@senaryoyazankiz94
|
Sahne:1 Düvenci Konağı-Fuşya'nın Odası/İç/Gündüz (Devam): Oktay içinden kendi kendisine konuşur.
Oktay: Onlar hep kıymetlin zaten. Onlara dokunmazsın bile. Oktay öfkeyle sorar.
Oktay: Peki Fuşya'nın o şoför parçasının kucağında ne işi vardı?
Sabiha: Ben taşıyamayacağıma göre mecbur. Bende meraklı değilim o herifin kızımı taşımasına ama mecbur kaldım. Feridun kızının yanına gidip ona sıkıca sarılır.
Feridun: Yavrum neden böyle bir şey yaptın? Ya sızıp kaldığında seni kurtaracak kimse olmasaydı. Oktay iyice sinirlenir.
Oktay: Ceza yok mu? Kızını şımartmaya devam mı? Feridun'un sesi yükselir.
Feridun: Kızım hala amcasının kaybını atlatamadı. Ona üzülüyor. Değil mi kızım? Fuşya evet anlamında başını sallayıp ağlamasıyla Feridun kızına sarılır.
Feridun: Canım yavrum benim. İnan bana ben de hala atlatamadım. Oktay kıskançlık dolu bir şekilde bakar.
Feridun: Bir daha lütfen senden rica ediyorum dışarda böyle kendinden geçecek kadar içme.
Fuşya: Söz veriyorum baba. Bir süre sonra Fuşya'nın kardeşi Uraz gelir. Ablasına sıkıca sarılır.
Uraz: Ablacım... İyi misin? Fuşya da kardeşine sarılır.
Fuşya: İyiyim ablacım iyiyim.
Uraz: Yağız dün rahatsızlandığını söyledi merak ettim.
Fuşya: İyiyim ablacım. Merak etme. Feridun da hemen iki çocuğuna sarılırken Sabiha da onlara sokulur. Bunu izleyen Oktay oldukça kıskanır.
Feridun: Haydi bakalım ailecek güzel kahvaltı yapalım.
Uraz: Baba... Kahvaltıdan sonra futbol çalıştırır mısın?
Sabiha: Oğlum babanın işleri vardır.
Feridun: Oğlum benim çalışırız tabi. Oktay kıskanarak izlemeye devam eder. Sahne:2 Düvenci Konağı-Bahçe/Dış/Gündüz: Evin dışında çocuklar için hazırlanmış futbol sahasında Feridun oğlu Uraz ve torunu Yağız'ı çalıştırırken evin hanımları (Fuşya, Eyşan ve Sabiha) onları izlerler. Oktay da uzaktan kıskanç dolu şekilde bakıyordur.
Uraz: Haydi maç yapalım.
Sabiha: Oğlum baban yoruldu. Yeter artık! Yağız babasına seslenir.
Yağız: Baba! Haydi sen gel maça. Oktay hemen oğlunun yanına gelir. Feridun'un gözü ise Batur'u görür görmez ona seslenir.
Feridun: Batur oğlum!
Batur: Buyurun efendim!
Feridun: Gel bakalım. Sende benim oğlumla takım ol. Batur oldukça şaşırır.
Batur: Futbol mu oynayacağız.
Feridun: Aynen evladım. Yorgunum bende dinleneyim biraz. Feridun da hemen boş bulduğu yere oturur.
Uraz: Haydi Batur abi! Yenelim onları!
Batur: Yeneriz! Batur ile Uraz çak yaparlar. Uraz'ın Fenerbahçe formasını gören Batur mutlu olur. Yağız'ın üzerinde ise Galatasaray forması vardır.
Batur: Haydi gösterelim onlara sarı kanaryanın gücünü!
Uraz: Gösterelim Batur abi. Oktay ise oğluyla çak yaptıktan sonra maç başlar. Fuşya kardeşiyle Batur'u izlerken mutlu olur. Tatlı tatlı göz temasları Batur'un her gol atınca coşkuyla sevinmesi Eyşan'ın dikkatini çekip Sabiha'ya fısıldar.
