Yeni Üyelik
7.
Bölüm

Bölüm 4: Burak'ın Tutuklanması

@senaryoyazankiz94

Sahne:1 Düvenci Konağı-Bahçe/Dış/Gece: (Devam)

Batur: İsimleri nedir bunların?

Fuşya: San Sebastian Cheesecake ile white chocolate mocha. Ya yabancı isim sevmediğini biliyorum ama isimleri böyle yani.

Batur: Şoför olmama rağmen bende white chocolatın beyaz çikolata olduğunu biliyorum.

Fuşya: Aslında ben sana gerçekten ne kadar teşekkür etsem azdır. Bugün hem benim hayatımı kurtardın hem de babamın yanlış bir şey yapmasına engel oldun.

Batur: Ben sadece doğru olanı yaptım.

Fuşya ile Batur gülümseyerek birbirlerine bakarlar. Batur kekinden ısırıp kahveden bir yudum alır.

Batur: Gerçekten güzel olmuş ellerine sağlık.

Fuşya: Kekten daha verebilirim istersen.

Batur: Teşekkür ederim. Bu yeterli olur. Tatlı yemeklerinde çok iyisin demek ki tuzlularda nasılsın peki?

Fuşya: Kursa gitmedim ama youtubeda videolar izledim. Mutfaktaki çalışanlarımızı izledim derken öğrendim. İddialıyım bir gün onu da göstereyim istersen.

Pelin mutfağın camından Fuşya ile Batur'un samimi hallerini görüp kıskanırken dışardan alışveriş poşetleriyle gelen Eyşan da ikisinin o samimi halini görür.

Eyşan: Bak sen bizim bu bücürüğe. Yeni şoförümüzle baya baya flötleşiyor.

Sahne:2 Emniyet Müdürlüğü-Toplantı Odası/İç/Gece: (Şimdi):

Cansel güler.

Cansel: Eski Türk filmi tadında yeni bir aşk mı doğuyor yoksa? Zengin kız ile onun şoförünün imkânsız aşkı...

Batur: Cansel... Saçmalama lütfen.

Cansel: Daha doğrusu zengin kız ile komiser şoförün aşkı desek daha doğru olurdu.

Okan sinirlenir.

Okan: Cansel... Cıvıtma.

Cansel: Affedersiniz amirim.

Okan: Konumuza dönelim. Feridun beyin telefonunu incelemek için savcılıktan onay geldi. Bunu sen yapacaksın. Batur... Feridun'un gözüne girdin. Senden şüphelenmez.

Batur: Emredersiniz amirim.

Okan elindeki cihazı Batur'a uzatır.

Okan: Bu alet sayesinde Feridun'un tüm bilgilerini kaydedesin sonrada bize getireceksin. İnceleyeceğiz.

Batur: Nasıl yapacağım? Peki amirim.

Okan: Uzman arkadaşımızdan öğrenirsin nasıl kullanman gerektiğini.

Batur: Peki amirim...

Bu sırada kapı çalar.

Okan: Girin.

Kapı açılır.

Polis Memuru1:Amirim Fatih Düvenci'nin katilinin kim olduğunu bildiğini söyleyen biri geldi.

Okan, Batur, Cansel ve diğer polis memurları meraklanır.

Okan: Kimmiş bu? Gelsin bakalım.

Nisanur'un gelmesiyle Batur ile Cansel şaşırırlar.

Batur: Nisanur...

Pelin: Tanışıyor musunuz?

Batur: İzmir'den...

Nisanur, Batur'a baktıktan sonra Okan'a döner.

Nisanur: Fatih Düvenci'nin katilini biliyorum amirim.

Okan: Seni dinliyoruz.

Nisanur: Kocam Burak Arıcan öldürdü.

Okan: Gördün mü?

Nisanur: Yok görmedim ama şahit olduğum şeyler var ayrıca.

Nisanur, elindeki flash belleği Okan'a uzatır.

Nisanur: Ev sisteminin kamera görüntülerine ulaştım. Kocam bir süre Fatih Düvenci'yi esir tuttu.

Okan: Neden esir tuttuğunu biliyor musun?

