@senaryoyazankiz94
|
Sahne1: Düvenci Köşkü-Fuşya'nın Odası/İç/Gece: Uraz, Fuşya'nın çizim defterine bakarken bornozuyla Fuşya odasına girer. Çizim defterini kardeşinin elinde görür görmez sinirlenir.
Fuşya: Benim çizim defterimim sende ne işi var? Uraz defterdeki Batur'u Fyşya'nın kucağına aldığı resmi açarak gösterir.
Uraz: Esas senin elin adamının kucağın ne işin var bakalım?
Fuşya: Ver şunu. Fuşya defterini geri almaya çalışırken Uraz geri vermez.
Fuşya: Versene ya şunu.
Uraz: Bana açıklama yapmadan vermeyeceğim. De bakalım elin adamın kucağında ne yapıyorsun?
Fuşya: Ne var canım sadece hayal kurdum. Uraz resim defterinin başka sayfasını açar orda da Batur ile Fuşya'nın öpüşürken ki resmi vardır.
Uraz: Peki bu?
Fuşya: Hayal kurdum ya sadece.
Uraz: Yani sadece hayal öyle mi? Böyle şeyler yaşanmadı yani.
Fuşya: Ya Uraz yaşanmış olsa bile sana ne ya?
Uraz: Ne demek bana ne? Ablamın namusu benim namusumdur. Öyle ilişkinin adı sanı olmadan elin adamıyla hoş haşir neşir olmak yok ona göre.
Fuşya: Defterimi verir misin? Uraz, Fuşya'ya defterini uzattıktan sonra işaret ve orta parmaklarını gözüne doğru getirerek "gözüm üzerinde" işaretini yapar. Fuşya defterini aldıktan sonra yatağına koyar.
Uraz: Abla...
Fuşya: Yine ne oldu?
Uraz: Ya bir Yağız'ı görmeye gitsek mi?
Fuşya: Eyşan yengem görmemize hayatta müsaade etmez ki. Birde Nazan hanım var üstelik biliyorsun. Sıkıntı çıkar.
Uraz: Yine de denesek mi şansımızı. Ya sonuçta en kötü kovuluruz değil mi? Bizi öldürmezler ya.
Fuşya: Onların bize bakışları öldürecek gibi.
Uraz: Olmaz abla korkma. Ben bak ben yanındayım korurum seni.
Fuşya: Aslında Yağızı bende özledim de. Gidip görelim o zaman bir.
Uraz: Bir AVM'ye gidip bir hediye alalım önce.
Fuşya: Bence de öyle gidelim. Sahne2: Deniz Kenarı/Dış/Gece: Batur deniz kenarındaki bankların birine oturmuş kara kara düşünür haldedir. Bir yandan Fuşya'yı diğer yandan oğlu olduğunu yeni öğrendiği gazetelerde dergilerde sürekli gördüğü o erkek çocuğu düşünür.
Batur: Of ya of! Ne yapacağım şimdi ben? Nisanur doğru mu söylüyor? O çocuk gerçekten benden mi? Sahne3: AVM-Spor Mağzası/İç/Gece: Fuşya ile Batur mağazada Yağız için hediye seçerler.
Fuşya: Sence ne alabiliriz Yağız için?
Uraz: Ronaldo forması alalım.
Fuşya: İyide onda Ronaldo'nun tüm formaları vardır.
Uraz: Yeni transfer olduğu takımın forması yoktur eminim ki ondan alabiliriz.
Fuşya: Suudi Arabistan'ın takımına transfer olmuştu değil mi?
Uraz: Aferin ablacığım nasılsa biliyorsun.
Fuşya: Sayenizde Messi ve Ronaldo'yu iyi takip eder oldum. Ne tartışırdınız ya Dünya'nın en iyisi hangisi olduğunu. Sen Messi'yi o Ronaldo'yu savunurdu.
Uraz: Ah ablacığım... Özledim o günleri ya. O günlere dönebilecek miyiz yeniden?
Fuşya: Umarım ablacığım yeniden ailemiz bir araya gelir. Sahne4: Sokak/Dış/Gece: Pelin sokakta yürürken Cansel gelir.
Pelin: Cansel...
Cansel: Pelin... Şey ben... Cansel bir türlü konuşamaz.
