@senaryoyazankiz94
|
Sahne:1 Nisanur'un Evi/İç/Gündüz: Nisanur birden ne diyeceğini bilemez. Nisanur: Şey babacığım... Nisanur'un babasının sesi serttir. Nisanur'un babası: Bana bak! Bu çocukla görüşmeni istemiyorum. İlişkini keseceksin. Nisanur: Baba niyeti ciddi sandığın gibi değil. Nisanur'un babası bağırır. Nisanur'un babası: Polis damat istemem! Bu adam geberip gittiğinde ne olacak! Dul kalacaksın. Dul kaldığında evlenmek isteyende çıkmaz başımıza mı kalacaksın. Ölene kadar sana mı bakacağız! Nisanur: Baba okuyorum ben mesleğim var ama. Nisanur'un babası: Bırak bunu ya! Üniversite bitirdin diye zaten seni hemen şak diye işe alacaklar ya hemen. Nisanur'un yüzü düşer. Nisanur'un babası: Bana bak bu çocukla görüşmeyi keseceksin ona göre. Eğer kesmezsen benim senin gibi kızım yok tamam mı? Nisanur'un gözlerinden yaş akarken babasının sesi yüksektir. Nisanur'un babası: Sana beni anladın mı dedim? Nisanur evet anlamında başını sallar. Nisanur'un babası: Haydi şimdi git okuluna. Sanki bitirince bir halt da olacaksın ya! Nisanur üzgün bir şekilde kalkar. Sahne:2 Sokak/Dış/Gündüz: Nisanur ağlayarak yürür. Nisanur: Batur'u çok seviyorum. Ondan nasıl ayrılacağım şimdi of? Hem şu dövüş işine girdiğinden beri maddi durumu da çok iyi. Ne istersem yapıyor. Bu sırada Batur gelir. Nisanur'un ağladığını görünce hemen yanına gidip yanaklarını sever. Batur: Canım ne oldu? Nisanur konuşamaz. Batur: O abin mi bir şey yaptı yoksa? Ben onu şimdi... Batur tam gidecekken Nisanur elinden tutarak onu durdurur. Nisanur: Hayır abim bir şey yapmadı. Batur, Nisanur'un yanaklarını severek konuşur. Batur: Kim üzdü benim zeytin gözlümü o zaman? Nisanur: Babam ilişkimizi onaylamıyor. Senden ayrılmamı istiyor. Batur: Canını mı yaktı yoksa? Nisanur: Hayır ama öfkeliydi. Bir süre ikisi sessiz kalırlar. Nisanur: Batur ben... Aileme karşı gelemem. Batur'un gözlerinden birkaç damla yaş akar. Nisanur: Çok özür dilerim beni affet. Nisanur arkasını dönüp giderken Batur yere çömelerek ağlar. Elini yumruk yapar. Batur: Sevmek senin neyine oğlum neyine ya zaten! Cep telefonuyla annesini arar ama yine ulaşamaz. Batur: Annem sana ihtiyacım var. Nerelerdesin? Nisanur ağlayarak yürürken önden geçen adamın biri ona seslenir. Adam: Nisanur... Nisanur şaşkınca adama bakar. Nisanur: Pardon buyurun? Adam: Hatırlamadın mı beni? Bu sırada elinde iğne ile kadının biri yavaşça Nisanur'a doğru hareket eder. Nisanur: Yok hayır... Sanırım biriyle karıştırdınız. Adam: Yapma hatırlamadın mı? Sen Nisanur değil misin? Bu sırada kadın Nisanur'un omzuna iğne yaparak ağzını kapatırken Nisanur inlese de sesini çıkartamayıp oracıkta bayılır. Adam ve kadın; Nisanur'u arabanın arka koltuğuna yatırırlar. Sahne:3 Otogar (İstanbul)/Dış/Gündüz: Batur gözyaşları içinde otobüstedir. Ağlayarak Nisanur ile resimlerini inceler. Otobüs durur durmaz hemen araban iner. Sahne:4 Batur'un Çocukluğundaki Evin Yakını/Dış/Gündüz: Batur çocukluğunda yaşadığı eve uzak bakakalır. Anılar film şeridi gibi gözünün önünden