Nisanur: Fatih Düvenci kocam için çalışıyordu.

Okan: Tam olarak ne işi yapıyordu?

Nisanur: Getir götür işlerini yapıyordu işte. Bir gün kocamın hesabından kendi hesabına yüklü bir miktar para aktarmış. Kocam buna oldukça kızdı.

Bu sırada Polis Memuru 2 flash bellekteki görüntüleri laptoptan açar.

Polis Memuru 2: Amirim bakın.

Okan, Batur, Cansel, Pelin ve diğer polis memurları Fatih'in esir tutulma ve şiddet görüntülerini görür.

Okan: Hemen Burak'ın yerini tespit edin. Almaya gidelim.

Polis Memuru 2: Emredersiniz amirim.

Herkes toplantı odasından çıkıyorken Nisanur, Batur'a seslenir.

Nisanur: Batur...

Batur: Nisanur...

Nisanur: Konuşabilir miyiz?

Pelin meraklı gözlerle ikisine bakıp çıkar.

Batur: Efendim... Nisanur...

Nisanur: Ben benim Burak'la gerçekten mutsuz bir evliliğim var.

Batur: Ondan cinayet suçunu ona atıp kurtulmak istiyorsun tamamen.

Nisanur: Ben sadece bir vatandaş olarak ciddi bir cinayet varken bildiğimi paylaşmak istedim.

Batur: Verdiğin deliller kesin katilin o olduğunu da göstermiyor ama.

Nisanur: Yine serbest kalabilir mi?

Batur: Bu kadar mutsuz bir evliliğin varsa git boşan. Koskoca meslek sahibi kızsın.

Nisanur: 2 yaşında oğlum var. Burak oğlumu vermez bana.

Batur cebinden kartvizit çıkarıp Nisanur'a verir.

Batur: Avukat ablamın numarası onunla konuşabilirsin. O yardım eder sana. Ayrıca şiddet saldırı gibi olaylar olursa beni de arayabilirsin. Aynı numarayı kullanıyorum değişmedi.

Batur çıkarken Nisanur sadece bakakalır.

Sahne:3 Emniyet Müdürlüğü-Ekip Arabası/İç/Gece:

Cansel ile Pelin ekip arabasında yan yanadırlar. Okan ise şoför koltuğunun yanındadır.

Pelin: Cansel...

Cansel: Efendim.

Pelin: Bu Nisanur ile Batur'un olayı nedir?

Cansel: İzmir'de görev yaparken sevgililerdi. Kızın ailesi izin vermeyince kız aileme karşı çıkamam diyerek ayrılmış işte.

Pelin: Ya...

Cansel: Ama eskide kaldı ya.

Bir süre sonra Batur'un gelmesiyle ekip arabası yola çıkar.

Sahne: 4 Serhat'ın Evi-Salon/İç/Gece:

Serhat salonda playstation oynarken kapı çalar. Evin hizmetçisi kapıyı açarken Serhat oyununa devam eder. Gelen Ahmetcan'dır.

Serhat: Kuzi... Hoş geldin.

Ahmetcan'ın yüzündeki yaraları görünce merakla sorar.

Serhat: Ne bu halin?

Ahmetcan: Abimle kavga ettik biraz.

Serhat: Biraz değil oğlum. Burak abi şamar oğlanına çevirmiş resmen seni. Yine ne haltlar yedin?

Ahmetcan: Kızın biriyle yatakta yakaladı işte. Çok kızdı.

 

Serhat: Yediğin dayaklarda seni akıllandırmıyor ki Burak abi boşuna yoruyor kendisini.

Ahmetcan: Kuzi ben ne yapayım? Kızlar istiyor. Bende iyi niyetli temiz kalpli biri olarak kızların ricasını yerine getiriyorum. Üzülsün ağlasınlar mı kıyamam onlara. Merhametli sevgi dolu kucağım hepsine açıktır. Hatta aynı anda gelsinler hepsini aynı anda...

Serhat, Ahmetcan'ın sözünü keser.

Serhat: Ahmetcan... Bir konuda yardımına ihtiyacım var.

