Yeni Üyelik
13.
Bölüm

Bölüm 10: Karım olsana

@senaryoyazankiz94

Sahne:1 Emniyet Müdürlüğü-Sorgu Odası/İç/Gündüz (Şimdi):

Polis memurları, Oktay'ı sorgularken Cansel ile Okan gelirler.

 

Okan: Oktay Bey... O gün anneniz bize olanları anlattı. Anneniz ile amcanızı o şekilde görmek sizi oldukça öfkelendirmiş olmalı. Kamera görüntülerinden de gördük.

 

Oktay: Böyle bir şeye kızmakta takdir edersiniz ki haklıyım.

 

Cansel: Takdir ediyoruz. Oktay Bey... Annenizle amacınızı birlikte o şekilde görmek sizi oldukça öfkelendirmiş olmalı. Amcanızı öldürmek isteyecek kadar hem de.

 

Oktay: Hayır... Amcamı ben öldürmedim. Pansiyonun içine bile girmedim. Annemle uzaklaştık oradan sonradan.

 

Okan: O zaman size şunu soralım Oktay Bey... O gün neden pansiyondaydınız. Bize ailenizle maç izlediğinizi söylemiştiniz.

 

Oktay: Babam evden çıkmıştı. Bende orada yine amcamla tartışmaya geldiğini düşünerek gitmek istedim. Yalan söylememin sebebi de babam tamam mı? Onu korumak için yalan söyledim.

 

Cansel: Babanıza kurduğunuz tuzağa bakacak olursak öyle babasını seven düşünen bir evlat gibi durmuyorsunuz da.

Oktay şaşkınca bakakalır.

 

Cansel: Merak etmeyin babanız şikayetçi olmadı. Ondan o konuda suçlanmayacaksınız.

Sahne:2 Emniyet Müdürlüğü-Sorgu Odası/İç/Gündüz:

Eyşan sorgulanır.

 

Eyşan: Kocam Oktay'ın peşinden gittim.

Sahne:3 Pansiyonun Önünün uzakları/Dış/Gece (Fatih'in Öldürüldüğü Gün):

Eyşan pansiyona doğru yürürken öfkeyle gözyaşları içinde ilerleyen Rezzan'ı görür. Ne olduğunu anlamaya çalışır halde ona bakınır. Sonrasında ise gözü kocasının sertçe arabadan çıkarttığı ve dövdüğü Fatih'e takılır.

Sahne:4 Emniyet Müdürlüğü-Okan'ın Odası/İç/Gündüz:

Okan ile Cansel karşı karşıya oturmuş sohbet ederler.

 

Okan: Burak Arıcan'ın işlemleri yapılıyor. Serbest kalacak.

 

Cansel: Ama amirim Batur'un görevi tehlikeye girecek. Ne yapacağız?

 

Okan: Yapacak bir şey yok. Başka şüpheliler çıkınca tamamen şüpheli olmaktan çıktı. Haber ver Batur'a da. Görevden alınacak. Zaten bugün bana haber vermeden kafasına göre hareket etmesinden hiç hoşlanmadım.

 

Cansel: Rezzan demek ki onları o halde görmüş. Aldatılan kadının öfkesi de büyüktür. Cinayeti o mu işledi yoksa.

 

Okan: Olabilir. Orayı araştıralım.

 

Cansel: Neyse amirim. Batur'a haber vereyim.

Cansel, Batur'u arar ama ona ulaşamaz.

 

Cansel: Ulaşılamıyor amirim.

Sahne:5 Hastane/Dış/Gündüz:

Fuşya, Batur'un koluna dolanmış halde Serhat ile Dicle ise el ele olacak şekilde hastane binasından çıkarlar. Bu sırada 3 yaşında oğlu Anılla gelen Nisanur ile karşılaşırlar. Birbirlerini görmeyi beklemeyen Batur ile Nisanur şaşkınca birbirlerine bakarlar.

 

Nisanur: Batur...

