Yeni Üyelik
12.
Bölüm

Bölüm 9: Batur Şimdi Ne Yapacak?

@senaryoyazankiz94

Sahne:1 Terk Edilmiş Depo/İç/Gündüz (Devam):

Oktay öfkeyle Batur'un üzerine gidecekken bu seferde Cevdet engel olur.

 

 

Cevdet: Oktay bey buna vaktimiz yok. Gitmeliyiz.

 

 

Oktay: Bu burada bitmedi göreceksin sen.

Adamlara döner.

 

 

Oktay: Gözünüzü üzerinden sakın ayırmayın.

 

 

Oktay'ın Adamı: Emredersiniz. Oktay Bey...

Batur kolundaki bağlı zincirlerini ona bakan adamlara çaktırmadan yavaş yavaş çözmeye çalışır. Kollarını yavaşça çözebildikten sonra yavaşça bacaklarını da çözmek için uğraşırken adamın birinin geldiğini fark eder etmez hemen ellerini arkaya bağlıymış gibi getirir.

 

 

Oktay'ın Adamı: Susamışsındır. Su getirdim.

Şişenin kapağını açıp Batur'a doğru eğilir. Batur aniden adamın omzundan tuttuğu gibi sertçe yere yapıştırırken su şişesi de yere düşüp sular dökülür. Adam acıyla inlerken diğerleri de hemen gelir. Batur ayağa kalktığı gibi adamlar saldırıya geçerler. Başka geri geri yaparak saldırılara engel olmaya çalışır. Adamlardan birisi yumruk atacakken yumruğunu yakaladığı karnına tekme atıp diğer ona saldırmak üzere olan adama iter. Diğer iki adam da saldırırken aynı anda birine tekme ile diğerine yumruk ile karşılık verir. Adamın biri çakı çıkartıp Batur'a saldırırken Batur yine geri geri çekip saldırıyı savunmaya çalışırken kolunun bir kısmına çizik alır. Kanayan yerini bir iki saniye tuttuktan sonra adamın çakıyı tuttuğu kolundan tutarak adamın kolunu onun boğazına doğru sıkıca sarar. Boğazından tuttuğu adamı ona yumruk atmak üzere olan adama doğru çevirip boğazını tuttuğu adamın darbe almasını sağlarken ona saldıran adamlardan birine tekme ile diğerine ise yumruk ile yere serer. Elini boğazına doladığı adamın çakısını düşürüp onu yere iter. Adamlardan biri Batur'un kafasına silah dayar.

 

 

Silah Dayayan Adam: Eller yukarı

Batur iki elini yukarıya kaldırır kaldırmaz adam diğer adamlara seslenir.

 

 

Silah Dayayan Adam: Ne duruyorsunuz. Zinciri getirin bağlayalım.

Darbe yiyen adamlar yerlerinden zar zor kalkarken Batur ani hareket ile silah dayayan eli tuttuğu gibi adamı sertçe öne doğru fırlatıp silahı eline aldığı gibi ona yaklaşmakta olan adamlara doğrultur.

 

 

Batur: Eller yukarı

Adamlar ellerini yukarıya kaldırırken Batur tek tek silahı üzerlerinde dolaştırır.

 

 

Batur: Şimdi size soracağım soruya doğru cevap vereceksiniz duydunuz mu beni?

Adamlar çaresizce kafalarını sallarlar.

 

 

Batur: Şimdi sağlam malzemelerin olduğu kamyonet nerede?

 

 

Oktay'ın Adamı: Arka tarafta.

 

 

Batur: Güzel sen gel bakalım.

 

 

Oktay'ın Adamı: Ben mi?

 

 

Batur: Evet sen.

 

 

Oktay'ın Adamı: Ne istiyorsun?

 

 

Batur: Öncelikle zincirle arkadaşlarını tek tek.

Oktay'ın adamı yapmak istemese de Batur'un elindeki silahtan dolayı mecbur yapmak zorunda kalır.

 

 

Batur: Şimdi beni sağlam malzemelerin olduğu kamyonetlere doğru götürüyorsun.

Oktay'ın adamı önden Batur ona silah doğrultmuş halde arkasından yürür.

Sahne:2 Terk Edilmiş Depo/Dış/Gündüz:

Batur önünde adam ile yürürken Pelin, Cansel ve iki polis memuru arabayla onlara doğru gelir. Arkadaşlarını fark eden Batur orada durur. Önündeki adama talimat verir.

