Yeni Üyelik
18.
Bölüm

Bölüm 15: Kimse Sandığın Kadar Masum Değildir

@senaryoyazankiz94

Sahne1: Düvenci Köşkü-Feridun'un Çalışma Odasının Önü/İç/Gece:

Fuşya tam girecekken annesi görür.

 

Sabiha: Fuşya kızım... Babanın çalışma odasında işin ne?

 

Fuşya: Sadece biraz kağıt alacaktım.

 

Sabiha: Acele et lütfen. Daha giyinmemişsin bile. Okula geç kalacaksın.

 

Fuşya: Tamam anne.

Sahne2: Lise-Fuşya'nın Sınıfı/İç/Gündüz :

Fuşya üzgün bir şekilde sırasında otururken Talha sınıfa ağzı burnu yara içeresinde sınıf girer. Fuşya buna oldukça şaşırır.

 

Fuşya: Amca ya! Senin işin bu kesin.

Efsun gelip Talha'yı dudağından öpmesiyle Fuşya'nın morali yerle bir olur. Fuşya yokmuş gibi cilveleşmeye devam etmeleri üzerine sınıftakilerinde yerli yersiz konuşmaları Fuşya'nın moralini bozar.

 

Öğrenci1: Zaten Talha gibi çocuk şu özürlü kızda ne buluyor anlamıyordum doğrusu.

 

Öğrenci2: Geçen ki Edebiyat testinde sadece 3 doğru yapmış ya inanabiliyor musunuz?

 

Öğrenci3: Matematik testinden de 2 doğru yapmış.

 

Öğrenci4: Özel dersler alıyor birde ya. Zekasal özrü var deyim size.

 

Öğrenci5: Okulumuzun kalitesini de düşürüyor gitsin zihinsel engelliler okuluna. Kendi gibilerle okusun işte.

Sahne3: Lise-Kızlar Tuvaleti-Kabin/İç/Gündüz :

Fuşya hemen kabinlerden birinin içerisine girdiği gibi çantasından babasının odasından aldığı alkol şişesini çıkartıp kafaya diker.

Sahne4: Düvenci Köşkü-Feridun'un Çalışma Odasının Önü/İç/Gündüz :

Fuşya odaya girmek isterken kapı kilitlidir giremez. Buna sinirlenir.

 

Fuşya: Olamaz! Allah kahretsin! Ne yapacağı şimdi?

Bu sırada evin çalışanı gelir.

 

Evin Çalışanı: Fuşya hanım babanız artık odasını kapatmaya karar verdi. Fatih Beyin alkol ve sigara almasından dolayı Bir ihtiyacınız varsa ben size yardımcı olabilirim.

 

Fuşya: Önemli değil biraz kağıt alacaktım sadece. Kırtasiyeye gidip alırım önemli değil.

 

Evin Çalışanı: Tamamdır iyi günler size.

Evin çalışanı gider.

 

Fuşya: Of ya of! Mutfakta var mıdır acaba?

Sahne5: Düvenci Köşkü-Mutfak/İç/Gündüz :

Fuşya mutfağa geldiği gibi dolabı çekmeceleri karıştırır alkol bulamamasıyla büyük hayal kırıklığı yaşar. Gözü birden tezgahın üzerindeki abur cuburlara takılır.

Hemen çantasının içerisini onlarla doldurur.

Sahne6: Düvenci Köşkü-Fuşya'nın Odası/İç/Gündüz :

Odasın geldiği gibi çantasına doldurduğu abur cuburları yatağına serip bisküvilerden birinin paketini açıp yemeye koyulur. Bisküvileri avuçlayarak ağzına atıp oldukça hızlı yiyordur. Sonrasında gofretleri ve çikolataları aynı hızla yer. Bir türlü yeme konusunda kendisini durduramıyordur. Bütün hepsini bitirmiştir. Sonradan çok pişman olur.

 

Fuşya: Geri zekalı aptal! Şimdi kilo alacaksın ne yaptın ya sen? Ne yaptın? Yememen gerekiyordu bu kadar çok.

Gözü hemen odasının içerisindeki lavaboya takılır. Hemen oraya doğru koşar.

Sahne7: Düvenci Köşkü-Fuşya'nın Odasının Lavabosu/İç/Gündüz:

İşaret ve orta parmağını birlikte boğazına sokarak tüm yediklerini tuvalete kusar.