Fuşya, Batur'un kolundan ayrılıp ne olduğunu anlamaya çalışır halde onlara bakar. Batur tek kelime etmeden uzaklaşırken Fuşya'da peşinden gelirken Serhat ile Dilce; Nisanur ile selamlaşırlar.

 

Serhat: Yenge... Hayırdır?

 

Nisanur: Anıl'ı kontrole getirdim.

Serhat hemen Anıl'ı severken Nisanur, Batur'un arkasından bakakalır.

 

Dicle: Batur ile tanışıyor musunuz?

 

Nisanur: Çok eskiden tanışıyorduk. İzmir'deyken aynı mahalledeydik.

Batur arabaya doğru gelir. Bir süre sonra Fuşya da arkasından gelir.

 

Fuşya: Burak Arıcan'ın karısını nerden tanıyorsun?

 

Batur: 7 yıl öncesinde aynı mahalledeydik.

 

Fuşya: Sevgili miydiniz?

 

Batur: Evet.

 

Fuşya: Ne oldu da ayrıldınız?

 

Batur: Fuşya gelmiş geçmiş konular konuşmasak.

 

Fuşya: Merak ettim desen ne olur?

 

Batur: Parasız olduğum için ayrıldı benden.

 

Fuşya: Peki üzgün veya kızgın mısın hala?

 

Batur: Zamanında üzüldüm evet ama şu anda umurumda değil.

 

Fuşya: Onu da sevmişsin zamanında ama. Belki hala içinde ona karşı bir şeyler vardır. Birde daha çok geçmişiniz var benden.

 

Batur: Zamanında sevdim ya da sevdiğimi sandım çünkü seni tanıdıktan sonra gerçek sevginin nasıl olduğunu senden öğrendim.

Batur, Fuşya'nın yüzüne dokunur.

 

Batur: Ne kadar uzun süredir birlikte olduğumuz gerçekten önemli değil. Önemli olan bu süre içinde bana hissettirdiklerin. Bana aşk ile bakan bu yeşil gözlerin içimdeki tomurcukları öyle bir yeşertti kalbimin de büyük balta girmemiş ormanları oluşturdu.

Batur, Fuşya'nın dudaklarını eller.

 

Batur: Bu dudakları her öpüşümde veya bu dudaklar her beni öptüğünde...

Batur, Fuşya'nın ellerine tutar.

 

Batur: Bana dokunan bu şefkatli eller, bana sarılışını öyle sıcaklık veriyor ki kalbime güneş adeta iki taraftan doğuyor bana.

Fuşya içten şekilde gülümsemesiyle Batur da ona gülümler bu sırada Nisanur onları uzaktan izler. İçinden konuşur:

 

Nisanur: Aklınca beni kıskandırmak istiyor. Batur... Ama yemem ben bunları. Burak'tan da kurtuldum zaten. Yeniden birlikte olacağız.

Nisanur; Dicle ile Serhat'a döner.

 

Nisanur: Peki Batur'un Fuşya'nın yanında işi ne?

 

Serhat: Düvenci ailesinin köşkünde şoför olarak işe başladı.

Nisanur içinden konuşmaya devam eder.

 

Nisanur: Demek ki gizli görevde. Doğru tahmin ettim.

Batur, Fuşya'nın ellerinin birini cebine koyarken diğerini avucunun arasına alıp ısıtmaya çalışır.

 

Batur: Aşkım arabaya binelim de. Isıtıcıyı açalım ısıtalım seni.

 

Fuşya: Tamam sende bana babamın şirketinde neler olduğunu anlatırsın.

 

Batur: Tamam hayatım. Serhat ile Dicle'yi beklememize gerek var mı?

 

Fuşya: Serhat'ın arabasıyla gelir onlar.

 

Batur: Tamam canım.

Batur ile Fuşya arabaya bineler.

Sahne:6 Düvenci Ailesinin Araba/İç/Gündüz:

Batur arabayı sürerken Fuşya yanındaki koltuktadır.