 

 

Batur: Bekle.

Adam durur. Cansel, Pelin ve polis memuru arabayı durdurup arabadan inerler.

 

 

Batur: Çocuklar...

 

 

Cansel: Kankam merhaba.

Pelin konuşmadan sessizce dururken gözü Batur'un bıçaklanmış koluna takılır.

 

 

Pelin: Koluna ne oldu?

 

 

Batur: Önemli değil ya. Ufak bir sıyırık.

 

 

Cansel: Kankam... Pansuman yapmamız lazım hemen.

 

 

Batur: Sonra yaparız. Benim acilen gitmem lazım.

 

 

Pelin: Enfeksiyon kapacak şimdi.

 

 

Batur: Peçete ile bastırım ya korkmayın. Esas söyleyin bana beni nasıl buldunuz?

 

 

Cansel: Telefonunu ve cüzdanını takside düşürmüşsün. Taksi durağına gittik. Taksiciden seni bıraktığı yerin konumunu aldık. O şekilde bulduk.

 

 

Pelin: Oktay ile annesi Nazan'a tutuklama kararı çıktı. Merkeze alacağız bakalım.

 

 

Cansel: Sen kanka? Oktay itiraf etti mi amcasını öldürdüğünü?

 

 

Batur: Hayır inatla onun ölümünde parmağı olmadığını dedi. Babası Feridun'a başka türlü tuzak kurmuş.

 

 

Cansel: Nasıl bir tuzak?

 

 

Batur: İnşaatını yapacağı apartmanın malzemelerini değiştirmiş Betonarme kalitesi düşük olan malzemelerle dolu kamyonetler göndermişler. Ve de izin verilen katsayısının üzerine çıkıldığına dair Feridun'un imzası olan proje mevcutmuş. Benim hemen oraya gitmem gerekiyor.

 

 

Pelin: Batur... Kafayı mı yedin sen? Bizim işimiz katili bulmak Feridun'u kurtarmak değil!

 

 

Batur: Görevimiz halkı ve mallarını koruyarak, suçu önleyerek ve tüm vatandaşlar için yaşam kalitesini artırarak yerel alanlarda kanun ve düzeni sağlamak. Burada bir suç işlenmeye çalışıyor Feridun beye karşı. Bunu önlemeliyiz.

 

 

Cansel: Okan amirime haber vermeliyiz. O ne diyorsa onu yaparız.

 

 

Pelin: Cansel haklı. Batur... Kafamıza göre iş yapamayız.

 

 

Batur: Amirime haber verecek vaktimiz yok. Bu işi bugün çözmeliyiz.

Batur'un rehin aldığı adam onların konuşmasını fırsat bilip yavaşça kaçmaya çalışırken bunu fark eden Batur silahla adamın omzunu vurur. Adam acıyla inler. Vurulan yerini tutar.

 

 

Oktay'ın Adamı: Ne yaptın?

 

 

Batur: Kan kaybından ölmek istemiyorsan hemen beni esas inşaat malzemelerin olduğu kamyonetlere götürüyorsun.

Önde vurulan yerini acıyla tutan adam ile Batur giderler.

 

 

Pelin: Geri zekâlı ya! Tam bir geri zekâlı! Bir yer elması yüzünden işinden olacak.

Bu sırada Cansel'in telefonu çalar. Arayan Okan'dır. Cansel görünce ne yapacağını bilemez.

 

 

Cansel: Okan amirim... Şimdi ne diyeceğim? Yok açamayacağım.

 

 

Pelin: Saçmalama aç.

 

 

Cansel: Ne diyeceğiz?

 

 

Pelin: Of! Bilmiyorum. Hayır Batur'u koruyacağız derken bizde işimizden olacağız.

Cansel korkarak telefonunu açar.

 

 

Cansel: Okan amirim...

 

 

Okan: Batur'u buldunuz mu?

 

 

Cansel: Bulduk amirim bulduk.

 

 

Okan: Umarım iyidir?

 

 

Cansel: İyi amirim gayet iyi. Merak etmeyin.

 

 

Okan: Şimdi sen hemen merkeze geliyorsun. Nazan ile Oktay'ın yerleri tespit edildi onları almaya gideceğiz. Batur ile Pelin ise konaktaki işlerini dönsünler.

Cansel rahatlar.

 

 

Cansel: Emredersiniz amirim.

