@senaryoyazankiz94
|
Sahne 1: Orman-Ağaç Evi/İç/Gece: Batur şişte pişen marshmallowu Fuşya'ya yedirir.
Batur: Ye yavruma yarasın.
Fuşya: Bunlara alışırsam kötü olur ama. Batur, Fuşya'nın saçlarını okşar.
Batur: Alış yavrum alış.
Fuşya: Şımarırım sonra ama. Batur, Fuşya'nın yanaklarını sever.
Batur: Şımaracaksın tabi bebeğim... İnsanın böyle doğayı ormanı gördüğü yeşillikte gözlere sahip, melekleri bile kıskandıracak kadar güzel olan sevgilisi olduktan sonra el üstünde tutar, bir elini sıcak sudan soğuk suya sokturtmaz. Fuşya tebessüm ederken Batur onu hayranlıkla izler.
Batur: Senin gülüşün var ya. Gökyüzünde bu çiçekleri açtıran, canlıların yaşamasını sağlayan güneş benim cennetim. Fuşya mutlu dolu bir şekilde Batur'a sarılır.
Fuşya: Seni seviyorum. Batur, Fuşya'ya sarılıp sırtını ve saçlarını okşar.
Batur: Bende meleğim bende seni seviyorum. Batur, Fuşya'nın başına öpücük kondurur.
Batur: Bebeğim... Artık gitsek iyi olur bence.
Fuşya: Gitmesek hep böyle kalsak.
Batur: Evdekiler merak eder ama.
Fuşya: Of! Sonsuza kadar yanında kollarında olmak istiyorum.
Batur: Kız elimde olsa seni. Sonsuza kadar tutarım kollarımın arasında hapsederim sonsuza kadar hiç bırakmam. Ama ailen merak etmesin. Telefonlarımızda çekmiyor. Malum.
Fuşya: Haklısın.
Batur: Geliriz yine merak etme. Benim gelmeye ihtiyacım yok gerçi gözlerin benim ormanım. Sahne 2: Düvenci Konağı-Bahçe/Dış/Gece: Sabiha telefonuyla Fuşya'yı arayıp ona bir türlü ulaşamaması onu iyice meraka sokar. Merakla girişe bakar.
Sabiha: Nerede buz kız. Telefonu da cevap vermiyor. Uzaktan bunu gören Eyşan elinde kupayla çayını yudumlayarak gelir.
Eyşan: Fuşya küçük hanımımız henüz eve teşrif etmemişler mi?
Sabiha: Gelir birazdan ya. Dicle ile takılıyordur.
Eyşan: Ya da yeni gelen şoförümüzledir.
Sabiha: Yok öyle bir şey.
Eyşan: Öyle mi dersin? Bugün dikkatimi ne çekti biliyor musun? Her zaman arkaya oturan Fuşya bugün şoförümüzün yanına oturdu ne hikmetse. Sabiha gözeri açık şekilde bakar.
Eyşan: Sabiha'cığım dert etme. Sen varoş yerden geldin sonuçta. Bak kızının genleri de varoşluğu çekiyor senin gibi demek ki. Sabiha öfkeyle tam ağzını açacakken Oktay gelir.
Oktay: Eyşan...
Eyşan: Efendim canım.
Oktay: Japonlarla toplantımız var. Hazırladığım sunum pdflerini ne yaptın?
Eyşan: Şimdi pdfleri bırak canım da kız kardeşin Fuşya'ya bak.
Oktay: Ne olmuş Fuşya'ya?
Eyşan: Yeni şoförümüzleler. Bak saat kaç oldu hala gelmediler. Nerelerde ne yapıyorlar. Allah bilir. Oktay sinirlenir.
Oktay: Eyşan... Ne diyorsun?
Eyşan: Olan şeyi söylüyorum. Son zamanlar çok içli dışlıydılar. Oktay öfkeyle Sabiha'ya döner.
Oktay: Sabiha! Kızına sahip çıkamıyor musun?
Sabiha: Karın uyduruyor yok öyle bir şey. Uzaktan arabanın geldiğini fark eden Eyşan hemen işaret eder.