Sahne 8: Geçişler:

Fuşya'nın bu durumu bir yıla yakın devam eder. Her canı sıkılınca herkesten habersiz birçok gıdayı hızlı şekilde midesine indirip işaret ve orta parmaklarını boğazına sokarak kendisini kusturur derken bir süre sonra kusma refleksi kazanıp artık parmaklarını boğazına sokmasına gerek kalmadan canı istediğinde kendisini kusturabilir olur.

Sahne 9: Lise-Öğretmenler Odasının Önü/İç/Gündüz:

Fuşya yürürken öğretmenlerin onun hakkındaki konuşmalarını duyar.

 

Öğretmen 1: Bu 10-B sınıfındaki Fuşya Düvenci'nin nesi var?

 

Öğretmen 2: Disleksisi varmış.

 

Öğretmen 3: Neden bu okulda madem o zaman yeri burası değil ki gitsin özel eğitim veren okula orda eğitim görsün.

 

Öğretmen 4: İşte Feridun Düvenci'nin kızı diye bu okulda.

 

Öğretmen 5: Hayır müdür beyde okulun başarı seviyesini düşürmemizi istemediği içinde mecbur geçer notlar veriyoruz.

 

Öğretmen 6: Sayemizde lise diploması olacak yine iyi bakalım ama maalesef üniversite sınavına girip bir üniversite kazanamaz o kapasite yok.

Bunları duyan Fuşya'nın kalbi kırılır hemen lavaboya doğru koşar.

Sahne10: Lise-Kızlar Tuvaleti-Kabin/İç/Gündüz :

Fuşya çantasından çıkardığı bir kavanoz çikolatalı fındık kremasını plastik kaşıkla hızla yemeye koyulur. Fakat bir süre sonra beklemediği bir şey olur. İstemsiz şekilde kusma gelir. Kendine engel olamaz. Hızla tuvaletin klozetini kaldırdığı gibi kusar. Oldukça şaşırır.

 

Fuşya: Neden böyle oldu ki şimdi?

Sahne11: Lise- Fuşya'nın Sınıfı/İç/Gündüz :

Ders işlenirken kapı çalar.

 

Ders İşleyen Öğretmen: Girin!

Müdür ve bir kaç öğretmen birlikte gelirler.

 

Müdür: Dersinizi böldüğüm için özür dilerim hoca hanım. Tuvaletlerde sigaralar içildiğine dair ihbarlar aldık da arama yapacağız.

 

Ders İşleyen Öğretmen: Elbette hocam buyurun. Bende yardım edeyim mi?

 

Müdür: İyi olur daha çabuk biter işimiz.

Bunun üzerine öretmenler ve müdür tek tek aramaya başlarlar. Fuşya'nın çantasında sigara vardır ama okuldan atılmaktan korkmayan Fuşya'nın içimde bir gram korku yoktur. İçinden konuşur.

 

Fuşya: Bu cehennemden sonunda kurtulacağım desene.

Fuşya'nın çantasını aramaya işi resim öğretmeni Gülümser'e denk gelir. Fuşya'nın çantasını açtığı gibi sigara kutusunu görüp Fuşya'nın gözlerinin içerisine bakar.

 

Müdür: Hocam bir şey mi buldunuz?

 

Gülümser: Yok hocam temiz.

 

Müdür: Lütfen o zaman acele edin. Baya aramamız gereken sınıf var.

Gülümser sigara kutusunu çaktırmadan cebine koyup devam eder.

Sahne12: Lise- Resim Sınıfı/İç/Gündüz :

Gülümser hoca şövalelerin birisinde oturmuş resim çizerken kapı çalar.

 

Gülümser: Girin.

Gelen Fuşya'dır.

 

Fuşya: Hocam...

 

Gülümser: Gel bakalım Fuşya.

 

Fuşya: Hocam neden böyle bir şey yaptınız?

 

Gülümser: Çünkü senin gibi yetenekli üstün zekalı özel birinin okul hayatı bitsin istemiyorum.

 

Fuşya: Hocam dediklerinizin hiçbirisi bende yok. Ben üstün falan değilim geri zekalıyım işte. Okuduğumu anlama problemim var işte. Denemelerde hep sondayım. Sınavlarımı hep görüyorsunuz.

Gülümser gülümseyerek konuşur.