Sahne:3 Hancı Apartmanı İnşaatının Önü/Dış/Gündüz:

Feridun, Oktay ve çalışanlar inşaat alanının önündeyken kamyonet o alana doğru yanaşıyordur. Herkes şaşkınlık içerisinde bakar.

 

 

Feridun: Bu da neyin nesi?

Kamyonetin içerisindeki şoför koltuğundan Batur inerken ile omzundan vurulmuş adam zar zor inerken Batur ona silahı doğrultmaya devam eder. Feridun anlamsızca bakarken Oktay tedirgin olur.

 

 

Feridun: Batur oğlum... Neler oluyor?

Batur silah doğrulttuğu adamı işaret ederek konuşur.

 

 

Batur: Feridun bey... Bu arkadaşın size anlatmak istediği bazı şeyler var?

Oktay'ın adamı korkudan ağlıyordur.

 

 

Oktay'ın Adamı: Feridun bey inanın benim suçum yok.

Ne yağacağını bilemeyen Oktay öfkeyle Batur'un üzerine yürür.

 

 

Oktay: Şoför bozuntusu yine ne işler peşindesin?

Feridun oğlunu durdurur.

 

 

Batur: Bir işler peşinde olan sensin Oktay. Ben değilim.

 

 

Oktay: Haydi oradan!

 

 

Feridun: Bir saniye. Neler oluyor bana anlatabilir misiniz?

Batur silah doğrulttuğu adamı işaret eder.

 

 

Batur: Bu arkadaştan dinleyin olanları.

Sahne:4 Okul/Dış/Gündüz:

Batur'dan haber alamayan Fuşya'nın morali oldukça bozuktur. Kendi kendisine söylenir.

 

 

Fuşya: Neredesin? Batur...

Sahne:5 Okul/İç/Gündüz:

Fuşya üzgün şekilde okul binasından içeriye girdiği anda Ahmetcan ile Merve'yi dudak dudağa öpüşürken görür. Ahmetcan adeta Merve'yi aç bir köpek gibi öpmektedir.

Bunu gören Fuşya, Ahmetcan'ın kendisine yaptıklarını hatırlayıp korkuyla titrer. Uzaktan onu gören Ahmetcan ile Merve öpüşmeyi bir süre bırakıp ona bakarlar.

Ahmetcan ile göz göze gelen Fuşya korkarak arkasını döndüğü gibi koşarken Merve zafer kazanmış edasıyla gülümserken elini Ahmetcan'ın omzuna atıp konuşur.

 

 

Merve: Ezik bizi nasıl kıskandı görüyor musun?

Ahmetcan, Merve'nin dudağına yapışmaya devam ederken Merve kendini geri çeker.

 

 

Merve: Dersim vardı. Derse gitsem.

Ahmetcan, Merve'nin yüzünü elleyerek konuşur.

 

 

Ahmetcan: Boş ver güzelim dersi şimdi. Seni özledim. Yemekhane boştur. Gel orda takılalım birazcık. Ne dersin?

 

 

Merve: Önemli bir dersim vardı ama.

Ahmetcan, Merve'nin yanaklarına dokunup saçlarını koklar.

 

 

Ahmetcan: Seni çok özledim ama. Beni kendinden mahrum mu bırakacaksın ilk günden.

 

 

Merve: İyi tamam gidelim o zaman.

Bunun üzerine ikisi birlikte yürürler.

Sahne:6 Okul/Dış/Gündüz:

Fuşya'nın o yaşadığı kötü anlar gözünde tek tek canlanıyordur. Yaşadığı ağır travmalar zehirli bir yılan akrep olmuştur onu sokar. Dondurucu soğukluk tüm vücudunu yavaş yavaş ele geçirirken tir tir titriyordur. Onu uzakta bu şekilde gören Serhat ile Dicle büyük bir merak içinde yanına gelirler. Dicle hemen arkadaşının iki yanağına dokunur.

Dicle: Fuşyacım... Neler oluyor?

Fuşya aniden bayılınca Dicle ile Serhat iyice tedirgin olur.

Dicle: Fuşya... Fuşya... Neler oluyor?

Serhat: Hastaneye götürelim hemen.

Sahne:7 Hancı Apartmanı İnşaatının Önü/Dış/Gündüz:

Feridun duydukları karşısında kan beynine sıçrar.

