Yeni Üyelik
31.
Bölüm

30. Bölüm

@senaryonuz

Konağa geri dönmüştüm, Berna ile konuştuktan ve istediğim yanıtı alamadıktan sonra konağa dönmeye karar verdim. Madem bana kimse dürüst olmuyordu bende dürüst olmayan yollara başvururdum.

Konağa girip hızlıca merdivenleri çıktıktan sonra odaya girdim. Mirza arka tarafa bakan pencerenin önünde duruyordu. Bir şey demeden giyinme odasına geçip kırmızı bir şort ve siyah askılı bir üst giydim. Yatmak için gayet uygundu.

Tekrar odaya döndüğümde Mirza yatağa oturmuş duruyordu, çıkmam ile bakışları bana döndü. Bir şey demeden koltuğa geçip yatacaktım ancak Mirza daha oturmam ile "Yarın sabah kahvaltıdan sonra yola çıkarız." Dedi. Bir şey demeyip sadece kafa salladım.

Ancak anlamadığım bir kısım vardı neden bu kadar ağır bir tepki gördüm? Çok önemli bir konu değildi kız er ya da geç bunu öğrenirdi. Berna'nın üstüne hem bu kadar düşüp hem de bu kadar kolay gözden çıkartmalarına anlam veremiyordum.

Hemen üzerime yüklemeleri de ayrı bir kafaydı. Neyse kendimin haklı olduğunu, söylemediğimi ortaya çıkarıp buradan gidecektim gerisi de beni pek ilgilendirmezdi.

***

Gözlerimi açtığımda Mirza hâlâ yatıyordu, kahvaltıya az kaldığı için banyoda işlerimi hallettikten giyinme odasına geçtim Siyah kumaş pantolon giyip üzerime de siyah çapraz belden bağlamalı crop giyip tekrar odaya döndüğümde Mirza Muhtemelen banyodaydı bende odadan çıkıp bu kattaki Amerikan mutfağa girdim.

Dün akşam Mirza uyuduktan sonra aradığım Yavuz'u tekrar aramaya başladım. Yavuz Kudret amcanın manevi oğlu sayılırdı. Pek tekin değillerdi istedikleri şeyi kolayca bulurlardı bu yüzden Berna'nın telefon geçmişinden kimler ile konuştuklarını ya da kamera kayıtlarından kiminle görüştüğünü bulmasını istemiştim. Beni kırmamış sabaha hallolur demişti.

"Buldum Simay sabaha kadar uğraştık" diyince tek bir soru sordum "Kim?" Yavuzdan cevap gecikmedi "Hesaba 5.000 ateşlersen söylerim o da sen tanıdıksın diye" dediğinde "Görende seni fakir sanacak Yavuz " dedim alayla

"Eğer abim farketseydi ağzıma ederdi biliyorsun kendisi hariç bakmamızı istemiyor beyefendi" dedi. Acaba neden istemiyordu? "Yavuz sana yanlışlıkla omuz atan çocuğun numarasını bulmak için kullanmanın da istememesinde etkisi var gibi" dedim.

Yavuz ise "Sırf para vermemek için konuyu çeviriyorsun ama neyse" Artık söyleyebilir miydi? "Hadi Yavuz hadi koçum" dememle "Bana anlattıklarından sonra Elvan olduğunu düşünmüştüm ancak yapan Elif, kayıtları sana yolluyorum telefonda konuşmuşlar" dedi.

Elif mi? Bizim Elif işte bunu beklemiyordum. Yavaşça yutkunup "Tamam Yavuz sağol" diyip direkt telefonu kapattım. Arkamı dönüp odaya geri dönecekken kapı da ki Mirzayı görmemle "Ayy!" Diye çığlık atmam bir oldu. Mirza ise ifadesizce yüzüme bakıyordu. Bende yanından geçip gidecekken "Konuştuğun it kim?" diye sordu.

Paşama bak sen, ona neydi? "Öncelikle it falan diyemezsin haddini bil. Arkadaşım" diyip direkt çıktım ve hızla yatak odasına geçip bavuluma kalan düzleştirici, maşa ve makyaj malzemelerimi koydum, ayrıca ufak bir glossta sürdüm.