Eyşan: Bakın bakalım. Fuşya hanım bu saate kadar kimlerleymiş. Araba uzakta durur durmaz Batur iner. Fuşya'da kapıyı açacakken Batur buna engel olup kapıyı kendisi açar.
Batur: Buyurun küçük hanım Fuşya güler.
Fuşya: Ya deme öyle şeyler. Birbirlerine bakıp içten şekilde gülümserlerken Oktay öfkeyle gelip Batur'un yüzüne bir tane yumruk geçirir. Fuşya dehşet içerisinde bakakalır. Eyşan ile Sabiha da dehşet içerisindedirler. Sesleri duyan evin çalışanlar da toplanır. Pelin de bakakalır.
Fuşya: Oktay abi ne yapıyorsun?
Oktay: Sen karışma kız. Oktay, Batur'a vurmaya devam eder. Batur hiçbir şekilde karşılık vermez.
Oktay: Ulan! Irz düşmanı herif! Annem hasta deyip izin aldın. Kız kardeşimle sürtmek için mi? Fuşya, abisinin Batur'a vurmasına engel olmaya çalışır.
Fuşya: Yapma! Abi! Oktay oldukça sert şekilde Fuşya'yı sertçe itmesiyle yere düşerken Sabiha koşarak kızının yanına gelir.
Oktay: Kız! Senide alırım ayağımın altına akıllı ol. Buna kızan Batur kalkıp sinirle yumruğunu Oktay'a geçirir.
Batur: Onun saç teline zarar verirsen seni öldürürüm. Oktay sinirle kalkar.
Oktay: Sana ne ulan! Sana ne! Şoför bozuntusu. Benim kardeşim değil mi? Döverim de severim de. Bunu duyan Pelin de şok olur. Oktay tam Batur'a yumruk geçirecekken sertçe Oktay'ın bileğinden tutup sertçe bükerken Oktay bileğini kurtarmak için uğraşırken bir türlü başaramaz.
Batur: Ona zarar verdiğin eli böyle kopartırım. Oktay tam tekmeyle karşılık verecekken Batur büktüğü bilekten onu iter. Kalabalığı gören Feridun merakla gelir.
Feridun: Burada neler oluyor? Oktay acıyla bileğini tutar.
Oktay: Şu güvendiğin şoför bozuntusu olacak ırz düşmanı herif sevgili kızın Fuşya ile kırıştırmış. Annem rahatsızlandı deyip senden izin alıp. Fuşya bağırır.
Fuşya: Yalan! Okul çıkışında dersim bitince Batur'u aradım. O da gelebileceğini söyleyip geldi. Dicle ile biraz orman havası alalım dedik. Oraya götürdü bizi. Telefonlarımız da ondan çekmemiştir. Ormanda olduğumuz için.
Feridun: Tamam kızımda haber verseydin keşke gitmeden önce.
Batur: Özür dilerim. Benim hatam.
Oktay: Sen hiç konuşma şoför bozuntusu! Kovuldun. Babasına dönüp konuşur.
Oktay: Bileğimi ne hale getirdi bak! Yüz verirsen olacağı buydu. Böyle tepemize çıktı. İşte.
Fuşya: Batur'un bir suçu yok. Oktay abim onu döverken en ufak karşılık bile vermedi. Ben yapmaması için Oktay abimi uyarmaya gittiğimde beni sertçe yere itti abim. Bunun üzerine Batur karşılık verdi.
Batur: Ben bu konuda çok hassasım. Karşımda patronum bile olsa benim yanımda kıza şiddet uygulayana veririm cezasını. Feridun bir süre düşündükten sonra Batur'a doğru gider. Herkes ne yapacağını kestiremeden bakıyordur.
Feridun: Batur evladım... Japonlarla yemeğimiz var arabayı hazırla hemen.
Batur: Emredersiniz efendim. Bunu duyan Fuşya'nın içi rahat eder. Oktay ise şaşkınlık içerisinde bakakalır.
Oktay: Baba! Şunu kovmayacak mısın ya? Beni ne hale getirdi burada.