Pelin: Cansel... İyi misin? Sorun mu var?
Cansel: Ben sadece seni merak ettim. O bahçıvan rahatsız etmesin dedim.
Pelin: Yok yok merak etme. Seni öptükten sonra hiç karşıma çıkmadı bile. Demek işe yaradı seni gerçekten sevgilim sandı.
Cansel: İnan ben bile bir an öyle sandım. Pelin şaşkınca Cansel'e bakar.
Cansel: Yani inandırıcıydın oldukça.
Pelin: Neyse şimdi onu bırak da. Bu Fuşya'yı araştıralım bir iyice.
Cansel: Pelin... Fuşya'nın katil çıkmasını çok istiyor gibisin.
Pelin: Ne alaka ben bir polis olarak şüphelere göre hareket ediyorum. Batur'un aptalca bir şeyler yapıp işini kaybetmesini istemezsin değil mi?
Cansel: Elbette bunu istemiyorum biliyorsun.
Pelin: Güzel o zaman dediğimi yap. Fuşya kardeşiyle bir yerlere gittiler. Konumlarını bul takip edelim.
Cansel: Peki dediğini yapalım. Sahne5: Deniz Kenarı/Dış/Gece: Batur, Fuşya'nın masum melek yüzünü ve kedileri severken ki masum hallerini gözünde canlandırır.
Batur: Hayır kesinlikle. Kimseyi öldürmeye kalmış veya öldürmüş olamaz. Meleğim o benim meleğim. Karıncayı bile incitmez. Bu işte başka şeyler var. Batur cebinden telefonunu çıkartıp Fuşya'yı arar.
Batur: Alo bebeğim. Sahne6: Araba/İç/Gece: Batur, Fuşya'yı aradığında Fuşya kardeşiyle arabanın arka koltuğundadır. Araba hareket halindedir.
Fuşya: Alo...
Batur: Canım seni merak ettim. Uraz bu kim der gibi Fuşya'ya bakar. Uraz telefona kulağını yaklaştırırken Fuşya uzaklaştırmaya çalışıyordur. Bu sırada ses duyamayan Batur merak eder.
Batur: Fuşya... Neler oluyor iyi misin? Fuşya, Uraz'a sinirlenir.
Fuşya: Uraz bir rahat dur ya! Telefonunu kulağına koyup Batur ile konuşmaya devam eder.
Fuşya: Ya kusura bakma. Kardeşim Uraz rahat durmuyor da.
Batur: Yanında mı o da? Selam söyle kayınbiraderime. Fuşya gülümser.
Batur: Ah senin o gülümsemeni duydum ya. İçimdeki tomurcuklar yeşerdi. İçimdeki solmuş ağaçlar yeniden açıyor adeta. Fuşya gülümserken Uraz telefonu alır.
Batur: Bebeğim evde misin?
Fuşya: Yok canım kardeşimle dışarı çıktık. Yeğenimiz Yağız'ı görmeye gidiyorduk. Batur bunu duyunca dehşete kapılır.
Batur: Oktay abinin çocuğu mu?
Fuşya: Aynen canım o. Tamam Oktay abimle anlaşamıyoruz ama Yağız bizim kardeşimiz gibidir. Dayanamadık.
Batur: Canım tek başınıza neden gidiyorsunuz? O Oktay denen şahsa hiç güvenmiyorum.
Fuşya: Canım en kötü kovarlar bizi ya. Öldürecek halleri yok ya. Sakin ol. Sahne7: Deniz Kenarı/Dış/Gece: Batur oturduğu yerden kalkar.
Batur: Bana hemen evin konumunu atıyorsun.
Fuşya: Tamam canım sakin ol. Atıyorum hemen. Sahne8: Nazan'ın Evi'nin Uzağı/Dış/Gece: Araba evin biraz uzağında durduktan Fuşya ile Uraz arabadan inip eve doğru yürürler. Sahne9: Nazan'ın Evi'nin Önü/Dış/Gece: Evin bahçesinde başka arabada görürler.
Uraz: Bu Nazan teyzenin arabası değil ki. Kimin acaba?
Fuşya: Misafirleri var herhalde. Sonra mı gelseydik ya. Burak Arıcan'ın evden çıkmasıyla iki kardeş korkup çitlerin arkasına geçerler. Çitlerdeki ufak deliklerden Burak ile Oktay'ın el sıkıştıklarını görüp şaşırırlar. Sessizce kendi aralarında konuşurlar.