Ahmetcan: Nedir? Kuzi...

Serhat: Ben Dicle'ye açılmak istiyorum.

Ahmetcan güler.

Ahmetcan: Dikkat et yemesin kız seni.

Serhat: Oğlum... Ben Dicle'den hoşlanıyorum işte. Ona nasıl açılacağımı bilmiyorum. Ben kızlar konusunda senin kadar iyi değilim malum. Yardım eder misin bana?

Ahmetcan: Buket bozulacak baya desene.

Serhat: Buket...

Ahmetcan: Oğlum kız dibinden ayrılmıyor işte belli senden hoşlandığı.

Serhat: Ben ona ümit verici bir şey yapmadım. Ben Dicle'den hoşlanıyorum.

Ahmetcan: Şaka bir yana şişman kadınların yatakta çok becerikli olduklarını duymuştum.

Serhat sinirlenir.

Serhat: Kız deyince senin aklına neden yataktan başka bir şey gelmiyor?

Ahmetcan: Sakin ol. Oğlum...

Serhat: Kızlar kullan at malzemen değil senin.

Ahmetcan: Sen bir sakin olur musun?

Serhat: Senden yardım isteyende suç zaten.

Serhat öfkeyle gider.

Sahne: 5 Düvenci Konağı-Fuşya'nın Odası/İç/Gece:

Fuşya odasında çizim yaparken kapısı sert bir şekilde açılmasıyla ödü kopar. Gelen Sabiha'dır.

Fuşya: Anne... Ödümü kopardın. Neler oluyor?

Sabiha: Onu sen diyeceksin bana küçük hanım?

Fuşya: Ne demem gerekiyor?

Sabiha: Eyşan seni yeni şoförümüzle oldukça samimi bir şekilde görmüş. Bak gerçekten kabul ediyorum yakışıklı çocuk ama şoför. Bir şoför... Sana verebileceği hiçbir şey yok. Yaşın küçük etkilendin belki ama. Ondan uzak dur!

Fuşya: Ya sakin olur musun biraz.

Sabiha: Nasıl sakin olayım? Kızım bir şoförle kırıştırıyor.

Fuşya: Anne abartıyorsun. Eyşan yengemi bilmiyor musun ya? Her şeyden bir şey çıkartır. Aramızda bir şey yok. Sadece kahve ve kek götürdüm. Hepsi bu kadar.

Sabiha: Yani ondan etkilenmedin öyle mi?

Fuşya: Hayır!

Sabiha, Fuşya'yı süzüp elleriyle dizlerine vurur.

Sabiha: Olamaz korktuğum başıma geldi. Vah vah vah!

Fuşya: Anne... Sakin olur musun bir neler oluyor?

Sabiha: Doğru düzgün erkek arkadaşın olmamıştı bugüne kadar. Sen sen lezbiyensin değil mi? Kızlara ilgi duyuyorsun değil mi? Vah vah vah! Başıma bu da mı gelecekti.

Fuşya sesini yükseltir.

Fuşya: Anne! Saçmalamayı kes lütfen. Kızlara ilgi duymuyorum lezbiyende değilim.

Sabiha: Bak varsa öyle bir şey de bana kızım lütfen.

Fuşya: Yok anne yok. Lütfen izin verir misin? Yetiştirmem gereken çizimler var.

Sahne 5: Arıcan Şirketi-Burak'ın Odası/İç/Gece

Burak odasında çalışırken çalışanı gelir.

Burak'ın Çalışanı: Efendim polisler buraya doğru geliyor.

Burak: Siktir. Siz önde oyalayın onları arkadan çıkmaya çalışacağım bende.

Burak'ın Çalışanı: Peki efendim.

Sahne 6: Arıcan Şirketi (Ön Kısım)/Dış/Gece

Ekip arabası şirketin girişinde durur. Okan, Cansel, Pelin ve iki polis memuru arabadan inerler. Tam yürüyeceklerken silahla ateşler edilir. Hemen arabanın arkasına saklanıp ateş etmeye başlarlar. Bir yandan ateş etmeye çalışlarken diğer yandan ne yapacaklarını düşünürler.

