Yeni Üyelik
30.
Bölüm

29. Bölüm

@senaryonuz

Ben söylemedim dememe rağmen hâlâ bana bakıyorlardı, Halit ağa sonunda kızına dönmüş "Bernam dinle beni güzel kızım" desede Bernaya fayda etmemişti. Berna "Baba bak ben mutluyum vallaha ya ama neden yani Baran şerefsizin teki de çıkabilirdi neden ben bu kadar kolay gözünden çıktım?" Dedi.

Halit ağa bir şey dememiş yavaşça yutkunmuştu. Mirzaysa hâlâ bana bakıyordu. Ne var acaba ben demedim diyordum anlamıyordu.

Konağın önünde iki araba durdu birinden Miraç diğerinden ise Baran abim indi, Baran abim hızla Berna'nın yanına gelip "Hadi Bernam gel gidelim" diyip elinden tutmaya çalışsada Berna engelliyordu.

Sonunda Baran abim Bernayı dışarı çıkarttı ve Halit ağa bana dönüp üzerime yürümeye başladı "Senin yüzünden oldu, tamam dedik işte kapatamadın çeneni " dediğinde hâlâ üzerime yürüyordu. "Eğer ben çenemi kapatamıyor olsaydım sizcede şimdiye kadar öğrenmez miydi?" Diye sormam ile sonunda üzerime yürümeyi bırakan Halit ağa

"Yani kimi suçluyorsun sen!?" Diye sordu. "Kişi veremem ama kendimin olmadığını biliyorum" dediğimde "Böyle bir şeyi bu konakta sen dışında kimse yapmaz ne de olsa seni pek tanımıyoruz" diyen Elifti. Ablasına düşkünlüğüne hak verebilirdim ama bu durum bana bir şey deme hakkını ona vermezdi.

"Elif haddini aşıyorsun" dedim uyaran bir ses tonuyla o ise bana bir şey demeyip alayla güldü Halit ağa "Elif haklı Simay kimsin ki sen?" Yuh artık gerçekten hadlerini oldukça aşıyorlardı.

Miraç dışarda ki adamlardan olayı öğrenip içeriye girmiş ve yanımda bitmişti."Simay'ın söylemesi ihtimal dahilinde bile olamaz o böyle bir şeyi yapmaz kim söyledi bilmiyorum ancak Simay'ın söyleyeceğini düşünmüyorum" Allah'ıma çok şükür zeka seviyesi yerinde biri vardı.

Mehir de yanıma gelmiş "Her ne olduysa oldu Berna öğrendi mi evet bunun dönüşü yok artık ayrıca bende Simay'ın söylediğini düşünmüyorum ayrıca madem Simayı tanımıyorsunuz siz beni tanıyor musunuz peki?" Dedi. Öyle ölmezler Mehir füze at.

"Her neyse er ya da geç doğrular ortaya çıkar burada beni suçlamak ile vakit kaybetmek yerine Bernayı geri kazanmak için yollar düşünebilirsiniz mesela" dedim

Halit ağa ve sessizce duran Mehpare teyze yukarı ilerlerken Elif bana ters bir bakış atıp yukarıya yöneldi. Azad abi ise Elvan ile beraber dışarıya çıkıyordu. Sadece Mirza, Mehir, Miraç ve ben kaldık.

İki Yanımda da duran Mehir ve Miraç'a "Sağolun bazılarının aksine bana inandığınız için" bunu derken bakışlarım Mirzadaydı. Yanımızda değildi ancak bizi duyabilecek bir mesafedeydi. Hareket eden adem elmasından yutkunduğunu anlamıştım.

"Neyse ben yukarıya çıkıyorum" diyip merdivenlere yöneldim ben odaya girdikten 2 dakika sonra kapı açıldı ve Mirza içeriye girdi.

"İzmir'e 2 hafta önce gideceksin hazırlan yarın akşam, bizim köy evine götüreceğim seni orada durursun 2 hafta sonrası İzmir." Dedi. Konuşurken yüzüme bile bakmamış, sanki duvarla konuşuyor gibi duvara bakmıştı.

Bunu beklemiyordum tamam gitmeyi her şeyden çok istiyordum ancak bu şekilde olması kesinlikle beklemediğim bir şeydi. Madem o böyle istiyordu kendi kaybederdi.

**** 

Eşyalarımı hazırlamıştım pek fazla bir şey almamış sadece 2 haftalık kıyafet almıştım, İzmir'de ki evimde bolca kıyafet bulunuyordu zaten. Şimdiyse hava kararmak üzereydi ve ben annemlerin yanına gidecektim.

Siyah kısa kollu giyip koyu yeşil spor bir tulum giydim. Siyah saçlarımı da salıp telefonum ve babamdan aldığım kart ile odadan çıktım.