 

Gülümser: Onlar sadece puan sen o puanlardan ibaret değilsin buna inan.

 

Fuşya: Sadece siz öyle düşünüyorsunuz hocam. Sizin dışınızdaki herkes için sınavlar denemelerden aldığım puanlar kadar kıymetliyim. Sizin dışınızdaki öğretmenler bile umutsuz vaka olduğumu düşünüyor.

Gülümser, Fuşya'nın resim defterini çıkartıp yaptığı resimleri tek tek gösterir.

 

Gülümser: Sana aptal geri zekalı muamelesi yapanlarda böyle muhteşem eserler yapamıyorlar. Hatta ben bile inan kaç yıllık resim öğretmeniyim böyle eserler yapamıyorum.

Gülümser uzaktaki akvaryum maketi ile ev maketini işaret ederek konuşur.

 

Gülümser: Hele bunları hiç yapamıyorlar. Ne dersin o zaman sende onlar bunları yapamadığı için onları aptal salak yerine koy.

 

Fuşya: Bir değeri yok. Keşke müdüre verseydiniz beni. İyilik yapmış olurdunuz. Zaten belki lise diplomamı bile alamayacağım.

 

Gülümser: Fuşya saçmalama lütfen!

 

Fuşya: Amcamda benim gibiydi ilkokul terk. İlkokul diploması bile yok. Bende çok şükür o var da

Gülümser konuşacakken Fuşya konuşmasına müsaade etmeden sözünü keser.

 

Fuşya: Ama doğru ya müdür beyimizin başarı sırası kaygısı vardı değil mi? Diğer özel okullarla sidik yarışında olduğu için geçer notlar bir şekilde verilerek lise diplomam olur ya doğru. Birde Feridun Düvenci'nin kızı olduğum için. Zaten tek özelliğimde o Feridun Düvenci'nin kızı olma.

 

Gülümser: Hayır sen Feridun beyin kızı olduğun için değil kendin olduğun için özelsin.

Fuşya sesini yükselterek konuşur.

 

Fuşya: Kes sesini kes sesini! Ben özel falan değilim değilim! Ben işe yaramazım işte.

Gülümser tam Fuşya'yı sakinleştirmek isterken Fuşya birden düşer bayılır. Gülümser korkarak Fuşya'nın yanına gelip yüzünü tutar.

 

Gülümser: Fuşya! Fuşya!

Odasının kapısını açtığı gibi bağırır.

 

Gülümser: Yardım edin yardım edin!

Sahne13: Lise-Revir/İç/Gündüz:

Fuşya revirde gözlerini açarken Gülümser başındadır.

 

Gülümser: Fuşya! Kızım son zamanlarda bu bayılmalar çok sık olmaya başladı. Korkutuyorsun beni.

 

Fuşya: Önemli bir şey değil hocam.

 

Gülümser: Kızım belki önemli bir şey vardır. Bir hastaneye gidip test yaptırsak.

 

Fuşya: Gerek yok hocam.

 

Gülümser: Öğlenleri yemekte yemiyorsun ki. Açlıktan da oluyor olabilir.

 

Fuşya: Yok hocam sabah kahvaltımı ve akşam yemeğimi çok iyi yediğim için gerek duymuyorum öğlen yemek yemeye.

Sahne14: Düvenci Köşkü-Salon/İç/Gündüz (Sabah Okul Vaktinden Önce):

Fuşya çantasını alıp evden çıkarken annesi Sabiha seslenir.

 

Sabiha: Kızım son zamanlarda kahvaltı yapmadan evden çıkıyorsun.

 

Fuşya: Ya geç acıkıyorum işte. Sabahları aç olmuyorum.

Sahne15: Düvenci Köşkü-Salon/İç/Gece (Akşam Yemeği Saati):

Sofrada tüm aile Fuşya'yı beklerken evin çalışanı gelir.

 

Evin Çalışanı: Fuşya hanım aç olmadığını söyledi efendim.

 

Feridun: Bu ne bu kız hiç yemek yemiyor mu?

 

Sabiha: Öğlen okulda çok iyi yediğini ondan aç olmadığını diyor bana da.

 

Feridun: Çok kiloda verdi. Olmaz böyle devam ederse bir diyetisyene götüreceğim. Versin bir program ona göre beslensin.