Batur: Ne yapacağız amirim.

Okan: Devam edin çocuklar. Burada bizi oyalamaya çalışıyorlar belli ki.

Karşı taraftaki adamlarının teker teker vurulmaları sonucunda git gide azalmasıyla polisler arabanın arkasından yavaş yavaş çıkmaya başlarlar. Bir adam sonunda ağacın arkasına saklanır. Polis ekipleri yavaşça gelirken herkesi vurulmuş görürler.

Okan: Ambulansa haber verin.

Polis Memuru 1: Emredersiniz amirim...

Polis Memuru 1 telsizle ambulansa haber verirken ağacın arkasında saklanan adam aniden çıkar silahıyla Pelin'e doğru ateş edeceği sırada Cansel görür. Heyecan içinde bağırıp oraya doğru koşar.

Cansel: Pelin... Dikkat et.

Cansel, Pelin'i kurtarmak için önüne geçtiği sırada Batur hemen adama ateş eder. Ama adamın kurşunu Cansel'in koluna gelir. Pelin ağlar.

Pelin: Cansel... Hayır....

Herkes dehşet içerisinde Cansel'in yanına gider. Okan hemen gömleğinin kolundan bir parça koparıp Cansel'in kolunu bez parçasıyla sarar.

Okan: Birazdan yardım gelir evlat merak etme.

Pelin'e döner.

Okan: Pelin... Cansel'in kolunu sımsıkı şekilde bu şekilde tut.

Pelin hemen Cansel'in kolunu tutar.

Okan: Sen Cansel ile ambulansı bekle. Biz Burak'a bakalım.

Okan, Batur, iki polis memuru giderken Pelin, Cansel ile kalır. Pelin ağlamaya devam ediyordur.

Cansel: Kız amma ağladın. Sakin ol. Görende bana aşıksın sanır.

Cansel kahkaha atarken Pelin bir süre sessiz kalmasıyla Cansel şaşırır.

Cansel: Kız yoksa aşık mısın bana?

Pelin kekeleyerek konuşur.

Pelin: Saçmalama ya.

Öfkeyle, Cansel'in kolunu sıkması sonucunda canı yanan Cansel inler.

Cansel: Ah! Yavaş! Kızım... Tamam şaka yaptık.

Sahne 7: Arıcan Şirketi (Arka Kısım)/Dış/Gece:

Burak tam arabaya binmek üzereyken polisler gelir.

Okan: Burak Arıcan... Tutuklusun.

Polis memuru, Burak'ı kelepçeleyip arabaya bindirirken Batur ile göz göze gelirler.

Burak: Sen...

Polisler, Burak'ı arabaya bindirdikten sonra Okan merakla Batur'a sorar.

Okan: Bir yerde mi karşılaştınız?

Batur: Evet amirim... Feridun beyin yanında gördü beni.

Okan: Bu kötü oldu.

Batur: Tutukladık adamı sorun yaratmaz.

Okan: Şimdilik tutuklu ama cinayeti kesin onun işlediğine dair delilimiz yok elimizde.

Batur: Amirim... Cinayeti o işlememiş olsa bile adamı esir alıp şiddet uyguladı. Ayrıca polislerle çatışmaya girdi. Cezasız mı kalacak?

Okan: Evlat biliyorsun ki Burak gibi adamların elleri kolları uzundur. Bir şekilde serbest kalabilir.

Batur: Biliyorum amirim. Merak etmeyin o süre içince Fatih'in katilini bulmuş oluruz.

Okan: Umarım evlat.

Batur: Belki gerçekten Burak'tır.

Sahne:8 Emniyet Müdürlüğü-Sorgu Odası/İç/Gündüz:

Okan ile polis memurları; Burak'ı sorgular.

Okan: Fatih Düvenci'yi sen mi öldürdün?

Burak: Hayır ben öldürmedim. Avukat istiyorum avukatım olmadan konuşmayacağım.

Polis Memuru 1: Elimizde görüntü kayıtları var adamı esir tuttuğuna dair.

Burak şaşırır.

Burak: Ne?