Fuşya: Ya Oktay abimin bu Burak ile ne işi var ki.
Uraz: Biz ailemiz yeniden bir araya gelsin diyoruz. Oktay abimin yaptığına bak ya. Burak çitlerin arkasında konuşan iki kardeşin yanına gider.
Burak: Siz burada ne yapıyorsunuz bakalım. Burak'ı görmeyi beklemeyen Fuşya ile Uraz duraksarlar.
Fuşya ile Uraz: Biz sadece?
Burak: Siz sadece ne?
Uraz: Ziyarete geldik abimi işte ya. Burak, Oktay'a seslenir.
Burak: Oktay bak kardeşlerin seni görmeye gelmişler. Bunun üzerine Fuşya ile Uraz çitten çıkıp bahçeye doğru yürürlerken Oktay sinirli şekilde onlara bakarken Burak abasına binip orayı terk eder.
Uraz: Oktay abi...
Oktay: Sizin ne işiniz var burada?
Fuşya: Abi biz sadece seni merak ettik.
Oktay: Etmeyin beni merak. Gayet iyiyim. Uraz elindeki paketi Oktay'a uzatır.
Uraz: Yağız için almıştık bunu. Oktay öfkeyle paketi yere atar.
Oktay: Almayın hediye benim çocuğuma istemez.
Fuşya: Abi yapma böyle. Bak tatsızlıklar oldu biliyorum ama. Biz bir aileyiz.
Oktay: Biz aile falan değiliz tamam mı? Ben artık kendime bir yol çizdim. Beni de çocuğumu da rahat bırakın.
Fuşya: Burak Arıcan ile mi çizdin bu yolu? Abi... Delirdin mi? Sahne10: Nazan'ın Evi'nin Uzağı/Dış/Gece: Batur taksiden inerken yan tarafında Cansel ile Pelin'i gördüğü gibi öfkeyle onların yanlarına gider.
Batur: Sizin burada ne işiniz var?
Cansel: Kankam biz sadece...
Pelin: Fuşya'nın konumunu tespit edip onu takip ettik. Tamam mı?
Batur: Ya siz benim sevdiğim kızın peşini bırakın artık ya!
Pelin: Neden bırakalım? Biz polisiz ve şüphelerimiz onun üzerinde tamam mı? Polis olarak da görevimizi yapıyoruz.
Batur: Gidin buradan.
Pelin: Geri zekalı anlamıyor musun? Bu kıza olan aşkın mesleğinden edecek seni.
Batur: Bende sizin gibi gerçekleri istiyorum tamam mı? Lütfen bu işi bana bırakın gidin.
Cansel: Bence de Batur'a bırakalım bu işi. Gidelim Pelin biz.
Pelin: Cansel ya sende mi?
Cansel: Fuşya katil olsa bile bunu en iyi Batur anlar sonuçta şu anda baksana. Pelin elindeki cipi Batur'a uzatıp uzaktaki cafeyi işaret eder.
Pelin: Madem öyle. Biz Cansel ile cafede oturuyoruz. Bunu cebine koy olanları bizde duyalım bakalım. Pelin ile Cansel cafeye doğru yürürken Batur ona uzatılan cipi cebine koyduktan sonra eve doğru yürür. Sahne11: Nazan'ın Evi'nin Önü/Dış/Gece:
Oktay: Evet Burak Arıcan ile çizdim yolu var mı?
Fuşya: Abi sen kafayı mı yedin? O adam tehlikeli her türlü pis işi var. Babama bize yaptıklarını ne çabuk unuttun.
Oktay: Sana ne lan! Sana ne boyundan büyük işlere karışma sen! Oktay öfkeyle Fuşya'nın üzerine yürüyecekken Uraz araya girer.
Uraz: Uzak dur ablamdan uzak dur! Oktay, Uraz'ı omzundan tutup yere iterken Batur gelir. Oktay'ın üzerine öfkeyle yürür. Bu sırada Fuşya yerden kardeşinin kalkmasına yardım eder.
Batur: Lan! Haydi sıkıyorsa bana vursana. Oktay kahkaha atar.