Oktay: Yalan! Bu şoför bozuntusu planladı hepsini. Amacı senin gözüne girip bu şirkette önemli bir mevkide olmak. Servet avcısı ne olacak.

Batur: Benim herhangi bir maddi beklentim yok. Ne şirkette herhangi bir pozisyon olarak ne de doğrudan para olarak.

Oktay: Bırak lan bu iyi temiz fakir ama gururlu adam ayaklarını. Bu ayaklar bana sökmez. Senin gibilerin çiğerini bilirim ben.

Oktay ile Batur tam birbirlerinin üzerine yürürlerken Feridun'un sesi yükselir.

Feridun: Yeter!

Bunun üzerine Oktay ile Batur; Feridun'a bakarlar. Feridun dikkatle Oktay'a bakarak konuşur.

Feridun: Proje planı almaya gittiğinde izin verilen kat sayının on iki olduğunu demiştin bana. Ama bu arkadaş izin verilen kat sayının sadece yedi olduğunu söyledi. O gün sen almıştın proje planı.

Oktay ne diyeceğini bilmez halde babasına bakar. Kekeleyerek konuşur.

Oktay: Fazla kattan zarar çıkmaz diye düşündüm zemini de uygundu.

Feridun öfkeyle Oktay'a tokat atar.

Feridun: Senin gibi evladım olmaz olsun! Sana yazıklar olsun!

Feridun, Oktay'a saldırırken Batur ve diğerleri Feridun'u tutmaya çalışırlarken üç tane polis arabasının gelmesiyle kavgayı bırakıp şaşkınlıkla arabalara bakarlar. Arabalar dururunca polis memurları aşağıya inerler. Ön öndeki arabadan Okan amir de iner. Yavaş yavaş Oktay'a doğru gider.

Okan: Oktay Düvenci... Tutuklusunuz.

Oktay şaşkınlık içerisinde bakakalır.

Oktay: Pardon yanlışlık var.

Polis memurları, Oktay'ı kelepçelerlerken Oktay direnmeye çalışsa da çabaları bir işe yaramaz.

Oktay: Beni ne ile suçluyorsunuz bari onu öğrensem.

Okan: Fatih Düvenci'yi öldürmekle.

Herkes şaşkınlık içerisindedir. Feridun da oldukça şaşkındır.

Oktay: Bu saçmalık!

Okan: Merkezde anlatırsınız.

Okan ile Batur göz göze gelseler de birbirlerini tanımıyormuş gibi davranırlar. Oktay polislerle giderken yaşadığı şoklara dayanamayan Feridun'un kalbi sıkışır. Eliyle kalbini tutarken çevresindeki insanlar merakla onu doğru gelir.

Batur: Feridun Bey... İyi misiniz?

Feridun, Batur'un omzunu tutar.

Feridun: Batur evladım... Oğlum nasıl böyle şeyler yapabilir?

Batur: Sizi hastaneye götürelim mi?

Feridun: Yok evladım gerek yok.

Batur: Bugün denetlemeye geleceklerdi. Ne oldu?

Feridun: Bazı sorunlar çıktı. Mahallenin sakinlerinden bazısı apartman yerine okul yaptırmak istiyordu ondan inşaat işi bir süre durdu. Ondan denetlemede olmadı. Ama yine de cidden sana ne kadar teşekkür etsem azdır.

Batur: Bende size karşı mahcubum. Yani baba oğlun düşman olmasını istemezdim.

Feridun, Batur'un omzuna vurarak konuşur.

Feridun: Benimle düşman olmayı seçen Oktay oldu. Sen sadece bana gerçekleri gösterdin.

Sahne:8 Hastane Odası/Dış/Gündüz:

Batur oraya doğru gelirken Dicle ile Serhat peşlerinde doktor ile odadan dışarı doğru çıkarlar. Onları görür görmez Batur merakla yanlarına gelir.

Batur: Dicle... Fuşya'nın nesi var.

Dicle, doktoru işaret ederek konuşur.

Dicle: Bizde onu öğrenmek üzereydik.

Serhat: Doktor bey... Arkadaşımızın durumu nedir?

Doktor: Çok ağır bir travma yaşamış. Yaşadıkları tamamen psikolojik.

Dicle: Yani ne yapmamız gerekiyor?

Doktor: Bir psikiyatrist desteği almanızı tavsiye ederim. Ailesine haber verin. Daha ileri şeyler yaşanmadan.