Eyşan: Senin kızın şoförle resmen flört ediyor baksana. Nasıl bakışıyorlar. Sabiha öfkeyle kızını dürtmesiyle Fuşya, Batur'a bakmayı bırakır. Oktay ise Batur'a olan öfkesinden ona sertçe çelme takıp onun yere düşmesine neden olur. Yağız, Feridun ile Uraz merakla yanına giderken Fuşya da tam gitmek üzereyken Sabiha elinden tutup engel olur.
Sabiha: Kız otur oturduğun yerde.
Fuşya: Merak etmiştim sadece.
Sabiha: Etme! Sana ne şoförden ayrıca.
Feridun: Batur evladım iyi misin?
Uraz: İyi misin? Batur abi... Batur ayağa kalkar.
Batur: İyiyim merak etmeyin.
Feridun: Baktıralım ciddi bir şey varsa.
Oktay: Ufak bir darbeden ne olacak ya? Sanki üçüncü dünya savaşında gazi oldu. Batur ile Uraz el çırparlar.
Batur: Tebrikler çok iyisin. İlerde büyüdüğünde Fenerbahçe seni kapar. Bunu duyan Sabiha sinirlenir.
Sabiha: Benim oğlum inşaat mühendisi olacak. Babasının işini yürütecek. Boş beleş işlerden uzak olacak. Oğlumun kafasına saçma sapan fikirler sokma. Lütfen! Batur içinden konuşur.
Batur: Zaten çocuğun ne istediğinin ne önemi var ki? Eyşan da içinden konuşur.
Eyşan: O şirketi rüyanda görürsün artık Sabiha. Tamamen kocamın olduğunda sen ve çocukların avcunuzu yalayacaksınız.
Uraz: Evet babamın şirketinin başına geçeceğim ama tek başıma değil Yağız ile birlikte yöneteceğiz.
Yağız: Aynen abi kardeş olarak beraber yöneteceğiz.
Batur: İnşallah! İki kardeş en doğru şekilde yönetirsiniz şirketi.
Feridun: Sizinle gurur duyuyorum çocuklarım benim. Eyşan hemen oğlunu çağırır.
Eyşan: Yağız!
Yağız: Efendim anne!
Eyşan: Yanıma gelir misin? Yağız annesinin yanına gider.
Eyşan: Oğlum Uraz ile birlikte yönetmeyi unut! Sen tek başına yöneteceksin.
Yağız: Neden ama anne? Uraz abiyi çok seviyorum. Tek kötü tarafı Fenerli olması o olmasaydı iyiydi ama onun dışında... Eyşan, oğlunun sözünü keser.
Eyşan: Uraz abin gözüktüğü gibi biri değil. Aslında yalan söylüyor seni o şirkette istemiyor.
Uraz: Nasıl ama? Eyşan, oğlunun yanaklarını okşar.
Eyşan: Daha küçüksün oğlum ama maalesef insanlar hep böyle kandırıcı olur. Büyünce anlayacaksın. Bu sırada Oktay'ın annesi Feridun'un ilk eşi Nazan gelir. Yağız büyük mutlulukla babaannesine sarılır.
Yağız: Babaannem gelmiş.
Nazan: Fındık kurabiyem benim Nazan torununu severken Oktay ile Eyşan yanlarına gider. Sabiha'nın yüzü düşer.
Sabiha: Geldi şu yelloz yine.
Fuşya: Deme öyle anne! Oktay abim annesi, Yağız'ın da babaannesi onları görmeye hakkı var.
Sabiha: Ne demeyim kızım? Onun yüzünden Oktay abin bana düşman oldu. Beni yuva yıkan kadın gösterdi. Oysa ben babanla tanıştığımda zaten ayrı yaşamaya başlamışlardı. Bana düşman olsun ama senle kardeşine de düşman olması beni üzüyor.
Fuşya: Oktay abim çocuktu öyle ya da böyle. Her çocuk anne ve babasını bir arada görmek ister.
Sabiha: Hayır boşandılar da kadın ortada mı kaldı? Her ay 35 bin nafakasını alıyor. Baban kadının üzerine dayalı döşeli villa yaptırdı. Sahne:3 Düvenci Konağı/Dış/Gece: Nazan arabanın önünde beklerken Batur arka kısımda saklanırken Eyşan gelir.