Feridun: Sen peki? Sen benim kızıma ne yaptın?
Oktay: Ama baba... Feridun sözünü keser.
Feridun: Bir daha benim kızıma dokunursan cezanı kendi ellerimle veririm. Duydun mu beni? Oktay sadece başını sallar.
Feridun: Pdf'leri getir hemen. Geç kalmayalım. Sahne 3: Batur'un Yaşadığı Apartman/Dış/Gece: Batur tam kapıyı açmak için girecekken Pelin gelir. Pelin'i gören Batur şaşırır.
Batur: Pelin bu saatte ne işin var? Pelin öfkelidir.
Pelin: Feridun Beyin telefon bilgilerini cihaza kaydedecektin. Yaptın mı? Batur hayır anlamında başını sallar.
Pelin: Basit bir iş Batur basit bir iş bunu da mı yapamadım. Sürekli Feridun'un yanındasın. Fırsat bulamadım da yapamadım bahanelerini uydurma.
Batur'un konuşamaması üzerine Pelin konuşmaya devam eder.
Pelin: Batur... Sen ne yaptığını sanıyorsun? Biz polisiz görevimiz var. Fatih Düvenci'nin katilini bulmak. Her yere girip arama yapıyorum. Yetmiyor hiç sevmediğim ev işlerini yapıyorum hizmetçi gibi. Senin yaptığına bak. Konağın küçük kızıyla oynaşmak. Bugün ki kavga neydi? Göze batmamamız gerekiyor. Hemen battın göze.
Batur: Pelin bak. Bazı şeyler elimde olmadan gelişti.
Pelin: Amirlerimizin kulağına gitse görevini kötüye kullanmaktan ceza alırsın. Belki mesleğinden olursun. Farkında mısın? O kadar başarıya imza atmış ödüller almış bir komisersin. Küçük bir kız çocuğu yüzünden mesleğinden mi olacaksın ha?
Batur: Git ihbar et beni o zaman. Batur anahtarıyla kapıyı açmak üzereyken Pelin elini tutarak onu dururdur.
Pelin: Batur...
Batur: Efendim P... Batur tam önüne dönerken Pelin, Batur'un dudağına öpücük kondurur. Batur şaşkınlıkla kendisini çeker.
Batur: Pelin... Ne yapıyorsun?
Pelin: Uzun zamandır yapmak istediğim şeyi. Batur elleriyle dudaklarını siler. Tam konuşacakken Pelin konuşmasına müsaade etmeden lafını keser.
Pelin: Anladım. Bir şey demene gerek yok. Pelin üzüntülü şekilde arkasını dönüp giderken Batur da üzgündür. Sahne 4: Düvenci Konağı-Oktay ile Eyşan'ın Yatak Odası/İç/Gece: Oktay öfkeli aynı zamanda çok üzgündür. Eyşan kocasını sakinleştirmeye çalışır.
Oktay: Babam hiçbir zaman beni sevmedi. Hep şu Sabiha'dan olan çocuklarına değer verdi. Yetmedi şu şoför olacak bozuntu bile benden kıymetli oldu.
Eyşan: Bak hayatım anneni dinleyerek ne iyi ettik demi. Babanı sattığın için hep vicdan azabı duyuyordun birde. Babanın sana verdiği kıymeti bugün gördün. O şoför neredeyse öldürecekti seni. O şirket senin hakkın. Senin projelerinle atılımlarınla bugün ki Düvenci İnşaat Şirketi oldu. O Sabiha hanıma ve çocuklarına mı kalsın. Sana ve senden de oğlumuz Yağız'a kalacak.
Oktay: O şoför bozuntusu görecek. Bu burada bitmedi.
Eyşan: Planımız tıkır tıkır işliyor. Baban yakında tutuklanır. Şirket tamamen sende olur. Senden de yavrumuza. Sahne 5: Düvenci Konağı-Feridun ile Sabiha'nın Yatak Odası/Dış/Gece: Feridun masada evrakları incelerken Sabiha gelir.
Sabiha: Hayatım... Uyumuyor musun?