Oktay: Babamın kurtarıcısı süper kahramanı da geldi işte. E! De bakalım. Babam sana verdi mi şirketinde iyi bir iş.
Uraz: Ya abi neden böyle yapıyorsun? Babamı sattın yetmedi. Babamın düşmanı ile anlaşmak ne demek? Biz aileyiz. Oktay kahkaha atarak konuşur.
Oktay: Ben hiçbir zaman sizin ailenizde olmadım. Babam beni hiçbir zaman ailesinden birey olarak görmedi tamam mı? Oktay, Batur'un gözlerinin içerisine bakarak konuşur.
Oktay: Ben kötüyüm değil mi? Beni kötü olarak biliyorsun. Fuşya'yı işaret ederek konuşur.
Oktay: Fuşya'nın yaptıklarından haberin var mı peki? Fuşya'nın gözlerinden yaşlar akar. Söyleme lütfen der gibi Oktay'ın gözlerinin içerisine bakar.
Uraz: Abi lütfen konuşma. Hiç sırası değil.
Oktay: Bence şimdi gayet de sırası. Bu Fuşya var ya. Babamın sevgili prensesi. Lisedeyken en yakın arkadaşının nude resimlerini sosyal medyalarda ifşalamıştı. Yetmedi kızı camdan aşağı itmişti. Başka sınıf arkadaşının da kafasında cam şişe kırıp hastanelik olmasını sağlamıştı. Ha merak edersen ikisi de ölmediler komada kalıp kurtuldular. Babam hastane masraflarını karşılayıp ailelerin şikayetçi olmamasını sağladı. Babam için her zaman prensesi kıymetli oldu. Ne kötülük ederse etsin. Fuşya'nın gözlerinden yaşlar akarken Batur tepkisiz bir şekilde Oktay'ı dinler.
Oktay: Bu da yetmedi. Rahmetli amcamın sevgilisi vardı. Pavyon karısı ona silah çekmişti. Az kalsın onu öldürecekti biliyor musun? Ama babam bu kızı ne yaparsa yapsın hep hoş gördü. Ben sırf babamın gözüne girebilmek için öğrencilik hayatında hep başarılı oldum derecelere girdim yetmedi. Şirketi daha iyi yerlere getirmeye çalıştım. Ama bu kızı kadar kıymetli olamadım. Uraz yüksek sesle araya girer.
Uraz: Abi yeter ya. Ablamın durumunu biliyorsun. Bazı şeyler elinde değildi.
Oktay: Disleksi değil mi? Hep bir şey olduğunda bu hastalığının arkasında sığınıp her yaptığını hoş gördünüz zaten.
Uraz: Oktay abi lütfen yapma böyle. Batur, Fuşya'ya bakarken Fuşya gözlerini ondan kaçıp ona bakamaz.
Oktay: Esas neyi merak ediyorum biliyor musunuz? Amcamı sen mi öldürdün? Fuşya... Arkadaşını camdan ittiğin gibi onu da itmiş olabilir misin?
Uraz: Ya şimdi iyice saçmaladın ya.
Oktay: Öyle mi? Sevgili ablan Fuşya ile babamı o gün pansiyondan çıkarken gördüm ama. Fuşya'cığım de bakalım bize. Babamla orda ne yapıyordunuz. Uraz sinirlenir.
Uraz: Sende ordaymışsın lan! Senin öldürmediğin ne malum.
Oktay: Ben sadece pansiyonun dışındaydım. İçeriye hiç adımımı bile atmadım. Polise verdim olduğu gibi ifademi. Ha sadece pansiyondan çıkarken babamla ile Fuşya'yı gördüğümü demedim. Prenses hazretleri kızının dokunulmazlığı var malum. Fuşya ağlayarak oradan uzaklaşırken Batur ile Uraz peşinden gelirler. Sahne12: Cafe/İç/Gece: Cansel ile Pelin cafede oturup bilgisayar da önlerindedir. Batur'a verdikleri cipten ses gelmiyordur.
Pelin: Neden ses gelmiyor ya? Pelin tam kalkmak üzereyken Cansel elinden tutup onu durdurur.
Cansel: Pelin...
Pelin: Efendim Cansel...
Cansel: Şey?
Pelin: Ne oluyor? Cansel ya... Bu günlerde bir tuhafsın.
Cansel: Pelin ben...
