Yeni Üyelik
26.
Bölüm

Bölüm 23: Batur Ne İşlere Bulaştı?

@senaryoyazankiz94

Sahne:1 Merdiven Altı Dövüş Kulübü-Kafes/İç/Gece (Devamı):

İlhan: O zaman yapacağınız şey basit. Bu sefer iyice dövün yüzü gözü tanınmasın kendine gelemesin. Evinin kapısına atın bakalım.

Adam3: Emredersiniz efendim.

Adamlar gider.

İlhan: Ulan benim mekanıma borçlu gelmek var mı? Hergele ne sanıyor kendisini?

Adam1: İlhan bey ama kaç kere dövdük Numan'ı ama akıllanmıyor ki.

İlhan: Akıllanmazsa başka şeyler yaparız bizde. Kimse bana borçlu kalamaz. Başka türlü öder borcunu gerekirse. Kumar borcu namus borcudur diye boşuna dememişler.

Sahne:2 Depo/İç/Gece:

İlhan'ın adamları Numan'a tekme tokatları yapıştırırlar. Numan yerde baygın yatmasıyla adamlar tedirgin olup geri çekilirler.

Adam2: Öldü mü?

Adam3: Yok ya ölmemiştir.

İkisi, Numan'ı dürterken İlhan gelir.

Adam2: İlhan Bey dediğinizi yaptık da. Hareket etmiyor. Korktuk.

İlhan kahkaha atar.

İlhan: Merak etmeyin o ite olmaz bir şey. Bayılmıştır. Su dökün ayılsın.

Adamlar, Numan'ın üzerine su dökerek Numan'ı ayıltırlar. Numan ağlayarak İlhan'ın ayaklarına kapanır.

Numan: İlhan abi lütfen.

İlhan, Numan'a tekme atarak onun yere düşmesine neden olur.

İlhan: Kes şunu.

İlhan bir torba dolusu uyuşturucu hap uzatır.

İlhan: Bak burada senin bana olan borcun değerinde hap var. Bunları satıp parasını bana getireceksin anladım mı?

Numan ürker.

Numan: Torbacılık mı yapacağım?

İlhan: Sana borcunu ödemek için son kez şans veriyorum işte. Ha ama eğer polise kaptırırsan yada parayı alıp kaçma gibi şeyler yaparsan gözünün yaşına bakmam ona göre.

Numan: Hiç merek etme abi yapmam.

İlhan: İyi hepsini satmak için tam bir hafta süren var.

Sahne:3 Büfe/İç/Gündüz:

Cansel çay ile simidini yerken Batur lavabodadır. Masada duran Batur'un telefonuna mesaj gelir. Cansel merak edip bakmasıyla şok olur.

Cansel: Careme Restorandan iki kişilik rezervasyon mu? Yuh bu çocuk kafayı mı yedi ya!

Batur gelir bu sırada.

Batur: Hayırdır kanka telefonum mu karıştırmaya başladın.

Cansel, Batur'un yara bere halindeki yüzünü görünce şaşırır.

Cansel: Yok estağfurullah. Sadece mesaj gelince bakmak istedim. Görevle ilgili önemli bir durum olabilir diye. Careme Restorandan iki kişilik rezervasyon yaptırmışsın.

Batur: Doğrudur yaptırdım.

Cansel: Kanka... Orası belki İzmir'in en pahalı yeri ya! Bir memur olarak nasıl öyle bir yere gidebiliyorsun?

Batur: Eski dostlardan borç aldım ya.

Cansel: Bu devirde kim kime o kadar borç verir ki?

Batur: Ayrıca kira, doğal gaz, elektrik tüm faturalarımı ödedim. Benim için endişelenmene gerek yok. İnanmıyorsan dekontlarını vereyim.

Batur cebinden dekontları Cansel'e uzatır. Cansel şaşkınlık içerisinde inceler.

Cansel: Ama nasıl?

Batur: Eski arkadaşlardan borç aldım dediğim gibi.

Cansel, Batur'un yüzünü işaret ederek konuşur.

Cansel: Yüzünün hali ne böyle?