 

Batur: Tatlım ısındın mı?

Fuşya evet anlamında başını sallar. Batur, Fuşya'nın yanağını sever.

 

Fuşya: Şirkette neler olduğunu anlatır mısın?

Sahne7: Emniyet Müdürlüğü-Okan'ın Odası/İç/Gündüz:

Okan masasında bilgisayara bakarken Cansel gelir.

 

Cansel: Amirim

 

 

Okan: Cansel... Rezzan ile Fatih'in kızı ile ilgili herhangi bir delil bulabildiniz mi?

 

Cansel: Çok ilginçtir ki amirim. Rezzan'ın doğum yaptığına dair hiçbir belge arşiv bulamadık. Çok araştırdık ama.

 

Okan: Çok ilginç bu.

Sahne8: Okul (Güzel Sanatlar Fakültesi)-Sınıf/İç/Gündüz:

Merve ile Buket yan yana sohbet ederler. Buket zorla tostu yiyordur. Acı acı midesini tutsa da durmuyordur.

 

Merve: Buket... Kızım yemediğin şey kalmadı. Yeter artık!

 

Buket: Yetmez yetmez çok acil kilo almam lazım. Serhat kilolu etli butlu seviyor işte.

 

Merve: Miden ağrımaya da başladı ama.

 

Buket: Yok yok iyiyim ben. Beni bırak sende esas sabahki derste sen neredeydin?

 

Merve: Ahmetcanlaydım.

 

Buket: Yoksa yine?

 

Merve: Ne olmuş?

 

Buket: Kızım yapma bunu istediği her zaman bu işi yaparsan hevesini alınca bırakır seni. Biraz ağırdan satmayı denesen kendini.

 

Merve: Hiçte değil bak ayrılsa bile eninde sonunda bana geliyor işte.

Batur, Fuşya'nın çantasını taşırken Dicle ile sınıfa girerler. Buket ile Merve onları uzaktan izlerler.

 

Buket: Fuşya da şoför parçasıyla resmen sevgili olmuş desene. Ama baya yakışıklı çocuk cidden.

 

Merve: Ahmetcan'a salça olmasında çöpçüyle de olabilir.

 

Buket: Ama çanta taşımalara baksana çok romantik.

Merve kıskançlık dolu şekilde bakar.

Batur, Fuşya'nın çantasını sıraya bıraktıktan sonra saçlarını okşar.

 

Batur: Canım benim çıkışta gelirim tamam mı? Burada beni mutlaka bekle.

Fuşya içten şekilde tebessüm edip sevdiğinin gözlerinin içerisine bakar ve evet anlamında başını sallar.

 

Batur: Sınıfta bekle bebeğim kıyamam sana bu ağır çantayı tek başına taşıma şimdi.

Batur sevdiğinin alnına öpücük kondurur.

 

Dicle: Oynaşmayı sonraya bıraksanız hoca gelir birazdan.

 

Batur: Tamamdır çıktım şimdi.

Batur sınıftan çıkarken Fuşya hayran şekilde sevdiğine bakar. Batur ise kapıda ona aşk dolu şekilde son kez tebessüm edip gider. Midesini bulanan Buket ayağa kalkıp kapıya doğru yürürken Merve peşinden gelirken Buket daha fazla dayanamayıp kusarken tüm sınıf iğrenerek ona bakar.

Sahne9: Okul (İşletme Bölümü ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi)-Sınıfın Önü/İç/Gündüz:

Serhat sınıfına girmek üzereyken Ahmetcan karşısına çıkar.

 

Ahmetcan: Kuzen merhaba...

Serhat'dan ses çıkmaz.

 

Ahmetcan: Kuzen bozuk muyuz hala ya? Yapma böyle basit şeyler için.

Serhat sinirlenip Ahmetcan'ı tuttuğu gibi duvara yapıştırır.

 

Serhat: Ne demek basit? Ne demek? Bu yaptığım pisliğe nasıl basit dersin? Dicle'ye bakarken bile utanıyorum senin yüzünden.