Feridun: Şu evraklara göz atıp geliyorum. Canım...
Sabiha: Bu şoförümüze gereğinden fazla imtiyaz tanımıyor musun sence?
Feridun: Abisi kızımızın canını yaktı. İyi yaptı.
Sabiha: Oktay'ın Fuşya'ya yaptığı davranış benimde hiç hoşuma gitmedi ama babası olarak bunun cezasını kesmek sana kaldı. O şoföre değil. Ayrıca kızımın şoför ile fazla yakın olması beni rahatsız ediyor.
Feridun: Sabihacım biliyorsun Fuşya'nın henüz ehliyeti yok. Toplu taşımalarla sürünmesin kızım diye mecbur her yere şoförle gidip gelmek zorunda.
Sabiha: Fuşya'ya Celal beyi ver o zaman sen al Batur'u yanına.
Feridun: Hayatım... Kızımız Batur ile güvende. Kızımızın hayatını kurtardı bir kere. Unuttun mu? Batur dövüş sporlarını da bildiği için kızımıza zarar vermek isteyen olursa hakkından gelebilir. Celal korkağın teki. Adamlar geldiği anda daha kızımıza dokunmamışken korkudan fenalaşıp kalp krizinden ölür. Merak etme! Batur iyi birisi ondan zarar gelmez. Sahne 6: Batur'un Evi-Balkon/İç/Gece: Batur, evinin balkonunda sigara içerken kara kara düşünür. Bir yandan Fuşya'yı diğer yandan kalbini kırdığı Pelin'i düşür. Bu sırada telefonuna mesaj gelir. Mesaj Fuşya'dan dır. Fuşya: Kızmadın bana değil mi? Babama sevgili olduğumuzu diyemediğim için. İşinden olmanı istemedim. Batur: Yok meleğim ben sana kızabilir miyim hiç. Fuşya: Uygun zamanda ama babama itiraf edeceğim. Seni sevdi de bence anlayışla karşılar. Batur: Hiç sanmıyorum canım. Kızının bir şoför ile olmasını istemez. Fuşya: Ama işinden de olmanı istemem. Batur: İnan o umurumda değil. Fuşya: Benim umurumda. Batur efkarla sigarasını içmeye devam eder. Kendi kendine düşünür.
Batur: Polis olduğumu itiraf etsem mi ki? Şimdi olmaz ama riskli babasına derse sonu kötü olabilir. Babasına da baya düşkün. Onun hapse girmesini de hiç istemez. En iyisi cinayeti çözdükten sonra her şeyi itiraf etmek. Bu sırada kapı çalar. Hemen kapıyı açmak için kalkar. Sahne 7: Batur'un Evi-Evin Girişi/İç/Gece: Batur kapıyı açar. Gelen Cansel'dir.
Cansel: Kankam ben geldim.
Batur: Hoş geldin kankam. Geç bakalım. Sahne 8: Batur'un Evi-Balkon/İç/Gece: Cansel balkona girer girmez ilk dikkatini kül tablasındaki bir sürü sigara izmariti çeker.
Batur: Kolun nasıl oldu?
Cansel: İyi. Yani kolumu hareket ettirebiliyorum. Evde dur dur sıkıldım. Yarın başlayayım dedim. Operasyonlara gidemeyecek olsam da merkezde çalışırım dedim. Beni bırak da efkarlı zamanımızdayız sanırım. Cansel hemen kutudan bir sigara çıkarıp yaktığı gibi boş sandalyelerden birine oturduktan sonra Batur da karşısına oturur.
Cansel: Nisanur değil mi? Hala onu düşünüyorsun. Kanka kız evli çocuğu var. 7 yıl boyunca aralıksız olarak onu düşünüp kendine eziyet edip duruyorsun. Sende takıntı oldu...
Batur, Cansel'in sözünü keser.
Batur: Nisanur değil.
Cansel: Yoksa Meltem teyzeme mi bir şey oldu hasta mı?
Batur: Çok şükür o da iyi.
Cansel: Ablan... Kız kardeşin?
Batur: Ailemdeki herkes iyi şükür. Onlara bir şey olmadı.