Batur hemen odaya girer.

Sahne:9 Hastane Odası/İç/Gündüz:

Fuşya yatakta uzanırken Batur'un gelmesiyle yattığı yerden kalkar. Oldukça öfkelidir.

Fuşya: Batur... Nerelerdesin? Nerde...

Batur'un yüzündeki yaraları fark eder etmez anında cümlesinin tamamını getiremeyip ona merakla bakakalır.

Fuşya: Batur... Ne oldu sana?

Batur: Beni boş ver esas sana ne oldu böyle?

Fuşya, Batur'un bıçaklanan yerini görünce iyice dehşete düşer.

Fuşya: Esas buraya ne oldu!

Eliyle o yere yakın yere dokunup okşarken Batur sevdiği kızın parmaklarına nazikçe dokunup bir süre okşadıktan sonra avcunun alıp yavaşça dudağına götürüp öpücük kondurur.

Batur: Yerim ben bunları.

Birbirlerinin gözlerinin içerisine aşk dolu şekilde bir süre baktıktan sonra Batur sevdiğinin nazikçe yüzünü okşar.

Batur: Benim masum orman meleğime kim nasıl kıydı?

Fuşya utanç içinde başını öne eğmesiyle Batur iki eliyle sevdiğinin yüzüne dokunup kendisine doğru çevirir.

Batur: Yavrum ne oldu?

Fuşya'nın gözünden yaş gelir.

Fuşya: Masum değilim ki masumiyetimi kaybettim.

Batur nazikçe sevdiğinin gözyaşlarını siler.

Batur: Biz ne konuşmuştuk? Benim ormanım doğam her zaman güneş açacak hiç solmayacak.

Fuşya: Sadece senin aşkına layık olmadığıma inanıyor...

Batur nazikçe Fuşya'nın ağzını kapatarak onun daha fazla konuşmasına müsaade etmez.

Batur: Sus! Ağzından sakın çıkmasın öyle şeyler. Yoksa ağzının ortasına çakarım bir tane ona göre.

Hemen sevdiği kıza nazikçe sarılıp saçlarını ve sırtını okşar.

Batur: Sen benim meleğimsin. Bunu hiçbir şey değiştirmez tamam mı?

Sevdiği kızın başına öpücük kondurup onu severek konuşmaya devam eder.

Batur: Sana bunları yaşatanı izin versen bulup geberteceğim ama.

Fuşya: Batur lütfen!

Batur: Meleğimi incitenin canını almaktan beter ederim var ya. Onu öldürmem için yalvarır sonunda.

Fuşya: Batur lütfen! İntikam istemiyorum. Hem zaten benim rızam vardı biliyorsun. Zaten Almandı belki dönmüştür oraya.

Batur iki eliyle sevdiği kızın yüzünü avcuna alıp gözlerinin içerisine bakıp konuşur.

Batur: Rızan olsa bile bu seni incitebileceği hakkına sahip olması anlamına gelmiyor. Ayrıca iste o pisliği hangi çöplükte olursa olsun bulup çıkartırım. İnan bana.

Fuşya'nın hayır anlamında başını sallaması üzerine Batur sevdiği kıza sıkıca sarılıp saçlarını nazikçe okşar.

Batur: Bu yumuşacık saçların...

Fuşya'nın yanaklarını iki avcunun arasına alıp yavaşça kendi yüzüne doğru çevirir büyük bir aşkla gözlerinin içerisine bakar. Fuşya da yüzünü okşayan onu her zaman koruyacak kadar güçlü olan ama bir o kadar da şefkatli hissettiği ellere dokunup dünyanın en mutlu kızı olur.

Batur: Bu boncuk boncuk bakan gözler var ya hep umutsuzluğa düştüğümde veya moralim bozulduğunda aklıma getiriyorum. Çünkü beni mutlu eden ve bana umut veren tek şey senin gözlerin bir mucizesin adeta güneş yeniden doğuyor. Bende sanki yeniden doğdum. Sen her şeyin en güzeline layıksın. Seni mutlu etmek korumak güvende tutmak için gerekirse canımı bile feda ederim.

Bunu duyan Fuşya'nın yüzü düşer. Onu seven bu güçlü şefkatli ellere öpücük kondurur.

Fuşya: Lütfen konuşma böyle.

Batur: Hoşuna gitmedi mi bebeğim.