 

Ahmetcan: Fuşya çok güzeldi ama dayanamadım onu öyle görünce. Öyle mini bir elbise giymeseydi. Hele o instegramında paylaştığı mayolu bikinili fotoğrafları libidomu tavan yaptırdı.

Serhat öfkeyle Ahmetcan'ın kafasını duvara vurur.

 

Serhat: Bir kız istediği gibi giyinebilir. Yada instegramına öyle fotoğraflar koyabilir. Bu ona zarar verme hakkı vermez sana. O senin pis zihniyetinden kaynaklanıyor.

 

Ahmetcan: Ayrıca Merve ile barıştık Fuşya'dan uzak duruyorum. Merak etme.

 

Serhat: Yoksa Merve'ye de mi?

Ahmetcan pis pis kahkaha atar.

 

Ahmetcan: O ne zaman istesem bana veriyor zaten. Kızın bana nasıl yandığını biliyorsun.

Serhat, Ahmetcan'ın boğazını sıkar.

 

Serhat: Onunda sana olan masum duygularını mı kullanıyorsun ya.

Öğretmenin gelmesiyle Serhat, Ahmetcan'ı bırakır. Ahmetcan öksürük içinde kalır.

 

Öğretmen: Ne yapıyorsunuz siz?

 

Ahmetcan: İki kuzen şakalaştık hocam sadece.

Öğretmen: Haydi sınıfa geçin.

Sahne10: Okul (Güzel Sanatlar Fakültesi)-Sınıf/Dış/Gündüz:

Batur, Fuşya ve Dicle yürürler. Batur, Fuşya'nın çantasını taşır.

 

Fuşya: Bu Buket de kırk yılda bir bir işe yaradı. Bak sayesinde hoca dersi iptal etti.

 

Dicle: Ama o ne kusmuk ya öyle rengarenkti.

İki arkadaşın yüz ifadeleri iğrenir gibidir.

 

Fuşya: Neyse konuyu kapatalım.

 

Dicle: Serhat'ın fakültesine doğru gideyim bende.

 

Fuşya: Tamam canım sonra görüşürüz.

İki arkadaş sarılıp vedalaştıktan sonra Dicle, Serhat'ın fakültesine doğru yürür.

 

Batur: Bebeğim seni nereye götüreyim?

 

Fuşya: Luna parka gidelim mi?

 

Batur: Olur bebeğim sen iste yeter ki.

Batur arabanın şoför koltuğunun kapısını açar.

 

Batur: Buyurun küçük hanım...

Fuşya içten gülümser.

 

Fuşya: Ya yapma böyle şeyler.

Fuşya koltuğa oturunca Batur eğilip emniyet kemerini bağlamak üzereyken yine birbirlerinin kokularını içlerine çekerler. Fuşya eliyle Batur'un yüzüne dokunur. Batur, Fuşya'nın mutsuz yüz ifadesini görünce o da üzülür. O da emniyet kemerini bırakıp sevdiğinin yüzünü okşar.

 

Batur: Canım bir şey mi oldu?

Fuşya'nın sessiz kalması Batur'un iyice endişelenmesine yol açar. Koltuğa oturup Fuşya'yı kucağına oturur. Sevdiği kızın bir eliyle saçlarını okşarken diğer eliyle omzundan sırtına doğru sıvazlar.

 

Batur: Fuşya korkutuyorsun beni lütfen söyler misin? Neler oluyor?

 

Fuşya: Burada olmak istemiyorum. Başka yere taşınalım beraber.

 

Batur: Canım nerden çıktı şimdi bu?

 

Fuşya: Burada olmak istemiyorum. Başka yere gitmek buradan olabildiğince uzakta olmak istiyorum.

Batur sevdiğini sevmeye devam ederken eliyle nazikçe yanağından tutup başını kendisine doğru çevirir ve sevdiğinin gözlerini içerisine bakar.