Pelin: Neyse haydi. Topla bilgisayarı Batur'a bakalım. Sahne13: Nazan'ın Evi'nin Yakını/Dış/Gece: Cansel ile Pelin yürürken cipi kaldırımın üzerinde görürler. Pelin cipi eline alır.
Pelin: Ulan Batur ulan... Resmen bizi salak yerine koyuyor.
Cansel: Pelin... Ona da kızma. İnsan aşıkken gerçekten de gözü kör oluyor. Batur gerçekten de Fuşya'ya değer veriyor. Pelin bunu duyunca oldukça üzülür. Gözlerinden yaş gelir.
Cansel: Pelin lütfen!
Pelin: Ne var ya? Sadece arkadaşım dostum olarak Batur için endişeleniyorum.
Cansel: Batur'a arkadaş dost gözüyle bakmadığını biliyorum. Pelin...
Pelin: Ne demek istiyorsun? Cansel...
Cansel: Ne demek istediğimi gayet biliyorsun. Pelin'in gözlerinden iyice yaşlar akar.
Cansel: Pelin... Neden ağlıyorsun ki? Bak Batur'un seninle aynı hisleri paylaşmaması bu dünyanın sonu değil inan. Yapma bunu kendine. Gerçekten çok güzel bir kızsın. Hatta belki gördüğüm bu dünyanın en güzel kızı sensin. Bu sözlerden sonra Pelin, Cansel'in gözlerinin içerisine bakar. Cansel, Pelin'in elinden tutar.
Cansel: Gel bana gidelim. Sana komedi filmi de açarım. Hatta kendi ellerimle mısırda patlatırım. Sahne14: Park/Dış/Gece: Fuşya bankların birinde oturmuş ağlayarak parkta oturan çocukları izlerken Batur ile Uraz arkasındadır. Batur tam Fuşya'nın yanına gidecekken Uraz engel olur.
Uraz: Batur abi... Bence bir süre onu yalnız bırakalım en iyisi.
Batur: Haklısın. Batur ile Uraz biraz uzaklaşırlar.
Uraz: Batur abi...
Batur: Efendim...
Uraz: Ablam gerçekten de kötü bir insan değil. Hastalığından dolayı okulunda çok mobing gördü. Herkes çok dalga geçti. Öğretmenlerden bile mobing gördüğü oldu. Oysa ablam gerçekten çok yetenekli bir insandı. Ama kimse bunu anlamadı. Yetmedi lise döneminde sevgilisi de onu en yakın kız arkadaşıyla aldatınca ablamın psikolojisi iyice bozuldu. Hatta psikolojisi o kadar bozuldu ki bir şeyler yiyip kendini kusturuyordu. Biliyor musun? Birkaç kere intihara bile teşebbüs etmişti. Yaptığı şeylerden yani gerçekten de pişmanlık duydu yani. Hatta bu kusma hastalığı yüzünden de ölümden döndü. Öyle bir hale geldi ki vücudu her aldığı gıdayı yabancı madde olarak algılayıp istemeden de kusmaya başlamış. Çok zor tedavisi oldu bu yaşadığı şeyin. Ablamı kaybedeceğiz diye babam annem ben günlerce ağladık. O kıza ondan kızgındı sevgilisini elinden aldığı için. Bu hastalıktan dolayı sağlıklı da düşünemiyordu. Batur eliyle Uraz'ın omzuna dokunur.
Batur: Biliyorum. Ablan kesinlikle kötü bir insan değil. Bunu farkındayım.
Uraz: Ama ablam amcamı öldürmüş olamaz. Buna inanmıyorum. Ablam amcama çok düşkündü. Amcamda ona aynı şekilde. Hani görsen baba-kız gibilerdi aynı. Amcam Fuşya'yı bir ayrı seviyordu. Hani bende yeğeniyim yada Oktay abimde yeğeni ama bizi hiç ablamı sevdiği için sevmiyordu.
Batur: İlişkileri o kadar iyiydi diyorsun yani. Amcanın sevgilisi olan kadını kıskanmış olabilir mi?
Uraz: O kadın amcamı kullanıyordu. Amcama aşık gibi yapıp para yürütüyordu hep. Uzun yıllar amcamı bu şekilde oyalamış. Hiç amcamla evlenmeye veya onunla olmaya da yanaşmıyordu. Sözde tehlikeli adamlarmış patronları gitmesine müsaade etmezlermiş de öyle öyle amcamı oyaladı hep.