Batur: Hırsızlarla takıştık biraz işte. Teslim olmamak için direndiler baya.

Cansel: Hırsızlarla ringe mi çıktın ya? Baya sert vurmuşlar.

Batur: Elleri sertti ya hiç deme.

Cansel endişeli bir şekilde Batur'a bakarak içinden kara kara düşünür:

Cansel: Of! Kesin tefeciden falan aldı borcu ya! Hayır bunlar bela oldu mu peşini hiç bırakmaz. Onu geç Batur'un tefeci tarzı birinden borç aldığı herhangi bir olayı ortaya çıksın polislikten memuriyetten de atılır. Sen ne yaptın Batur ya! Ne yaptın! Bu Nisanur gerçekten de yakacak başını. Hayır yüzündeki bu yaralar nasıl oluştu acaba? Kimden bu kadar dayak yedin? Bu tefecinin adamları mı ya? Ama yeni aldıysa parayı hemen harekete de geçmezler ki.

Batur kendisine bakıp derin düşüncelere dalan Cansel'i fark edip elini şıklatır.

Batur: Cansel... Ne oluyor?

Cansel: Yok bir şey...

Batur: Bana bakakaldın da öyle hayırdır.

Cansel: Yakışıklılığın karizman beni benden aldı. Bakmaya doyamıyor insan.

Batur: Bir si..... git ya!

Sahne:4 Nisanur'un Evi-Nisanur'un Odası/İç/Gece:

Annesi, Nisanur'u hazırlanmasına yardımcı olur.

Nisanur'un annesi: Bu restoran neydi adı? Dilim dönmüyor hiç.

Nisanur: Careme anneciğim...

Nisanur'un annesi: Baya kaliteli yer demek ki belli. Akıllı ol kızım kaçırma bu çocuğu sonra benim gibi çulsuz adamın tekine gitmek zorunda kalırsın. Bu çocuğun ailesi ne iş yapıyordu?

Nisanur: İthalat ihracat falan işte.

Nisanur'un annesi: Çok iyi... Çok iyi... En kısa zamanda bende tanışacağım ona göre.

Nisanur: Emin ol o da seninle tanışmak için baya can atıyor anneciğim...

Nisanur içinden konuşur:

Nisanur: Kadını da sonsuza kadar oylayamam ki of! Eninde sonunda Batur'un polis olduğunu öğrenecek. O zaman tepkisi çok sert olur mu acaba?

Sahne:5 Careme Restaurant/İç/Gece:

Nisanur ile Batur mum ışığında romantik yemek yerler. Nisanur halinden oldukça memnundur.

Sahne:6 Deniz Kenarı/Dış/Gece:

Nisanur ile Batur deniz kenarında otururlar. Batur, Nisanur'a sarılmış haldedir.

Batur: Canım henüz arabam olmadığı için şimdilik taksilerle idare edeceğiz. Kusura bakma.

Nisanur: Motosikletinde olurdu benim için.

Batur: Mesai hariç maalesef ki kullanmama izin yok ama baksana bu dövüş işinde baya para kazanıyorum. Belki ufak çaplı motor alabilirim.

Nisanur: Çok iyi olur. Seninle gurur duyuyorum.

Batur: Peder de zamanında destek çıksaydı. Şu an olimpiyatlarda bile olabilirdim. Yasa dışı değil yasal yollarla yaparım ama.

Nisanur: Hayatım boş ver tamam yasadışı olabilir ama sonuçta sen gidip adam öldürmüyorsun, banka soymuyorsun, hırsızlık yapmıyorsun yada terörist olup asker polis öldürmüyorsun ya. En nihayetinde dövüşte marifetini gösterip bileğinin hakkıyla kazanıyorsun.

Batur, Nisanur'un alnına öpücük kondurarak konuşur.

Batur: Çok haklısın hayatım... Annen nasıl?

Nisanur: İyi o da. Seninle tanışmak istiyor işte.

Batur: Kısa zamanda tanışalım madem bizde o zaman.

Nisanur: Ama işte polis olduğunu diyemedim bir türlü. Annem çok polis damat isteyeceğini düşünmüyorum.