Cansel: O zaman nedir? Batur da bir sigara yakıp konuşur.
Batur: Aşk ama Nisanur değil. Başkası?
Cansel: Kimmiş bu kız? Batur olanları Cansel'e anlattıktan sonra Cansel dehşet içinde dinler.
Cansel: Kankam... Bu olamaz!
Batur: Oldu işte. Fuşya benim şoför olduğumu düşünüp seviyor. Parasız fakir olduğumu zannedip kabul etti beni.
Cansel: Kankam... Bu kız daha on dokuz yaşında. O yaşta mantığı geri planda kalıp hep duygularıyla hareket eder. Biliyorsun. Duyguları değişken olur. Yarın gidip başkasını severse.
Batur: Ben Fuşya'nın aşkına güveniyorum. Babam izin vermezse kaçarım bile dedi. Nisanur'un cesaret edemediği şeyi. Üstelik şoför ve fakir zannederek.
Cansel: Damarlarının deli aktığı dönemler ama dediğim gibi. Ayrıca kıza polis olduğunu Fatih'in katilini yakalamadan itiraf edemezsin.
Batur: Zaten ondan sonra itiraf etmeyi düşünüyorum.
Cansel: Babası katil çıkarsa ve onu tutuklayıp hapse atarsak ne olacak? Kızın aşkı devam edecek mi sana? Babasını hapse attığın için ölene kadar nefret edecek belki senden.
Batur: Feridun beyi tanıdım. Çok iyi bir insan ayrıca iş ahlakı yüksek birisi. Onun yapabileceğini düşünmüyorum.
Cansel: Elimizdeki deliller onu gösteriyor ama. Ayrıca iyi insanlarda yanlış davranışlarda bulunabilir. Ani öfkeler. Sende bunları farkındasın ondan bir türlü Feridun beyin telefonunun bilgilerini getirmedin değil mi? Feridun katil olursa Fuşya üzülecek diye. Okan amirin kulağına giderse yandın sen. Ayrıca adamı ne kadar oyalayacaksın. Feridun'un verilerini istedi senden.
Batur: Çok çıkmazdayım. Cansel... Ne yapacağımı bilmiyorum. Umarım Feridun değildir.
Cansel: Okan amirin kulağına gitmemeli.
Batur: Pelin diyebilir. Kızın kalbini kırdım.
Cansel: Pelin sağlam kızdır merak etme.
Batur: Onu da üzdüm.
Cansel: Senin suçun yok. Kankam... Senin kalbin bu sonuçta.
Sahne 9: Düvenci Konağı/Dış/Gündüz: Batur arabanın önünde beklerken karşıdan gelen Fuşya'yı görmesiyle mutlu aşk dolu şekilde birbirlerine bakıp birbirlerini ısıtacak sıcaklıkta birbirlerine bakıp gülümserler. Batur şoförün yanındaki oturma yerinin kapısını mutlu şekilde açarken Fuşya tam oturmak üzereyken Sabiha gelir oturur. Fuşya ile Batur şaşkınlıkla Sabiha'ya bakarlar.
Fuşya: Anne... Hayırdır?
Sabiha: Alışveriş yapmaya gideceğim. Kızım... Seni okuluna bıraktıktan sonra beni de AVM'ye götürür değil mi şoförümüz.
Batur: Efendim kocanız beni şirkete çağırıyordu ama.
Sabiha: Yolda haber veririm benimle olacağını hiç merak etme. Haydi gidelim. Fuşya da üzgün bir şekilde arka koltuğa oturur. Sahne 10: Okul/Dış/Gündüz: Fuşya üzgün bir şekilde okula doğru yürür.
Fuşya: Of! Anne ya! Serhat yanına gelir.
Serhat: Fuşya...
Fuşya: Ne var? Serhat... Serhat ne diyeceğini nasıl konuşacağını bilmez haldedir.
Fuşya: Seni hiç çekemem şimdi. Fuşya tam arkasını dönüp gitmek üzereyken Serhat konuşarak onu durdurur.