 

Batur: Tatlım kim ne yaptı söyle bana ki seni koruyabileyim.

Fuşya hiçbir şey diyemeden sadece ağlar. Batur şefkatle sevdiğini gözündeki yaşları silip kucağında küçük çocuk gibi sevmeye devam eder.

 

Batur: Tamam canım lütfen ağlama! Senin gözünden dökülen her damla yaş kalbime saplanan bıçak gibi yakıyor canımı lütfen.

 

Fuşya: Gitmek istiyorum buralardan.

 

Batur: Nereye gitmek istiyorsun? Seni nereye götüreyim?

 

Fuşya: Beraber olduğumuz sürece nerede olduğumuzun bir önemi yok.

 

Batur: Tamam canım söz veriyorum. Beraber buralardan gideceğiz tamam mı?

 

Fuşya: Gerçekten mi?

 

Batur: Söz veriyorum seni alıp gideceğim bu şehirden. Ama bazı şeyler için lütfen bana zaman ver.

 

Fuşya: Ne gibi şeyler ya yine gizemciliğe başladın.

 

Batur: Tatlım dediğim gibi halletmem çözmem gereken şeyler var lütfen sabret biraz sadece. Hepsini öğreneceksin sonra.

 

Fuşya: Peki tamam öyle olsun.

Batur, Fuşya'nın iki elliyle yanaklarını sevip yanağına öpücük kondurduktan sonra sevdiğinin kokusunu içerisine çeker.

 

Batur: Karım olsana.

 

Fuşya: Karın olayım.

Fuşya da sevdiğine sıkıca sarılır. Batur'un gülümseyerek gözlerinin içerisine bakar.

 

Fuşya: Sen bana evlenme teklifi mi ettin az önce?

Batur, Fuşya'nın yanaklarını sever.

 

Batur: Evet ettim sende kabul ettin.

Fuşya kahkaha atar.

 

Fuşya: Teklif bile değildi. Emir verir gibiydi.

 

Batur: Mum ışığında tek taş yüzükle önüne diz çökerek etmem gerekiyordu değil mi?

Fuşya yine kahkaha atıp Batur'a sıkıca sarılıp elleriyle sevdiğinin güçlü kollarını sever.

 

Fuşya: Yok bu şekilde daha çok hoşuma gitti. Onlar saçma sapan gösteriş hiç sevmiyorum. Sana bu yüzden bu kadar aşığım biliyor musun? Çok doğal içtensin.

Sahne12: Batur'un Evi/Dış/Gece (7 Yıl Önce):

Batur, Nisanur için sofrada mum ışığı eşliğinde yemek yiyorlardır. Nisanur bu durumdan memnuniyetsizdir.

 

Batur: Yemeğini mi beğenmedin yoksa?

 

Nisanur: Yok ondan değil de restoranda yeseydik keşke.

 

Batur: Restorana da gideriz sadece bu gün kendim yapmak istedim senin için yemek.

 

Nisanur: Zaten yapmadığın şey değil ki.

 

Batur: Tamam restorana da götürürüm hiç merak etme.

 

Nisanur: Bizim kızlar bahsediyordu çok güzelmiş yeni açılan Meksika restoranı oraya götürür müsün beni?

 

Batur: Götürürüm canım sen iste yeter ki.

Nisanur gülümser. Batur teypten romantik bir parça açarak Nisanur'u dansa kaldırır. Şarkı bittikten sonra Batur, Nisanur'un önünde diz çöküp cebindeki yüzüğü ona doğru uzatır.

 

Batur: Nisanur seni çok seviyorum. Benimle evlenir misin?

Nisanur, yüzüğe memnuniyetsizce bakar. Bir süre sessizce kalırlar.

 

Nisanur: Demek ki bana olan sevgin yeterince büyük değilmiş.

 

Batur: Hayatım saçmalama bunu da nerden çıkardın?

 

Nisanur: Buradaki taş gözükmüyor bile. Hatta taş var mı yok mu belli değil.