Fuşya: Ölüm hakkında söylediklerin hiç hoşuma gitmedi. Sakın deme öyle şeyler bir daha lütfen. Seni kaybetme düşüncesi çok korkunç.

Batur, Fuşya'nın yanaklarını okşar.

Batur: Ama bebeğim belki bir gün...

Fuşya sinirli bir şekilde Batur'un sözünü keser.

Fuşya: Ya neden öyle konuşuyorsun şimdi?

Batur: Dünya'nın bin bir türlü hali var sonuçta.

Fuşya: Ya sana öyle konuşma dedim. Neden öyle konuşuyorsun?

Fuşya'nın gözlerinden yaş akmasına dayanamayan Batur nazikçe sevdiğinin gözlerindeki yaşları siler.

Batur: Özür dilerim. Çok özür dilerim. Lütfen ağlama!

Sevdiğinin nazikçe yanaklarını okşayıp ona sıkıca sarılıp sırtını sıvazlar.

Batur: Özür dilerim bebeğim. Kendimi sana nasıl affettirebilirim şimdi?

Fuşya sevdiği adamın güvenli kollarındayken onun kendisini hiç olmadığı kadar güvende hissederken onun huzur verici kokusunu doyasıya içine çekerken hiç olmadığı kadar kendini mutlu hisseder. Sevdiğinin yüzündeki yaralara ve bıçakla sıyrılan yerine yakın yere şefkatle dokunur.

Fuşya: Gel bakalım pansuman yaptıralım.

Batur: Gerek yok tatlım. Başıma ilk kez gelen şey değil.

Fuşya: Saçmalama lütfen. Mikrop kaparsa kötü olur.

Batur: Tamam bebeğim. Sen nasıl istersen öyle yapalım.

Fuşya: Birde neler oldu bitti bana anlatacaksın.

Batur: Tamam canım... Ama benimde senden isteklerim var.

Fuşya: Nedir?

Batur: Tedaviye başlamanı istiyorum.

Fuşya: Tamam tamam

Sahne:10 Emniyet Müdürlüğü-Sorgu Odası/İç/Gündüz:

Nazan sorgu odasında Okan ile Cansel tarafından sorgulanmaktadır.

Okan: Evet Nazan hanım... Sizi dinliyoruz.

Nazan: Avukatımız gelmeden konuşmayacağız. Bizi suçlayamazsanız.

Okan: Gayet de suçlarız. Feridun'a tuzak kurduğunuza dair elimizde ses kayıtlarımız mevcut. Ayrıca o gün oğlunuz Oktay'ın Fatih'i dövdüğüne dair şiddet görüntüleri elimizde.

Nazan şaşırır.

Nazan: Ne!

Okan: Oğluna cinayet suçunu yıkabilmemiz seni de işbirlikçisi olarak gösterebileceğimiz yeterince delil var elimizde inan.

Nazan: Bu saçmalık!

Cansel: Bence hiçte değil! Feridun'un şirketinin peşindeydiniz. Onun ölümü baya işinize gelirdi.

Nazan: O gün pansiyondaydık doğru ama onun ölümüne ben veya oğlum sebep olmadı.

Cansel: O zaman sizi dinliyoruz. Anlatın bize. O gün tam olarak neler oldu?

Sahne:11 Sokak/Dış/Gece (Fatih'in Öldürüldüğü Gün):

Rezzan ile Fatih şiddetli kavga ederken Nazan arabasıyla oraya doğru gelir. Arabasını durdurup uzaktan onları izler. Fatih, Rezzan'ı omzundan tutarken Rezzan sinirli bir şekilde kendisini çeker.

Fatih: Rezzan lütfen! Her şeyi düzelteceğim.

Rezzan avazı çıktığı kadar bağırır.

Rezzan: Fatih yeter! Hiçbir şeyin düzeldiği yok. Düzeltmeye çalıştıkça daha dibe batıyoruz.

Fatih'in gözlerinden yaş gelir.

Fatih: Rezzan çok özür dilerim!

Rezzan: Özür falan dileme artık yeter! Yirmi yıldır bekledim seni. Ama artık yeter.

Fatih: Rezzan çok uğraştım. Seni bu pislikten kurtarmak için abimden kaç kere para bile aldım.

Rezzan: Milletten para çalmak için uğraşacağına elin iş tutup para kazanmak için uğraşsaydın. Belki çalışıp biriktirdiğin paralarla kimsenin bizi tanımadığı bambaşka yere giderdik kendimize yepyeni bir hayat kurardık.