Serhat: Ahmetcan'ın sana ne yaptığını biliyorum. Fuşya bunu duyar duymaz Serhat'a bakakalır.
Fuşya: Neden bahsediyorsun?
Serhat: Neden bahsettiğimi biliyorsun. Fuşya bak. Şikayet etmen gerekiyor. Cezasını çekmeli. Böyle eli kolu serbest dolaşmamalı. Fuşya sinirle tebessüm eder.
Fuşya: Şaka mısın? Yediğin içtiğin ayrı gitmemiş adamın hapse mi girmesini istiyorsun? Bir oyun peşindesiniz demi Ahmetcan ile işbirliği yaptınız.
Serhat: Ben Ahmetcan'ın böyle biri olduğunu bilmiyordum. Bilseydim böyle şeylere izin vermezdim inan. Burak abi çıksın onunla da konuşacağım.
Fuşya: Burak abin bir şey yapmaz. Ahmetcan'ın pisliklerini temizler emin ol.
Serhat: Fuşya... O zaman sen git şikayetçi ol. Lütfen daha fazla kız zarar görmesin.
Fuşya: Yapamam.
Serhat: Yapmalısın. Fuşya'nın gözünden yaşlar akar.
Fuşya: Yapamam lütfen.
Serhat: Fuşya ama.
Fuşya: Gelme üzerime yapamam. Fuşya ağlayarak arkasını dönüp giderken Serhat vicdan azabı duyan halde kalakalır. Sahne 11: AVM-Park Yeri/Dış/Gündüz: Batur arabayı uygun yere park eder. Önce kendi iner. Sonra Sabiha'nın kapısını açar. Sabiha da indikten sonra kapıyı kapar.
Sabiha: Gel benimle.
Batur: Efendim benim ne işim var alışveriş merkezinde. Sabiha içinden konuşur:
Sabiha: Aklınca kızıma gideceksin değil mi? Ben kızımı bir şoför parçasına yar olması için doğurmadım.
Sabiha: Alışveriş poşetlerimi taşıyacaksın? Ben mi taşıyacağım o kadar poşeti.
Batur: Peki efendim. Sahne 12: Okul-Sınıf/İç/Gündüz: Fuşya sınıfta boş bulduğu sıralardan birine oturmuş çizim defterinde çizim yaparken Dicle gelip yanına oturur.
Dicle: Kanka... Günaydın
Fuşya: Günaydın
Dicle: Kankam bozuk musun bana? Bak gerçekten de amacım seni üzmek değildi.
Fuşya: Biliyorum önemli değil. Serhat ile yemeğin nasıldı?
Dicle: İyiydi. Ondan hoşlanmıyorsun biliyorum ama. Gerçekten iyi çocuk. Keyifli vakit geçiriyoruz. Gerçi bu sabah biraz tuhaftı.
Fuşya: Ne oldu ki?
Dicle: Sanki böyle bir suç işlemişte vicdanı sızlıyor gibiydi. Sorsam da demek istemedi.
Fuşya: Benimde sana itiraf etmek istediğim bir şey var.
Dicle: Nedir?
Fuşya: Ben ve Batur sevgili olduk. Bunu duyan Dicle şaşkınlıkla bakar.
Dicle: Fuşya'cım yakışıklı çocuk, hoş çocuk, karakteri de iyi ama biliyorsun ki.
Fuşya: Şoför ve parası yok değil mi?
Dicle: Yani kızım.
Fuşya: Her şey para mı ya?
Dicle: Her şey olmasa da çoğu şey para biliyorsun ki. Ayrıca iş kadını olduğunda iş arkadaşlarına kocam şoför diye mi tanıtacaksın?
Fuşya: Emeğiyle para kazanıyor asla utanacağım bir şey değil. Hatta gurur duyacağım bir şey.
Dicle: Onu da geçtim peki senin alıştığın bir hayat düzeni var. O sana alıştığın hayat düzenini veremez ki.
Fuşya: Ben onu çok seviyorum. Sadece onunla olmak kollarında beni ölene kadar hapsetsin istiyorum. Alıştığım hayat düzeni hiçbir şey umurumda değil.