Nisanur ağlarken Batur ne yapacağını şaşırır.

 

Batur: Canım çok özür dilerim. İlk defa yüzük seçiyorum gerçekten bilemedim.

Sahne13: Lunapark/Dış/Gece (Şimdi):

Batur ile Fuşya lunaparkta oldukça eğlenirler. Zamanın nasıl hızlı geçtiğini farkına bile varmazlar. Batur ilerde midye dolma satan satıcıyı işaret eder.

 

Batur: Hayatım yemek ister misin? Alayım mı sana?

Fuşya yüzünü iğrenir gibi yapar.

 

Fuşya: Hiç sevmem o böcekleri.

 

Batur: O zaman çubuk patatese ne dersin?

 

Fuşya: Ona okeyim işte.

 

Batur: Alıyorum canım o zaman hemen.

Batur elinde iki tane çubuk patatesle döner. İki aşık boş masalardan birine geçip patateslerini yerler. Batur sevgilisine de yedirirken Fuşya oldukça mutludur.

Atış poligonumuna doğru gelirler.

Batur'un tüm hedefleri vurmasına Fuşya hayran bir şekilde bakar. En büyük boy oyuncak ayıcığı kazanan Batur mutlulukla onu Fuşya'ya uzatır.

 

Fuşya: Ben taşıyamam ki onu.

 

Batur: Doğru diyorsun senden büyük değil mi?

 

Fuşya: Ya dalga geçme ya.

 

Batur: Yavrum benim seni minnoş seviyorum ben. Hatta daha da minnoş olsan keşke de seni cebimde taşırım yanımdan hiç ayırmam.

Fuşya buna oldukça mutlu olur. Batur atış poligonumunu işaret ederek konuşur.

 

Batur: Sende denemek ister misin?

 

Fuşya: Ben senin kadar iyi değilim ki.

 

Batur: Yardım ederim sana hiç merak etme.

Fuşya atış yaparken Batur ona yardım eder. Bu temaslar ikisinin de kalbindeki kelebekleri havaya uçurur.

Sahne14: Düvenci Köşkü/Dış/Gece:

Pelin dışarı doğru yürürken Behçet ona çiçek uzatır.

 

Behçet: Pelin hanım sizden güzel olmasınlar ama

Pelin çiçekleri iter.

 

Pelin İstemem.

Pelin sokakta yürürken Behçet peşinden gelmeye devam eder. Pelin sinirlenir.

 

Pelin: Gelme peşimden Behçet gelme. Sevgilimle buluşacağım.

 

Behçet: Sevgilin mi?

 

Pelin: Aynen sevgilim.

Onlara gelmekte olan Cansel'i gören Pelin mutlu olur.

 

Pelin: İşte sevgilim geldi.

Pelin, Cansel'in yanına gittiği gibi onun dudağına öpücük kondurur.

Bunu beklemeyen Cansel de oldukça şaşırır.

Sahne15: Arıcan Köşkü/İç/Gece:

Nisanur bebek arasında oğlu ile eve gelir gelmez montunu çıkarıp askılığa astığı gibi salona girer. Karşısında kocasını görünce çok şaşırır.

 

Nisanur: Burak...

 

Burak: Ben geldim karıcım. Özledin mi beni.

 

Nisanur: Evet çok özledim.

Burak hemen bebek arabasından oğlunu kucağına alıp onu sever.

 

Burak: Aslan oğlum benim...

Evin yardımcısı gelir.

 

Evin Yardımcısı: Burak bey benden bir isteğiniz var mıydı?

Burak oğlunu evin yardımcısına verir.

 

Burak: Oğlumu odasına götürün. Ben güzel karımla biraz hasret gidermek istiyorum.

 

Evin Yardımcısı: Emredersiniz Burak Bey...

Evin yardımcısı kucağında Anıl ile uzaklaşırken Nisanur korku içerisindedir.

Burak yavaş yavaş Nisanur'a doğru yanaşır. Nisanur'un saçlarını okşayıp koklar.