Fatih: Rezzan ben...

Rezzan: Sen ne Fatih? Sen çalışıp bir işe yaramayı sevmezsin değil mi? Hazır para yemek varken.

Fatih: Rezzan bu sefer değişti gerçekten de avukatım bana çok yardımcı oluyor. Sen ben kızımızı alıp yepyeni bir hayat kuracağız.

Rezzan: Sus sakın konuşma! Sana inanmıyorum. Senden bir bok olmaz!

Rezzan tam arkasını dönüp gidecekken Fatih elinden tutup onu durdurur.

Fatih: Rezzan!

Rezzan: Fatih bırak peşimi! Artık bitti!

Rezzan giderken Fatih duydukları karşısında yıkılır. Arabasından inen Nazan gelir.

Nazan: Fatih... Gel seni gideceğin yere bırakayım.

Fatih: Yok yenge teşekkür ederim. Kendim giderim.

Nazan: Lütfen! Israr ediyorum.

Bunun üzerine Fatih, Nazan'ın arabasına şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturur.

Sahne:12 Emniyet Müdürlüğü-Sorgu Odası/İç/Gündüz (Şimdi):

Cansel ile Okan; Nazan'ı dinlerler.

Cansel: Fatih ile Rezzan'ın kızı mı var?

Nazan: Bende ilk kez o zaman duydum. Bundan benimde haberim yoktu.

Okan: Nerde şimdi acaba?

Nazan: Ya yetimhanededir. Yada birine evlatlık vermişlerdir.

Okan: Bunu araştıralım. Cansel...

Cansel: Emredersiniz amirim....

Okan: Devam edin Nazan Hanım. Onu arabanıza aldınız. Sonra ne oldu?

Sahne:13 Pansiyonun Önü/Dış/Gece (Fatih'in Öldürüldüğü Gün):

Nazan, Fatih'i pansiyonun ön tarafına kadar getirir.

Fatih: Çok teşekkür ederim yenge.

Nazan: Biliyorsun ki yaklaşık yirmi yıldır yengen değilim. Abin beni boşadı.

Fatih: Abim tam bir aptalmış. Senin gibi güzel çekici bir kadının kıymetini bilemeyecek kadar.

Nazan: Böyle düşündüğün için çok teşekkür ederim.

Fatih tam arabadan inmek üzereyken Nazan elinden tutup onu durdurur.

Nazan: Üzülme! Rezzan için gerçekten çok çabaladın. Bunu görebiliyorum.

Fatih'in gözleri yaşlarla dolar.

Fatih: Rezzan haklı! İşe yaramaz adamın tekiyim. Belki çalışsaydım çabalasaydım onu bu kötü hayattan kurtarabilirdim. Ama ben ne yaptım hazır para yemeyi seçtim.

Nazan, Fatih'in yanağına dokunur.

Nazan: Kendini suçlama! Her insanın mutlaka zayıf noktası doğru yapamadığı şeyler oluyor.

Fatih bir süre Nazan'ın gözlerinin içerisine bakar. Bir süre bakıştıktan sonra dudak dudağa öpüşürler.

Sahne:14 Emniyet Müdürlüğü-Sorgu Odası/İç/Gündüz (Şimdi):

Okan: Yani sen ile Fatih?

Nazan: O gün birbirimize inanılmaz çekildik işte.

Sahne:15 Pansiyonun Önü/Dış/Gece (Fatih'in Öldürüldüğü Gün):

Oktay uzaktan annesinin arabasını fark eder.

Oktay: Annemin ne işi var burada?

Oktay arabaya doğru yanaşınca gördüğü manzara karşısında öfkeden deliye döner. Annesi, Fatih'in kucağındadır. Öfkeyle cama vurur. Oktay'ı fark eden Nazan ile Fatih anında birbirlerinden uzaklaşırlar. Oktay kapıyı açtığı gibi Fatih'i omzun tuttuğu gibi arabadan dışarı çıkarır.

Oktay: Ahlaksız ırz düşmanı seni!

Oktay, Fatih'in yakasından tutup pansiyonun arkasına doğru sürükleyerek onu döverken Nazan, oğlunu durdurmaya çalışarak peşlerinden gelir.

Nazan: Oktay! Oğlum lütfen yapma!

 

Loading...
0%