Batur: Öyle mi diyorsun?
Uraz: Ablamda babamın silahını almış işte. Ablamın o hastalık dönemindeydi dediğim gibi sağlıklı düşünemiyordu. Kendince amcamı korumaya çalıştı işte.
Batur: Neyse ablanın yanına gidelim bence. Onu daha fazla yalnız bırakmayalım.
Uraz: Aynen bence de. Batur ile Uraz; Fuşya'nın yanına doğru giderlerken Fuşya'nın o bankta bulamazlar. Şaşkınca etrafına bakınırlar. Uraz hemen telefonuyla ablasını arar.
Uraz: Yok açmıyor. Sahne15: Cansel'in Evi-Salon/İç/Gece: Cansel ile Pelin patlamış mısır yiyip film izlerler. İkisinin de keyfi oldukça yerindedir.
Pelin: Çok teşekkür ederim uzun zamandır bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum.
Cansel: Ne demek bende çok eğlendim. Uzun zamandır böyle eğlenceli film izlememiştim.
Pelin: Bugün söylediklerin içinde teşekkür ederim. Yani dünyanın en güzel kızı olduğumla ilgili. Güzel moral bulmamı sağladın.
Cansel: Hepsini samimi olarak söyledim. İnan. Cansel ile Pelin uzun süre birbirlerinin gözlerinin içerisine bakarlar. Cansel, Pelin'in dudağının kenarını dokunur.
Cansel: Burada bir şey var. İkisi baya yakın dudak dudağa öpüşecek gibi olurlarken Pelin ayağa kalkar.
Pelin: Şey her şey için teşekkür ederim. Ben sanırım gitsem iyi olur artık.
Cansel: Seni evine bırakayım.
Pelin: Hiç gerek yok.
Cansel: Yok canım hiç olur mu öyle şey. Gel benimle. Sahne16: Tekelin Önü/Dış/Gece: Fuşya oldukça üzgündür.
Fuşya: Batur'un bunları öğrenmemesi gerekiyordu. Bunları öğrenmemeliydi. Batur. Allah kahretsin ya Allah kahretsin! Artık o da sevmeyecek seni. Geri zekalı Fuşya! Geri zekalı ya! Tekel dükkanına girer. Sahne17: Tekel/İç/Gece:
Fuşya: Bir şişe votka alabilir miyim? Satıcı, Fuşya'yı inceler.
Satıcı: Önce bir kimliğini görmem lazım.
Fuşya: Ben on dokuz yaşındayım bir kere.
Satıcı: Kimliğini yine de görmem gerekiyor.
Fuşya: İyi peki. Fuşya çantasından kimliğini çıkarır. Sahne18: Tekelin Önü/Dış/Gece: Fuşya dükkandan elinde votka şişesi ile çıkarken Batur ile karşılaşır. Karşısında Batur'u görmeyi beklemediği için oldukça şaşırır.
Fuşya: Batur...
Batur: Hep derdin sorunun olduğunda kendini içmeye mi vereceksin böyle? Batur, Fuşya'nın elinden votka şişesini almasıyla Fuşya kızar.
Fuşya: Ya versene şunu! Lütfen! İçmem gerekiyor çok ihtiyacım var. Batur şişeyi yere atar. Şişe kırılır.
Fuşya: Ya ne yaptın ya?
Batur: Dertlerinden sorunlarından bu kadar basit kurtulamazsın. Küçük hanım..
Fuşya: Ya zaten sonsuza kadar kurtuluş yok. Sadece geçici süreliğine rahatlamak istiyordum.
Batur: Geçici çözümler yerine kalıcı çözümler daha iyi olmaz mı? Haydi bana neler olduğunu anlat önce.
Fuşya: Ya anlatmasam. Zamanında hiç iyi şeyler yapmadım. Batur elini Fuşya'nın yanağına nazikçe dokunup yavaşça gözlerini kendi bakışlarına doğru çeker.
Batur: Yaptıklarınla yüzleşmelisin. Haydi güzelim. Fuşya'nın gözlerinden yaşlar akar.