 

Burak: Sen beni hiç özlemedin mi bakayım?

 

Nisanur: Özledim tabi. Özledim.

Burak Nisanur'un başından tuttuğu gibi dudaklarını sertçe öper. Nisanur kendini geri çekmek için tepinse de bir türlü başarılı olamaz. Burak, Nisanur'u sertçe koltuğa iter.

 

Nisanur: Burak... Ne yapıyorsun? Yavaş.

 

Burak: Karımı özledim. Hasret gidermek istiyorum.

Burak Nisanur'u sertçe koltuğa yatırıp üstünü yavaşça yukarıya doğru çektiği gibi göbek kısmına öpücükler kondurur. Nisanur'un hoşuna gitmese de buna ses çıkaramaz. Burak, Nisanur'un yanaklarına dokunarak konuşur.

 

Burak: Güzel karımı öyle çok özlemişim ki.

 

Nisanur: Bende öyle.

 

Burak: Söyle bana bakalım beni güzel karımın kokusundan hasret bırakanı bulup ne yapayım?

Nisanur: Bilmiyorum ki.

Burak, Nisanur'un saçını okşayarak konuşur.

 

Burak: Bunun cezasını güzel karımın seçmesini istiyorum.

 

Nisanur: Anlamadım neden benim seçmem gerekiyor ki?

Burak, Nisanur'u saçından tutar.

 

Nisanur: Ah!

 

Burak: Çünkü sana vereceğim cezayı kendin seç dedim.

 

Nisanur: Burak.. Ne diyorsun?

Burak sertçe Nisanur'a tokat atarken Nisanur bağırır.

 

Burak: Beni şikayet edenin sen olduğunu öğrenemeyeceğimi mi sandın ha?

 

Nisanur: Burak lütfen!

Burak sertçe tokatlar atmaya devam eder.

 

Burak: Kah..! Bana bunu nasıl yaparsın?

Yüzü yara bere kan içerisinde kalan Nisanur ağlar. Burak, Nisanur'un saçından tutarak evin kapısına doğru sürükler. Evin kapısını açtığı gibi Nisanur'u dışarıya iter.

Sahne16: Arıcan Köşkü/Dış/Gece:

Sertçe yere düşen Nisanur kendisine gelir gelmez. Kapıyı tıklar. Avazı çıktığı kadar bağırır.

 

 

Nisanur: Burak lütfen oğlumdan ayırma beni lütfen.

Sahne16: Düvenci Köşkü/Dış/Gece:

Feridun ile Sabiha bahçede çaylarını içerlerken arabayla Batur ile Fuşya gelirler. Batur arabadan indikten sonra Fuşya'nın kapısını açmasıyla onun inmesine sağlarken uzaktan izleyen Sabiha'nın yüzü asılır.

 

Sabiha: Yeter artık! Fuşya'yı hemen bir ehliyet kursuna yazdır.

 

Feridun: Batur'dan neden bu kadar rahatsızsın ki? Çok iyi bir çocuk. Bugün şirketimi kurtardı.

 

Sabiha: Ya şirketten pay almak istiyor aklınca işte. Bu kadar saf olma. Feridun. Bak kızımızla bu saate kadar dışardalar.

 

Feridun: Hayatım kızımız Dicle ile takılmıştır yine. Merak etme. Batur zaten Fuşya'dan kaç yaş büyük. Abi-kardeş gibi onlar tamamen.

 

Sabiha: Safsın Feridun safsın.

Feridun tam konuşmak üzereyken Batur Fuşya'nın çantası ve kocaman oyuncak ayı taşıyarak Fuşya ile birlikte gelirler.

 

Fuşya: İyi akşamlar.

 

Feridun: İyi akşamlar çocuklar.

 

Batur: İyi akşamlar efendim.

 

Feridun: Sana da iyi akşamlar evladım.

 

Fuşya: Dicle ile luna parka gitmiştik de bu ayıyı oradan kazandık ağır olduğu için Batur taşıdı benim için sağ olsun.