Batur: Çokta haksız sayılmaz annende başımıza her türlü iş gelebiliyor. Tehlikeli mesleğimiz var onu geç yoğun çalışıyoruz. Seninle bile anca doğru düzgün bir yemeğe çıkabildik.

Nisanur, Batur'un omzuna uzanarak konuşur.

Nisanur: Olsun ya zamanla kabul edecektir inanıyorum ben.

Batur, Nisanur'un yüzünü sevdikten sonra dudağına nazikçe öpücük kondurur.

Nisanur: Batur...

Batur: Söyle canım...

Nisanur: Yani bunu sana nasıl anlatacağım bilmiyorum ama bilmen gerekiyor.

Batur: Seni dinliyorum canım...

Nisanur: Korkuyorum yani bu duyduklarından sonra benden soğursun diye.

Batur iki eliyle Nisanur'un yüzünü okşar.

Batur: Saçmalama canım ya. Sana bu kadar aşıkken nasıl senden soğuyabilirim ki?

Nisanur: Bu anlatacaklarımdan sonra

Batur: Bana dürüst olduğun yalan söylemediğin sürece hiçbir zaman kaybetmezsin. Bunu unutma.

Nisanur: Ben önceden biriyle birlikte oldum.

Batur, Nisanur'a dikkatle bakar.

Nisanur: Yeni on sekizime basmıştım. Toydum. Haluk da yani eski erkek arkadaşım evleneceğine söz vermişti ama işte...

FLASHBACK2: (Nisanur ile Eski sevgilisi Haluk):

Sahne:7 Villa/Dış/Gece:

Nisanur güzelce sofra hazırlayıp mumları yakar. Oldukça mutludur.

Bu sırada Haluk gelir. Nisanur, Haluk'un yanına gidip ona sokulur.

Nisanur: Hayatım hoş geldin.

Haluk: Nisanur... Sana demem gereken şeyler var.

Nisanur: Sofrada konuşalım. Güzel sofra hazırladım.

Haluk: Yemeğin hiç sırası değil şimdi. Geç koltuğa.

Bunun üzerine Nisanur ile Haluk koltuğa geçerler.

Nisanur: Yoksa Esin'den tamamen ayrıldın mı?

Haluk: Esinden ayrılmadım. Ve ayrılmakta istemiyorum. Ben Esin'i seviyorum ve onunla evleneceğim.

Bunu duyan Nisanur'un başından kaynar sular dökülür.

Nisanur: Saçmalama onu sevmiyorsun ki ailen zorladı onunla nişanlanmaya seni hani. Esin çok şımarık, aksi çekilmez dırdırcı bir kızdı.

Haluk: Sana yalan söyledim. Ben hep Esin'i sevdim. Tamam bazen canımı sıktığı yanları vardı ama...

Nisanur: Ya onu seviyordun madem niye benimle oldun?

Haluk: En büyük aşkların bile arada nefes almaya ihtiyacı vardır. Sende sadece bu ihtiyacı karşıladım.

Nisanur'un gözlerinden yaşlar akar.

Nisanur: Hayır lütfen yapma! Bunun kötü bir şaka olduğunu söyle lütfen!

Haluk: Ya sen ne sandın gerçekten de ya Esin'i bırakıp seninle mi evlenecektim ya! Kendine bak. Birde bana bak. Koskoca İlhan Gürcan'ın gelini olacak değildin ya. Bunlar ancak şu ucuz yaz dizilerinde olur. Gerçek hayatta bizler ancak sizler gibi sınıf atlamaya çalışan bir varoş güllerini kapatmamız yaparız. Bundan ötesi olmaz.

Haluk kalkıp giderken Nisanur arkasından gözyaşları içinde gelir.

Nisanur: Ya beni kullanıp atamazsın öyle sen!

Haluk, Nisanur'un saçlarına dokunarak konuşur.

Haluk: Sayemde sende neler kazandın ama. Baksana annen baban veya abin üçü ölene kadar çalışsa alamayacakları bu evde uzun süre kaldın. Sonra limitsiz kredi kartımdan yaptığın o alışverişler ne demeli? Sana hayatın boyunca yiyemeyeceğin yemekleri de yedirdim. Bu işte sende karlı çıktın güzelim. Bunlara şükür etmelisin.