Polis Memuru 1 görüntülerin resim halini Burak'a gösterir. Burak dehşete düşer.

Burak: Benim yanımda çalışıyordu. Ama onu ben öldürmedim.

Okan: Tam olarak ne iş yapıyordu?

Burak: Çilekli şaraplarımın tanıtımını yapıyordu. Paraya ihtiyacı varmış. Bende bu işi verdim ona.

Okan: Resimdeki görüntüler neyin nesi o zaman? Video görüntüleri de var bunların.

Burak: Fatih'i benden para çalarken yakalamış adamlarım. Zaten abisinden de çalıyordu öyle bir adamdı.

Okan: Yani ona kızıp öldürdün adamı öyle mi?

Burak: Ben öldürmedim. Zaten bir süre sonra serbest bıraktık. Sevgilisi vardı. Rezzan diye ona sorun.

Okan: Soyadı nedir bu Rezzan'ın?

Burak: Bilmiyorum sadece pavyonlarda çalıştığını duydum. Benden bu kadar avukatım gelmeden konuşmuyorum daha fazla.

Sahne:9 Hastanene Odası/İç/Gündüz:

Cansel odada yatarken Pelin yanında oturuyordur.

Pelin: Benim için hayatını tehlikeye attın. Sana ne kadar teşekkür etsem azdır.

Cansel: Kolumu tehlikeye attım sadece. Yoksa canım kıymetlidir. Onu kimse için feda etmem.

Pelin: Oğlum ya... Bir teşekkür edecektim. Bozmasan olmaz yani.

Okan ile Batur gelir.

Batur: Kanka geçmiş olsun.

Cansel: Sağ ol kanka

Okan: Geçmiş olsun evlat.

Cansel: Sağ olun amirim. Burak'dan çıktı mı bir şey?

Okan: Yanında çalışıyormuş bir ara. Abisinden çaldığı gibi ondanda para çalmış.

Cansel: Bence katil odur kesin.

Batur: O olsa bile elimizde yeterince delil yok işte.

Okan: Bu Rezzan'ı araştırmalarını istedim ekipten bir şey çıkar belki ondan?

Pelin: Kimmiş o?

Okan: Burak'ın dediğine göre Fatih'in sevgilisiymiş.

Okan'ın telefonuna mesaj gelir. Hemen bakar. Telefonuna bakarak konuşur.

Okan: Rezzan Kaya... Kırk yaşında pavyon şarkıcısı. Sorguya alalım bir.

Sahne:10 Emniyet Müdürlüğü-Sorgu Odası/İç/Gündüz:

Okan, Batur ile Pelin; Rezzan'ın sorgusundadırlar.

Rezzan: Fatih ile seviyorduk birbirimizi. Aramızdaki aşk gerçekti. Bana sulanan asılan adamlarla hep kavga ederdi. Korumaya çalışırdı beni.

Batur: Demek ki kavgaları hep seni korumak için oldu.

Rezzan: Bazen de stresten içiyordu. O zamanda çıkartıyordu.

Okan: Bu kadar aranızdaki aşk gerçektiyse pavyonlarda çalışmana nasıl göz yumdu?

Rezzan ağlayarak konuşur.

Rezzan: Beni oradan kurtarmak istedi. Patronum ilk başta otuz bin verirse beni serbest bırakacağını söyledi. Abisiyle babasından istedi. Elbetteki onlar vermedi. Sağdan soldan para bulup getirdi. Ama ya parayı denkleştiremedi ya da patronum her seferinde zam yapıp durdu. Beni hiçbir zaman serbest bırakmadı.

Okan: O tarz ortamdan kurtulmak istiyorsan bize gelip neden şikayette bulunmadım.

Rezzan: Nasıl yapabilirim? Amirim... Fatih'i öldürmekle hep tehdit ettiler.

Pelin: Şimdi peki? Şimdi Fatih yok. Şikayette bulunabilirsin.

Rezzan: Yapamam. Tek bildiğim iş bu. Başka iş yapamam.

Pelin: İş konusunda yardımcı olabiliriz.