Sahne16: Düvenci Köşkü-Fuşya'nın Odası/İç/Gece (Akşam Yemeği Saati):

Bu sırada Fuşya hızla önündeki bir kutu kocaman pizzayı hızla yerken yine istemediği bir şekilde kusma gelir. Hemen odasındaki çöpün içerisine kusar.

Flashback sonu:

Sahne17: Cafe-Kızlar Tuvaletinin Önü/İç/Gündüz (Devam):

Fuşya lavabodan çıkar çıkmaz Batur onu karşılar. Sevgilisinin yanağını okşar.

 

Batur: Canım iyi misin?

 

Fuşya: İyiyim iyiyim.

 

Batur: Balonları sevmediğini öğrenmem çok iyi oldu.

Fuşya gözleri açık şekilde bakakalır.

 

Batur: Yani bilmeden sana sürpriz için alma ihtimalim vardı değil mi? Doğum günlerinde falan yani.

 

Fuşya: Yani bunu garipsemedin mi?

 

Batur: Yok neden garipsiyim ki? Her insanın korktuğu bir şeyler vardır. Bu arada doğum günün ne zaman?

 

Fuşya: 7 Mart da doğdum.

 

Batur: Burcun ne oluyor peki?

 

Fuşya: Balık oluyor.

 

Batur: 2 Kasım da doğdum bende akrep oluyorum. Uyumlu muyuz şimdi?

 

Fuşya: Sanırım uyumlu oluyoruz. İki burçta su grubunda ya.

 

Batur: Yükselen burcumda koç bu arada.

 

Fuşya: Enteresan erkeklerin çok bilmez yükselenlerini.

 

Batur: Arkadaşlarla merak edip bakmıştık işte. Yoksa benimde çok ilgilendiğim bir şey değil.

 

Fuşya: Nasıl arkadaşsa bunlar artık.

 

Batur: Hayatım ya!

 

Fuşya: Bu konulara kızlar ilgilidir bilmiyor muyum sanki?

 

Batur: Artık sen varsın sadece tamam mı? Beraber kuracağımız yuvamız. Başka bir şeyin önemi yok.

Fuşya ile Batur gülümseyerek birbirlerine bakarlar.

 

Batur: Bu arada hayatım senin yükselenin ne?

 

Fuşya: Sensin sana yükseliyorum.

Batur, Fuşya'nın yanağını okşar.

 

Batur: Sen ne tatlı konuşuyorsun ya ama öyle. Yerim seni.

 

Fuşya: Ya benim doğum saatim tam belli olmadığı için bilmiyorum. Ama internette yükselen burcu bulma testine göre yengeç çıktım. Doğru gibide yengeç burcu özellikleri baya baya taşıyorum.

 

Batur: Genelde anneler doğurdukları saati hatırlar ama.

 

Fuşya: Ya benim annem bana hamileyken araba çarpmış kaza geçirmişte. Yoğun bakımda yatmış bir süre bu yüzden.

 

Batur: Ya! İkinizde mucize şekilde kurtulmuşsunuz ya.

 

Fuşya: Aynen mucize olmuş.

 

Batur: Benim hayatımın da mucizesi oldun.

Fuşya ile Batur birbirlerinin gözlerinin içerisine bakıp gülerlerken önündeki kaldırımı göremeyen Fuşya oraya takılıp düşecekken Batur onu tutar. Bir süre bu şekilde kalırlar.

 

Batur: Canım iyi misin?

Fuşya'nın ayakkabısının topuğu kırılır.

 

Fuşya: Olamaz ya!

Fuşya kırılan ayakkabısını çantasından çıkardığı poşete koyduktan sonra Batur hemen sevgilisini kucağına alır.

 

Batur: Bebeğim hiç dert etme ben seni nereye istersen götürürüm. Hatta sen iste İstanbul turu yaptırayım sana.

Fuşya en içten şekilde gülerek kollarını Batur'un boynuna dolar.

 

Batur: İlkokuldayken gerçekten de harfleri dans eder gibi mi görüyordun?

Fuşya güler gibi yapar.

 

Fuşya: Yok canım ya tembel tenekeydim işte. Aklımca derslerden kaytarmak istiyormuşum işte. Üniversite sınavına girdiğim günde rahatsızlandım da biraz ondan öyle oldu ya. Yoksa elbette daha yüksek puan alırdım.

