Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@senaryonuz

Asaf ağa'dan

Biz 3 kardeştik en büyükleri bendim, benden sonra Cihan doğmuştu. Cihan okumaya İstanbul'a gitmiş, orada yaşamaya başlamıştı.

Evlenmemiş kendi işini kurmuştu aramızda 6 yaş vardı. En küçüğümüz Mercan ben 15 yaşındayken doğmuştu.Babam Mercan'ı hep yok saymış. En ufak hatasını burnundan getirmişti. Mercan 10 yaşındayken annem Almanya'daki akrabalarının yanına yollamıştı ve babam ölene kadar Mardin'e adımını atmadı.

Ben evlenmiş 2 oğlum olmuştu. Babamdan bir hareket gelmemişti ta ki Simay doğana kadar.

Kız çocuklarına çok düşündüm, küçüklüğümden beri tek istediğim kızı mın olmasıydı. Baba denilmeyi hak etmeyen adam Simay doğduğunda beni tehdit etmeye başlamıştı benden çok daha güçlüydü.

Eğer Simay ile ilgilenirsen onu öldüreceğini söylemişti. İlk başta evim içini göremez diye düşünmüştüm ama öyle olmadı. Sadece 2 yardımcımız vardı o da aileden gibiydi. Bir süre uzaklaştırmam da fayda etmemişti.

Eymen 12 Simay 14-15 yaşındayken babam Ahmet amca tarafından öldürülmüştü. Bir evlat babasının ölümüne sevinir miydi? Ben sevinmiştim. O zaman rahatça Simay ile ilgilenmeye başlamıştım ama artık Simay için çok geçti. Kızım benden babam yüzünden uzaklaşmıştı.

Ben kızım için kızımdan vazgeçmiştim.

5 gün sonra Simay'dan

Sabah saat 8 buçukta uyanmış pijamalarımla Meleğin odasına gelmiştim. Küçük Hanım sabah gözünü açtığı gibi oyun oynamak istemişti, bende kıramamıştım.

"Melek bebeğim saat 9 oldu birazdan kahvaltıya ineceğiz ben üstümü değiştireyim." dedim ve Meleğin odasından çıktım.

Kendi odama geçmiş siyah kargo pantolon ve siyah crop giymiş banyoya girmiştim. Birden aşağıdan sesler yükselmeye başladı. Aşağıya inmeye başlamıştım ki gördüğüm manzara hiç iç açıcı değildi. Mirza, Miraç ve Halit ağa gelmiş, Halit ağa babama bağırıyordu. Mirza'nın yüzünde bir sinsilik sezmiştim.

Babam ve Barın Halit ağaların karşısında duruyordu. Halit ağa "Senin kansız oğlun benim kızımı kaçırdı, nerede oğlun?" Diye bağırıyordu.

Ben merdivenlerin sonunda durmuş onlara bakıyordum. Babam "Bizde her yerde ikisini arıyoruz " dedi. Sabahtan beri bu ikili aranıyordu ve benim haberim bile yoktu. Halit ağa "Oğlun bulunana kadar kararını ver Asaf ağa ya oğlun ölür ya da kızın berdele kurban gider" dedi.

Bir insan kendi kızının ölümünün olduğu bir şeyi nasıl seçenek olarak sunardı. Ya da kendi evladını istemediği evliliğe sürükleyecek bir şeyi nasıl seçenek olarak sunardı.

 

*****

 

Annem ağlıyor, Eymen Melek ile ilgileniyordu. Nereye saklandılarsa sağlam saklanmışlardı. Barın abim babamla aramaya gitmişti. Saat 14.00 olmuştu bir haber yoktu. Akşam Halit ağalar bütün aile bize gelecekti.

Konağın kapısı açıldı içeriye Baran ve Barın abim, babam girdi. Babam "Ya ölüm ya berdel diyorlar para teklif ettim kabul etmiyorlar." Dedi. O Halit ağa kadar iğrenç biri yoktu.

Barın abim "Simayı evlendiremeyiz, ne yapacakları belli olmaz onların" dedi. Aklımdaki soruyu sordum "Berdel kiminle olacakmış?" Babam "Mirza ile özellikle seçmiş gibi Mirza diyor. Mirza Halit Ağa'nın kendi gibi yetiştirebildiği tek oğlu" dedi.

Halit ağa fazlasıyla kurnaz bir adamdı. Mirza ile konuşacak hem kendimi hem abimi bu töre denilen illetten kurtarmayı deneyecektim. Ümidim yok ama denemek parayla değil.

Barın abime döndüm, "Abi bir gelir misin?"Yukarıya çıkmaya başladık, çıkınca direkt "Bana Mirza'nın telefon numarası lazım" dedim. Barın abim " Ne yapacaksın numarayı?" Diye sordu. "Konuşmam lazım abi hadi bekletme insanı" diyince numarayı söyledi.

Odama geçip Mirzayı aradım. Telefon kapanmak üzereyken açtı "Mirza ben Simay Demiroğlu" dedim. Bununla konuşmak hiç istemiyordum ama mecburdum. Mirza " Ne için aradın?" Dedi. "Buluşmamız lazım, konuşacaklarımız var müsait misin, akşamdan önce konuşmamız lazım?" Haydi bismillah. "Müsaitim Mardin çarşısında ki kafemizde buluşalım" dedi. Bende tamam diyip kapattım.