Rezzan: Yapamam komiserim ısrar etmeyin. Lise terk kızım. Başka bildiğim iş yok. Artık Fatih de yok. Bu işte çalışacağım kadar çalışacağım.

Okan: Burak Arıcan'dan para çalmış Fatih. O konuda ne biliyorsun?

Rezzan: En sonunda kaçmaya karar verdik. Yurtdışına gidip yeni bir hayat kuracaktık. Burak Arıcan'ın hesabından ortak açtığımız hesaba yüklü miktarda para aktardı. Maalesef o da olmadı. Burak Arıcan'ın adamları yakalayıp hapsetti. Bende onu kurtarmak için paralarını geri vermek zorunda kaldım.

Batur: Bu patronunun adı nedir?

Rezzan: Onur Demirbağ

Batur: O öldürmüş veya öldürtmüş olabilir mi?

Rezzan: Sanmıyorum. Fatih onun para makinasıydı. Beni koz olarak kullanıp tonlarca para aldı. Neden para makinasını öldürmek istesin ki?

Okan: Biz her ihtimale karşı araştıralım onu da çocuklar.

Sahne 11: Okul-Kafeterya/İç/Gündüz:

Dicle masalardan birisine oturmuş kahvesini yudumlarken Serhat uzaktan ona bakar. Kendi kendisine konuşur.

Serhat: Haydi Serhat oğlum bunu yapabilirsin.

Heyecanlı bir şekilde Dicle'nin yanına gider

Serhat: Günaydın...

Dicle: Günaydın...

Serhat: Oturabilir miyim?

Dicle: Tabi...

Serhat boş sandalyelerden birisine oturur.

Serhat: Bu gece müsait misin? Bizim oraya yakın bir yerde börekçi vardı. Çok güzel Gidelim mi?

Serhat korkuyla cevabı bekler.

Dicle: Olur gidelim.

Serhat rahatlar.

Serhat: Bir an hayır diyeceksin sandım.

Uzaktan kafeteryaya giriş yapan Merve ile Buket; Serhat ile Dicle'yi samimi şekilde konuşurken görürlerken Buket'in suratı asılır.

Buket: Yapışkan ayı ne olacak? Benim yokluğumu fırsat bilip çocuğa sülük gibi yapışmış resmen. Gideyim de yapışkan ayıdan kurtarayım.

Buket yanlarına gider.

Buket: Serhat...

Serhat: Efendim Buket...

Buket: Ya bilgisayarım bozuldu gibi bir bakabilir misin?

Serhat: Olur.

Serhat, Buket ile giderken Buket, Dicle'ye pis bakışlar atar.

Sahne 11: Okul-Koridor/İç/Gündüz:

Fuşya okul koridorunda yürürken karşına Ahmetcan çıkar. Ahmetcan'ı görür görmez Fuşya dehşete kapılır. Ahmetcan ona doğru gelirken Fuşya geri geri gider.

Fuşya: Uzak dur benden

Ahmetcan: Fuşya... Lütfen sadece konuşmak istiyorum.

Fuşya: Ben istemiyorum. Uzak dur benden .

Ahmetcan: Beni dinlemen gerekiyor.

Fuşya: Dinlemek istemiyorum.

Fuşya koşar adımlarla giderken Ahmetcan omzundan tuttuğu gibi onu yakalayıp ellerini kollarını sıkıştırıp duvara doğru iterken Fuşya dehşet içinde ağlar.

Fuşya: Ahmetcan... Ne olur?

Bunu gören Batur koşarak gelip Ahmetcan'ı tuttuğu gibi iterek Fuşya'dan uzaklaştırır.

Batur: Sen ne yaptığını sanıyorsun?

Ahmetcan: Ya arkadaşımla burada sohbet edemeyecek miyim?

Batur: Gel benimle et lan sohbeti yiyorsa.

Batur, Ahmetcan'ın üzerine yürüyüp omzundan tuttuğu gibi yere iter.

Batur: Bu kızı bir daha rahatsız ettiğini görmeyeceğim.

Ahmetcan yerden kalkarak kahakaha atar.