geçer. FLASHBACK3: Batur 5-6 yaşlarındayken: Sahne:5 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Salon/İç/Gece: Batur'un annesi Meltem sofrayı hazırlarken Batur ablası Billur ile koşuşturmaktadırlar. Meltem: Çocuklar lütfen durun! Babanız gelirse kızar bakın! Çocuklar koşuşturmaya ses yapmaya devam ederler. Meltem: Çocuklar lütfen! Bakın babanız gelecek kötü olacak. Koşuştururken Billur vazoya çarpması sonucunda vazo yere düşüp kırılır. Hepsi tedirgin olup kala kalırlar. Bu sırada Batur'un babası Mehmet öfkeyle eve gelir. Mehmet: Ne bu gürültü? Yerde kırılan vazoyu görünce iyice sinirlenir. Mehmet: Bunu kim yaptı? Korkudan herkes tir tir titrer. Kimseden ses çıkmaması Mehmet'i iyice sinirlendirir. Mehmet: İkinci kez sormayacağım. Size bunu kim yaptı dedim. Mehmet sinirli bir şekilde Billur'a doğru gelirken Billur iyice tedirgin olup Batur'u işaret eder. Mehmet bunun üzerine öfkeyle Batur'a giderken Meltem araya girmeye çalışır. Mehmet: Şimdi bende senin kafanı kırayım da gör. Meltem: Mehmet ne olursun? Gözünü seveyim. Mehmet öfkeyle Batur'a tokat atıp kafasına vururken sinirlenirken araya giren Meltem'i de iter. Mehmet: Sen karışma dur durduğun yerde. Batur'u kolundan tuttuğu gibi kapıya doğru itekler. Mehmet: Şimdi çık dışarı! Batur ceketini giymek üzeredir. Mehmet: Onu almadan çık! Meltem: Mehmet donar çocuk! Mehmet'in sesi yüksektir. Mehmet: Sana çık dışarı dedim. Batur dışarı çıkar. Mehmet: Haydi sofraya geçelim acıktım ben. Mehmet etrafı inceler. Yüksek sesle konuşur. Mehmet: Kaloriferleri mi yaktın! Meltem: Çok soğuktu çocuklarla üşüdük. Daha yeni yaktım sayılır. Mehmet sinirlenir. Mehmet: Doğal gaz fiyatlarından haberin var mı? Amacınız beni iflas ettirmek mi? Kapat hemen! Üşüyorsanız ceketle dolaşın! Battaniye geçirin üzerinize öyle dolaşın adamı hasta etmeyin. Meltem: Tamam... Sahne:6 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Mutfak/İç/Gece: Mehmet öfkeyle mutfağa girerken Mehmet öfkeyle fırını incelerken Meltem gelir. Meltem: Kapattım kaloriferleri. Mehmet yine sinirlindir. Mehmet: Fırını mı çalıştırdın! Elektrik fiyatlarından haberin var mı ulan senin? Meltem: Mehmet ben... Mehmet: Kes be kes! Birde et pişirmişsin. Meltem: Ama çocuklar büyüme gelişme çağlarındalar. Proteine de ihtiyaçları var. Hep çorba, ekmek, simit ve peynir ile olmaz ki. Mehmet öfkeyle Meltem'in suratını tutar. Mehmet: Kes sesini birde bana cevap mı veriyorsun? Mehmet'in gözü poşetin içerisindeki ekmeklere bakarak konuşur. Mehmet: Yarın abimler geliyor yemeğe. Et sote onlara kalsın. Başka yemeklerde yaparsın. Onlar bunu yesinler. Meltem: Bu ekmekler küflenmiş atacaktım. Mehmet iyice sinirlenir. Mehmet: Paramı birde ziyan mı edeceksin? Ben o parayı ne zorluklarla kazanıyorum biliyor musun? Küflü müflü zıkkımlanın şundan işte. Meltem: Batur'a bakayım bir. Meltem tam Batur'a gidecekken Mehmet öfkeyle onu durdurur. Mehmet: Dur durduğun yerde! O cezalı kalsın dışarı da. Herkes sofradaki yerlerine geçip zar zor küflü ekmeği yemeye çalışırlar. Meltem: Mehmet! Mehmet ne var gibisinden Meltem'e bakar. Meltem: Çok uzun süredir çocuklar ile banyo yapmıyoruz artık yapsak. En azından çocuklar yapsa. Kokuyorlar artık çünkü. Okullarında problem olmasın. Mehmet: Birkaç güne sağanak yağış gelecek. Dışarıya kovaları koyarsın. Yağmur suları ile yıkanırsınız işte mis gibi. Olmadı iki sokak aşağıdaki çeşmeden su doldurursun. Onlarla yıkarsın. Meltem: Ama Mehmet! Bizde çeşme suyunu kullansak artık ne olur? Geçen abine on milyar borç verdin. Sürekli abine borç verip duruyorsun. Mehmet masaya sertçe yumruk atarak masadan kalkıp Meltem'in üzerine yürür. Mehmet: Ulan abime para verirken sana mı soracağım ha? Mehmet sertçe Meltem'in boğazını yapışır. Mehmet: Benim abime saygısızlıkta kusur etmeyeceksin. Yoksa mahvederim seni anladın mı beni? Meltem zorla başını sallar. Mehmet, Meltem'im boğazını sıkmayı bırakır. Mehmet: Ulan yatıyorum ben insanda iştah bırakmadınız ki. Mehmet odaya gittiğinden emin olduktan sonra Meltem sokak kapısına doğru gider. Sahne:7 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Mutfak/İç/Gece: Meltem sokak kapısını açtığı gibi sokakta üşüyüp büzüşen oğlunu görünce içi parçalanır. Meltem: Haydi oğlum gel. Batur koşarak gelir. Sahne:8 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Salon/İç/Gündüz: Mehmet'in abisinin ailesinin geleceği gündür. Meltem bir kuş sütünün eksik olduğu yemek sofrası hazırlarken Billur ile Batur ağızlarının suları akarak sofraya bakarlarken Mehmet öfkeyle gelir. Mehmet: Bu sofradan uzak durun bu sizler için değil. Amcanız ile teyzeniz için. Meltem: Mehmet... Burada bir sürü yiyecek var. Afrika'daki aç çocukları doyurmaya yeter tüm bunlar. Çocuklar canları çekiyorsa yesin biraz. Mehmet'in sesi yükselir. Mehmet: Hayır! Yarın iş arkadaşlarım gelecek kalanlar onlara kalır. Mehmet sofraya şöyle bir bakıp Batur'un omzuna vurarak konuşur. Mehmet: Hergele sende bakkala git taze ekmek ile bir kaç içecek al. Mehmet cüzdanından para verir. Meltem: Mehmet... Çocuk taşımakta zorlanmasın şimdi. Ben gitseydim. Mehmet: Hafif şeyler ne zorlanacak. Ha! Para üzerinin tek kuruşu bile eksik gelirse canına okurum. Ona göre. Batur korkarak giderken Mehmet yine masaya şöyle bir bakar. Mehmet: Haydi gelirler birazdan kalan hazırlıkları tamamla. Mehmet içeriye geçer. Billur: Anne... Meltem eğilerek kızının yanağını sever. Meltem: Efendim tatlım... Billur: Fazlı amcam babamın abisi Mehveş teyzemde senin ablan değil mi? Meltem: Aynen tatlım öyle. Billur: Her zaman amcalarla teyzeler mi evli mi oluyorlar? Meltem'im gözlerinden bir damla yaş gelir. Elliyle gözünün yaşını siler. Meltem: Yok tatlım her zaman öyle olmuyor. Benim babam ile babanın babası yani senin bu iki deden öyle anlaşmışlar işte. Bizleri o şekilde evlendirmişler. Sen düşünme bunları çok tatlım. Haydi hazırlanalım bizde. Meltem kızını kucağına aldığı gibi içeriye geçerler. Sahne:9 Sokak/Dış/Gündüz: Batur sokakta yürürken misket oynayan çocukları görüp yanlarına gider. Batur: Merhaba... Çocuk1: Merhaba... Batur: Biraz oynayabilir miyim? Çocuk1: Çok pis kokuyorsun git önce banyo ya. Diğer çocuklarda bunu onaylar. Çocuk2: Aynen ya. Uzaklaş bizden de. Batur üzülerek uzaklaşır. Batur: Of! Şu yağmurda yağmadı bir. Hemen bakkala girer. Sahne:10 Bakkal/İç/Gündüz: Batur zar zor içecekler ile bir poşet ekmeği taşıyarak kasaya doğru gelirken bakkal bakakalır. Bakkal: Çocuğum o kadar şeyi taşıyabilecek misin? Batur'un gözleri ellerinde şeker olan çocuklara takılır. Batur: Taşırım... Bakkal, Batur'un aldıklarını poşete yerleştirip Batur'a verdikten sonra iki adet şeker uzatır. Batur: Abi yok teşekkür ederim. Babam para üstü eksik olunca kızıyor. Bakkal: Yok oğlum bunların parasını almadım. Benden hediye. Merak etme. Batur alıp almama konusunda tereddüt eder. Bakkal: Çekinme evladım al. Bakkal amcanın hediyesi işte. Batur: Çok teşekkür ederim. Abi... Batur şekerleri cebine attıktan sonra poşetleri eline aldığı gibi zar zor yürür. Bakkalın karısı sinirlenerek gelir. Bakkalın Karısı: Aferin san aferin. Devam böyle çoluğa çocuğa bedava şeker vermeye. Batıracaksın bizi. Bakkal: Hanım ne yapayım? Dayanamıyorum canları çekince. Bakkalın Karısı: Hayır bu gariban bile değil ki. Villada oturuyorlar. Babasının avukatlık bürosu var. Durumları da gayet iyi. Bakkal: Hanım babaları çok aşırı cimri. Sırf yarı fiyatına diye marketten kullanım tarihi geçmiş ürünleri aldı evine. Kaç kere çoluk çocuk besin zehirlenmesi geçirdiler. Bakkalın Karısı: Bugün marketten gayet düzgün şeyler almış ama. Niyazi abiden duydum. Bakkal: Büyük ihtimalle misafir gelecektir. Ancak misafir geleceği zaman öyle şeyler satın alıyor. Sahne:11 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Salon/İç/Gündüz: Zil çalar çalmaz Meltem hemen koşarak kapıyı açar. Elinde poşetleri zar zor taşıyan oğlunu görür görmez hemen poşetleri elinden alır. Meltem: Gel giydirelim seni de. Sahne:12 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Billur ile Batur'un Odası/İç/Gündüz: Meltem ile Batur odaya girerlerken Billur yatağında oyuncak bez bebeği ile oynamaktadır. Batur cebinden şeker çıkartıp ablasına uzatır uzatmaz. Billur mutlulukla kalkar. Billur: Yaşasın şeker... Meltem: Oğlum ne yaptın? Şimdi para üstü eksik gelince baban çok kızacak. Batur: Bunları bakkal amca hediye olarak verdi. Bunlardan hiç para almadı. Meltem: O zaman babanız görmeden bitirin hemen. Sahne:13 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Salon/İç/Gece (Bir süre sonra): Batur'un teyzesi Mehveş ile amcası Fazlı ve oğulları Utku gelmiş sofradadırlar. Mehmet de onlarladır. Meltem sıkça yemek servisi yapmaya gelir. Sahne:14 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Mutfak/İç/Gece: Meltem ile çocuklar da mutfakta çorba ile bayat ekmek yerlerken Meltem kalkarak sıklıkla salona yemek servisi yapar. Sahne:15 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Salon/İç/Gece: Meltem salonda pilav ile et soteleri servis ederken Mehmet, yeğeni Utkuyu işaret ederek konuşur. Mehmet: Aslanıma bol bol koy. Utku amcasına