Nazan: Eyşan kızım... Çok güzel olmuşsun. Eyşan ciddi ciddi Nazan'a bakar.
Nazan: Kızım ne oluyor? Ne bu bakışlar?
Eyşan: Fatih amcamı sen mi öldürdün? Bunu duyan Batur hemen telefonunu alıp kayıt yapmaya başlar ve olayları dikkatle dinler.
Nazan: Eyşan... Neler diyorsun?
Eyşan: O gün pansiyondaydın. Gördüm seni. Batur kendi kendisine içinden konuşur.
Batur: Eyşan verdiği ifadeye göre o gün bütün gün evdeymiş. O da mı yalan dedi. Nazan ciddi tavırla konuşur.
Nazan: Senin öldürmediğin ne malum? Eyşan... Sende o gün oradaymışsın.
Eyşan: Bu saçmalık!
Nazan: Bence o kadar da saçmalık değil. Fatih'in ölümü baya işine gelir. Feridun ile miras davaları bir sürü olayları varken suç ona kalır. Düvenci İnşaat Şirketi de Oktay'a kalır. Baya işine yarar.
Eyşan: Sende aynı şeyi istiyorsun.
Nazan: Aynen ondan o çeneni kapalı tutuyorsun. Planımıza devam ediyoruz. Anladın mı beni? Eyşan'ın gözleri dolar.
Eyşan: Onu gerçekten öldürdün mü?
Nazan: Sil gözlerinin yaşlarını. Toparla kendini. Sinir etme beni. Bu sırada Oktay gelir.
Oktay: Hazırsanız gidebiliriz?
Nazan: Oğlum. Hazırız. Haydi gidelim. Oktay, gözleri yaş dolan Eyşan'a merakla bakarken Batur hemen bagaja girer.
Oktay: Eyşan iyi misin?
Eyşan: Gözüme toz kaçtı. Gidebiliriz. Sahne:4 Restoran/Dış/Gece: Garajın kapısını yavaşça aralayan Batur; Eyşan, Oktay ve Nazan'ın binaya giriş yaptığını görür görmez hemen saklandığı yerden çıkar.
Batur: Bazen kısa olsaydım keşke diyorum. Çektiği görüntüyü Okan'a göndereceği sırada Cansel'den mesaj görür.
Cansel: Kanka o gün Oktay'ın Fatih'in kaldığı pansiyona yakın benzinlikte görüntüsünü bulduk. Videoyu da görür. Batur'un iyice kafası karışır.
Batur: Eyşan katil olamaz. Onda birini öldürecek yürek yok. Ama neden yalan ifade verdi? Belki korkmuştur. Oktay ile Nazan birlikte mi yaptılar? Batur hemen ceketinden şapka ile gözlüğünü çıkartıp giydiği gibi restoranın girişine gelir. Görevli karşılar.
Görevli: Hoş geldiniz.
Batur: Hoş buldum.
Görevli: Rezervasyonunuz var mıydı? Batur hayır anlamında başını sallar.
Görevli: Efendim. Başka zaman gelseniz. Bugün doluyuz. Batur hemen polis kimliğini gösterir.
Batur: Önemli girmem lazım.
Görevli: Tabi buyurun. Sahne:5 Restoran/İç/Gece: Batur üçünün olduğu masayı görür görmez hemen arkalarındaki masaya geçip telefonundan ses kaydını açmak üzereyken Cansel'den bir mesaj daha gelir. Cansel: Kanka bilişim uzmanımız ne bulmuş baksana? O gün pansiyonun biraz uzağındaki sitenin ön kamerasından uzmanlarımız yakınlaştırdı görüntüleri Batur açar açmaz Oktay'ın Fatih'i kolundan tutup pansiyonun arka kısmına sürükleyerek itelediğini Nazan'ın ise merakla arkalarından gittiğini görür. Oktay tekme tokat bir şekilde Fatih'e saldırırken Nazan oğlunu yapmaması için tutmaya çalışıyordur fakat Oktay'ın durmaya niyeti yoktur. Annesinin önüne geçmesiyle öfkesi geçmeyen Oktay yumruğunu sertçe duvara geçirir. Sonunda annesiyle uzaklaşırlar. Fatih bir süre yerde baygın yatar. Batur'un kafası karışır.