Üzerimdekiler dışarı çıkmak için uygundu. Evdekilere çıktığımı söyleyip motora bindim. Bu Mirza işleri yokuşa sürmezse iyiydi. Hayır niye o kadar çocuğun içinde bu. Umursamaz Meriç'i tercih ederdim.

Kafenin önüne gelmiş, motordan inmiştim. İçeriye girdiğimde duvar kenarındaki masada oturmuş beni bekleyen Mirzayı görüp yanına gittim. "Evet, ne konuşacakmışsın benimle?" diye sordu. "Baban parayı kabul etmemiş, gerçekten kardeşinin ölümünü kabul edecek bir abi misin?" Bunu sorduğumda direkt "Sizin paranıza mı kaldık biz" diye çıkıştı ve " Para teklifi yerine kendini evlilik fikrine alıştır" dedi.

Onların evi benim ölümüm olurdu ama ben kendimi güvenceye alacaktım. "İstenmeyen bir evlilik mantıklı mı sence?" Diye sormamla gözlerimin içine bakarak " Ben evliliği istiyorum sen diretiyorsun" dedi. O evlilik öyle onun kafasındaki gibi işlemeyecekti, bir evlilik olacaktı ama benim kurallarımla.

"Madem benimle evlenmeye bu kadar meraklısın evleniriz ama bu evlilik asla gerçek olmayacak" dedim. Bana baktı "Nasıl olacakmış o?" Diye sordu. "4 ay sürecek 4 ayın sonunda anlaşamıyoruz diyeceksin ve beni evden yollayıp sevdiğin bir kız ile evleneceksin. Herkes beni size ait herhangi bir yerde bilecek ben okuluma devam edeceğim" dedim.

Mirza "Sence Mardin'de bunun imkanı var mı" soru güzeldi. "Tatil günlerinde arada konağa gelir kendimi gösterir giderim, anlaşmalı bir evlilik olacak eğer kabul etmiyorum dersen kaçan o ikili için fazla bile çabaladığım için kardeşinin ölümünü izlersin" dedim.

Mirza sinirlenmiş duruyordu, onu tehdit etmemi kendine yedirememiş gibiydi. "Kabul ediyorsan yarın sözleşmeyi avukatım ile ayarlayacağız, cevabın Karanoğlu?" Mirza "Tamam dediğin gibi olsun ama şunu bil o 4 ayı burnundan getireceğim" öfkeyle bunu dedi. Fazla sinir kalbe zararlı erken ölür bu kadar sinirle. "O zaman akşam görüşmek üzere" diyip kalktım.

Canım oğlum Aslana atlayıp evin yolunu tuttum. Mirzaya dediklerim gayet mantıklıydı. Kendimi güvenceye almak zorundaydım Halit ağa ile hayat çekilmezdi. Sanırım berdeli kabul ettiğimi evdekilere söylediğimde ufak bir kaos yaşanabilirdi.

Konağın önüne gelince motorumu garaja bırakıp içeriye girdim. Gazamız mübarek olsun. Avlu da kimse yoktu saat 17.00 dı ve avlu sıcaktı, muhtemelen salonda oturuyorlardı. Merdivenleri çıkıp salona girdim ve herkes buradaydı.

Babam ve annem yanyana oturuyor Baran tekli koltukta,Eymen diğer tekli koltuktaydı. Bende babamın karşısındaki koltuğa Barın abimin yanına oturdum ve lafa girdim "Mirza ile buluştuk ve berdel olacak" dedim. Babam kafasını hızla bana çevirdi "Ne diyorsun kızım, ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?" Diye bağırdı.

"Sandığınız gibi değil anlatacağım dinleyin önce. Anlaşmalı evlilik olacak 4 ay kadar sürecek 4 ayın sonunda anlaşamıyoruz bahanesiyle evden gideceğim daha sonra İzmir'e okula. Avukat işini Mustafa abiye söyleyeceğim sözleşme imzalanacak." Dedim.

Babam "Başka yolunu bulabilirdik " diyince "Baba sence sizin kanun işlemeyen topraklarınızda başka bir yol var mı? Adamlar parayı kabul etmemiş ölüm ya da berdel diyorlar ama berdeli seçeceğimize eminler."dedim. Babam omuzlarını düşürdü "Sana denilen en ufak kötü şeyden haberim olacak Simay" dedi. Başımı salladım "Saat akşam 8 gibi burda olurlar konuşuruz ama evliliğin sahteliği bizim ve Mirza arasında kalacak" dedim. Hepsi onaylayınca odama geçip akşamı düşünmeye başladım.

Yeni bölümümüz geldii bundan sonra her gün bölüm gelebilir mi bilmiyorum 2 günde bir de gelebilir haberiniz olsun aşklar

Lütfen oy verelimmm.

Size de ufak bir spoi vereyim bir sonra ki bölüm yeni bir karakterimiz geliyorrrr.

Görüşmek üzere sağlıcakla kalınnn

 

 

Loading...
0%