gülümserken Mehmet de ona bakıp gülümser. Mehmet: Ama çok doyurma kendini bak en sevdiğin tatlı güllaç var bak. Sırf senin için yaptırdım bak. Meltem sinirli şekilde servis yapar. Sahne:16 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Mutfak/İç/Gece: Batur babasının sözlerini duyar duymaz sinirlenir. Kasesini öfkeyle kendisinden uzaklaştırırken Meltem gelir. Meltem: Oğlum yesene yemeğini ama. Batur: İçeride onlar güzel yemekler yiyor. Bunu yemek istemiyorum. Meltem: Yapma ama oğlum böyle ayıp değil. Günah değil. Haydi ye. Sahne:17 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Salon/İç/Gece: Mehmet: Abi senin işlerin nasıl gidiyor? Fazlı: Eh işte! Mehveş: Ne eh iştesi ya hiç sorma başımıza gelenleri. Mehmet: Neler oluyor? Fazlı: Son zamanlarda satışlarımız çok iyi gitmiyor maalesef ki. Çok borcumuz var haciz gelebilir. Mehmet: Siz hiç merak etmeyin. Ne kadar para lazımsa ben vereceğim. Mehveş: Ah be eniştem sen olmasan biz ne yapardık? Mehmet: Ne demek o. Biz aileyiz aileler ne içindir. Sahne:18 Batur'un Çocukluğundaki Ev- Mutfak/İç/Gece: Bunları duyan Meltem öfkeyle masaya vurup kendi kendine söylenir. Meltem: Şu Fazlı beyin işleri de bir yolunda gitse dişimi kıracağım zaten. Tek amacı Mehmetten para koparmak. İçeriden Mehmet'in sesi gelir. Mehmet: Meltem! Meltem hemen içeriye giderken Batur'un gözleri fırının içerisindeki tatlılara takılıp güler. Hemen masadan kalkarken Billur bakakalır. İlaç çekmecesinden müshil ilacı ile şırıngalı iğne çıkarır. Billur bakakalır. Billur: Batur... Ne yapıyorsun? Batur pis pis kahkaha atarak fırının kapağını açıp toprak kaptaki her güllaca şırıngalı iğne müshil ilacından koyarken Billur engel olmaya çalışır. Billur: Batur! Yapma! Batur, Billur'u dinlemeden yapıp Biten şişeyi çöpe atar. Billur: Of! Batur ya! Sahne:19 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Salon/İç/Gece: Salonda herkes koltuklara oturmuş Meltem elinde tepsi ile tatlı ve çay ile gelirken Mehmet kocaman bir paket ile gelir. Mehmet: Utku aslanım... Utku merakla bakar. Mehmet: Tatlımıza başlamadan önce sana hediye vermek istedim. Utku paketi merakla açar. Fazlı: Mehmet ne gerek vardı ya? Zaten borcumuz olduğunda anında yardımımıza koşuyorsun. Mehmet: Lütfen duymamış olayım. Biz aileyiz. Aileler bugünler içindir. Ayrıca aslan yeğenime içinden gelerek bir hediye almışım. Utku paketi açar açmaz uzaktan kumandalı araba çıkınca çok mutlu olur. Mehveş: Ay inanmıyorum ya enişte ya! Koridor aralığından bunu gören Batur bozulur. Meltem: Mehmet inanamıyorum ya sana! Mehmet ne var gibisinden bakar. Meltem fısır fısır konuşur. Meltem: Abinin çocuğuna git mağazadaki en pahalı oyuncağı al. Öz evlatlarında depodaki ailenden kalan eski oyuncakları oynasın. Mehmet: Çok konuşma da tatlı servisi yap haydi. Batur pis pis kahkaha atar. Batur: Yiyin tatlılarınızı. Yiyin. Sahne:20 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Lavabonun Önü/İç/Gece (Bir süre sonra): Mehmet banyodan çıkamaz. Sürekli olarak tuvalettedir. Meltem merakla