Ahmetcan: Yoksa benim için hiç iyi olmaz değil mi?

Batur: Tahmin bile edemezsin.

Ahmetcan: Bir şoföre göre bu ne özgüvenmiş.

Batur: Ben senin gibi baba parama değil yüreğime güveniyorum. Şimdi kaybol buradan hemen.

Ahmetcan söylenerek gider.

Ahmetcan: Bu burada bitmedi. Mahvedeceğim seni.

Batur hemen Fuşya'nın yanına gider.

Batur: İyi misin? Bir şey yaptı mı sana?

Fuşya hemen Batur'a sarılır.

Fuşya: Teşekkür ederim. İyi ki geldin.

Batur'da Fuşya'nın omzunu okşayarak onu sakinleştirmeye çalışır.

Batur: Tamam sakin ol. Geçti.

Fuşya iki eliyle Batur'un yanaklarına dokunup gözlerinin içine bakar. Birbirlerine sıcacık sevgi dolu bakarlar.

Fuşya: Onun ailesi güçlü insanlar yani benim yüzümden zarar görmeni istemem.

: Ellerinden geleni ardına koymasınlar benim kimseden korkum yok. Hele baba parasına güvenen zenginlerden hiç yok.

Fuşya: Yine de dikkatli olmalısın.

Batur: Sen beni düşünme. Seni tekrar rahatsız ederse bana söylemen yeterli.

Fuşya bunu duyunca tatlı bir şekilde gülümser.

Fuşya: Keşke... Keşke daha önceden tanışsaydık.

Fuşya'nın gözünden yaş gelmesi üzerine Batur nazikçe yüzünü okşar gibi yaşları siler.

Batur: Bir şey mi oldu?

Fuşya hayır anlamında başını iki yana sallar.

Batur: Bir şey varsa bana diyebilirsin. Biliyorsun değil mi?

Fuşya: Evet biliyorum.

Batur: Benim babanın şirketine gitmem lazım. Beni çağırdı. Bir şey olursa mutlaka haber ver bana tamam mı?

Fuşya evet anlamında başını sallar.

Sahne 12: Okul-Kafeterya/İç/Gündüz:

Fuşya ile Dicle öğle yemeklerini yerlerken Merve ile Buket onlarında duyacağı şekilde konuşurlar:

Merve: Buketçim ıssız adaya düşsem yanıma ne alırdım bilmem ama almayacağım şey Dicle olurdu.

Buket: Ay bende almam onu. Bütün yiyeceklerimiz bir gün bile dayanmadan tükenirdi. Adada yiyecek kaynağı kalmazdı.

Merve: O bir şey değil bizi de yerdi kız yiyecekleri tükettiği gibi.

Merve ile Buket pis pis gülerler.

Dicle: Yok canım bende geri zekalı alerjisi var. Almayayım.

Buket: Kız o değil de birde şu açıdan bakmak lazım. Olur da biz Dicle'yi yersek seksen belki doksan yaşımıza kadar yaşarız o adada.

Merve ile Buket yine pis pis gülerler.

Merve: Tabi kızın vücudunda yüz yıl yaşamamıza yetenek kadar protein, vitamin, karbonhidrat vardır.

Buket: Göbeğe, kollara, bacaklara bak bize yüz elli yıl bile yeter bence.

Merve ile Buket yine pis pis gülerlerken Fuşya'nın cümlesiyle kahkahaları kesilir..

Fuşya: Yok onun vücudundaki protein, vitamin, karbonhidratlar beyni olmayanlarda toksit etki yaratıyor. Ondan sizi öldürür.

Buket: Avukat hanım...

Fuşya: Buyurun benim...

Fuşya ile Buket birbirlerine dik dik bakarlarken Dicle, Fuşya'nın omzundan tutar.

Dicle: Gel kankam gidelim. Boş ver şunları.

Dicle ile Fuşya uzaklaşırlar.

Sahne 13: Okul-Koridor/İç/Gündüz:

Dicle ile Fuşya koridorda yürürler.

Dicle: Kanka...

Fuşya: Efendim

Dicle: Sana bir şey söylemek istiyorum da nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.