 

Batur: İstersen 0 al o sınavdan benim sana aşkım her zaman tam puan olacak. Bunu hiçbir şey değiştiremeyecek.

Fuşya mutlulukla tebessüm eder.

 

Batur: Baban gerçekten yatılı okula gönderdi mi seni?

 

Fuşya: Yok ya babam kıyamaz bize biliyorsun. Öfkeden ağzından çıkmıştı sadece ama başka normal okula gönderdi.

 

Batur: Çocukken bende çok yaramazmışım biliyor musun?

 

Fuşya: Sen ne yapıyordun?

 

Batur: Sürekli diğer çocukları dövüyordum. Yaşıtlarımı bırak. Yaşıtlarımdan büyüklere bile sataşıyordum. Kavga etmek eğlencemdi. Birilerinin ağzını burnunu dağıtmak keyifli geliyordu. Burçlarımdan dolayı sanırım öyle oldum. Akrep ve koç birlikte olunca böyle oldu işte.

 

Fuşya: Bak sen. Nasıl akıllandın peki?

 

Batur: Liseye geldiğim zaman beden eğitimi hocam Adem hoca sayesinde işte. Ama bu koç ile akrep beni cidden etkiledi sanırım. Bazen eğlencesine bile kavgaya karışmak istediğim oluyor. Hala bile.

Fuşya güler.

 

Fuşya: Manyaksın sen ya! Yarın bir gün beni dövemeye kalkmada.

Batur kollarındaki sevdiğinin yanağını sevip alnına öpücük kondurur.

 

Batur: Saçmalama! Sen benim kıymetlimsin. Seni hep canım pahasına koruyacağım. Esas senin canını yakmak isteyenin ben yakarım canını.

 

Fuşya: Gizemli işin bittikten sonra bana söz verdiğin gibi gideceğiz buralardan değil mi?

 

Batur: Aynen öyle. Sana çok güzel bakacağım söz veriyorum.

 

Fuşya: Bu arada çocukluk ve gençlik zamanını bir ara ayrıntılı dinlemek isterim.

 

Batur: Yaşlı mıyım ben kız?

 

Fuşya: Ya öyle demek istetemedim.

Batur, Fuşya'yı mıncıklarken Fuşya kahkaha atar.

Sahne18: Emniyet Müdürlüğü-Toplantı Odası/İç/Gündüz:

Batur masaya oturmuş bilgisayardan Fuşya'nın sağlık durumunu araştırır. 7 yaşında disleksi teşhisi konulduğunu öğrenir.

 

Batur: Ah be Fuşyam anlamıştım bunu. Neden benden sakladın ki böyle bir şeyi.

Araştırmaya devam etmesi sonucunda ise 17 yaşında bulimia nervoza tedavisi olduğunu öğrenir.

 

Batur: Bu da ne böyle?

Hemen google'yi girip araştırır.

 

Batur: Meleğim benim ya neler yaşamışsın böyle. Yaşadığın zorbalıklar nelere sebep olmuş. Ben artık bunların hiçbirine izin vermeyeceğim.

Bu sırada elinde dosyalarla Cansel ile Pelin gelir.

 

Pelin: Merhaba...

 

Batur: Size de merhaba...

Pelin elindeki dosyaları Batur'a uzatarak konuşur.

 

Pelin: Fuşya da disleksi varmış.

 

Batur: Evet biliyorum.

 

Cansel: Lise çağında da bulimia nervoza tedavisi görmüş.

 

Batur: Ondan da haberim var.

 

Pelin: O zaman bilmediğim şeyleri söyleyelim. Lise çağında sınıf arkadaşlarından birini okulun camından aşağına itmiş başka bir arkadaşının kafasında cam şişesi kırmış ikisinin de hastanelik olmasına neden olmuş.

Batur inanmamışçasına kahkaha atar.

 

Batur: Dalga geçme ya!

 

Pelin: Dalga geçmiyorum. Gayet ciddiyim.

 

Batur: Sabıka kaydında bir şey yok ama.

 

Cansel: İki ailenin de şikayetçi olmaması için Feridun bey çocuklarının tüm hastane masraflarını karşılamış en iyi doktorlarda tedavi olmasını sağlamış da neyse ki iki çocukta bir süre komadan sonra kurtulmuşlar.

 

Batur: Siz saçmalıyorsunuz. Fuşya hayatta yapmaz öyle şeyler. O bir melek.