Batur: Bu da neydi şimdi? Hemen ses kaydını açıp arka masayı dinlemeye başlar.
Nazan: Cevdet beyi ayarladın mı?
Oktay: Ayarladım anne.
Nazan: Mükemmel planımız tıkır tıkır işliyor. Bunun şerefine içelim. Nazan kadehini kaldırır. Oktay da kaldırmasıyla tokuştururlar. Eyşan ise bir yudum bile almamış haldedir.
Nazan: Kızım neden bize eşlik etmiyorsun?
Eyşan: İkinizde sarhoş olursanız arabayı kim kullanacak?
Nazan: İç kızım iç şoförlerden birini çağırırız ne olacak? Eyşan da hemen istemsiz şekilde onlara eşlik eder.
Oktay: Hayatım tabağındakiler duruyor neden bir lokma yemedin? Beğenmediysen başka bir şey söyleyelim.
Eyşan: İkinizin benden sakladığı bir şeyler var.
Oktay: Ne gibi?
Eyşan: O gün ikinizi Fatih amcamın kaldığı pansiyonun önünde gördüm. Oktay ile Nazan birbirlerine bakarlar.
Eyşan: Orada ne işiniz vardı.
Oktay: Biz sadece....
Eyşan: Sadece ne?
Nazan: Esas senin ne işin vardı?
Eyşan: Kocam o saatte evden çıkınca ister istemez merak ettim. Peşinden gittim.
Oktay: Beni mi takip ettin?
Eyşan: O gün olanları bana anlatacak mısınız? Oktay tam ağzını açacakken Nazan onu susturur.
Nazan: Senin meselen değil o gün ne olduğu küçük hanım.
Eyşan: Sizin katil olabileceğinize hiç inanmamıştım. Ama katil sizsiniz demek ki. İnanamıyorum size. Eyşan öfkeyle sofradan kalkarken Oktay'dan peşinden gidecekken Nazan engel olur.
Nazan: Dur oğlum şimdi. Karının sonra alırsın gönlünü. Şu meseleyi bir an önce halledelim. Cevdet beyden haber geldi mi?
Oktay: Geldi anne.
Nazan: Hadi gidip halledelim önce. Oktay ile Nazan oturduğu yerden kalkıp giderken Batur aldığı ses kayıtlarını Cansel'e atarak onları izler. Bir süre sonra o da peşinden gider. Sahne:6 Restoran/Dış/Gece: Oktay ile Nazan arabalarına biner binmez araba hareket eder. Batur da hemen bir taksi çevirip ona binmesiyle Oktay'ın arabasını takip etmeye koyulur. Sahne:7 Terk Edilmiş Depo/Dış/Gece: Taksi terk edilmiş deponun uzağında durur durmaz Batur hemen cebinden para verdiği gibi iner. Kapısından adamları izler. Oktay, Nazan ve bir sürü adam bir şeyler konuşuyordur. İçeriye tam nasıl girebileceğini düşünürken adamın biri gelir.
Oktay'ın Adamı: Hey sende kimsin? Tam Batur'a yumruk atacakken Batur yumruğunu havada yakalayıp kolunu bükerek karnına tekme geçirir. Adam hemen diğerlerine seslenir.
Oktay'ın Adamı: Burada biri var! Diğerleri de merakla gelir. Oktay, Batur'u görünce şaşırır.
Oktay: Bizim şoför bozuntusu. Ne yapıyorsun burada? Şoför değilsin değil mi? Oktay'ın 5 adamı birden saldırıya geçer. İki adam cebinden bıçak çıkarırken üç adam yumruklarını hazırlar. İki adamın bıçak saldırılarından kendini geri geri çekerken ona yumrukla saldıran adamlardan birinin yumruğunu yakalayıp bacağıyla karnına yumruk geçirirken diğer adamın üzerine iter. Diğer yumrukla saldıran adamın yumruğunu havada yakalayıp kolunu sertçe büktüğü gibi dirseğiyle vurarak müdahale ederken bıçak ile saldıran adamın koluna vurup bıçağını düşürmesine neden olup kafa geçirir. Diğer bıçakla saldıran adamın kolundan tutup bıçağın kendisine isabet etmemesini sağlamaya çalışır ve düşürmeye çalışırken yerden kalkıp saldıran iki adama tekmeleriyle müdahale eder. Diğer adama ise kolundan tuttuğu adamı üzerine iterek müdahale ederken Oktay iyice sinirlenir.