Nisanur öfkeyle Haluk'un onun saçına dokunan eline vurur.

Nisanur: Sen beni ne sandın! Aşağılık O.... çocuğu...

Haluk sertçe Nisanur'un omzunu dürter.

Haluk: Sus lan! Esin ile nişanlı olduğumu bilip kaçamak ilişkiyi yaşamayı sen seçtin. Zorla alıkoymadım veya tecavüz etmedim. Her şey senin isteğinle oldu.

Nisanur, Haluk'a tokat atar.

Nisanur: Aşağılık pislik...

Haluk, Nisanur'un omzundan tutarak sertçe koltuğa iter.

Haluk: Kes artık kes! Bana bak bu evden de eşyalarını topla varoş mahallene dön geri. Yarın sabaha annem ve babam gelecekler. Seni görmesinler hiç.

Nisanur: Gitmiyorum.

Haluk sinirlenir.

Haluk: Ne diyorsun sen!

Nisanur: Hatta Esinle de konuşacağım. Aramızdaki ilişkiyi öğrenecek.

Haluk: Bak bak sen birde beni tehdit ediyor.

Nisanur: Tehdit değil yapacağım. Ama yarına kadar bekliyorum önce bu anne ve babanla konuşacağım bir.

Haluk cebinden fotoğraflar çıkartıp Nisanur'a atar. Nisanur fotoğrafları görünce yüzü kireç gibi olur. Halukla birlikte olurken ki fotoğrafları vardır.

Nisanur: Ama bunlar...

Haluk: Eğer ilişkimizi Esin veya herhangi biri öğrensin. Bu fotoğrafları senin varoş mahallende görmeyen kalmaz. Konu komşunun diline düşersin. Abin ile babanda artık öldürürler mü öldürene kadar döverler mi bilemem.

Nisanur hıçkırarak ağlar.

Nisanur: Hayır ya hayır!

Haluk: Yarın sabahta dediğim gibi bu evde görmeyeyim seni. Gitmiş ol. Anahtarı da girişteki saksıya bırak.

Haluk arkasını dönüp giderken Nisanur yere çökerek hıçkırarak ağlar.

FLASHBACK2 SONU:

Sahne:8 Deniz Kenarı/Dış/Gece (Devamı):

Nisanur'un gözlerinden yaşlar akarken Batur nazikçe gözündeki yaşları siler.

Nisanur: Bana kızdın mı?

Batur: Saçmalama ya. Senin ne suçun var ki? Tüm suç o Haluk denen o.... çocuğunda seni o kandırmış hep.

Batur, Nisanur'a sımsıkı şekilde sarılıp başına öpücük kondurur.

Batur: Sana hala deliler gibi aşığım. Bu gerçeği asla değiştirmez bu.

Nisanur: Ne biliyim? Erkekler hani el değmemiş kız isterler hep ya.

Batur: Bakma ya onlarda az cahil değil. Kendilerine gelince her bok var ama el değmemiş kız isterler. Benim için benden sonrası önemli. Benden önce ne olduysa oldu.

Nisanur: Bunu duyduğuma çok sevindim. Sana anlatmak istedim de korktum işte.

Batur, Nisanur'un yüzünü okşar.

Batur: Haydi fıstığım üzülme artık. Merak etme. Bu Haluk denilen lavuğun sana yaptıkları karşılıksız kalmayacak.

Nisanur, Batur'un elini tutar.

Nisanur: Batur lütfen sakın bulaşma.

Batur: Kimse benim sevdiğim kızı üzemez. İşte bu kadar.

Nisanur, Batur'un elini tutarak konuşur.

Nisanur: Lütfen Batur! Yıllar öncede kaldı o mesele. Gerçekten de artık Haluk falan umurum da değil. Bulaşma ona hiç.

Batur: Bu meselenin böyle bitmesi de hiç içime sinmiyor ama. Senin gül yüzünden yaş akıtanı bende daha beter ağlatmak istiyorum.

Nisanur: Batur bak lütfen dedim.