Odadan çıkıp aşağıya indiğimde masa hazırdı Mirzada masaya geçmişti tek eksik Meriçti. Masaya oturmayıp "Size söylemem gereken bir şey var, beni suçladığınız şeyi aslın-" daha sözümü tamamlamadan odaya giren ve "Buldum abi diye bağıran" Meriç ile gözler ona dönmüştü. Elife baktığımda oldukça gergin gözüküyordu. Meriçe müsade etmeden "Elif" diyecektim ancak o da benimle beraber söylemişti.

Gözler ikimiz arasında gidip gelirken bende Mirza'nın yanındaki yerimi aldım. Gözler Elife döndüğünde ablasına bunu nasıl yaptığı herkesin aklındaki soruydu. Ben ise açıkçası mutluydum. Demek Elif tanıdığım gibi biri değildi bu önemsiz bir detaydı. Buradan gidecek olmanın verdiği huzuru hiç bir şey veremezdi.

Halit ağa "Neden bunu yaptın Elif" bunu öyle bir söyledi ki bağırsa daha az etki yaratırdı. Elif dolan gözleriyle "Baba Elvan yenge dedi ki" diyecekken Elvan "Elif bir de bana iftira mı atacaksın, iyice tanıyamıyoruz seni" dedi. Bunu öyle bir soğukkanlılıkla söylemişti ki şaşkınlık içinde ona baktım.

Elif "Baba gerçekten Elvan yenge dedi bana, ablana sen söylemezsen Simay söyleyecekmiş bizden birinden öğrenmesi daha iyi olur, babamlar seni sevmiş söyle diye dedi" ağladı ağlayacak bir haldeydi. Halit ağa Elvana öyle bir bakıyordu ki. Azad abi "Al baba görücü usulü diyip şu kadına mahkum ettiniz beni" işte bunu bende bilmiyordum.

Azad abi kalkıp gittikten sonra Halit ağa gözlerini Elvana kitlemiş ona bakıyordu. Mehpare teyze "Gerçekten çok yazık Elvan, seni biz kurtardık Azad ile evlenmeseydin kim bilir ne hâlde olurdun" iğrenircesine söylemişti tüm bunları.

Mirza yaşananlara hiçbir tepki vermemiş öyle oturuyordu. Tabi mesele beni suçlamak olunca konuşası geliyordu beyefendinin. Elvan sofradan kalktı ve o kalktından 15 dakikanın sonra sofrada kimse kalmamıştı. Sadece Mirza ve ben vardık

"Ne zaman çıkarız?" Diye sordum gayet rahatça Mirzaysa dalgınca "Nereye?" Diye sordu. Saçmalama Mirza lütfen "Köy evine bırakacaktın beni falan hani?" Dedim sorarcasına. Mirzaysa "Sence sırası mı Simay?" Dedi. Bence tam zamanıydı. "Asıl şimdi tam zamanı Mirza, sizinkiler kargaşa ile uğraşırken ben kimsenin umrunda bile olmam" öyleydi kimsenin umrunda değildim zaten.

Mirzaysa "Gidemezsin Simay zorlama laf anla biraz yorma insanı"yüksek bir sesle bunu dediğinde "Buradan def olup gideceğim günü iple çekiyorum" bende yüksek sesle bunu dedim. Mirzaysa hiçbir şey demeden kalktı ve evden çıktı.

Bölüm sonuu

Arkadaşlar yavaş yavaş sınavlar geliyor o yüzden bölümlerde gecikmeler yaşayabiliriz ama elimden geleni yapmaya çalışacağım.

Oy vermeyi unutmayalım ayrıca okurken bıraktığınız satır arası yorumları beni oldukça mutlu ediyor aynı zamanda da motive kaynağı.

Biraz da kitaptan konuşalım artık yavaştan Simay'ın gitme zamanı geldi farkındaysanız. Gidebilirse tabii

Sizleri seviyorumm Bir sonraki bölümde görüşmek üzereee :)

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%