Oktay: Ulan beceriksiz herifler! Kaçınız bir adamla mücadele edemediniz. Hemen elektronik şok aletiyle Batur'a müdahale edip onu bayıltır. Adamlarına sinirli bir şekilde bakar.
Oktay: Haydi ne duruyorsunuz zincirleyin hemen. Sahne:8 Emniyet Müdürlüğü-Toplantı Salonu/İç/Gece: Okan, Cansel ve Pelin; Batur'u beklerler.
Cansel: Amirim Batur'un telefonuna ulaşamıyorum.
Okan: Şarjı bitmiştir belki.
Cansel: En son Oktay'ı takip ediyordu ama. Size gösterdiğim görüntü ve ses kayıtları vardı.
Okan: Bu Oktay ile Nazan'ı tutuklamak ilk işimiz. Yerleri hala tespit edilemedi mi?
Cansel: Yok amirim.
Okan: Sen Pelin? Feridun beyin çalışma odasının kilitli çekmecelerini inceleyecektin ne oldu?
Pelin: Şu Behçet olacak bahçıvan bozuntusu yüzünden nefes bile alamıyorum ki adam her yerde peşimde. Amirim...
Okan: Bana bahane sunma. Ne yap et incele oraları.
Pelin: Ama amirim ne yapabilirim ki?
Okan: Sen akıllı kızsın Pelin bulursun. Haydi size kolay gelsin. Okan kalkıp gider.
Pelin: Of ya of! Ne yapabilirim ki? Pelin bir süre Cansel'a bakarak düşünü.
Pelin: Buldum buldum.
Cansel: Ne buldun?
Pelin: Bahçıvan bozuntusunu kendimden nasıl uzaklaştıracağımı?
Cansel: Odunla mı döveceksin?
Pelin: Hayır saçmalama. Bir erkek kızın sevgilisi varsa o kızdan vazgeçer. Benimde bir sevgilim olmalı.
Cansel: Nerden bulacaksın hemen bir sevgili?
Pelin: Sen tabi ki de benim sevgilim olacaksın.
Cansel: Ay biraz romantik olsana. Böyle mi çıkma teklifi edilir? Çiçek alır çikolata alır insan bir. Ayaklarıma kapanır falan. Pelin kızar.
Pelin: Cansel!
Cansel: Tamam tamam kızma. Batur'a ulaşamıyorum şaka bir yana merak ettim. Başına iş gelmemiştir değil mi?
Pelin: Fuşya'sı ile aşk yaşamakla meşguldür eminim ki. O yer elması mesleğinden de önemli malum. Sahne:9 Düvenci Konağı-Fuşya'nın Odası/İç/Gündüz: Fuşya cam kenarında Batur'u beklemektedir. Sonunda dayanamayıp onu aramaya karar verir. Fakat telefonun defalarca çalınıp açılmaması onu iyice üzer. En sonunda onu beklerken uyuyakalır. Sahne:10 Terk Edilmiş Depo/İç/Gündüz: (Ertesi Gün): Batur eli kolu zincirle bağlı şekilde ayılırken Oktay gelir.
Oktay: Günaydınlar şoför beyimiz. Batur kendisine gelip ellerinin kollarının zincirle bağlı olduğunu fark eder etmez onlardan kurtulmak için çırpınırken Oktay pis pis sırıtır.
Oktay: Boşuna uğraşma oradan kurtulamazsın. Boyundan büyük işlere kalkıştın. Sonu senin için hiç iyi olmayacak.
Batur: Sen peki? Amcanı öldürdün suçu da babana kalır diye uğraştın değil mi? Neden bir şirket için. Oktay öfkeyle Batur'u tekmeler.
Oktay: Bilmiyorsun hiçbir şey bilmiyorsun. Benim derdim hiçbir zaman bir şirket olmadı. Tamam mı?
