" dedim alayla "Ne sevmesi öyle can sıkıntısından izledim" diyince gülmeye başladım. Mirza ise bir şey demeden odadan çıkıp yatak odasına ilerledi. Bende gülmemi durdurmuş yatak odasına girmiştim. Hızla pijamalarımı giyiyip koltuğa yattım. **** Sabah olmuş herkes uyanmıştı, kahvaltı hazırlanıyordu ve bizde Mehir ile terasa oturmuş İzmir ve İtalya dedikodusu yapıyorduk. İkimizde birbirinizin hayatlarına oldukça hakimdik. 15 dakika süren dedikodumuz kahvaltıya çağırılmamıx ile son bulmuştu. Dedikodu her şeydi. İkimizde sofreya ilerlediğimizde yerlerimize yerleştik.
Sakin geçen kahvaltının ardından Halit ağa, Mehpare teyze, Elvan, Azad abi, Mirza ve ben ile Mehir avluda oturuyorduk. Birden konağın kapısı şiddetli bir şekilde çalınmaya başlandı ve Mirza balindeki silah ile kapıyı açtığında Berna içeriye girdi. "Beni intikamın uğruna oda köşelerinde ağlatmana, kuzeninle evlendiririz demene değdi mi baba!" Diye öyle bir bağırdı ki. Konakta deprem etkisi yarattı. Bunu demesiyle tüm gözler bana dönerken Halit ağa öyle bir öfke ile bana bakıyordu sanki bir kaşık suda boğmak istiyordu. Mirza'nın da bakışları sakin değildi tek dediğim şey "Ben söylemedim" oldu. Bölüm sonuuu Normalde dün atmam gerekliydi ancak olmadı, yetişmedi. Sizce Bernaya kim söyledi??? İyi okumalar Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Görüşmek üzereee
|
0% |