Batur: İyi peki tamam...

Sahne:9 Merdiven Altı Dövüş Kulübü-Kafes/İç/Gece:

Batur o günden sonra karşısına çıkan her dövüşçüyü gözünde Haluk gibi hayal etmesiyle hırsı iyice tavan yapıp yenilmez olur. Müşterilerin gözüne de girip kısa sürede herkesin hayranlığını kazanır. Kendisi de kısa zamanda oldukça para kazanıp sevgilisi Nisanur'a bolca yedirir.

Sahne:10 Büfe/İç/Gece:

Batur ile Cansel çay eşliğinde simitlerini yerler. Cansel yine Batur'un yara bere haldeki yüzünü incelemekte meşguldür.

Cansel: Bu aralar sana da nasıl suçlular geliyorsa böyle. Baya iyi yumruklar geçiriyorlar.

Batur cevap vermeden cebinden sigarasını çıkartıp Cansel'e uzatır.

Batur: Almaz mısın?

Cansel sigara alıp masada duran çakmakla sigarasını yakarken Batur da yakıp içmeye başlar.

Cansel: Kankam...

Batur: Efendim kanka...

Cansel: Bana demek istediğin bir şeyler var mı?

Batur: Ne gibi?

Cansel: Bilmiyormuş gibi yapma lütfen.

Batur: Yok neden bahsettiğini anlamıyorum cidden.

Cansel: Bırak ya Allah aşkına! Yüzündeki gözündeki bu yaralar. Nisanur'a pahalı hediyeler pahalı restoranlar kafelere götürüp duruyorsun. Nerden geliyor bu kadar para? Bana bak doğru söyle tefeciden borç aldın değil mi?

Batur: Yok kanka yok öyle bir şey...

Cansel: Göreve yeni başlamış bir memur olarak bunlar fazla değil mi peki? Bak lütfen bana anlat neler olduğunu. Yaptığın hatayı beraber çözmeye çalışalım senin memuriyetini yakmadan.

Bu sırada Batur'ın gözü dışarıdaki araca takılır.

Batur: Baksana bu anons edilen araç. Ben peşine düşüyorum.

Cansel: Dur bekle bende geliyorum.

Bunun üzerine iki arkadaş kalkarlar.

Sahne:11 Sokak/Dış/Gece:

Batur ile Cansel motosikletleriyle uzaktan aracı takip ederler. Eski püskü abartmanın önünde dururlar. Batur ile Cansel de motosikletlerinden inerler.

Cansel: Ekiplere anons ettim. Devrem... Birazdan buraya gelecekler.

Batur: İyi o zaman...

Batur apartmana doğru yürür.

Cansel: Batur... İçeriye girmeyeceksin değil mi?

Batur: Bir keşif yapacağım.

Cansel: Polis kıyafetlerinle mi gireceksin?

Batur hemen ceketini ve altındaki pantolonu çıkartırken Cansel yüzü çevirir.

Cansel: Kanka... Ne sokağın ortasında birde...

Cansel yüzünü döndüğünde Batur'u eşofmanlarla görür.

Cansel: Ne yani içine bunları mı giydin.

Batur: Her ihtimale hazırlıyorum kendimi gördüğün gibi.

Batur apartmana doğru yürümeye devam ederken Cansel yine onu durdurur.

Cansel: Batur görevimiz ekipler gelene kadar beklemek.

Batur: Ya sakin ol her ihtimale karşı içeriye bakacağım. Sen burada ekipleri bekle tamam mı?

Sahne:12 Aparman/İç/Gece:

Batur aparmana girdiği gibi gürültülü müzik sesini fark edip merdivenlerden çıkar. İlk katta ki sağ taraftan müzik seslerinin geldiğini fark edip oraya yönlenir. Açık olan kapıdan girer.

Sahne:13 Aparman-Daire-Alışveriş Yapılan Oda/İç/Gece:

Adamlar alışveriş yapmak için oradadırlar. Adamlardan biri çantayı masanın üzerine koyarken karşıdaki adam çantayı açar. Bir sürü hap görür.

Alıcı1: Tam sipariş ettiğimiz kadar mı?