Batur: Konuşmalarınızı gayet de duydum. Babandan şirketi almak istiyordunuz. Bununla ilgili planlarınız var. Hırsın bu kadar gözünü kör etti. Öz babana tuzak kuracak kadar öz amcanı öldürecek kadar.
Oktay: Biliyor musun? Araştırıp sosyal medya hesabını inceletmesem gerçekten polis olduğuna inanırdım. Sahne:10 Emniyet Müdürlüğü-Bilişim Uzmanının Odası/İç/Gece (Görevden Bir Gün Önce): Batur ile Pelin görevleri için gerekli evraklarını almaya gelirler.
Bilişim Uzmanı: Komiserim sizler için öyle sosyal medya hesapları hazırladım ki kimse asla anlamayacak polis olduğunuzu hiç kimse. Bilişim Uzmanı ikisine de telefonlarını uzattıktan sonra sosyal medyalarını hayranlıkla incelerler.
Pelin: Gerçekten çok iyisin. Ben bile bir an komiser olduğumu unuttum.
Batur: Kesinlikle bende öyle. Sahne:11 Terk Edilmiş Depo/İç/Gündüz: (Şimdi) Oktay, Batur'a hırsla vurmaya devam eder.
Oktay: Derdin ne peki! Ne ha! Babamın gözüne girip daha iyi iş vermesi değil mi? Aklınca bu yaptığımız planı ona anlatıp gözüne gireceksin değil mi?
Batur: Babandan bu kadar mı nefret ediyorsun?
Oktay: Benden ondan değil o benden nefret ediyor. Beni hiçbir zaman sevmedi diğer iki evladı gibi. Batur bunu dinlerken eski anıları gözünde canlanır. Sahne:12 Bayraktar Ailesinin Evi-Salon/İç/Gece: (13 Yıl Önce) Batur'un polis akademisine başvurusunun kabul edildiği gündür. Bunu öğrenen babası Mehmet öfkelidir.
Mehmet: Nankör hain! Ben o şirketi canla başla kurdum. Ne büyük hayallerim vardı. Evlatlarımla yönetecektik.
Batur: Ya ben neden senin hayallerini gerçekleştirmek zorundayım? Benim başka bir hayalim olamaz mı?
Mehmet: Olamaz! Sen benim evladımsın! Evlat dediğin babaya itaat eder.
Batur: Yeter ya yeter ya! Ben reşit oldum. İstediğimi yapmakta özgürüm.
Mehmet: Ne diyorsun? Şerefsiz. Seni var ya. Mehmet öfkeyle Batur'un üzerine yürürken annesi Meltem ile ablası Billur ise onu sakinleştirmeye çalışırlar.
Meltem: Mehmet lütfen! Bennur duyacak şimdi.
Billur: Babacağım... Sonuçta ha avukat olmuş ha polis olmuş ne fark eder ki? Mehmet hala sinirlidir.
Mehmet: Eder eder! Ben bu şirkete yıllarımı verdim. Ne zorluklarla kurdum biliyor musunuz? Bunun yaptığı benim emeklerime resmen saygısızlık hiçe saymak demektir! Salonun kapısının arkasında ise Batur'un beş yaşındaki kardeşi Bennur olanları ağlayarak izliyordur. Onun ağlama sesini fark eden Meltem, Billur'a seslenir.
Meltem: Kızım kardeşini uzaklaştır mısın? Billur hemen kardeşinin yanına gider. Ona sarılarak onu o ortamdan uzaklaştırır.
Mehmet: Şimdi sana iki tane imkan sunuyorum. Ya yeniden sınava hazırlanıp hukuk kazanırsın yada bu evden hayatımızdan siktir olup gidersin! Sen hiç olmamışsın ölmüşsün gibi hayatımıza devam ederiz.
Batur: Öyle olsun baba. Gidiyorum. Batur kapıya doğru giderken Meltem yalvararak oğlunu durmaya çalışırken Mehmet bağırmaya devam eder.
Mehmet: O kapıdan çıkıp gidersen bir daha bu eve dönemezsin. Bunu bil. Batur kapıda önünde ağlayan annesine sıkıca sarılır.