Ela ile buluşup konağa geçecektik. Hızlıca merdivenlere yönelip aşağıya inmeye başladım

Daha 1 kat inmiştim ve terasta oturan Halit ağayı görmeyi beklemiyordum. Farketmemiş gibi yoluma devam ederken "Bu sefer kime ne yetiştirmeye gidiyorsun?" Diye sordu. Adımlarım yavaşlamış ancak durmamıştı. "Allah Mehpare teyzeye sabır versin, yetiştirmeye gitmiyorum işlerim var Halit ağa" dedim.

Hızlıca merdivenlere ulaşıp aşağıya inmeye başladım ve kapıdan dışarıya çıktığımda Mirza'nın arabası tam önümde durmuştu, aynı zamanda kapının önünde.

Mirza'nın arabasının arkasındaysa İdris abinin arabası vardı, beni o götürecekti. Arabaya doğru ilerlerken Mirza kendi arabasından inmiş bana doğru geliyordu "Simay" diye seslendi fakat bu bende bir etki yaratmamış aksine daha da hızlanıp arabaya binmeme sebep oldu.

İdris abi arka koltuktaki bana bir bakış attı ve Arabanın yanında öfkeyle bana bakan Mirzaya baktı "Nereye gideceğiz ya da gidecek miyiz?" Diye sordu. "Abi gideceğiz tabiki sen çarşıya sür" dedim. Araba hareket etmeye başlamıştı.

Daha 5 dakika geçmişti ki telefonum çalıyordu arayan Mirzaydı. Şaşırmamıştım. İdris abiye bir bakış atıp telefonu açtım. "Nereye gidiyorsun Simay!?" Diyen Mirzaya "Ela ile işlerim var akşamda geç gelirim konağa uğramam gerekli beni beklemeyin" dedim sanki bekleyen varmış gibi. Mirza bir şey demedi duyduğum tek şey soluk sesleriydi "Bir şey demeyeceksen kapatıyorum" dememle kapatmam bir oldu.

****

Ela ile beraber 2 saat geçirmiştik oldukça dolu dolu geçen 2 saatti. Baya eğlenmiştik İzmir'e gitme vaktimiz öne alındığı için oldukça mutluydu ancak Mirza ve Halit ağa nefreti yine kararmıştı. Şimdiyse konağa geçmiştik.

Annemin geleceğimizden haberi vardı Konağa girdiğimizde terasta oturan ve bize bakan 5 kişi vardı annem, babam, Barın abim, Eymen ve Melek. Ela ile beraber hızlıca Yukarıya çıktığımızda ufak bir selamlaşmanın ardından Ela "Rana teyzeciğim ve Halit amcacığım biz acıktıkta yemek ne zaman yeriz?" Diye sordu.

Annem ve babam gülerken Barın abim alayla Elaya bakmış "Sen ne zaman toksun ki Ela, işin garip yanı kilo almıyorsun" diyince Ela "Kıskanmaya devam edebilirsin abi" dedi.

Babamın sofraya geçelim demesiyle şuan sofradaydık ve ben yemeği zehir edecek İzmir'e gideceğimi söyleyecektim maalesef Bernada burdaydı ve ben ona hiç güvenmiyordum ya da yemeği boş verip annem ve babama durimu anlatacaktım sanırım bu çok daha mantıklıydı.

***

Geçen yemeğin ardından Ela ile konuştuk ve o Baranları oyalarken bende babam ile konuşacaktım. Şuan üçümüz oturuyorduk. "Ben İzmir'e 2 hafta sonra gideceğim bazı durumlar oldu biliyorsunuz Berna falan o yüzden 2 hafta konaktan uzakta durup 2 hafta öncesinden İzmir'de olacağım." Demem ile babam "Sana bir şey mi demeye kalkıştı onlar!?" Dedi sinirli bir sesle.

"Ben hallediyorum dediğim gibi bir süre konuşmayacağız her neyse haberiniz olsun" dedim. Daha fazla konuşmak istemiyordum, çünkü vedaları sevmezdim.

Sıra Berna ile konuşmaktaydı hızla annemlerin yanından ayrılıp Bernayı çağırmaya gittim.

Terasta sadece ikimiz oturduk Baran abim ufak bir bakış atmıştı çıkarken ancak umrumda mıydı?

"Sana bunları kim söyledi Berna bana cevap vermen gerekli çünkü ben suçlanıyorum hemde haksız yere" dediğimde Berna'nın cevabı"Kim diyorsa diyor ayrıca suçlanıyorsan bana dediklerindendir hak ediyorsun " diyip kalktı ve gitti. Arkasından şaşkın bir şekilde bakıyordum Bernaya ne demiştim ki ben? Bu kızı kim dolduruyordu?

Bölüm sonuu

Yazım hataları olduysa kusura bakmayın aşklar daha sonra düzenleyeceğim

Oylarınızı bekliyorum sizleri seviyorum

MİRZA AKILLAN ARTIK KOÇUM

​​​​​

Loading...
0%