Fuşya: Korkuyorum. Öğrendiklerinden sonra benden nefret edersen. Batur nazikçe sevdiği kızın gözündeki yaşları siler.
Batur: Asla güzelim asla senden nefret etmem. Biliyorum yaptığın kötü şeylerin hiçbiri senin suçun değil. İnsanların dünyası o kadar acımasız ki bazen onların dilinden onlara karşılık vermeye mecbur ediyorlar. Sahne19: Pelin'in Dairesinin Önü/İç/Gece: Pelin anahtarıyla kapıyı açmak üzereyken evinin önünde zarf görür. Zarfı eline aldıktan sonra kapıyı açar. Sahne20: Pelin'in Evi-Salon/İç/Gece: Pelin koltuğa oturur oturmaz merakla zarfı açar. Zarfta Pelin'in konakta hizmetçi olduğu resimlerle asayiş şubedeki resimleri vardır. Kağıtta ise "Polis olduğunu biliyorum. Seni ifşa etmemi istemiyorsan dediklerimi yap. Dediklerimi yapıp uslu kız olursan Fatih Düvenci'nin katilini bulmana yardım ederim. Aksi taktirde seni ifşalarım" yazıyordur. Pelin gördüklerine şok olur.
Pelin: Bu da ne şimdi? Koşarak kapıya doğru gider. Sahne21: Pelin'in Evi-Sokak Kapısının Yanı/İç/Gece: Pelin hemen sokak kapısını açıp etrafına bakınır. Fakat kimseyi göremez. Sahne22: Pelin'in Evi-Salon/İç/Gece: Koltuğa oturup kara kara düşünür. FLASHBACK: Fuşya'nın Lise Zamanı: Sahne23: Lise-Sınıf/İç/Gündüz:
Öğretmen: Evet çocuklar bu etkinliğimiz için hepinizden cep telefonlarınızı toplayacağız. Öğretmen tüm sınıfa göz gezdirip Fuşya'ya bakarak elindeki kutuyu ona uzatarak konuşur.
Öğretmen: Evet Fuşya... Arkadaşlarından cep telefonlarını toplar mısın? Fuşya tek tek tüm sınıftan telefonlarını topladıktan sonra kutuyu öğretmenine uzatır.
Öğretmen: Rica edersem kutuyu öğretmenler odasına koyar mısın? Öğrenciler itiraz ederler.
Öğretmen: Arkadaşlar lütfen! Bu etkinliği sizin için yapıyoruz. Sahne24: Lise-Öğretmenler Odası/İç/Gündüz: Fuşya öğretmenler odasına girer. Oda bomboştur. Kutuyu masaya koyduktan sonra gözü eski sevgilisi Talha'nın telefonuna takılır. Onu eline alıp boş bulduğu koltuğa oturur. Ekran kilidi olsa da şifresini doğru tahmin etmeyi başarır.
Fuşya: Şifreni hiç değiştirmemişsin. Talha bey. Telefonda Efsun ile Talha'nın birlikte çekildiği resimlere bakıp efkarlanır. Gözü birden Efsun'un nude resimlerine takılıp şok olur.
Fuşya: Oha oha! Demek sevgilimi böyle ayarttın. Efsun ha! Sahne25: Lise-Bahçe/İç/Gündüz (Birkaç gün önce): Efsun, kızlarla gülerken Fuşya yanlarından geçer.
Efsun'un Arkadaşı1: Fuşya'cım tebrik ederim deneme sınavında birinci olmayı başarmışsın.
Efsun'un Arkadaşı2: Kızın kafasına karışma ya şimdi. Baştan birinci olduğunu düşünüp sevinecek şimdi. Efsun da onlarla birlikte gülmesi Fuşya'nın moralini iyice bozar. Bir zamanlar yanında olup onu koruyan kız nasıl oldu da düşman gibi oldu? Talha'nın gelip Efsun'un dudağına öpücük kondurması iyice moralini bozarken kızlar onun bu haline gülmeye devam eder. Sahne26: Lise-Sınıf/İç/Gündüz (Birkaç gün önce): Fuşya sınıfa girip sırasına geçerken tüm sınıf Fuşya'ya yumurtalar atar. Kimisi kahkaha atarken kimisi alkış tutuyordur. Efsun alkış tutanlara katılırken Talha tepkisizdir. |
0% |