kapıda bekler. Meltem: Mehmet iyi misin? Mehmet öfkeyle kapıyı açar. Meltem: Yine mideni bozdun değil mi? Yarı fiyatına diye sırf kullanım tarihi geçmiş ürünleri alırsan böyle olur işte. Mehmet: Hayır bugün aldığım ürünlerin kullanım tarihi geçmiş değildi. Meltem: Doğru değil mi? Çocukların ve ben söz konusu olunca onları alırsın anca. Unutmuşum. Mehmet sesini yükseltir. Mehmet: Bir sus kafa ütüleme ya! Midem yanıyor zaten. Meltem: Ablamlarda zehirlenmiş az önce konuştum. Yediğiniz bir şey dokundu demek. Mehmet tekrar tuvalete gider. Meltem: Ben ve çocuklar kaç kere bunu yaşadık. Birazda sende yaşa bakalım. Sahne:21 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Koridor/İç/Gece: Batur gülerek babasını izlerken Billur kızgındır. Billur: Batur! Babamı ne hale getirdin ya! Senin yüzünden hep! Batur, bunu umursamaz. Sahne:22 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Mutfak/İç/Gece: Mehmet elindeki boş şişeyi atmak için çöpü açtığı sırada çöpteki bomboş müshil ilacını görüp eline alır. Sahne:23 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Batur ile Billur'un Odası/İç/Gece: Çocuklar gaz lambasında otururlarken Billur yatağında ders yaparken Batur asker plastik oyuncaklarını savaştırırken Billur sesten rahatsız olur. Billur: Batur! Sus! Ödevlerimi yapmaya çalışıyorum burada! Batur: Bende savaş yapıyorum ama. Billur: Sessiz yap savaşını da. Batur gaz lambasını kendisine doğru çekerken Billur yine kızar. Billur: Batur! Zaten zar zor okuyorum ve yazıyorum. Batur: Bende göremiyorum ama. Işığı yaksak olmaz mı? Billur: Babam kızıyor biliyorsun. Billur'un yazdığı defter biter. Billur: Of bu defterde bitti. Başka defterindeki ilk sayfayı siler. Batur: Abla neden sayfayı siliyorsun. Billur: Babam yeni defter almıyor da ondan. Elindekilerle idare et. Silerek kullan böyle diyor. Sertçe kapı açılmasıyla çocuklar ürkerler. Mehmet öfkeyle elindeki boş müshil ilacı şişesini göstererek konuşur. Mehmet: Bu hanginizin işi? Meltem merakla gelir. Meltem: Mehmet... Neler oluyor? Mehmet elindeki ilaç şişesini göstererek konuşur. Mehmet: Bak bakalım mutfak çöpünde ne buldum? Mehmet şişeyi sertçe yere atarak bağırır. Mehmet: Bu hanginizin işi dedim. Batur korkarak konuşur. Batur: Ben. Mehmet yüksek sesle konuşur. Mehmet: Sen tabi ya demi sen. Başka kim olacaktı. Mehmet sertçe Batur'un kulağından çekerken Batur acıyla inlerken Meltem engel olmaya çalışır. Meltem: Mehmet... Mehmet'in sesi yüksektir. Mehmet: Sen karışma! Mehmet, Batur'u kulağından tuttuğu gibi yere iterken kapı çalar. Mehmet: Bekle burada seninle işim bitmedi. Sahne:24 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Salon/İç/Gece: Mehmet ile Meltem merakla kapıyı açarlar. Gelen elindeki kutuyla Meltem'in ablası Mehveş'tir. Meltem: Abla hayırdır? Meltem'in ablası Mehveş öfkeyle kutuyu uzatır. Meltem: Nedir bu? Mehveş: Bakın bakalım. Meltem meraklı bir şekilde kutuyu açar. Kırık uzaktan kumandalı hediyeyi görür. Mehmet ile Meltem şaşırırlar. Meltem: Ne oldu ki? Mehveş: Kutuya