 

Feridun: Batur mu?

 

Fuşya: Aynen.

 

Feridun: Kızım lütfen ayıp oluyor senden kaç yaş büyük Batur abin. Ona Batur abi diye hitap et.

Batur ile Fuşya şaşkınca birbirlerine bakarlar.

 

Fuşya: Ne abisi ya baba saçmalama.

 

Batur: Gerçekten de adımla çağırabilir inanın hiç rahatsız olmuyorum.

 

Feridun: Bundan sonra abi diye hitap edilecek. Ben anlamam.

Batur ile Fuşya içeriye geçerler.

Sahne17: Düvenci Köşkü-Fuşya'nın Odası/İç/Gece:

Koltukta Fuşya, Batur'a sımsıkı şekilde sarılmış haldeyken Batur da onun saçlarını okşar.

 

Batur: Canım sana söz veriyorum çözmem gereken meseleyi çözdükten sonra babanın karşına çıkıp seni sevdiğimi söyleyeceğim.

 

Fuşya: Of ne bu mesele ya? Sanki dünyayı kurtaracaksın.

 

Batur: Denilebilir.

 

Fuşya: Ne demek şimdi bu ya?

 

Batur: Sadece biraz sabret. Tamam mı?

 

Fuşya: Bir an önce çöz neyse mesele lütfen. Batur abiciğim.

 

Batur: Kız deme öyle. Sevdiğim kız abi dedi arabeski yaptırma bana.

Batur, Fuşya'yı gıdıklarken kapı sesi gelir. İki aşık anında birbirlerinden uzaklaşırlar. Gelen Fuşya'nın kardeşi Uraz'dır.

 

Uraz: Abla

 

Fuşya: Ablacığım iyi misin?

 

Fuşya: Batur abimizde sağ olsun eşyalarımı taşımama yardım etti.

Abi kelimesini derken üzerini bastıra bastıra söyler Batur odadan çıkarken abiyi sana gösteririm der gibi bakış atar. Uraz'ın morali oldukça bozuktur.

 

Uraz: Yağızlar taşındılar.

 

Fuşya: Nereye gittiler?

 

Uraz: Oktay abimin annesinin evine gitmişler.

 

Fuşya: Bazı problemler olmuş ablacığım.

 

Uraz: Yağız'ı çok seviyorum ama ben kardeşim gibiydi benim.

 

Fuşya: Benim içinde öyle ablacığım inan. Görmeye gideriz ya merak etme.

 

Uraz: Sanmıyorum.

 

Fuşya: Neden öle dedin ki?

Sahne18: Düvenci Köşkü-Yağız'ın Odası/İç/Gündüz (Oktay, Eyşan ve Yağız'ın Evden Taşındığı Zaman):

Yağız'ın odasındaki eşyalar toplanırken Uraz gelir.

 

Uraz: Yağız... Ailelerimiz arasında problemi tam anlamadım ama seni çok özleyeceğim bunu unutma. Sen benim ne olursa olsun kardeşim gibisin.

Uraz tam Yağız'a sarılmak üzereyken Yağız öfkeyle Uraz'ı kendisinden uzaklaştırır.

 

Yağız: Benim senin gibi bir kardeşim yok.

 

Uraz: Yağız neden bu kadar sinirlisin? Benim bir suçum yok inan.

 

Yağız: Babamı şirketten aileden kovdunuz ama bu iş burada bitmeyecek göreceksiniz siz. Şirket yeniden babamın olacak.

 

Uraz: Yağız kardeş kardeş birlikte yöneteceğiz biliyorsun. Hayallerimiz vardı.

 

 

Yağız: Yalan söylüyorsun. İnanmıyorum sana.

Sahne19: Düvenci Köşkü-Fuşya'nın Odası/İç/Gece (Şimdi):

Fuşya ile Uraz birbirlerine sarılıp ağlarlar.

Loading...
0%