Dicle: Ay sen çok fena aşık olmuşsun.
Fuşya: Aynen öyle oldu.
Dicle: Ailen onu hayatta kabul etmez.
Fuşya: Etmezse kaçarım onunla.
Dicle: Kızım cidden sen aşk sarhoşu olmuşsun.
Fuşya: Onu seviyorum. Onunla olmak için ne gerekiyorsa yaparım. Hayatım boyunca hep onun gibi erkeğin hayalini kurdum.
Dicle: Umarım mutlu olursunuz kanka. Ne diyebilirim ki.
Fuşya: Çok teşekkür ederim. Öğretmenin sınıfa girmesiyle ders başlar. Sahne 13: AVM/İç/Gündüz: Sabiha girdiği her mağazadan beş-on poşet alıp Batur'a verir. Batur'un iki kolu poşet dolduğu yetmezmiş gibi iki kolunun üzeri poşet yığını olmuş önünü görmez haldedir. Gelen geçen gülerek Batur'a bakar. Sabiha da bakıp gülüyordur. İçinden konuşur:
Sabiha: Kızımla sürtmek neymiş gör bakalım. Önünü görmeden yürüyen Batur önündeki çöp kutusu poşetine çarpıp yere düşürür. Etraftan görenler gülümseyerek bakarlar. Sabiha da güler.
Batur: Efendim... Kaza bela olmadan gitsek artık. Mağazaları boşalttınız sayenizde kimseye alacak bir şey kalmadı.
Sabiha: Sana ne? Ne istersem alırım. Para benim değil mi? Batur sessiz şekilde konuşur:
Batur: Kocanın
Sabiha: Bir şey mi dedin?
Batur: Yok efendim.
Sabiha: Daha benim alacaklarım bitmedi.
Batur: Bari bunları arabaya yerleştirip öyle geleyim.
Sabiha: Poşetleri arabaya koy gel o zaman.
Batur: Birde sigara içebilir miyim dışarda?
Sabiha: Hayır! Yanımda sigara kokan birini istemem. Çok rahatsız olurum. Allahtan ailemde kimsede öyle pis akışkanlık yok. Fuşya ile birlikte böğürtlenli sigara içtiği aklına gelen Batur sadece sırıtır.
Sabiha: Haydi koy yerleştir şunları da. Daha alacağım şeyler var. Batur söylenerek zar zor yürürken çarpıştığı insanlardan tek tek özür diler. Sahne:14 Emniyet Müdürlüğü-Okan'ın Odası/İç/Gündüz: Okan ile Cansel; Pelin'in attığı ses kaydını dinlerler.
Cansel: Bu ses kaydı Oktay ile Eyşan'ın odasından mı geliyor?
Okan: Öyleymiş. Pelin hep çalışıyor ediyor. Batur ne yapıyorsa anlamış değilim. Adamdan basit bir iş istedik onu bile yapamadı daha. Onunla külahları değişeceğiz böyle giderse. Arkadaşını uyar da. Cansel'in mahcup bir şekilde baktığını gören Okan ona bakar.
Okan: Sen neden öyle bakıyorsun? Bir şey biliyorsun da susuyor gibisin.
Cansel: Yok amirim bende bilmiyorum ki. Ses kaydını Batur'a da atıyorum hemen. Oktay'ı da dikkatle izlesin.
Okan: Bir işe yaramaya karar verdiyse beyefendi. Sahne 15: Okul/Dış/Gündüz: Fuşya, Batur'u görme umuduyla mutlulukla arabaya doğru giderken diğer şoför Celal'i görür görmez hayal kırıklığına uğrar.
Fuşya: Celal amca...
Celal: Fuşya hanım bugün sizi benim almam söylendi.
Fuşya: Gerek yok. Celal amca gidebilirsin. Bugün arkadaşlarımla takılacağız.
Celal: Peki o zaman. Fuşya mutsuz hayal kırıklığına uğramış halde yürürken el ele dolaşan Dicle ve Serhat'a denk gelir.
Dicle: Kanka... Eve gitmiyor musun? |
0% |