koyduğumuzda gayet sağlamdı. Meltem: Abla düşürmüştür bir yerde. Kırılmıştır. Mehveş: Hiçte bile çocuğum gözü gibi baktı oyuncağına. Eve geldiğinde kırılmış görünce nasıl üzüldü ağladı çocuğum. Meltem: Halla halla ne olmuş olabilir ki? Mehveş imalı konuşur. Mehveş: Sizce? Mehmet'in sesi öfkelidir. Mehmet: Batur! Mehveş: Hayır benim çocuğuma olan oldu. Nasıl üzüldü. Mehmet: Sen hiç merak etme yenge. Ben yeğenime alacağım. Hiç üzmesin kendisini. O Batur da görecek gününü. Mehmet öfkeyle giderken Meltem peşinden koşturur. Meltem: Mehmet dur! Sahne:25 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Batur ile Billur'un Odası/İç/Gece: Mehmet öfkeyle odaya daldığı gibi Batur'un saçlarından tutup çekerken Billur korkuyla bakarken Meltem engel olmaya çalışır. Meltem: Mehmet ne olur? Mehmet'in sesi yüksektir. Mehmet: Sen karışma! Batur'u saçlarından çekiştirip ensesine sertçe vurur. Mehmet: Ulan sen benim başıma bela mısın? Lan! Allah senin gibi evladın belasını versin! Olmaz olsun senin gibi evlat. Evlat değil canavar ya resmen! Görürsün şimdi sen. Öfkeyle Batur'u elinden tuttuğu gibi itekleyerek odadan çıkartırken Meltem korku içinde peşlerinden gider. Kapıdan bunları izleyen Mehveş büyük bir haz içerisindedir. Mehveş: Oh olsun gör gününü. Benim oğlumu ağlatmak ne demekmiş çek cezanı işte. Sahne:26 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Mutfak/İç/Gece: Mehmet, Batur'u mutfağa sürükler. Ocağı yakıp Batur'un elini ocağa doğru götürmeye çalışırken Meltem engel olmaya çalışır. Mehmet: Bırak! Meltem: Lütfen Mehmet! Yapma! Mehmet: Sana bırak dedim. Mehmet serçe Meltem'i itip Batur'un elini ocağın üzerine sürüklerken eli yanan Batur acıyla inler. Meltem yerden kalkıp Mehmet'e engel olmaya çalışmaya devam ederken Mehmet sonunda sinirlenip Batur'u omzundan tutup duvara doğru iter. Meltem yanına gidip oğluna sarılır. Mehmet elini yumruk yaparak onlara doğru gelirken kapıdan dışarı çıkar. Meltem hemen oğlunun eline buz koyar. Sahne:27 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Salon/İç/Gündüz: Batur ile Billur salonda otururlarken Meltem elinde su dolu kova ile gelir. Oldukça yorgundur kendisini koltuğa atar. Meltem: Biraz dinleneyim size banyo yaptıracağım. Sahne:27 Batur'un Çocukluğundaki Ev-Mutfak/İç/Gece: Ailecek yemektedirler. Meltem: Mehmet! Mehmet: Yine ne var! Meltem: Şey biraz para verir misin? Mehmet: Hayırdır? Meltem: Biliyorsun iş yemeklerin oluyor. Giyecek bir şeyim kalmadı. Arkadaşlarının karşısına güzel çıkamayınca da kızıyorsun işte. Mehmet: Aşağıdaki depoda aile büyüklerimden kalma birçok şey var ya. Onlardan giy işte. Rahmetli annemin bir sürü kıyafeti var. Meltem: Çocuklarında beden dersi için eşofmana ihtiyaçları var. Mehmet sinirlenir. Mehmet: Daha yeni eşofman aldık! Meltem: Ama çocuklar büyüme gelişme çağındalar. Çabuk büyüyorlar işte. Mehmet: Aşağıdaki aile büyüklerinden bul bir şeyler. Ben ve abimin çocukluğundan kalma bir sürü kıyafet var. Para sıçmıyorum burada her ay kıyafet için para veremem. |
0% |