Satıcı1: Bizde yanlış olmaz. Sen paradan haber et.

Alıcı1, arkasındaki kişiye seslenir.

Alıcı1: Parayı getir.

Alıcı2: Hemen abi...

Alıcı2 de masanın üzerine para dolusu bir çanta koyar.

Sahne:14 Aparman-Daire/İç/Gece:

Batur içeriye girer girmez iki koruma gelir.

Adam1: Hayırdır kime bakmıştınız.

Batur: Hiç öyle geçiyordum. Bir uğrayayım dedim.

Adam2: Sen dalga mı geçiyorsun ya! Burası yol geçen hanı değil.

Adam1: Aynen defol git buradan.

Batur kahkaha atar.

Batur: Yoksa ne olur polis mi çağırırsın.

Adam1: Sen bizimle dalga mı geçiyorsun?

Adamlardan biri Batur'un bir tarafına diğeri diğer tarafına geçip biri bir kolundan diğeri diğer kolundan tutar. Batur kollarını çevirip onu tutan ellerden kurutulup adamların bileklerini yakalayıp sertçe aynı anda bileklerini büker. İki adama da yumruklarını geçirerek baygın hale getirir. İçeriye doğru yürümeye devam eder. Odalarda kapı yerine perde vardır. Bir odanın perdesini aralar seks yapan iki kişiyi görüp perdeyi kapatır. Yanındaki odaya girer. Orda da seks yapan iki erkeği görür. Erkekler, Batur'u görünce ona bakarlar.

Gey Erkek1: Hayırdır yakışıklı birine mi bakmıştın?

Batur tam gidecekken diğeri ona seslenir.

Gey Erkek2: Katılsana bize.

Batur: Belanızı bulmak istemiyorsanız benden uzak durun!

Batur hemen perdeyi kapatacakken adamlardan biri yine konuşur.

Gey Erkek1 : Sert erkek severiz.

Batur güler.

Batur: Ya demek öyle. İkinize de sert erkeği gösteririm çok görmek isterseniz.

Gey Erkek2: Göster göster.

Batur iki erkeğin yanına gidip ikisinin yüzlerine aynı anda yumruk geçirip yere serer.

Batur: Alın size sert erkek.

Hemen perdeyi kapatıp oradan da çıkar. Başka bir perdeyi açmasıyla orda da dans edip eğlenen ve haplanan gençleri görüp şaşırır.

Batur: Bunlar reşit bile değil ya yuh!

Gençlerden biri krize girip baygınlık geçirir. Batur hemen koşarak onun yanına gider. Tuttuğu gibi yan tarafa çevirip parmaklarını ağzına sokup gencin kusmasını sağlayıp sırtına vurup yüzüstü yatırıp telsiziyle anons yapar.

Batur: Bilinen yere çok acil ambulans...

Oradan çıkıp kapılı odayı görüp kulağını kapıya dayayıp sesleri dinler.

Sahne:15 Aparman-Daire-Alışveriş Yapılan Oda/İç/Gece:

Satıcı2: Abi eksik var yaklaşık üç kağıt kadar.

Satıcı1: Lan siz bizi ne sanıyorsunuz?

Alıcı1: Şu sıralar sıkıntılı işlerimiz.

Satıcı1: Bize ne lan sizin sıkıntılarınızdan?

Satıcı2: Aynen para yoksa mallarda yok.

Satıcı1 ve Satıcı2 çantayı alıp gideceklerken Arkadan iki adam daha gelip silah çekerler.

Alıcı1: Oturun...

Satıcı1 ve Satıcı2 ellerini kaldırırlar.

Satıcı2: Tamam tamam sakin olun.

Alıcı2: Size oturun dedim.

Satıcı1 ve Satıcı2 koltuğa otururlar. Ama onlarda ceplerinden silahlarını çıkartıp başlarına silah doğrultan adamları vururlar. Böylece çatışma başlar.

Sahne:16 Aparman-Daire-Alışveriş Yapılan Odanın Önü/İç/Gece:

Silah seslerini duyan Batur kapıyı açtığı gibi odaya girer.