Meltem: Oğlum lütfen!
Batur: Üzgünüm anne.
Meltem: Hayır gidemezsin. Bırakmıyorum seni.
Batur: Üzgünüm anne! Böyle olmak zorunda. Batur kapıyı açıp çıkarken Meltem yerlere yatarak ağlamaya devam eder. Mehmet ise sinirli şekilde konuşmaya devam eder.
Mehmet: Sen artık yalnızsın yalnız! Artık bir ailen yok! Bundan sonra bizim senin gibi oğlumuz yok! Bennur koşarak abisine seslenerek kapıdan çıkar:
Bennur: Abi... Billur da peşinden gider. Mehmet onlara da arkasından konuşur:
Mehmet: Son kez vedalaşın bakalım. Bir daha görüşmeniz yasak! Yerde ağlayan Meltem'e de seslenir.
Mehmet: Duydun mu beni kadın? Sende görüşmeyeceksin bir daha.
Meltem: Mehmet... Ne diyorsun o benim oğlum oğlum.
Mehmet: Bizim artık öyle bir oğlumuz yok! Zırlamayı bırak da yemek hazırla. Oturalım artık sofraya. Sahne:13 Bayraktar Ailesinin Evi/Dış/Gece: (13 Yıl Önce) Batur sokakta yürürken Bennur'un ona seslendiğini fark edince durur. Kardeşine sımsıkı sarılıp onu kucağına alıp sever. Bennur da ağlıyordur.
Bennur: Abi gitme!
Batur: Gitmek zorundayım. Prensesim. Ama merak etme tekrar geleceğim. Billur da üzgün bir şekilde onlara sarılır.
Batur: Bennur ile annem sana emanet abla. Sahne:14 Terk Edilmiş Depo/İç/Gündüz: (Şimdi)
Batur: Belki sandığından daha fazla ortak noktamız vardır. Benimde babamla aram iyi olmadı hiçbir zaman. Ama ben senin gibi ona böyle iğrenç bir tuzak kurmadım.
Oktay: Ben bu şirket için canla başla çalıştım. İşler kötü gittiğinde benim projelerim sayesinde yeniden düzene girdi. Ama o babam olacak adam ne yaptı? Bir şoföre bile bana verdiği değerden daha fazlasını verdi.
Batur: Amcanın suçu neydi peki? Onu öldürdün.
Oktay: Amcamı ben öldürmedim. Tamam mı?
Batur: Karın bile görmüş seni. Oktay öfkeyle Batur'a vurmaya devam eder.
Oktay: Sana onu ben öldürmedim dedim! Bu sırada Oktay'ın adamı gelir.
Oktay'ın Adamı: Oktay bey Oktay, Batur'a vurmayı bırakıp ona döner.
Oktay'ın Adamı: Efendim Cevdet Bey geldiler.
Oktay: Gelsin bakalım. Cevdet gelir.
Cevdet: Oktay bey istediğiniz gibi Hancı apartmanı inşaatına giden malzeme kamyonları az önce buraya geldiler. Yerlerine Betonarme kalitesi düşük olan malzemelerle dolu kamyonlar yola çıktı. Ayrıca apartman planını da izin verilen kat sayısından fazla çıkıldığı yönünde değiştirdik. Hepsinde de babanızın onayı var. Bu gün denetleme günü. Batur dehşet içerisinde bunları dinlerken Oktay sinsi sinsi güler.
Oktay: Güzel güzel!
Batur: Sen ne yaptığını farkında mısın? Baban hapse bile girebilir.
Oktay: Bir süre tutuklu kalacak ama cezası para cezasına çevrilir. Ve o zaman çıkacak ama çıktığında şirket çoktan benim olmuş olacak. Yönetim kurulundaki hiç kimse eminim ki bu kara lekeden sonra başta onu istemeyeceklerdir. Batur, Oktay'a iğrenerek bakmasını fark eden Oktay sinirlenip yumruğunu geçirirken Batur ona sertçe kafa atarak yere düşmesini sağladıktan sonra kahkaha atar.
Batur: Bak zincirlememe rağmen senden üstünüm. |
0% |