Pelin Batur'un önüne attığı dosyayı işaret ederek konuşur.

 

Pelin: O zaman kendin bak Feridun beyin çalışma odasında bulduğum şu evraklara.

Batur dosyaları inceleyip dehşet olmuş halde kara kara düşünür.

 

Pelin: Bak melek sandığın Fuşya demek melek değilmiş. Ne dersin? Amcasını da o öldürmüş olabilir mi? Arkadaşını ittiği gibi onu da itmiştir.

Batur sinirlenir. Tam ağzını açıp bir şey diyecekken Okan amir gelir. Elindeki zarfı sinirli bir şekilde Batur'a atar. Batur merakla zarfı açıp Fuşya ile fotoğraflarını görür.

 

Okan: Şoförlük işini sana bırakmanı demiştik riskli diye. Ne kafana göre iş yapıyorsun?

Batur tam ağzını açıp konuşacakken Okan konuşmasına müsaade etmeden konuşmaya devam eder.

 

Okan: Tamam Pelin'in getirdiği kanıtlardan sonra Fuşya Düvenci'den şüphelenip ona yakınlaşmanı anlıyorum.

Batur şaşkınca bakakalır.

 

Cansel: Ama amirim gerçekten cinayeti Fuşya işlemişse bunu da ona yakınlaşmadan öğrenemeyiz ki Batur bunun için risk aldı ama.

 

Okan: O zaman şoförlük işini bırakıp Fuşya ile sevgili gibi olmaya devam et bir süre. Dikkatli şekilde tabi. Ve bir daha kafana göre iş yaparsan külahları değişiriz ona göre.

Okan arkasını dönüp gittikten sonra Pelin gülümseyerek Batur'a bakarken Cansel kıskanç dolu şekilde onları izler.

 

Pelin: Bak yine iyisin kurtardım seni ikinci kere.

 

Batur: Bu işte terslik var. Fuşya karıncayı bile incitmez.

 

Pelin: Görünen köy kılavuz istemez işte. Gördüğün gibi Fuşya sandığın gibi bir melek değilmiş.

 

Cansel: Ama amcasına çok düşkün olduğunu çok sevdiğini dememiş miydin? Neden ona zarar vermek istesin ki?

 

Pelin: Belki söylediği veya yaptığı bir şeye anlık olarak öfkelendi.

 

Cansel: Ama bunun acısını hala atamamış.

 

Pelin: Vicdan azabından dolayı acısı vardır belki.

 

Batur: Ayrıca Fuşya babasının cinayet işleyip işlemediğini sorguluyordu. O işlediyse neden bunu sorgulasın?

 

Pelin: Yansıma durumundan olabilir mi? Kendi yaptığı bir şeyi başkası yapmış gibi gösterme eğilimdeler. Bilmiyorsun sanki Batur.

Batur hayal kırıklığına uğramış haldedir.

 

Cansel: Kankam... Bu kıza deli gibi aşık değil miydin? Bak olaylara biraz onun bakış açısından bakmak lazım. Kızın disleksiden dolayı gördüğü mobingleri biliyoruz. Babası ilkokuluna dava açmış. Belli ki bu mobingler sonradan da devam etmiş.

 

Pelin: Sebebi ne olursa olsun bu ona cinayet işleme hakkını vermez. Bu insanlar ölememiş olsa bile cinayete teşebbüs etmiş sonuçta en az katiller kadar suçlu. Babası zengin diye ceza almamış hayat ona güzel. Ki amcasının ölümünde parmağı olabilir.

 

Cansel: Kızın psikolojisi bozulmuş işte bakın. Bulimia ile kendini ölüm noktasına getirmiş. Kendi canını hiçe sayacak kadar psikolojisi bozulmuş biri başkasının canını düşünemez ki? Bu kızı seviyorsan kankam. Bu kadar aşıksan onu da dinlemen gerekiyor.

 

Pelin: Bu saçmalık her katilin psikolojisi bozuk ona bakacak olursan hepsinin kendince birini öldürmek için sebepleri var. Onları anlayıp serbest bırakalım ceza vermeyelim madem.

 

Cansel: Pelin dediğimden bunu mu anladın cidden?

Batur hiçbir şey demeden çıkar.