Sahne:17 Aparman-Daire-Alışveriş Yapılan Oda/İç/Gece:

Batur silahını doğrultur.

Batur: Polis... Kıpırdamayın.

Adamların bir kısmı kaçarken bir kısmı koltukların arkasına saklanıp ateş etmeye başlarlar. Batur da odanın kapısının aralığından silahıyla çatışmaya başlar. Kısa süre sonra destek gelmesiyle Batur yalnız kalmaz.

Sahne:18 Merkez-Amirin Odası/İç/Gündüz:

Amir sinirden küplere biner.

Amir: Batur... Sen ne yaptığını sanıyorsun?

Batur: Amirin... Ben sadece kötü bir şey yapmadım. Biraz içeriyi incelemek istedim sadece.

Amir: Tek başına basmış adamları. Sen kendini ne sanıyorsun?

Batur: Amirim gerçekten amacım basmak değildi. Silah seslerini duyunca kendimi orada buldum bir anda işte.

Amir: Ayrıca senden kim keşif yapmanı istedi. Destek beklemeniz istendi. Sen her zamanki gibi kafana göre hareket ettin.

Batur: Amirim ben...

Amir sesini yükseltir.

Amir: Yeter artık! Silahını ve rozetini ver seni açığa alıyorum.

Batur öfkeyle rozetini ve silahını çıkartıp amire verip odadan kapıyı çarparak çıkar.

Sahne:19 Merkez-Amirin Odasının Önü/İç/Gündüz:

Cansel merakla Batur'u bekler. Batur'un çıktığını görür görmez hemen ona doğru gelir.

Cansel: Yavaş ol kapıyı kıracaksın. Oğlum amire çok dikleniyorsun zaten bu senin için iyi olmaz.

Batur: Olmadı da zaten açığa alındım.

Cansel: Ah be Batur sana böyle olacağını demiştim ama. Amire böyle saygısızlık yapmaya devam ediyorsun birde.

Batur: Cansel rahat bırak beni!

Sahne:20 Kafe/İç/Gündüz:

Nisanur ile Batur kahve içerler. Nisanur, Batur'un elinden tutar.

Nisanur: Canım üzülme ya! Hem memuriyet maaşında çok azdı ya. Dövüşte devam edersin. Orada hem daha çok kazanıyorsun da.

Batur, Nisanur'un elini öper.

Batur: İyi ki sen varsın ama ya! Sende olmasaydın.

Sahne:21 Kafenin Önü/Dış/Gündüz:

Bu sırada oradan geçen Nisanur'un annesi onları görür.

Nisanur'un annesi: Bak şu işe sen: Madem damatla beni bir türlü tanıştırmazsın bende gider kendim tanışırım. Yalnız tipide baya iyiymiş. Hem zengin hem yakışıklı...

Sahne:22 Kafe/İç/Gündüz:

Nisanur'un annesi yanlarına gelir.

Nisanur'un annesi: Merhaba gençler...

Nisanur, annesini görünce tedirgin olur.

Nisanur: Anne... Senin ne işin var burada?

Nisanur'un annesi: Geçiyordum sizi görünce uğramak istedim.

Batur: Çok iyi yapmışsınız. Buyurun lütfen.

Nisanur'un annesi: Çok sağ ol evladım.

Batur: Ne yer içersiniz?

Nisanur'un annesi: Menü nerede?

Nisanur, annesine menüyü uzatır. Nisanur'un annesi hiçbir şey anlamadan inceler.

Nisanur'un annesi: Kız bunlar hangi dil? Bir halt anlamıyorum. En iyisi sen ne içtiysen söyle bana.

Batur hemen garsona siparişi verir.

Nisanur'un annesi: Bana kendinden bahset bakalım çocuğum. Adın Baturdu değil mi?

Batur: Evet efendim...

Nisanur'un annesi: Ne iş yapıyorsun anlat bana bakalım birazcık. Nisanur dedi bir şeyler ama.

Batur: İşte polisim efendim. Yunus timindeyim.

Bunu duyan Nisanur'un annesinin kan beynine sıçrar.

Nisanur'un annesi: Polis mi?

Loading...
0%