Fuşya: Hayırdır?

Dicle: Serhat bana yemeğe çıkmayı teklif etti.

Fuşya: Dicle hayır! Lütfen kabul etmediğini söyle.

Dicle: Ya çok hoş çocuk dayanamadım.

Fuşya: Dicle... Ne yaptın?

Dicle: Bak Ahmetcan hovarda biliyorum ama Serhat'ı bir kızın yanında bile görmedik. Bir Buket var işte ama. Onda da çocuğun suçu yok. Kız sürekli gelip duruyor.

Fuşya'nın sesi çıkmaz.

Dicle: Kanka... Lütfen kızma bana.

Fuşya birden karnında ağrı hissetmesiyle kıvranır.

Fuşya: Ah...

Dicle: Fuşya! Neler oluyor?

En sonunda Fuşya ağrı sızı içerisinde sızlanmaya devam edip yere yığılıp kalır. Korkan kalabalıkta hemen gelir. Bu sefer bağırır:

Fuşya: Ah! Dicle! Çok kötüyüm! Ölüyorum galiba!

Dicle dehşet içerisinde Fuşya'ya doğru eğilir.

Dicle: Neyin var?

Fuşya: Nefes alamıyorum! Yarım edin! Çok canım acıyor!

Dicle korku içinde bağırır:

Dicle: Ambulansa haber verin!

Sahne 14: Düvenci İnşaat Şirketi/Dış/Gündüz:

Batur arabanın önünde bekliyordur. Elinde Feridun'un telefonu vardır. Elindeki cihaza tam okutacakken aklına Fuşya'nın gelmesiyle. İçinden konuşur:

Batur: Babası katil çıkarsa Fuşya çok üzülür. Onun üzülmesine dayanamam ben. Feridun beyde iyi bir insan ama anlık öfkesine yenik düşünüp cinayet işlemişte olabilir. Ne yapacağım ben şimdi?

Arkadan ses duymasıyla hemen aparatı hemen cebine saklar.

Feridun: Batur...

Batur: Feridun Bey...

Feridun elinde telefonunu gören Batur'a bakar.

Feridun: Bende telefonumu arıyordum. Arabada mı unutmuşum.

Batur: Evet efendim. Bende lazım olur diye size getiriyordum.

Feridun telefonunu alır. Batur'un omzuna minnetle vurur.

Feridun: Teşekkürler evlat... Daha yeni işe girdin ama şu an en güvenilir elemanım sen oldun.

Batur: Sağ olun efendim.

Batur'ın telefonu çalar. Kayıtlı olmayan bir numara arıyordur. Yine de açar.

Batur: Alo...

Dicle: Batur ben Dicle. Fuşya'nın arkadaşıyım.

Batur: Bir şey mi oldu?

Dicle: Feridun amca yanındaysa lütfen ona çaktırma. Fuşya fenalaştı.

Batur korkar.

Batur: Ne diyorsun sen!

Dicle: Wattsapp'tan konum atıyorum hemen buraya gelmelisin.

Feridun: Batur evladım ne oldu?

Batur bir süre duraksadıktan sonra konuşur.

Batur: Annem... Annemi hastaneye kaldırmışlar.

Feridun: Çok üzüldüm evladım. Hemen git anneni görmeye.

Batur: Çok teşekkür ederim efendim.

Feridun: Arabayı da al. Toplu taşımayla uğraşma şimdi.

Batur: Gerçekten size ne kadar teşekkür etsem azdır.

Feridun: Kızımın okul çıkış saatine yetişemeyeceksen haber ver bana başkasını yollarım.

Batur: Tamam efendim. Çok teşekkür ederim.

Batur arabaya binip gider.

Sahne 15: Hastane Odası/İç/Gündüz:

Sağlık çalışanı, Fuşya'yı muayne ederken Dicle'de yandaki koltukta oturur.

 

Sağlık çalışanı: Tekrardan çok geçmiş olsun. Bu ay ki periyodun uzun sürebilir. Ama şimdilik korkulacak bir şey yok. İyice dinlenin.

Dicle: Teşşekürler.

Loading...
0%