Sahne19: Düvenci Köşkü-Fuşya'nın Odası/İç/Gece:

Fuşya çalışma masasına oturmuş defterinin sayfalarına Batur ile kendisinin resimlerini çizer. Batur ile öpüşürken onu kucağına alırken sarılırken derken defterinin yapraklarını çevirdiğinde bir animasyon kitabı ortaya çıkar. Gülümseyerek yaptığı çalışmaları inceler.

Sahne20: Batur'un Evi-Salon/İç/Gece:

Batur elinde dosyalarla düşünceli şekilde eve gelir gelmez Nisanur ile karışırlar.

 

Nisanur: Hoş geldin.

Batur cevap vermeden içeriye geçip elindeki dosyaları sehpaya koyduğu gibi banyoya gider. Nisanur merak edip sehpadaki dosyalara bakar. Fuşya'nın geçmişte neler yaptığını görür.

 

Nisanur: Bak bak küçük şeytana sen. Tam melek yüzlü şeytan. Ah Batur biliyordum. Hala bana aşıksın yoksa. 7 yıldır benden başkasını sevmedin. Sevemezsin de. Şu küçük şeytanla beni kıskandırmak için aşıkmış gibi yaptığını. Demek esas sebebi buymuş ha. Fuşya'nın katil olup olmadığını öğrenmek için ona yanaştın.

Batur'un ayak seslerini duyar duymaz dosyaları sehpaya geri koyar.

 

Nisanur: Yemek pişirdim senin için sıcaktır. Hemen koyayım.

 

Batur: Yok aç değilim.

Batur tam evden çıkacakken Nisanur onu durdurur.

 

Nisanur: Batur... Tamam gitme. Ben gideceğim.

 

Batur: Yok sen kal. Arkadaşımın evinde kalıyorum zaten.

 

Nisanur: Yok kal evinde. Avukatım zaten kendi evine çağırdı. Oraya gideceğim. Gerçekten çok ilgili birisi bunun için sana ne kadar teşekkür etsem azdır.

 

Batur: Dediğim gibi bir evladın anneden ayrı kalmasını istemiyorum. Bende o konuda her zaman arkandayım bil.

 

Nisanur: Aslında sana demem gereken bir şey var. Ama nasıl diyeceğimi bilmiyorum.

Batur merakla Nisanur'a bakar.

 

Nisanur: Anıl... Anıl senin oğlun.

Batur inanmamışçasına bakar.

 

Batur: Ne saçmalıyorsun? Nisanur...

 

Nisanur: En son üç yıl önce bir birlikteliğimiz olmuştu hatırlarsan. O dönemler hamile kalmıştım. Gidip babalık testi yaptırabiliriz.

Bunları duyan Batur oldukça öfkelenir.

 

Batur: Neden o zaman demedin bana? Ha!

 

Nisanur: Batur ben özür...

Nisanur konuşamadan Batur sinirle cümlesini keser.

 

Batur: Özür dileme! Özür dileme! Burak başkasının çocuğunu kabul etmezdi değil mi? Öyle bir kadına parasını yedirtmezdi. Para için hep senin bu dünyada paradan başka önem verdiğin ne oldu ki zaten?

Nisanur ağlayarak konuşur.

 

Nisanur: Ya anlamıyorsun? Anlamıyorsun?

 

Batur: Gayet de anlıyorum. Haydi para için aşkını sattın tamam ama oğluna bunu nasıl yaptın? Oğlunu nasıl öz babasından ayırabildin?

Nisanur ağlayarak yüksek sesle konuşur.

 

Nisanur: O zamanlar onun için böylesi daha iyi olduğunu düşündüm. Tamam mı? Senin çok tehlikeli bir işin var. Biliyorsun. Asayiş şubeye gittiğinden beri hele sürekli ölümle burun buruna geldin. Gecen gündüzün belli olmuyordu. Ona Burak'ın daha iyi bir baba olacağını düşündüm.

 

Batur: Çok haklısın. Çok haklısın. Her türlü yasadışı iş yapan adam benim gibi kanun için çalışan adamdan daha iyi baba olur.

 

Nisanur: Batur... Yaşım küçüktü bilemedim işte.

Batur öfkeyle duvara yumruğunu geçirip kapıya doğru yönelir. Nisanur peşinden gelecekken Batur onu durdurur.

 

Batur: Yalnız kalmam gerekiyor.

 

Loading...
0%